Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/161 E. 2019/721 K. 30.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/161
KARAR NO: 2019/721
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 20/02/2018
KARAR TARİHİ: 30/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’ın 16/10/2012 tarihli İstasyonlu Bayilik Sözleşmesine bianen davacı bayii olarak ticari faaliyetine başladığını, zamanla davalının bayilikten kaynaklanan borçlarını davacıya ödemede geçikmelere ve ödememeye başladığını, defalarca şirket yetkilileri tarafından ihtar edilmesine rağmen davalının bayilikten kaynaklanan ödeme yükümlülüklerini yerine getirmediğini, bu sebeple de bakiye 7.654,14 TL alacağın tahsili için davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi ikame edildiğini, davalının icra takibinde mündecip borca ve borcun tüm fer’ilerine haksız ve mesnetsiz itiraz ederek takibi durduğunu, taraflar arasındaki 16/10/2012 tarihli sözleşmenin 38. Maddesinde taraflar arasındaki uyuşmazlıkların hallinde İstanbul mahkemeleri ve icra müdürlüklerinin yetkili olduğu hususun akdedildiğini, davaya konu borcun para borcu olduğunu ve BK. 73 ve HMK 10.maddelerine bianen yetkili mahkeme ve icra daireleri alacaklının ikametgahı mahkeme ve icra daireleri olduğunu, davacı ile borçlular arasında imzalanan sözleşmelerin 24.maddesi gereğince taraflar arasında vuku bulacak tüm ihtilaflarda münhasıran davacının evrak, bodro, rapor, defter vesair kayıtlarının muteber olacağı, bu kayıt ve evraka hiçbir sebep ve suretle itiraz edilemeyceği bu defter ve kayıtların geçerli ve münhasıran kesin delil olacağını ve bu hükmün HMK 193.maddesindeki yazılı delil sözleşmesi niteliğinde olduğu hükmünün bulunduğunu belirterek borçlunun İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasına vaki itirazının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı cevap dilekçesine özetle; HMK gereği davalı olan şahsımın ikametinin bulunduğu … mahkemeleri yetkiliyken davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davacı tarafça delil olarak dayanılan sözleşmeden dolayı davacı şirkete herhangi bir borcunun kalmadığını, davacı şirket ile arasındaki sözleşmenin 2014 yılında sona erdiğini ve o tarihten bugüne kadar tarafına herhangi bir borç ihtarda bulunulmadığını,bu iddiadan haksız icra takibi ile bilgisinin olduğunu, davacı şirket ile bayilik sözleşmeleri sona erdiğinde herhangi bir borcunun olmadığının şirketçe tarafına bildirildiğini, bunun yanında şahsı tarafından işletilen… istasyonu kapatıldıktan sonra aynı tesisler üzerinde …Şti.ile…A.Ş arasında bayilik sözleşmesi yapıldığını ve … Şti.nin şahsının işlettiği istasyona ait borçları üslendiğini …A.Ş.e bildirdiğini, öncelikle yetki itirazının dikkate alınarak dosyanın yetkisizlik kararı ile reddine, işin esasına girilmesi halinde ise haksız yapılan icra takibine istinaden açılmış davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE
Dava itirazın iptali davasıdır.
Dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi olunmuş, düzenlenen 12/11/2018 tarihli raporda özetle; taraflar arasında 16/10/2012 tarihli İstasyonlu Bayilik Sözleşmesi ile bila tarihli Ariyet Sözleşmesinin imzalandığı, davalının davacının bayisi olduğu, aralarında temel bir ticari ilişkinin kurulmuş olduğu ve taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunduğu, bayilik sözleşmesinin davacı tarafından davalıya keşide edilen ve davalıya 15/02/2014 tarihinde tebliğ edilen …Noterliğinin 24/01/2014 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile davacı tarafından sözleşme süresinden önce tek taraflı olarak feshedildiği, davacının ibraz ettiği 2013-2014 yıllarına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırıldığı, defterlerin ve yardımcı kayıtların birbirini teyit eder usulüne uygun şekilde tutulmuş olduğu, ticari defter ve kayıtların sahibi lehine kesin delil vasfının bulunduğu, davacının davalı adına düzenlediği faturaların davacı ticari defter ve yardımcı kayıtlarında kayıtlı olup, davacının davalıdan cari hesap ilişkisi içinde 28/12/2017 takip tarihi itibarı ile 7.654,14 TL alacaklı gözüktüğü, davacı ticari defter ve yardımcı kayıtlarında 30/04/2014 tarihinden sonra davalı tarafından yapılmış bir ödeme gözükmemekte olup davalı tarafçada dosyaya herhangi bir ödeme belgesi ve makbuzu ibrazında bulunulmadığı, davalının cevap dilekçesinde iddialarına rağmen dava dosyasında dava dışı …Şti.ile davacı arasında imzalanmış sözleşme bulunmadığı gibi davalının borçlarının dava dışı işbu şirket tarafından üstlenildiğini, bunun da davacı tarafından kabul edilmiş olunduğunu gösterir davacının imzasını taşıyan herhangi bir sözleşme, protokol, borç devri metni ve ibraname de bulunmadığı, davacının 7.654,14 TL tutarlı cari hesap alacağını 4.816,47 TL bedelli otogaz satış faturasının ödenmemiş olan 1.180,81 TL.lik kısmı ile bedelleri ödenmemiş olan diğer 11 adette toplam 6.473,33 TL bedelli promosyon ve otomasyon sistem, şikayet yansıtma ve bakım faturaları oluşturduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin 24.maddesi ile tarafların ihtilaf halinde…nun defter ve kayıtlarının kati delil teşkil ettiğini delil sözleşmesi hükmünde olmak üzere kabul ettikleri, bayi kayıtları ile…kayıtları arasında mübayenet olması halinde …’nun kayıtlarına itibar edileceğinin belirtildiği, cari hesap alacağını oluşturan faturalar ayrı ayrı incelendiğinde, davacının davalı adına düzenlediği 3 adette toplam 5.687,71 TL bedelli otogaz, promosyon araba ve giyim faturalarının davacı tarafından davalıya tebliğ edildiğinin ve fatura konusu ürünlerin davalıya teslim edildiğinin davacı tarafından usulüne uygun olarak kanıtlanamadığı, davacının davalıya düzenlediği 6 adette toplam 3.354,19 TL tutarlı otomasyon ve iletişim, müşteri şikayeti yansıtma, cihaz bakım ve adaptör değişim faturalarının 24/01/2014 fesih tarihinden sonraki tarihleri taşıdığı ve fesih tarihinden sonra düzenlendiği, fesih tarihinden sonraki dönemi kapsadığı, sözleşme süresi içinde düzenlenmediği, ayrıca söz konusu faturaların davacı tarafından davalıya tebliğ edildiğinin ve fatura konusu ürün ve hizmetlerin davalıya teslim edildiğinin de davacı tarafından usulüne uygun olarak kanıtlanamadığı, dolayısı ile davacının davalı adına düzenlediği 9 adette toplam 9.041,90 TL tutarlı faturanın, davacının 7.654,14 TL tutarındaki cari hesap alacağından tenzil edilmesi gerektiği, yapılan tenzil sonucunda davacının davalıdan alacağının bulunmadığının anlaşıldığı belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ olunmuş, davacı vekili tarafından rapora karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunulmuş, dosya yeniden bilirkişiye tevdi edilerek davacı vekilinin beyan ve itirazları da nazara alınmak suretiyle ek rapor tanzimi istenmiş, düzenlenen 29/04/2019 tarihli ek raporda; davacı tarafın sözleşmenin 24.maddesi ile ihtilaf halinde davacının evrak, rapor, defter, vs.kayıtlarının muteber olacağı, bu kayıt ve evraklara hiçbir sebep ve suretle itiraz edilmeyeceği, bu kayıt ve defterlerin geçerli ve kesin delil olacağı, bu hükmün HMK.193 maddesindeki yazılı delil sözleşmesi niteliğinde olduğu, dolayısı ile cari hesaptaki tutarların aksini ispat külfetinin davalıda olduğu itirazı yönünden; Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 2012/6268 esas, 2012/17422 karar sayılı, 21/11/2012 tarihli kararı ile; “taraflardan birinin ispat hakkının kullanımını imkansız kılan veya fevkalade güçleştiren delil sözleşmeleri geçersiz olup davacının evrak, bordro, rapor, defter vs.kayıtlarının muteber olacağı, bu kayıt ve evraklara hiçbir sebeple itiraz hakkı bulunmadığını belirten delil sözleşmesi geçerli kabul edilemez” dendiği, davacının davalı adına fesih tarihinden önce düzenlediği 1,2,3 ve fesih tarihinden sonra düzenlediği 7, 8, 9, 10, 11 ve 12 sıra nolu faturaların davalıya tebliğ edildiği ve fatura konusu ürünlerin davalıya teslim edildiğinin davacı tarafından ispatlanamadığı, bu konudaki ispat yükünün faturaları düzenleyen davacı tarafa ait olduğu, davacı tarafın fesih tarihinden sonra düzenlenen faturalarla ilgili olarak 5015 Sayılı …Piyasası Kanunu ve bu kanuna binaen düzenlenen…Piyasası Lisans Yönetmeliğinde, her ne sebeple olursa olsun bayinin sözleşmenin feshi halinde 3 ay daha o bayiye dair EPDK.ya bilgi verilmeye devam edileceğinin düzenlendiği yönündeki izahatına
yönelik olarak, davacının bahsettiği …Piyasası Lisans Yönetmeliğinin Lisanansların Sona Ermesi ve İptalini düzenleyen 17.maddesinin d bendinin lisansların sona ermesini ve iptalini düzenlediğinin görüldüğü, diğer taraftan davacının sözleşmeyi …Noterliğinin 24/01/2014 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile tek taraflı olarak feshetmiş olup fesih ihtarnamesinin davalıya 15/02/2014 tarihinde tebliğ edildiği, davacının fesih ihtarnamesi ve tebliğ şerhini 24/02/2014 ve 28/02/2014 tarihli yazılarıyla …Piyasası Daire Başkanlığına bildirdiği, kök raporda sunulan tespit, yaklaşım ve hesaplamalarında herhangi bir değişiklik söz konusu olmadığı, davacının ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı bulunan faturalardan davacının davalıdan cari hesap ilişkisi içinde 7.654,14 TL alacaklı bulunduğu kabul edilerek de alternatifli olarak yapılan hesaplamaya göre; davacının davalıdan takip tarihi itibarı ile 7.654,14 TL asıl alacak, 3.080,14 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 10.734,73 TL alacaklı olacağı, asıl alacak tutarına tarafların tacir olması nedeniyle takip tarihinden itibaren %9.75 ve değişecek oranlarda avans faizi talebinde bulunulabileceği belirtilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; taraflar arasında 16/10/2012 tarihli İstasyon Bayilik Sözleşmesi ve bila tarihli Ariyet Sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin davacı tarafından tek taraflı olarak sözleşme süresinden önce davalıya gönderilen ihtarname ile feshedildiği, davacının fesih ihtarnamesini ve tebliğ şerhini EPDK Petrol Piyasası Daire Başkanlığına bildirdiği, Taraflar tacir olup davacı tarafından delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 maddeleri uyarınca ticari defter ve belgeler nezdinde mali yönden bilirkişi incelemesi yapılması yoluna gidilmiştir. Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu ile davaya konu edilen faturaların bir kısmının fesih tarihinden önce bir kısmının ise fesih tarihinde sonra düzenlendiği, faturaların davacı ticari defterlerinde işlendiği belirlenmiştir. Ancak fatura tek başına alacağın varlığını kanıtlamaz ve davacı defterlerinde davalı yanın borçlu görülmesi başlı başına davacının alacaklı olduğunu göstermez. Davacı faturaları davalıya usulüne uygun olarak tebliğ – teslim ettiğini veya fatura bedeline konu hizmet ediminin – mal tesliminin yerine getirildiği ve karşı tarafa verildiğini yazılı delille ispatlamak zorundadır.Ancak somut olayda davacı ispat külfetini yerine getirmemiştir. Her ne kadar davacı tarafça sözleşmenin 24.maddesi ile muhalefet halinde davacı defter, evrak, rapor ve kayıtlarının kesin delil olacağı, bu defter ve kayıtlara hiçbir sebep ve suretle itiraz edilemeyeceği öne sürülmüş ise de, davacı faturaları ve faturalara konu mal veya hizmeti davalıya teslim ettiğine yönelik davalının imzasını taşıyan bir belge sunamamıştır. Yargtay içtihatlarına göre taraflardan birinin ispat hakkının kullanımını imkansız kılan veya fevkalade güçleştiren delil sözleşmeleri geçersiz olup davacının evrak, bordro, rapor, defter vs.kayıtlarının muteber olacağı, bu kayıt ve evraklara hiçbir sebeple itiraz hakkı bulunmadığını belirten delil sözleşmesi geçerli kabul edilemez. Bu noktada defter ibraz külfeti davalıya yüklenemeyeceği ve davacının teslim iddiasını kesin ve yazılı delille ispatlayamadığı görülmekle ispat edilemeyen davanın reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 44,40 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 184,55 TL harçtan mahsubu ile bakiye 140,15 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair,davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır