Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1131 E. 2021/485 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/1131 Esas
KARAR NO:2021/485

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:01/03/2017
KARAR TARİHİ:17/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 18/04/2016 tarihinde sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarpması sonucu … plakalı araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin yaralandığını, kaza tespit tutanağına göre davalı …’in kusurlu olduğunu, müvekkilinde kalıcı maluliyet meydana geldiğini belirterek, şimdilik 10.000-TL maddi zararın tahsili ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalması kaydıyla olay tarihinden itibaren işletilecek faizi ile (sigorta şirketi yönünden dava tarihi itibariyle faiziyle) birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tazminini, 20.000,00-TL manevi tazminatın davalı sigorta şirketleri hariç diğer davalılardan kaza tarihi itibariyle işleyecek faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tazminini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin ortaklaşa ve zincirleme davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; kazanın meydana gelmesindeki %100 asli kusurlunun … olduğunu, … plaka sayılı araç sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sebebiyle kendi güzergahındaki bariyerlere çarptıktan sonra bariyerleri aşıp, kendi sevk ve idaresindeki … plakalı aracına çarpması sonucunda aracının içinde bulunan davacının yaralandığını, meydana gelen maddi ve yaralamalı trafik kazasında kusuru olmadığını, aleyhine açılan davanın reddini, yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; zarar görenin dava yoluna gitmeden önce sigorta şirketine başvuruda bulunması gerektiğini, davacı vekili tarafından müvekkili şirkete mail yolu ile başvuru yapılmış olsa dahi dosyanın sonuçlanması için gerekli olan belgelerin ibraz edilmediğinden başvuru şartının gerçekleşmediğini bu sebeple öncelikli olarak davanın usulden reddini, davayı kabul anlamına gelmemesi kaydıyla, davacı vekilinin bedeni zarar kapsamında geçici iş göremezlik tazminatı talebi kapsamında 6111 sayılı yasa uyarınca müvekkili şirketin tedavi giderleri nedeniyle herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, geçici iş göremezlik taleplerinin tedavi giderleri kapsamında olup tedavi giderleri ile ilgili tüm sorumluluğun SGK’da olduğunu, bu nedenle müvekkili şirkete açılan davanın reddinin gerektiğini, davacı vekilinin sürekli iş görmezlik maddi tazminatı talebi bakımından ise kabul anlamına gelmemek kayıt ve şartı ile müvekkili şirketin bu talep ile sorumlu olduğu düşünülecek olsa bile, davalı müvekkil sigorta şirketinin işbu sorumluluğu Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1 ve Trafik Poliçesi Genel Şartlarının 1. Maddesinden doğan kusur oranında ve poliçe limiti ile sınırlı sorumluluk olduğunu, öncelikle Adli Tıp Kurumundan davacının maluliyet oranı konusunda heyet raporu alınmasını, daha sonra kazaya karışan araç sürücülerinin kusur oranlarının belirlenmesini, sonrasında da maddi tazminat miktarının tespitinin gerekli olduğunu, ayrıca maddi tazminat hesabı yapılırken somut olayda hatır taşımacılığı yapıldığı, bu nedenle belirlenecek tazminattan uygun bir indirim yapılması gerektiğinin de göz önünde bulundurulması gerektiğini, kabul anlamına gelmemesi kaydıyla, müvekkili sigorta şirketi aleyhine hüküm kurulması durumunda müvekkili şirketin ancak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden sorumlu tutulabileceğini, açıklanan nedenlerle öncelikle davanın usulden reddini, aksi halde davanın esastan reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; geçici iş göremezlik talebi ve tedavi giderlerinin SGK sorumluluğunda olduğundan taleplerinin reddinin gerektiğini, maddi tazminat talepleri açısından, kazaya karışan … plakalı aracın diğer davalılardan … A.Ş’ne trafik sigortası poliçesi ile sigortalı olduğunu, trafik sigortası, KTK ve genel şartlat kapsamında, poliçeden tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, kusurun varlığı ile üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluğu poliçe limitleriyle teminat altına almakta olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, poliçe limitlerini aşan bir zarar söz konusu olduğu takdirde işleten ve araç sürücüsünün sorumluluğuna gidilebileceğini, her iki açıdan da sorumluluğun söz konusu olabilmesi için öncelikle kazaya ilişkin kusur durumlarının tespitinin gerektiğini, … plaka sayılı araç sürücüsünün kazanın meydana gelişinde kusurunun olmadığının tespiti halinde ise müvekkilleri açısından geçici iş göremezlik, sağlık ve tedavi giderleri dışında kalan taleplerin de reddinin gerekeceğini, manevi tazminat bakımından, öncelikle kusur durumlarına bakılması gerektiğini, … plakalı araç sürücüsünün kusurlu olmadığının tespiti halinde bu talebin de reddine karar verilmesi gerektiğini, açıklanan tüm bu nedenlerle müvekkilleri açısından davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; dava dilekçesinde belirtilen trafik kazası tespit tutanağı, … Eğitim ve Araştırma Hastanesi kayıtları, sigorta şirketlerine yapılan başvuruya ilişkin belgeler, İlçe Emniyet Müdürlüğü müzekkere cevapları Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
(2)Dosya kusur oranlarının tespiti için ATK. Trafik İhtisas Dairesine gönderilmiş, düzenlenen 22/06/2018 tarih ve … sayılı rapor ile, sürücü …’in %100 oranında kusurlu olduğu, sürücü …’ın kusursuz olduğu ve davacı yolcu …’nun kusursuz olduğu belirtilmiştir.
(3)Dosya davacının geçici ve sürekli işgörememezliğinin tespiti için ATK. 2. İhtisas Dairesine gönderilmiş, düzenlenen 23/07/2019 tarih ve … sayılı rapor ile, kişinin tüm vücut engellilik oranının %1 olduğu, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Tüm dosya kapsamı kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Davacı tarafından mahkememizde açılan maddi ve manevi tazminat davasında dava dilekçesinde …, …, … A.Ş, … ve … A.Ş davalı olarak yer almış mahkememizin … Esas Sayılı dosyasında … Bakımından davanın reddine karar verilmiş diğer davalılar yönünden tefrik kararı ile 2018/1131 Esasını alarak … dışındaki davalılar bakımından işbu dosyada yargılamaya devam edilmiştir.
Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan 22/03/2021 tarihli dilekçe ile; davalı … yönünden davadan feragat ettiklerini, davalı … A.Ş ile sulh anlaşması yapıldığından maddi tazminat yönünden sulh ve ibra gereğince yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesini, davalılar … ve … yönünden maddi tazminata ilişkin talepler sigorta eden … A.Ş ile yapılan sulh anlaşması gereği karşılandığından ve sigorta tarafından ödeme yapıldığından davalı … ve … yönünden davanın konusuz kaldığı ancak davanın açılmasına sebebiyet verdiklerinden işbu davalılar aleyhine yargılama gideri ile vekalet ücretine hükmedilmesine, manevi tazminatın kabulü ile 20.000,00 TL manevi tazminatın davalı … ve …’den müştereken ve müteselsilen tazminine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm bu bilgiler ışığında, davacı tarafından haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi zararların tazmini için açılan davada, davacı vekili davalılardan … yönünden feragat edildiğinden; feragat, HMK 307. ve 311. maddesi hükümleri gereği davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi hali olup mahkemenin muvafakatine bağlı olmayan, davayı sona erdiren ve kesin hükmün sonuçlarını doğuran tek taraflı bir taraf işlemi olduğu, feragat bildiriminin HMK’nun 309. maddesi hükmüne uygun olarak yapıldığı anlaşıldığından davanın davalı … yönünden (maddi ve manevi tazminat talebi yönünden) feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. Diğer davalı … A.Ş. Yönünden davacı vekili maddi tazminata ilişkin taleplerinin karşılanarak zararın tazmin edildiği ve sulh olunduğunu bildirmiştir. Bu doğrultuda sigorta şirketi ile müteselsilen sorumlu olan davalılar … ve … bakımından da davanın konusuz kaldığını beyan etmiş olmakla; davacının maddi zararlarının sigorta şirketi tarafından karşılandığı ve aynı doğrultuda diğer müştereken ve müteselsilen sorumlu olan davalılar bakımından da sorumluluğun kalmadığı anlaşıldığından dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ve davacının maddi tazminat bakımından talepleri bakımından uyuşmazlığın kalmadığı sonucuna varılmıştır.
Davacının … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili talepli manevi tazminat talebi yönünden; 6098 Sayılı TBK 56. Maddesinde manevi tazminat düzenlenmiştir: ”Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”
Bu madde kapsamında manevi tazminat olarak verilecek paranın miktarının belirlenmesinde hakkaniyet gözetilmelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hak ve nisfetle hüküm vereceği Medeni Kanun’un 4. maddesinde belirtilmiştir. Manevi tazminat olarak ödettirilecek miktar cezalandırma amacına kaçmamalıdır. Çünkü zararın karşılanması amacı kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük değil, zarara uğrayanda bir huzur duygusunu doğurmaktır. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hâkim bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Somut davada davacı TBK’nın haksız fiil hükümlerine, davalılardan (davalı sigorta şirketi hariç) manevi tazminat talep ettiği anlaşılmaktadır. KTK 85/son maddesinde, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu durumda davacının manevi tazminat talebini yönelttiği davalı araç sürücüsü ve araç malikinin sorumluluğu mevcuttur. Davacı manevi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirme kapsamında ise; haksız fiile konu eylemin ağırlığı ve davalı sürücünün asli derecede kusurlu oluşu, celbolunan sosyal ve mali durum araştırma raporları, davacının maluliyet oranının %1 olması, davacının minübüste yolcu konumunda olması, davacı tarafın kaza sonrası yaşadığı süreç, hak ve nesafet kuralları, manevi tazminatın, talep edeni zenginleştirme karşı tarafı da cezalandırma aracı olarak kullanılamayacağı gibi hususlar dikkate alınarak davanın kısmen kabulü ile davacı için takdir edilen 12.000,00-TL manevi tazminatın davalılardan haksız fiilin gerçekleştiği (18/04/2016) itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilde tekerrür oluşturmayacak şekilde davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Ayrıca davalılardan … tarafından 16/08/2018 tarihli dilekçe ile vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi olmadığına ilişkin dilekçe sunulduğu, davacı vekilinin sigorta şirketi ile yapılan sulh gereği yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinin olmadığını ancak diğer davalılar … ve …’den vekalet ücreti talebi olduğu anlaşılmaktadır. Talep doğrultusunda maddi tazminat talebi yönünden sigorta şirketi ve davacı lehine vekalet ücreti takdir edilmemiş, davacının diğer davalılardan vekalet ücreti talebi dikkate alınarak AAÜT 6. Maddesi gereği davalılar … ve … davacı lehine vekalet ücreti takdirine karar vermek gerekmiştir. Manevi tazminat talebi yönünden AAÜT 6. Maddesi gereği vekalet ücreti takdirine karar vermek gerekmiş ve AAÜT 10/4. Fıkrası uyarınca maddi ve manevi tazminat talebi açısından ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilerek karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
(1)Davanın davalı … yönünden (maddi ve manevi tazminat talebi yönünden) feragat nedeniyle REDDİNE,
(2)Davacının, davalı … A.Ş., … ve …’e maddi tazminata yönelik açılan davasının; sigorta şirketi ile sulh olunduğundan işbu davalılar yönünden dava konusuz kaldığı anlaşıldığından karar verilmesine yer olmadığına,
(3)Davacının … ve …’e manevi tazminata yönelik davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; davacı için takdir edilen 12.000,00-TL manevi tazminatın davalılardan kaza tarihinden (18/04/2016) itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilde tekerrür oluşturmayacak şekilde davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
(4)MADDİ TAZMİNAT yönünden;
(a)Davacı … vekil ile temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 4.080,00-TL ücreti vekaletin davalılar … ve …’den tahsili ile davacı …’na verilmesine,
(b)Talep gibi … A.Ş. yönünden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
(5)MANEVİ TAZMİNAT yönünden;
(a)Davacı … vekil ile temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 4.080,00-TL ücreti vekaletin davalılar … ve …’den tahsili ile davacı …’na verilmesine,
(b)Davalılar … ve … vekil ile temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 4.080,00-TL ücreti vekaletin davacı …’dan tahsili ile davalılar … ve …’e verilmesine,
(6)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 819,72-TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 102,47-TL’nin mahsubu ile bakiye 717,25-TL’nin davalılar … ve …’den alınarak Hazine’ye irat kaydına,
(7)Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 102,47-TL peşin harcın davalılar … …’den alınarak davacıya ödenmesine,
(8)Davacı tarafından yapılan; 31,40-TL başvuru harcı, 314,50-TL adli tıp ücreti, 553,50-TL tebligat, posta ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 899,40-TL yargılama masrafından davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 539,64-TL yargılama masrafının davalılar … ve …’den tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına,
(9)Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
(10)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/06/2021

Katip …
✍e-imzalıdır.

Hakim …
✍e-imzalıdır.