Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1096 E. 2020/419 K. 13.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/1188
KARAR NO:2020/410

DAVA:İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ:29/12/2018
KARAR TARİHİ:13/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … Hizm. Eğitim İnş. İth. İhr. Tur. Tic. Ltd.Şti.nin davacı kooperatifin sigortalısı olup, davalıya ait … plaka nolu aracın zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalandığını, davalıya ait araç 20.06.2016 tarihinde … sevk ve idaresinde iken, yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, oluşan kaza sonrasında davacı kooperatifin, araç içinde yolcu olarak bulunan …’e tazminat bedeli olarak 62.000,00 TL ödediğini, Trafik Kazası Tespit Tutanağı incelendiğinde, sigortalıya ait aracı kullanan …’ın firar ederek olay yerini terk ettiğini, şahsa ödenen bedelin tahsili için başlatılan icra takibine de davalı tarafından haksız olarak borca itiraz edildiğini, davalının itirazının haksız olduğunu belirterek davalının …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20 icra tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iki yıllık zamanaşımı süresini geçirdiğini, davacı kooperatifin, sigortalıya ait aracı kullanan …’ın firar ederek olay yerini terk ettiğinden bahisle davalı şirkete rücu ettiğini, …’ın firar ederek olay yerini terk ettiği hususunun hatalı olduğunu, olay yerini terkin söz konusu olmadığını, rücuya dayanak sebep bulunmadığını belirterek haksız açılmış olan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali talebine ilişkindir.
…. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası getirtilerek incelendiğinde; davacı tarafından davalı aleyhine 62.000,00 TL asıl alacak, 5.335,40 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 67.335,40 TL üzerinden takip başlatıldığı anlaşılmıştır.
… İl Emniyet Müdürlüğünden … plakalı aracın tescil bilgileri ve trafik kayıtları celb edilmiştir.
… Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi Başhekimliğinden davacı …’e ait tedavi evrakı celb edilmiştir.
… Hastanesine yazılan müzekkere cevabında davacı …’ün 20/06/2016 tarihli kazasına ilişkin herhangi bir kaydın bulunmadığı bildirilmekle 21/05/2016 tarihli kazaya ilişkin tedavi evraklarının onaylı fotokopisi ve grafi CD’si Mahkememize gönderilmiştir.
Davacı şirketten hasar dosyası celb edilmiştir.
Dosya Hasar Zarar Uzmanı Kusur bilirkişisi ile Sigortacı bir bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, düzenlenen 19/03/2020 tarihli raporda; davacı tarafa sigortalı … plaka sayılı otomobil sürücüsü (Trafik Kazası Tespit Tutanağında Firari Sürücü olduğu belirtilen) dava dişi … ‘in %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, davacı yolcu …’ün olayın oluşumunda kusursuz olduğu, poliçe tanzim tarihi itibariyle mevcut trafik sigortası genel şartlarının işbu uyuşmazlığa uygulanıp uygulanmayacağının takdirinin Mahkememize ait olduğu, davalıya ait araç sürücüsünün zorunlu bir hal nedeniyle olay yerinden ayrıldığına dair somut bir delil ibraz edip edemediği hususunda takdirin yine Mahkemeye ait olduğu, 01.06.2015 tarihli Genel Şartlar kriterlerinin işbu davaya uygulanmasına ve olay yerinden ayrılmada zorunlu bir hal olmadığına karar verilmesi halinde davacının rücu hakkından bahsedilebileceği, aksi halde kazaya neden olan aracın belirlenmiş olması ve zararın tespit edilebilmiş olması ve ehliyetname bulunmadığı ya da alkollü (dosyada alkol raporu ve nörolog bilirkişi görüşü bulunmamaktadır) araç kullanıldığına dair somut belge bulunmaması bakımından rücu hakkından bahsedilebileceği belirtilmiştir.
Her ne kadar davalı vekili tarafından zaman aşımı definde bulunulmuş ise de davaya konu edilen ödemenin 25/08/2017 tarihinde yapılması, davaya dayanak takibin ise 08/08/2018 tarihinde başlatılmış olmasından dolayı 698 Sayılı TBK.nun 73/1 maddesi gereğince iki yıllık zamanaşımı süresinin dolmamış olmasından dolayı davalı vekilinin zaman aşımı definin reddine karar verilmiştir.
Yine KTK. 110.madde uyarınca (motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir) davalı tarafın icra dairesine yapmış olduğu yetki itirazının da reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller uyarınca; davacı … kendi sigortalısı olan davalının maliki olduğu … plakalı aracın olay yerini terk eden kusurlu sürücü sevk ve idaresindeyken yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, oluşan kaza sonucunda araç içinde yolcu olarak bulunan …’e tazminat ödedikleri iddiasıyla ödenen bedel nispetinde rücuen tazminat talebinde bulunmaktadır.
Halihazırda yürürlükte bulunan ve davacının davasına dayanak yaptığı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları B.4.f maddesince “ZARAR GÖRENLERİN HAKLARININ SAKLI TUTULMASI VE SİGORTACININ SİGORTALIYA RÜCU HAKKI” başlığıyla “Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde” sigorta şirketi kendi sigortalısına rücu edebilmekte ise de Yargıtay emsal kararlarına göre de sürücünün olay yerini terk etmesi başlı başına sorumluluk doğurmaz.
KTK’nın 95.madde hükümlerine göre, koşulları varsa Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasını düzenleyen sigortacının, sigortalısına rücu edebileceği düzenlenmiştir. ZMS Sigortası Genel Şartlarının rücu şartlarını düzenleyen B.4.maddesinin (a) bendinde sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda tazminatı gerektiren olayın meydana gelmiş olma halinin rücuya olanak verdiği belirtilmiştir.
Ne var ki, ödemenin ağır kusur nedeniyle sigortalıdan rücu edilebilmesi için aranan kusurun asli kusur değil, kasta yaklaşan nitelikte ağır kusur olması gerekir. Hukuk Genel Kurulunun 10/12/2003 gün 2013/11-756-743 sayılı ilamında da ağır kusurdan ne anlaşılması gerektiği hususu” ağır kusurda, hal ve şartların yüklediği özen gösterme ve tedbir alma ödevlerine veya bir hareket tarzı emreden kurallara tam bir aldırmazlık söz konusudur. Ağır kusur bağışlanması kesinlikle olanaksız olan irade eksikliği esasına dayanır.” şeklinde açıklanmıştır.
Somut olayda davacı … şirketine sigortalı araç sürücüsü her ne kadar olayın meydana gelmesinde %100 kusurlu bulunmuş ise de, %100 kusurlu bulunmak ağır kusurlu olunduğunu göstermez. Sürücü tarafından alkol alındığı sabit değildir. İspat yükünün davalıya geçeceği yönünden delil bulunmadığı gibi kazanın münhasıran alkol alındığından meydana geldiği yönünde de delil bulunmadığı keza dosyada mevcut ifade tutanakları, hastane kayıtları ve tüm dosya kapsamı itibariyle yapılan incelemede sigortalı sürücünün firar ettiğinin anlaşılamamış olması ve Yargıtay emsal kararlarına göre de sürücünün olay yerini terk etmesi başlı başına sorumluluk doğurmayacağından sübuta ermeyen davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 54,40 TL karar harcının peşin alınan 1.149,92 TL’den mahsubu ile 1.095,52 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 9.553,60 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.13/07/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır