Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1182 E. 2022/71 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/1182 Esas
KARAR NO :2022/71

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:28/12/2018
KARAR TARİHİ:17/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı borçlu arasında “… …” ismi ile “…” logosunun kullanımı için … satışı yapılması amacıyla önce 05/07/2016 tarihli (…) ve davalının başka bir şube açma talebi üzerine 09/11/2016 tarihli (…) sözleşme imzalanarak ticari faaliyete başladığını, taraflar arasındaki sözleşmeyle üzerine düşen tüm yükümlülükleri müvekkili şirket tarafından yerine getirilmesine rağmen davalı tarafından sözleşme hükümlerine riayet edilmediğini, sözleşmenin 1. Maddesinde işletmecinin 5 yıllık süre dolmadan işletmeyi kapatamayacağı aksi halde sözleşmenin 25. Maddesinde düzenlenen cezai şartın muaccel hale geleceği hususunu kabul ettiğini, ayrıca davalının 09/11/2016 tarihli sözleşmede belirtilen adreste başka bir … bayiliği işlettiğinin tespit edildiğini, … 4. Noterliği’nin 12/11/2018 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesinin tebliğ edildiğini ve sözleşmenin 25. Maddesinde yer alan sözleşmeye aykırılık halinde müvekkili şirkete ödeneceği kabul edilen ayrı ayrı 50.000,00-TL olmak üzere toplamda 100.000,00-TL’nin …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığın ancak davalının borcu bulunmadığını beyan ederek takibe itiraz etmesi nedeniyle icra takibinin durdurulduğunu, haksız ve mesnetsiz yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, ayrıca kötü niyetli davalı / borçlunun asıl alacağın en az %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, masraflar ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilinin dava dilekçesinde müvekkiline gönderilen ihtarnameye karşılık gönderilen … 40. Noterliği’nin 10/12/2018 tarihli ve … yevmiye numaralı cevabi ihtarnameden hiç bahsetmediğini, davacı şirketin sahip olduğu markanın kalitesinin devamlılığını sağlayamadığını ve müvekkilinin zarara uğramasına neden olduğunu, davacı taraf vekilinin dava dilekçesinin 2 numaralı bendinin ilk cümlesindeki; “ Taraflar arasındaki sözleşmeler ile üzerine düşen tüm yükümlülükler müvekkil şirket tarafından yerine getirildiği halde davalı sözleşme hükümlerine riayet etmemiştir.” iddiasının kesinlikle doğru olmadığını, müvekkilinin sözleşme hükümlerine uygun davrandığını ve rekabet yasağına aykırı davranışlarda bulunmadığını, müvekkilinin dava dilekçesinde bahsedilen … Caddesindeki işyerini kapattığını ve iddia edildiği gibi bu adreste … adı altında bir yeri işletmediğini, tanımamakla birlikte bilindiği kadarı ile bu adreste şu anda … isimli müvekkiliyle hiçbir bağlantısı olmayan bir bayanın açtığı … … … bulunduğunu, sunulan belgeler ve dinletilecek tanık beyanları doğrultusunda davanın reddini, mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin davacı taraf uhdesinde bırakılmasını talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, davalı vekili tarafından dosyaya sunulan 18/02/2019 tarihli cevap dilekçesi ekinde … 40. Noterliği’nin 10/12/2018 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnameye cevap – davacı vekili tarafından davalıya gönderilen ihtarname – davacı tarafından iddia edilen … … … bayilik sözleşmesi – bayi denetleme formu, bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçeleri, davacı vekilinin 02/02/2021 tarihli beyan dilekçesi ekinde 09/11/2016 ve 05/07/2016 tarihli bayilik sözleşmeleri sureti, … Vergi Dairesinin 14/04/2021 tarihli müzekkere cevabı ekinde davalı …’ya ait 28/12/2018 tarihinden önceki son 3 yıla ilişkin yıllık gelir vergisi beyannameleri, İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün 08/06/2021 tarihli müzekkere cevabı Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
(2)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, mali analiz uzmanı … – nitelikli hesaplama uzmanı … ve sektör uzmanı bilirkişi …’a tevdii edilen dosyada tanzim olunan 15/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Mahkeme tarafından tayin edilen ticari defter inceleme gününde davacı tarafın hiçbir belge / evrak sunmadığını, davalı tarafın işletme esasına göre defter tuttuğunu ve bu defter tutma esasına göre muhasebe kayıtlarından cari hesap borcunun tespit edilmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafından gerek ihtarname ekinde gerek dosyada cari hesap dökümüne ait hiçbir belge sunulmadığı sadece 12/11/2018 tarihinde keşide edilen ihtarnamede 2.571,00-TL cari hesap alacağından bahsedildiğini ancak bu alacağı tevsik eden hiçbir evrak sunulmadığından inceleme ve değerlendirmenin sadece taraflar arasında akdedilen sözleşmeler üzerinden ve talep edilen cezai şart bedelleri üzerinden yapıldığını, sözleşmenin 1. Maddesi ile davalıya 5 yıllık süre içinde davacının isim ve logosunu kullanma hakkı vermesine karşılık 5 yıl süre içerisinde iş yerini kapatmama müeyyidesi yüklediğini, davacının her iki iş yerini kapatarak sözleşmenin bu maddesini ihlal ettiğini, sözleşmenin 25. maddesinde sözleşme hükümlerinin ihlali halinde davacıya sözleşmeyi tek taraflı fesih hakkı verildiği ve cezai şart olarak 50.000,00-TL talep edilebileceğini, davalının iş yerini kapatmak sureti ile sözleşmenin 1. maddesini ihlal ettiğini ve davacıya fesih hakkının doğduğunu, iş yerini süresinden önce kapatan davalı …’nın sözleşme hükümlerine aykırı davrandığının görüldüğünü, kapattığı iş yerinde faaliyet gösteren … ile bağının olup olmadığının bilirkişi heyetince tespitinin mümkün olmadığını, dava dosyasındaki yazışmalardan davacının davalıya gönderdiği ürünlerde kalite açısından eksiklikler olduğunun anlaşıldığını ancak bu konu ile ilgili iade faturası kesilip kesilmediği veya davacı tarafından zararın tazmin edilip edilmediği hususunun bilinemediğini, taraflar arasındaki bayilık sözleşmesinin her iki tarafa da hak ve yükler getirdiğini, öncelikle davalı yanın sözleşme hükümlerine aykırı olarak iş yerini kapatmış olduğu ve bu kapatma eylemini iki ayrı sözleşmeye konu adresler yönünden gerçekleştirmiş olduğunu, bu yönü ile anılan sözleşmelerin 1. ve 25. maddesi hükümlerinin tatbik edilmesine dair yasal bir engelin olmadığının değerlendirildiğini, BK m.180 hükmü “Alacaklı hiçbir zarara uğramamış olsa bile, kararlaştırılan cezanın ifası gerekir” şeklinde olduğunu ve anılan hüküm çerçevesinde salt akde aykırılığın mevcudiyetinin cezanın tatbiki için yeterli görüldüğünü, ancak bununla birlikte cezai şartın uygulanmasını gerektiren koşulların alacaklı tarafındarı ya da alacaklı ile borçlu tarafından birlikte yaratılmış olması halinde anılan hükmün sert biçimde ve mutlak olarak tatbikinin mümkün olamayacağını, nitekim bu bağlamda akde aykırı davranıldığını iddia eden tarafın cezai şart koşullarının oluşumuna işlem ya da eylemleriyle yol açmış ise de cezai şart istemiyle birlikte kusur dolayısıyla tamamen ortadan kaldırılması ya da indirilmesi hususunda takdirin sayın Mahkemede olduğunu, cezai şartın talep edilebilmesi için akde aykırılığın yeterli olacağı nitekim BK m.180 hükmünün bu kapsamda mütalaa edilmesi gerektiğini, somut olayda davalı yanın sözleşme hükümlerine aykırı olarak iş yerini kapattığını, bu kapatma eylemini iki ayrı sözleşmeye konu adresler yönünden gerçekleştirdiğini, bu yönü ile anılan sözleşmelerin 1. ve 25. maddesi hükümlerinin tatbik edilmesine yasal bir engelin olmadığını ve her iki sözleşme yönünden cezai şart talep edilebileceğini, ancak bununla birlikte cezai şartın uygulanmasını gerektiren koşulların alacaklı tarafından ya da alacaklı ile borçlu tarafından birlikte yaratılmış olması halinde anılan hükmün sert biçimde ve mutlak olarak tatbikinin mümkün olamayacağını, nitekim akde aykırı davranıldığını iddia eden tarafın cezai şart koşullarının oluşumuna işlem ya da eylemleri ile yol açmış ise ya da alacaklı ile borçlu birlikte cezai şart koşullarının oluşumuna sebebiyet vermişse cezai şart isteminin birlikte kusur dolayısıyla tamamen ortadan kaldırılması ya da indirilmesinin sayın hâkimin takdirinde olacağını, davalı yanın iddialarından bir tanesinin de davacı tarafından kendisine tedarik edilen ürünlerin olması gereken kalitede olmadığı yönünde olduğu ancak bununla ilgili herhangi bir iade faturası tanzim edildiğinin tespit edilemediğini, bu iddianın ispatı bağlamında whatsapp yazışmalarının mevcut olduğunu, HMK m.199’un usul hukuku içinde düzenlenmesi ile birlikte her türlü e-mail, mesaj, görüntü, ses kaydı (whatsap yazışmaları da dahil olmak üzere ve hukuka uygun yollardan elde edilmek kaydı ile) aleyhine ibraz edilen tarafından verilmiş ya da gönderilmiş olmak kaydı ile delil değerinin mevcut olduğunu, anılan yazışlarla ürün kalitesinin yetersizliği hususunun öne çıkarıldığını, bu bakımdan yazışmaların delil değerinin bulunmadığından söz etmenin HMK m.199 ile uyumlu olamayacağını, sayın mahkemece bu yazışmalar delil olarak dikkate alınacak ise cezai şartın tamamen ortadan kaldırılması ya da cezai şart miktarında indirime gidilmesi hususunda takdirin sayın Mahkemede olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
(3)Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup, tarafların beyan ve itirazlarının değerlendirilmesi dosya yeniden bilirkişi heyetine tevdii edilerek 05/09/2021 tarihinde tanzim olunan bilirkişi ek raporunda özetle; cezai şartın talep edilebilmesi için akde aykırılığın yeterli olacağını, nitekim BK m.180 hükmünün bu kapsamda mütalaa edilmesi gerektiğini, somut olayda davalı yanın sözleşme hükümlerine aykırı olarak iş yerini kapattığını ve bu kapatma eylemini iki ayrı sözleşmeye konu adresler yönünden gerçekleştirdiğini, bu yönü ile anılan sözleşmelerin 1. ve 25. maddesi hükümlerinin tatbik edilmesine yasal bir engelin olmadığını ve her iki sözleşme yönünden cezai şartın talep edilebileceğini, ancak cezai şartın uygulanmasını gerektiren koşulların alacaklı tarafından ya da alacaklı ile borçlu tarafından birlikte yaratılmış olması halinde anılan hükmün sert biçimde ve mutlak olarak tatbikinin mümkün olamayacağını, nitekim akde aykırı davranıldığını iddia eden tarafın cezai şart koşullarının oluşumuna işlem ya da eylemleri ile yol açmış ise cezai şart isteminin birlikte kusur dolayısıyla tamamen ortadan kaldırılması ya da indirilmesinin hâkimin takdirinde olacağını, sayın mahkemece dosyaya sunulan yazışmalar delil olarak dikkate alınacak ise cezai şartın tamamen ortadan kaldırılması ya da cezai şart miktarında indirime gidilmesi konusunda takdirin yine sayın Mahkemede olduğunu, davalının 3 yıllık hesap özetleri ve gelir tabloları incelendiğinde 3 yıl içerisinde elde ettiği kâr ile talep edilen cezai şartın yarısını dahi ödeyemeyeceğini ve bu tazminatı ödemesinin karar verilmesi halinde ticari faaliyeti ile bu tazminatı ödenmesinin mümkün olmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; franchise sözleşmesine aykırılık iddiasıyla cezai şart istemlerine ilişkin başlatılan itirazın iptali davasıdır.
…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; … Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından borçlu …’ya 2.571,00 TL cari hesap bakiye alacağı, 50.000,00 TL 05/07/2016 cezai şart alacağı, 50.000,00 TL 09/11/2016 cezai şart alacağı olmak üzere toplam 102.571,00-TL üzerinden icra takibi yapıldığı, borçlunun itirazı üzerine alacaklı tarafından itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama, tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporu ve tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasında 05/07/2016 ve 09/11/2016 tarihlerinde iki ayrı tarihli … … Franchise Bayiliği sözleşmesi akdedilmiştir. Davalının bu sözleşmelere istinaden iki ayrı yerde ticari işletme açtığı anlaşılmaktadır. Davacı, davalının sözleşmede düzenlenen 5 yıl boyunca işletmeyi kapatmayacağı taahhüdünü ihlal ettiği gerekçesi ile sözleşmede düzenlenen 50.000,00 TL cezai şart alacağının tahsili bakımından davalı aleyhine icra takibi başlatmıştır. Davacı taraf, sözleşmelerin herhangi bir maddesine aykırılık için 50.000,00 TL cezai şart öngörüldüğünü, iki sözleşme ve iki ayrı işletme olduğundan ayrı ayrı toplamda 100.000,00 TL cezai şart alacağının tahsilini talep etmektedir. Yapılan icra takibinde ayrıca 2.571,00 TL cari hesap bakiye alacağı talep edilmiş ise de mahkememizde açılan itirazın iptali davasında bu kısım yönünden talepte bulunulmamış ve bu miktar (2.571,00 TL) harçlandırılmamış (100.000,00 TL dava değeri üzerinden dava açılarak harç yatırılmış olduğundan ) olduğu dikkate alınarak bakiye alacak yönünden mahkememizce değerlendirme yapılmayarak yalnızca cezai şart alacağı bakımından değerlendirme yapılmıştır.
Davacı … Gıda 12/11/2018 tarihinde … 4. Noterliği’nden … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalının iş yerini kapattığını ve rekabet yasağı hükümlerine aykırı davranarak sözleşme ile bayilik yaptığı adreste … bayiliği açtığının tespit edildiğinden ihtarnamenin tebliğinden derhal geçerli olacak şekilde sözleşmenin feshedildiği, ayrıca sözleşmeye aykırı davranış nedeniyle akdedilen her iki sözleşmenin 25. Maddeleri uyarınca ayrı ayrı 50.000,00 TL ve toplamda 100.000,00 TL cezai şart bedelinin de muaccel hale geldiğini ihtar etmiştir. Davalı … ise … 40. Noterliği 10/12/2018 tarihli … yevmiye numaralı cevabı ihtarnamesinde özetle; muhatap davacının sahip olduğu markanın kalitesinin devamlılığını sağlayamadığını, zarara uğramasına sebep olduğunu, muhatap şirketin taze, kaliteli, sağlıklı, lezzetli ve katkısız ürün akışı sağlayamaması sebebiyle müşteri kaybına bağlı olarak zarara uğradığından iki işletmeyi de kapatmak zorunda kaldığını, ayrıca rekabet yasağına aykırı davranmadığını, gönderilen ihtarnamede bahsi geçen adreste … adı altında bayilik açmadığını, bildirilen adreste … isimli kendisiyle bağlantısı olmayan kişinin işyeri faaliyetini gösterdiği ihtaren bildirilmiştir.
Taraflar arasında akdedilen sözleşmelerin 1. Maddelerinde işletme adresi bildirilerek yer alan düzenlemeye göre: ”Şirket, işletmenin zilyetliğinde bulunana…. Adresindeki açacağı satış noktasında … … isminin ve kullanım hakkını 5 yıl süreyle işletmeciye vermeyi kabul ve taahhüt eder. Sözleşmenin 5 yıllık süresinin dolmasından sonra sözleşme kendiliğinden fesih olur. Fakat işletmeci 5 yıllık süre dolmadan işletmeyi hiç bir koşulda kapatmayacağını aksi takdirde sözleşmenin 25. Maddesinde düzenlenen cezai şartın muaccel hale geleceğini anladığını ve bu hususu kabul ederek sözleşmeye taraf olduğunu kabul, beyan ve taahhüt eder. ”, sözleşmenin 25. Maddesinde: ” İşbu sözleşmenin herhangi bir maddesinin veya herhangi bir hükmünün işletmeci tarafından ihlali halinde, şirket hiçbir ihtar yahut bildirime gerek kalmaksızın sözleşmeyi tek taraflı olarak ve derhal feshetme hakkına sahiptir. Bu halde işletmeci, şirkete 50.000,00 TL tutarında cezai şart ödeyecektir.” denilmek suretiyle 05/07/2016 ve 09/11/2016 tarihlerinde iki ayrı sözleşme her iki tarafça imzalanmıştır.
Davaya konu olayda davacı taraf ihtarnamede, davalının iş yerini kapattığı ve rekabet yasağı hükümlerine aykırı davrandığını ileri sürerek cezai şart talep etmiştir. Davalı taraf ihtarnameye verdiği cevapta belirttiği, davacının başka bir işletme adıyla faaliyet gösterdiği iddiasına karşılık dosyaya sunduğu tarafları … ve … olan bayilik sözleşmesi gereği, ihtarnamede bahsi geçen işletmenin kendisiyle alakalı olmadığı bakımından savunma yapmıştır. Davalının sunduğu bayilik sözleşmesinde davalının adı geçmediği, davacı da sözleşme süresi içerisinde davalının başka bir bayiyle anlaşarak faaliyet gösterdiğine ilişkin dosyaya somut bir belge sunmadığı, iddiaların soyut ifadelerle kaldığı anlaşıldığından davalının başka bir bayii ile çalıştığına mahkememizce kanaat getirilememiştir. Ancak taraflar arasında akdedilen sözleşmelerde işletmeci 5 yıllık süre dolmadan işletmeyi hiç bir koşulda kapatmayacağını aksi takdirde cezai şart ödeyeceği düzenlenmiş olmasına rağmen davalının süre dolmadan iş yerini kapattığı ve sözleşmenin hükmünü ihlal ettiği tespit edilmiştir. Davalı taraf ihtarnamede ve cevap dilekçesinde işyerini kapattığını ancak bunun sebebinin davacı şirketin taze, kaliteli, sağlıklı, lezzetli ve katkısız ürün akışı sağlayamaması sebebiyle müşteri kaybına bağlı olarak zarara uğradığından kaynaklandığını belirterek buna ilişkin whatsapp yazışmalarını dosyaya sunmuş olduğu anlaşılmaktadır. İlgili yazışmalar incelendiğinde ise müşteriler tarafından verilen siparişlerin iade döndüğüne dair ve davalının davacı firmadan aldığı ürünlerden içli köfte, lahmacun gibi üzerinden kağıt çıkmış, yırtılmış, parçalanmış görüntülerinin gönderildiği ve bunlar hakkında yazışmalar olduğu, tekrarlanan durumlar olduğu sunulan yazışmalardan anlaşılmaktadır. Davalı tarafça ilgili yazışmalar sunulmuş ve yazışmalarda kalitesiz ürünlerin görselleri eklenmişse de, davalı tarafça ürünlerin ayıplı olduğuna dair davacıya gönderilen ihtarname yahut ayıplı ürün nedeniyle iade faturası gibi başkaca herhangi bir delil sunulmamıştır. Davanın taraflarının tacir olduğu ve TTK 18/2. Maddesi uyarınca basiretli işadamı gibi davranma yükümlülüklerinin olduğu ve imzaladıkları sözleşmenin tarafları bağlayacağı, sözleşmenin detayları hakkında davalının bilgi sahibi olmasının kendisinden beklendiği dikkate alındığında bu yönden davalının basiretli tacir gibi davranmadığı ve sözleşme süresinden önce iş yerini kapattığından davacının haklı nedenle sözleşmeyi fesih hakkının doğduğu kabul edilmiştir.
Öte yandan TTK’nın 22. Maddesine göre tacir cezai şartın aşırı olduğundan bahisle cezai şarttan indirim talep edemeyecek ise de Yargıtay içtihatları doğrultusunda cezai şart tacir olan davalının ekonomik olarak mahvına sebep olabilecek nitelikte ise mahkemenin bu durumda resen, kararlaştırılan cezai şart miktarında indirim yapabileceğinin kabulü gerekmektedir. Mahkememizce bu konuda bilirkişi raporu alınmış, alınan bilirkişi raporunda davalının bilançoları, vergi beyannameleri, kayıtları, gelir tablosu gibi belgeler incelendiğinde davalı …’nın davaya konu faaliyetinden üç yılda toplam bir sözleşmenin cezai şartı olan 50.000,00 TL dahi kâr elde edemediği tespit edilmekle cezai şart talebinin davalının ekonomik olarak mahvına sebep olacak düzeyde olduğu belirlenmiştir. Sonuç itibariyle borçlunun ödeme gücü, alacaklının, asıl borcun ifa edilmesi halinde elde edeceği yararla cezai şartın ödenmesinin sağlayacağı yarar arasındaki makul ve adil ölçü, sunulan fotoğraflardaki ürünlerin durumu, sözleşmeye aykırı davranılması yüzünden alacaklının uğradığı zarar, borçlunun borcunu yerine getirmemek suretiyle sağladığı yarar, davalının Bayi Denetleme Formundaki puanının 100 üzerinden 100 oluşu, borçlunun kusur derecesi ve borca aykırı davranışının ağırlığı, davalı basiretli tacir gibi davranarak iade faturası, ihtarname gibi hususları dikkate alsaydı sözleşmenin feshinin haklı olup olmadığı hususunun tartışılacağı, davanın taraflarının iki ayrı sözleşmesinin bulunması sebebiyle davacının ayrı ayrı cezai şart talebi, cezai şartın davalının sosyal ve ekonomik mahvına sebep olacağı hususlar dikkate alındığında hak ve nesafet kuralları gereği dava konusu cezai şart alacak talebinin (100.000,00 TL) %75’i oranında takdiren tenkis yapılmış ve davacının davalıdan 25.000,00 TL cezai şart alacağının olduğuna kanaat getirilmiştir. Belirtilen bu nedenlerle davanın kısmen kabulü ile, davalının …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazların kısmen iptaline, takibin 25.000,00-TL cezai şart asıl alacağı üzerinden devamına, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, davacının icra inkar tazminatı yönünden ise; cezai şartın istenebilirlik durumu ile tenkis gerekip gerekmediği hususları yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Ayrıca, davanın red edilen kısmının takdiri indirime dayanması nedeniyle yargılama giderlerinin de tümden davalı üzerinde bırakılması gerekmiş ve takdiri indirim nedeniyle red edilen kısım üzerinden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
(1)Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; davalının …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazların kısmen iptali ile, takibin 25.000,00-TL cezai şart asıl alacağı üzerinden devamına, asıl alacak tutarına takip tarihinden alacak tahsil edilinceye kadar yıllık %19,50 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
(2)Alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminat talebinin reddine,
(3)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 1.707,75-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.194,89-TL’nin harçtan mahsubu ile bakiye 512,86-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
(4)Davacı tarafından yapılan; 35,90-TL başvuru harcı, 1.194,89-TL peşin harç, 2.550,00-TL bilirkişi ücreti, 130,70-TL tebligat, posta ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 3.911,49-TL yargılama masrafının davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
(5)Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
(6)Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 5.100,00-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davacıya verilmesine,
(7)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/02/2022

Katip
✍e-imzalıdır.

Hakim
✍e-imzalıdır.