Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/143 E. 2018/1376 K. 26.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1095
KARAR NO : 2019/24
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 19/12/2017
KARAR TARİHİ: 15/01/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle davalı şirketin cari hesaptan kaynaklanan borcunu ödememesi üzerine davalıya 21/08/2017 tebliğ tarihli ihtar mektubu gönderildiğini, ihtara rağmen borcunu ödemeyen davalı aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından söz konusu icra takibinin 49.983,10 TL tutarındaki meblağının kabul edildiğini, 45.983,08 TL tutarındaki meblağa ise alacak muaccel olduğu gerekçesiyle itiraz edildiğini, davalı vekilince itiraz edilen borcun 9 ayrı vade tarihinde ödeneceğine ilişkin borcu kabul beyanı ve ödeme tablosunun da yine itiraz dilekçesiyle birlikte sunulduğunu, davacı şirketin bu vadeleri beklediğini, ancak 28/09/2017 vade tarihli 8.420,87 TL tutarındaki borca karşılık 04/10/2017 tarihinde yanlızca 1.524,98 TL ödeme yapıldığını ve 12/10/2017 vade tarihli 7.069,13 TL tutarındaki borcun ise ödenmediğini, bu nedenle ödenen miktar düşüldükten sonra davalı aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğünün …esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalı vekilince söz konusu borcun 8.787,14 TL.si kabul edilmekle birlikte 5.207,40 TL.ye itiraz edildiğini, davalı yanın her iki icra dosyasına yapmış olduğu icra vekalet ücreti, icra tahsil harcı ve icra masraflarını cari hesaba yansıtarak cari hesaba işlenmemesi gereken kalemleri de davacı şirketin cari hesabına işlediğini, ayrıca davalının 415,06 TL taksit tutarını ödemediğinin tespit edildiğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla cari hesap alacağından kaynaklı bakiye 8.554 TL borcun vade tarihlerinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın işbu alacak talebini İİK ve ilgili yasal mevzuat gereği konu itibarı ile ancak itirazın iptali davası yolu ile genel mahkemelerde ileri sürebileceğini, işbu davanın usul ve yasaya aykırı olup usulden reddi gerektiğini, taraflar arasında cari hesaba dayalı ticari ilişki bulunduğunu, davacının davalı şirket aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasından vadesi gelmemiş borçlar ile birlikte toplam 105.186,97 TL yönünden icra takibi başlattığını, 26/09/2017 tarihi itibarı ile güncel borç bakiyesi 49.983,10 TL olup, ikrar edilen bu miktar üzerinden icra müdürlüğünce yapılan kapak hesabı gereği 56.879 TL icra dosyası hesabına yatırıldığını, vadesi gelmeyen 49.983,10 TL yönünden ise vade tarihlerine istinaden davacıya haricen ödeme yapılmaya devam edildiğini, bakiye borç bulunduğu iddiası ile davalı şirket aleyhine yeniden İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından 13.994,54 TL icra takibi başlatıldığını, 20/10/2017 tarihli itiraz dilekçesi tarihi itibarı ile davacıya 8.787,14 TL bakiye borç bulunması sebebi ile ikrar edilen bu miktar üzerinden icra müdürlüğünce kapak hesabı yaptırıldığını ve icra dosyasına 10.030,22 TL ödendiğini, davacı şirketin talep ettiği 5.207,40 TL miktar yönünden yasal dayanağı bulunmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; cari hesap ilişkisine dayalı yapılan takibe vaki kısmi itirazın iptaline ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili 09/01/2019 tarihli dilekçesiyle, davaya konu edilen alacağın davalı tarafından sulhen ödenmiş olmakla davanın konusu kalmadığından davadan feragat ettiklerini, davalıdan herhangi bir masraf ve vekalet ücreti talep etmediklerini beyan etmiş, incelenen vekaletnamesinde feragat yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
Davalı vekili 14/01/2019 tarihli dilekçesiyle, uyuşmazlık hakkında davacı ile davalının mutabakata varmış olup sulh protokolü imzalandığını, davacı tarafça yapılan feragati kabul ettiklerini, yargılama gideri ve vekalet ücreti dahil olmak üzere hiçbir hak ve alacak taleplerinin olmadığını beyan etmiştir.
Davadan feragat 6100 sayılı HMK’nun 307 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre feragat, davacının talep sonucunda kısmen veya tamamen vazgeçmesi diye tanımlanmıştır. Feragatin kayıtsız ve şartsız olacağı, dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği belirtildikten sonra hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği, ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı açıkça belirtilmiştir. Davacının davasından feragat ettiği görülmekle, davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın vaki feragat nedeni ile REDDİNE,
2-Peşin alınan harçtan alınması gerekli 44,40 TL harcın mahsubu ile fazladan yatırıldığı anlaşılan 101,69 TL harcın kararın kesinleşmesini müteakip istek halinde sahibi davacıya iadesine,
3-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça vekalet ücreti talep edilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekilinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.
Katip …
Hakim …