Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1136 E. 2020/718 K. 25.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/1136 Esas
KARAR NO:2020/718

DAVA:Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:05/12/2018
KARAR TARİHİ:25/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davalı … … AŞ’nin yönetim kurulu başkanı ve hissedarı olan … … ‘un, … ili … ilçesi … Mahallesinde bir inşaatın birlikte yapılması, inşaatın tamamlanması ve elde edilecek hasılatın da paylaşımı şeklinde bir öneriyle davacı …’a ortaklık teklifinde bulunduğunu, ortaklık protokolünü il kayızılı metin olarak … AŞ, … Ltd Şti ve … tarafından imza altına alındığını, ortaklık protokolü ile ortaklığa adım atılmasının ardından, ortaklıkta tacir olmayan tek taraf olan …’ın ortaklığa bir şirketle devam etmesinin istendiğini, ortaklık protokolünün madde 6.2.’de bu hususun teyit edilmekte olduğunu, bu doğrultuda 08/02/2010 tarihli ortaklık protokolü mantığına devamla 19/02/2010 tarihinde adi ortaklık sözleşmesinin … AŞ, … Ltd ŞTi ve … … Hiz Ltd Şti tarafından imzalandığını, davalı … AŞ ve … Ltd Şti’nin yetkililerin inşaat alanında uzmanlık, ön görü, tecrübesinin oldukça yüksek düzeyde var iken, Adi Ortaklık ortakları içinde inşaat işini bilmeyen, inşaattan anlamayan tek ortağın davacılar olduğunu, 01/03/2010 tarihinde adi ortaklık sözleşmesi düzeltme beyannamesinin, 17/02/2014 tarihinde adi ortaklık sözleşmesi tadil metninin imzalandığı, 25/03/2016 tarihinde ise … Hiz Ltd Şti, … AŞ ve … tarafından protokol imzalandığını ve 29/03/2016 tarihinde işbu protokol kapsamında … AŞ’ye teminat senedi teslim edildiğini, 25/03/2016 tarihinde tadil protokolün … Şti, … AŞ ve … Ltd Şti tarafından ek protokolün imza altına alındığı ve işbu protokol kapsamında 1.teminat senedi yerine … AŞ’ye 2.teminat senedinin teslim edildiğini, taraflar arasındaki protokolde de dikkat edileceği üzere davalının “arsa sahipleri ile olan davalar” gibi bir takım sebepler ile adi ortaklığı sonlandırmak istediğini ve davacının tecrübesizliğinden yararlanarak protokolleri ve kıymetli evrakları davacıya bir şekilde imzalattığını, davacı … Şti’nin yetkilisi ve şirkete ticari kimliğini veren, şirketin iradesini belirleyen ve yöneten kişinin yine … olduğunu, davacıların tecrübesizlikleri nedeni ile kullanıldıklarını anladıkları anda zaman geçirmeksizin gerek imzalanan sözleşme ve protokoller gerekse kıymetli evraklar ile bağlı olmadıklarını ortaya koymak için huzurdaki davayı ikame ettiklerini, aşırı yararlanmaya maruz kalan kişinin, süresi içinde iptal hakkını kullanarak sözleşmeyi baştan itibaren hükümsüz hale koyabileceğini, TBK madde 28’de bozulabilir geçerliliğin söz konusu olduğunu, senedin ödenme tarihine yaklaşık 25 gün süre bulunduğunu, senedin teminat senedi olup, asıl borçlunun borç kabulü olmadığını, senedin bedelsiz olup, iptali gerektiğini, bono veya emre muharrer senedin kayıtsız ve şartsız bir borcu ödeme vaadi içermesi gerektiğini, yine TTK madde 776.’da gösterilen unsurlardan hiçbirin içermeyen bir senedin bono sayılamayacağını, davacıların borç sorumluluğu olmadığını, garantörlük bahsedilemeyeceğini, kefalet yorumunda ise kefaletin şekil şartlarının olmadığını, borç var ise muhatabının adi ortaklık olduğunu, somut olayda kanunun kefalet için emredici şekil koşulları olmadığını beyanla, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, taraflar arasında imzalanan 25/03/2016 tarihli Protokol ile 30/12/2016 tarihli Ek Protokolün iptaline, imza edilen metinlerin borcun doğumuna imkan vermemesi gerekçesiyle davacıların davalıya borçlu olmadığının tespiti ile davacıların 25/03/2016 tarihli protokol ile garantör değil kefil oldukları dikkate alınarak, kefalete dair emredici şekil şartlarının olayda mevcut olmaması nedeniyle davacıların davalıya borçlu olmadığının tespitine, belirtilen protokoller kapsamında … Şti ve … tarafından imzalanan 06/10/2016 düzenleme tarihli 31/12/2018 vade tarihli 3.135.237 USD bedelli senedin iptaline, aşırı yararlanmaya konu sözleşmeler nedeni ile davacılar tarafından tanzim edilen senedin ciro edilmemesi ve devir ve temlikinin önlenmesi yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2010 yılından itibaren başladığını, davalı … AŞ’nin adi ortaklıktan ayrılması ile ilgili süreçlerin, uzun görüşmeler ve pazarlıklar ile tarafların avukatları ve danışmanları tarafından incelenip yönetilerek 25/03/2016 tarihli protokol ile sonuçlandığını, taraflar arasında imzalanan protokolün 12.maddesinde 15/09/2018 vadeli senedin herhangi bir şarta bağlı olmadan düzenlenip verileceği söz konusu senedin açıkça teminat senedi olmadığını, bu iddiada bulunulamayacağının kararlaştırıldığını, davalı tarafından adi ortaklığın finansmanı için yapılan tüm ödemelerin protokolde belirlendiğini ve sonucunda 31/12/2018 tarihinde 3.135.237USD bedelin davacılar tarafından ödeneceği hususunda mutabık kalındığını, borçlu olmadığına yönelik tek bir dekont, makbuz sunulmadığına göre neye istinaden davacıların borçlu olmadıklarını iddia ettiklerinin anlaşılamadığını, ortada kesin vadeli ödenmesi gereken bir bedel varken, davacının bilgisizlik, tecrübesizlik vb.iddialarla bu borçtan kurtulma çabasının abeste iştigal olduğunu, söz konusu davaya konu senedin davacılar tarafından 31/12/2018 tarihinde ödenmediğini, davalı … AŞ’nin adi ortaklık süresince de adi ortaklıktaki hisselerinin devri esnasında kendisine düşen tüm yükümlülükleri herhangi bedel dahi almaksızın zamanında ve eksiksiz yerine getirdiğini, davacının herhangi bir zararının olmasının mümkün olmadığını, tedbir kararı verilmesi halinde mağdur olacak olan tarafın davalı olduğunu, söz konusu protokolün davacı vekilinin iddialarının aksine bilgisizlik ve tecrübesizlik içinde değil, ayrıntılı şekilde kaleme alındığını, 25/03/2016 tarihli protokolün 11.maddesi uyarınca teminat olarak verilen senedin 31/12/2016 vadeli senet olduğunu, sözlemenin 12.maddesinde düzenlenen 15/09/2018 vadeli senedin ise herhangi bir şarta bağlı olmadan düzenlenip verileceğinin kararlaştırıldığını ve 30/12/2014 tarihli protokol 15/09/2018 vadeli senedin 31/12/2018 tarihli senedi ile değiştirildiğini, dolayısıyla dava konu olan senedin sözleşmenin 12.maddesinde ödeme araç olarak öngörülen ve herhangi bir şarta bağlı olmaksızın düzenlenen senet olduğunun da açık olduğunu, ayrıca davacıların hisse devir protokolü gereğince borcun tamamından sorumlu olduğunu, …’ın …’ın büyük ortağı ve yönetim kurulu başkanı olarak davalı şirketin adi ortaklık hissesini … Finansın devralması ile büyük ve özel menfaat sağlamayı amaçlamakta olduğunu, ancak gelinen süreçte büyük ticari faydayı elde edemeyen …’ın mesnetsiz hukuki iddialarla borcunu ödemekten imtina ettiğini, protokolün genel amacı ve ruhunun da bunu içerdiğini, davacı …’ın 2010 yılından bugüne kadar tüm aşamalarda var olduğunu, aval/kefil olarak ayrıca imzalayıp teslim ettiği senedin vadesine 25 gün kala işbu davayı tanzim etmesinin açıkça Medeni Kanunun 2.maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olup, hakkın kötüye kullanımını içerdiğini, sonuç olarak davacının herhangi bir zararının olmasının mümkün olmadığını, senet bedellerinin halen ödenmediğini, adi ortaklıktaki ödemelerini halen alamayan davalının ayrıca protokoldeki tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, adi ortaklıktaki hisselerini ve yönetim hakkını …’a dolayısıyla …’a bıraktığını, mağdur olduğunu iddia eden davacıların kötü niyetli olduğunu beyanla, haksız davanın reddini talep etmiştir.
ASLİ MÜDAHALE: Asli müdahil … AŞ vekili vermiş olduğu müdahale dilekçesi ile; müdahil bankanın davaya konu olan senedi temlik cirosuyla iktisap eden iyi niyetli üçüncü kişi olup, davacıların iddia ettiği gibi teminat senedi olmadığını, davaya konu olan senedin geçerli olduğu gibi, müdahil bankanın da senedin meşru hamili olduğundan iptaline konu olmasının mümkün olmadığını, davaya konu olan 31/12/2018 vade tarihli 3.135.237USD tutarlı, keşidecisi … Hiz Ltd Şti olan bononun, davacı müdahil bankaya kredi borcuna istinaden temlik cirosuyla devredildiğinden, işbu bononun teminat senedi olmadığını, davaya konu senedin üzerinden teminat senedi olduğuna ilişkin hiçbir ibare bulunmadığını, yine kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı tarafın iddiasına konu olan protokollerden bu senedin teminat senedi olmadığının açık bir şekilde görüldüğünü, müdahil bankanın davaya konu senedin meşru hamili olduğunu, müdahil bankanın, davaya konu senedi iktisap eden iyi niyetli üçüncü kişi olup, iktisap ederken kötü niyetli olmasının mümkün olmadığı gibi iktisapta ağır kusurunun da bulunmadığını, davacıların davaya konu senede ilişkin şahsi defilerini iyi niyetli müdahil bankaya karşı ileri süremeyeceğini, kambiyo senetlerinin sebepten mücerret olduğunu, Ticaret Kanununda iptal sebeplerinin belirtildiğini, senedin iptal edilmesi için zayi olması gerektiğini, davacıların bu yönden de taleplerinin kabulünün mümkün olmadığını, davacılar tarafından müdahil bankanın hamili olduğu senedi ödememek için huzurdaki davanın ikame edilmesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğu gibi hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olduğunu beyanla, öncelikle asli müdahale taleplerinin kabulü ile, davacılar tarafından ikame edilen davanın dayanaktan yoksun ve mesnetsiz işbu davanın reddini, 31/12/2018 vade tarihli 3.135.237USD tutarlı keşidecisi … Hiz Ltd Şti olan bononun iptali talebinin reddine, işbu bononun keşidecisinin … Hiz Ltd Şti olan bononun geçerli olduğunun ve meşru yetkili hamilinin … AŞ olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ASLİ MÜDAHALEYE CEVAP: Davacılar vekili asli müdahale talebine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde; üçüncü kişinin asli müdahalesinin söz konusu olabilmesi için, iki kişi arasında bir davanın mevcut olması, asli müdahilin müdahale etmek istediği davanın konusu olan şey ve hak üzerinde bir hak sahibi olduğunu iddia etmesi ve ayrı bir dava açması gerektiğini, asli müdahale davasının ilk davadan bağımsız ayrı bir dava olduğunu, asli müdahale talep dilekçesinin HMK 65.maddesine uygun olmadığını beyanla, müdahale talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, ortaklık protokolü, ortaklık sözleşmesi, ortaklık sözleşmesi düzeltme beyannamesi, imza sirküleri, adi ortaklık tadil metni, protokol ve ek protokolü, senet suretleri, ticaret sicil gazetesi, inşaat sözleşmeleri, fotoğraflar, ticaret sicil kaydı, mail yazışmaları, tapu kaydı, hisse devri sözleşmesi celp olunmuştur.
Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalının beyanları, asli müdahale talebi ve tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde; Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacılar ile davalı şirketin de dahil olduğu adi ortaklık sözleşmesinde davalı şirkete ait bulunan bir kısım hisselerin davacı …. Hiz. Ltd. Şti.’ne devri sebebiyle bu devir bedeli olarak düzenlenen ve davacılar tarafından davalıya verildiği iddia olunan senet sebebiyle borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit, söz konusu senedin karşılıksız kalması sebebiyle iptali, taraflar arasında akdedilen protokolün aslan payı hükümlerine aykırılık sebebiyle iptali ve davacıların bu kapsamda garantör ve kefil olarak yükümlülüklerinin bulunmadığının tespitine yönelik menfi tespit ve senet ve protokol iptali davası olduğu tespit edilmiştir.
Asıl dava yönünden; Mahkememizin 05/02/2020 tarihli oturumunda davacılar vekili Av….’ın davacılar tarafından davalı aleyhine açılan davayı takip etmediklerini beyan ettiği, beyanını imzası ile tasdik etmesi üzerine mahkememizin 05/02/2020 tarihli oturumunda davanın HMK 150.mad gereğince işlemden kaldırılmasına karar verildiği ve aradan üç ayı aşkın bir zaman geçmiş olmasına rağmen yenilenmeyip takipsiz bırakılmış olması nedeniyle; H.M.K.’nun 150/5. Md. uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Asli Müdahale istemi yönünden ise; davanın asıl dosya davacıları tarafından asıl dosya davalısına verilen 31/12/2018 vade tarihli 3.135.237USD’lik senedin teminat senedi olmadığı, söz konusu bononun davalı … tarafından kredi borçlarının ödenmesi maksadıyla temlik cirosu ile cirolandığını asli müdahilin iyi niyetli hamil konumunda olduğunu belirterek asıl davanın reddi ve söz konusu bononun geçerli olduğunun ve meşru yetkili hamilin … AŞ olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Asli müdahil tarafından açılan davanın HMK 106.maddesinde belirtilen tespit davası niteliğinde bulunduğu, asli müdahil tarafından söz konusu bononun geçerli olduğunun ve yetkili hamilinin asli müdahil olduğunun tespit ettirilmesinde hukuki yararının bulunduğu görülmüştür. Bu kapsamda verilen bononun teminat bonosu olarak verilip verilmediği, ödeme bonosu olup olmadığı ve yetkili hamilinin asli müdahil olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği görülmüştür. Bunun tespiti içinde her ne kadar asıl davada davacı tarafça davaya konu senedin teminat senedi olduğu ileri sürülmüş ise de; asıl dosyadaki davacılar … ve … Hiz Ltd Şti ile asıl dosyadaki davalı … Ltd Şti arasında kurulmuş olan adi ortaklıktaki … Ltd Şti’ne ait payların bir kısmının … Hiz Ltd Şti’ne devrine ilişkin sözleşme ve protokollerin akdedildiği, 25/03/2016 tarihli protokolün 11.maddesi uyarınca teminat olarak verilen senedin 31/12/2016 vadeli senet olduğu, sözleşmenin 12.maddesinde düzenlenen 15/09/2018 vadeli senedin ise herhangi bir şarta bağlı olmadan düzenlenip verileceğinin kararlaştırıldığı ve 30/12/2014 tarihli protokol ile 15/09/2018 vadeli senedin 31/12/2018 tarihli senet ile değiştirildiği, dolayısıyla davaya konu olan senedin sözleşmenin 12.maddesinde ödeme aracı olarak ön görülen ve herhangi bir şarta bağlı olmaksızın düzenlenen senet olduğu, bu senedin …’e ait adi ortaklıktaki bir kısım hisselerin devrinin bedeli olarak ve yine aynı zamanda … tarafından adi ortaklığa verilen borçların bedeli mukabilinde düzenlendiği, senedin ödeme senedi olduğu, senedin geçersizliğini gerektirecek bir hususun bulunmadığı ve geçerli bir senet olduğu, bu senedin … tarafından asli müdahil …’tan kullandığı kredilerin geri ödenmesi için asli müdahile cirolamak suretiyle temlik edildiği ve senet aslının da … AŞ’de olduğu ve … AŞ’nin senedin yetkili hamili olduğu anlaşıldığından, asli müdahilin davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir. Ayrıca asli müdahilin davası HMK 106.maddesinde belirtilen nitelikte tespit davası niteliğini taşıması, eda hükmünü içermemesi nedeniyle harç ve vekalet ücretine maktu olarak hükmedilmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Aslı dava yönünden davacının davasının AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
a-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 54,40TL karar harcının peşin olarak alınan 278.418,46TLden mahsubu ile fazla alınan 278.364,06TLnin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
b-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince; 4.080,00TL ücreti vekaletin davacılardan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
c-Davacılar tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
2-Asli müdahale isteminde bulunan … A.Ş’nin davasının KABULÜ ile, 31/12/2018 vade tarihli 06/10/2016 tanzim tarihli, 3.135.237 USD bedelli keşidecisi … Hiz. Ltd. Şti, avalisti (kefili) …, lehtarı … ve Yat. A.Ş olan bononun geçerli olduğunun ve yetkili hamilinin (karar tarihi itibariyle) … A.Ş olduğunun TESPİTİNE,
a-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 4.080,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak asli müdahile verilmesine,
b-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 54,40TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 278.420,00TLden mahsubu ile fazla alınan 278.365,60TLnin karar kesinleştiğinde ve talep halinde asli müdahile iadesine,
c-Asli müdahil tarafından dava açılırken yatırılan 54,40TL harcın davalıdan alınarak asli müdahile verilmesine,
3-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde İADESİNE,

Dair, asli müdahil vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/11/2020

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı