Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1151 E. 2020/375 K. 03.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2018/1151 Esas
KARAR NO: 2020/375

DAVA: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 10/12/2018
KARAR TARİHİ: 03/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların …’de kurulu … Ltd.Şti’nin ortağı ve ortak imza ile müdürleri olduğunu, dava dışı … ile davalı arasında 2018 sezonu için Domates Yetiştirme ve Alım Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmenin imzalanması aşamasında davacılara ayrıca boş senet imzalatıldığını, sözleşmede hüküm bulunmasına rağmen sözleşme sureti ve senet alındı belgesinin davacılara verilmediğini, 2018 sezonunda davalı firmanın finans durumunun bozulduğunu, salçalık domates hammaddesinin de fiyatlarının yüksek olması nedeniyle salça fabrikalarından birini faaliyete geçirilmediğini, dava dışı … ile … arasındaki cari hesaba göre …’ın 36.000,00 TL alacaklı durumda olduğunu, tüm bunlara rağmen davalının elindeki boş senedi usulsüz olarak doldurarak … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takibe koyduğunu, davacıların birey olarak davalı ile hiçbir ticari ilişkisi olmadığını, borç-alacak ilişkileri de bulunmadığını, icraya konu edilen senedin bedelsiz olduğunu, nedensiz zenginleşme amacıyla tahsil edilmek istendiğini, anılan nedenle bedelsiz senet nedeniyle davacıların davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine, yine 580.966,36 TL olarak davalı tarafından düzenlenmiş 31/10/2018 vade tarihli senedin iptaline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların dava dilekçesinde belirttiği iddialarının gerçek dışı olduğunu, davacıların ortağı olduğu şirketin davalı şirketten alacaklı durumda olmadığını, senedin tedavül tarihi itibariyle davacıların ortağı olduğu şirketin de davalı ile arasındaki ticaret nedeniyle cari ilişkinin doğduğunu ve davalı şirkete borcu bulunduğunu, cari borcun senet bedelinin müşterek borçlulardan hangisi tarafından, ne şekilde ödeneceğinin alacaklı tarafı ilgilendirmediği, senet alacaklısı davalı şirketin yalnızca kendisine ödeme amaçlı verilmiş olan ve kesin borç ikrarı içeren senedin ödenip ödenmediği ile ilgilendiğini, dolayısıyla herhangi bir sözleşmeye bağlı olmaksızın salt ödeme aracı olarak verilmiş, kesin borç ikrarı içeren senedin bedelsiz de olmadığını, davacının iddia ettiği gibi senedin bir teminat senedi de olmadığını, sözleşmede bu senetle ilgili hiçbir hüküm ve ibare bulunmadığını, davacı tarafın bu senedi sözleşmenin bir parçası gibi göstermeye çalıştığını, ancak bu iddiasını yazılı belge ile kanıtlamak zorunda olduğunu, anılan nedenlerle davacının haksız davasının reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, davacı ile davalı arasında imzalanan sözleşme kapsamında, davalı tarafından davacı hakkında başlatılan ve … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takibe konu edilen 31/10/2018 tarih ve 580.966,36 TL bedelli senet yönünden borçlu olmadıklarının tespitine yönelik menfi tespit davasıdır.
Mahkememizce … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazılarak davacıların yetkilisi oldukları dava dışı …Şti’nin ticari defter ve belgelerinin incelenmesi bakımından bilirkişi raporu aldırılmasına karar verilmiş, ….Asliye Hukuk Mahkemesi’nin…Talimat sayılı dosyasından aldırılan bilirkişi raporunda sonuç olarak; dava dışı … Şirketi’nin 2017 ve 2018 yılı defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış olduğu ve usulüne uygun tutulduğu, defterlerin birbirlerini doğruladığı, taraflar arasında davaya konu olan senedin dava dışı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, dava dışı şirket ile davalı şirket arasında mal alım satımına ilişkin ticari ilişkinin bulunduğu, söz konusu ilişki sebebiyle dava dışı şirketin davalı şirketten 31.274,64 TL alacaklı görüldüğü yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilahare davacı vekili sunmuş olduğu 17/03/2020 tarihli dilekçe ile; tarafların anlaşma sağladığını, bu nedenle davadan feragat ettiklerini beyanla dosya üzerinden karar verilmesini talep etmiştir.
Yine davalı vekili sunmuş olduğu 02/07/2020 tarihli dilekçe ile; davacının davadan feragat ettiğini, bu nedenle karşı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığını beyanla dosya üzerinden karar verilmesini talep etmiştir.
Davadan feragat 6100 sayılı HMK’nun 307 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre feragat, davacının talep sonucunda kısmen veya tamamen vazgeçmesi diye tanımlanmıştır. Feragatin kayıtsız ve şartsız olacağı, dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği belirtildikten sonra hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı açıkça belirtilmiştir. Davacı vekilinin vekaletnamesinin incelenmesinde feragate yetkili olduğu, davalı vekilinin vekaletnamesinin incelenmesinde feragati kabule yetkisinin olduğu görülmekle; davacı tarafın davasından feragati nedeniyle HMK 307. ve 311.maddeleri uyarınca feragat kesin hüküm gibi sonuç doğurduğundan karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının feragat nedeniyle HMK 307 ve 311 maddeleri uyarınca feragat kesin hüküm gibi sonuç doğurduğundan KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA
2-Taraflarca ücreti vekalet ve yargılama gideri talepleri bulunmadığından bu hususta ayrıca KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-Mahkememiz dosyasına yatırılan teminatın talep halinde davacıya iadesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereği alınması gereken 54,40 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin olarak alınan 9.921,46 TL’den mahsubu ile bakiye 9.867,06 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Taraflarca talep edilmediğinden vekalet ücreti ve yargılama gideri takdirine yer olmadığına, taraflarca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 03/07/2020

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır