Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1159 E. 2018/1339 K. 13.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1159
KARAR NO : 2018/1339
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 11/12/2018
KARAR TARİHİ: 13/12/2018
Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/07/2018 tarih… E. -… K. sayılı dosyası yetkisizlik kararıyla mahkememize gelmiş olmakla;
Dosya ele alınarak 6100 Sayılı 320-(1) maddeleri uyarınca evrak üzerinden yapılan inceleme neticesinde aşağıdaki karar tesis olunmuştur:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 03.08.2017 tarihinde davalı sigorta şirketi tarafından sigorta edilmiş olan davacının içinde yolcu olarak bulunduğu … yönetimindeki… plakalı araç ile…yönetimindeki … plakı aracın çarpışmasıyla müvekkili …’in geçici ve daimi iş gücü kaybına neden olacak şekilde yaralandığını beyanla geçici iş göremezlik nedeniyle 100,00 TL ve daimi iş gücü kaybı nedeniyle 3.650,00 TL olmak üzere toplam 3.750,00 TL tazminatın başvuru tarihi olan 28.12.2017 gününden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsilini, yargılama masrafları ve avukatlık ücretinin davalıya tahmilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğunu, başvuru şartının dava öncesinde yerine getirilmediğini, esasa dair ise maluliyet ve kusur durumunun tespitine ilişkin olarak Adli Tıp Kurumu nezdinde inceleme yapılması gerektiğini, tazminata hükmedilmesi halinde müterafik kusur ve hatır taşımasına dayalı indirim yapılması gerektiğini beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
(II) ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
Dava konusu uyuşmazlık; 03/08/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacının yaralanması nedeniyle daimi ve geçici iş gücü kaybı nedeniyle maddi zararlarının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise miktarı, bu zarardan davalı sigorta şirketinin sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise ne miktarda sorumlu olduğunun tespitine ilişkindir.
Bilindiği üzere yetki itirazı ilk itirazlardan olup cevap dilekçesiyle birlikte ileri sürülmesi gereklidir.
Mahkememize yetkisizlik kararı sonrasında tevzi edilen dosya içeriği incelenmekle davalının dava dilekçesini tebliğ aldığı tarihin 07/02/2018 olduğu halde cevap dilekçesiyle birlikte yapılan yetkiye dair itirazın 28/02/2018 tarihli olduğu görülmektedir. Ayrıca davalı vekilinin süre uzatım istemi de talebin iki haftalık süre içerisinde yapılmadığından bahisle yetkisizlik kararı veren mahkeme tarafından reddedilmiştir.
HMK 127-(1) maddesince cevap dilekçesinin dava dilekçesinin tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde sunulması gerektiği açıkça belirtilmiş olup somut olay dahilinde yetki itirazının süresinde yapılmadığı anlaşılmaktadır. Ortada usulüne uygun olarak yapılmış bir itiraz olmadığı keza somut olayda yetkinin kamu düzeninden sayılmasını gerektiren bir durum da bulunmadığı gibi 6100 Sayılı HMK 14-(1), 2918 Sayılı 110/2 maddeleri kapsamında sigorta şirketinin şubesinin bulunduğu yer mahkemesinin de uyuşmazlık konusunu çözmekte yetkili olduğunun kabulü gerekmekle davacının davasını yetkisizlik kararı veren mahkemede dahi açmakta muhtariyeti bulunduğu anlaşıldığından (emsal için bknz. Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/5988 E. 2017/3856 K. sayılı ilamı) kararın yerinde olmadığı takdir edilmiş ve mahkememizin karşı yetkisizliğine ilişkin aşağıdaki karar tesis edilmiştir.
(III) KARAR :
(1)Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE, yetkili mahkemenin Ankara (…) Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunun tespitine,
(2)Hüküm kesinleştiği takdirde mahkememiz dosyası ile Ankara (…) Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ilgili sayılı dosyası arasında olumsuz yetki uyuşmazlığı çıktığı anlaşıldığından dosyanın yetki uyuşmazlığının halli ve yetkili mahkemenin tespiti bakımından Yargıtay 20. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na gönderilmesine,
(3)HMK’ nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik ve yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretlerinin o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretleri konusunda bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
(4)Evrak üzerinden karar verildiğinden gerekçeli kararın re’sen taraflara tebliğine,
Dair, tarafların yokluğunda, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip
Hakim
¸

“5070 Sayılı Kanun hükümlerince bu belge elektronik imza ile imzalanmıştır. “