Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1087 E. 2019/1 K. 07.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/547 Esas
KARAR NO : 2018/1235
DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ: 21/06/2018
KARAR TARİHİ: 21/11/2018
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin 31/10/1989 tarih ve … sicil numarası ile … Ticaret Sicil Memurluğunda tescil edilerek tüzel kişilik kazandığını, şirketin 134 kurucu ortağı bulunduğunu, bunlardan birinin de davacı olduğunu, Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı kararı ile davalı şirketin 14/11/1993 tarihli genel kurulunda ödemelerini yapmayan ortaklar hakkında ana sözleşmenin 7.maddesinin uygulanarak bu ortakların hisselerinin iptal edilmesi ve yönetim kuruluna yetki verilmesine karar verildiğini, sonrasında Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nin 19/04/1994 tarih ve 3514 sayılı ilan ile 29 ortağın sermaye koyma borcunu yerine getirmemesi nedeniyle olağanüstü genel kurul kararı gereği ortaklık hisselerinin iptal edildiğinin ilan edildiğini, davacının da bu ortaklar içinde olduğunu, hisseleri iptal edilen ortakların bir kısmının dava açtığını ve açılan dava sonucu hisseleri iptal edilen ortakların şirketteki ortaklıklarının tespitine karar verildiğini, davacıya sermaye koyma borcunu yerine getirmesi için haklı bir ihtar gönderilmediği gibi kendisinin genel kurul toplantılarına da davet edilmediğini, anılan nedenlerle davacının ortaklıktan ihracına ilişkin yönetim kurulu kararının iptaline, davacının davalı şirketteki ortaklığının tespitine, davacının hissesinin 3.kişilere satışının önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili ıslah dilekçesinde özetle; açılan davanın “davacının ortaklıktan ihracına ilişkin yönetim kurulu kararının iptaline” ilişkin olup, dava konusunun ilaveten “ortaklık payının tespitine ve şirket pay defterine kaydedilmesine” şeklinde davayı kısmen ıslah ettiklerini, anılan nedenle davalarının ve ıslah taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava konusu talebinin zamanaşımına uğradığını, davanın bu nedenle öncelikle zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini, yasal zamanaşımı süresi içerisinde hiçbir hukuki yola müracaat etmeyen davacının ıskat kararının yayınlandığı 19/04/1994 tarihinden 22 yıl sonra kötüniyetli olarak huzurdaki davayı ikame ettiğini, yine davacının Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında taraf olmadığını, 19/04/1994 tarihli, 3514 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanan ıskat kararının davacı yönünden bağlayıcı olduğunu, davacının davalı şirkette tespit edilecek bir paydaşlığının söz konusu olmadığını, anılan nedenlerle davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, davacının ortaklıktan ihracına ilişkin yönetim kurulu kararının iptali ile davalı şirkette ortaklığının tespitine ilişkindir.
Davacının iddiaları, davalının beyanları, sicil kayıtları, Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… Esas 2003/915 Karar sayılı kararı, mahkememizin … Esas sayılı dava dosyası ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafından davalı şirketin 19/04/1994 tarih 3514 sayı 280.sayfasında yayınlanan yönetim kurulu kararı ile ıskat edildiği, davacı tarafça söz konusu bu ıskat kararından sonra mahkememizin … Esas sayılı dosyasında görülen davaya asli müdahale talebinde bulunarak ortaklık pay oranlarının tespitini talep ettiği, yine aynı davada ortaklık pay oranının tespiti ile ortak olduğunun pay defterine işlenmesi yönünde talep de bulunduğu, bu dosyada hem asaleten hemde vekaleten sunduğu dilekçelerle ıskat kararının yerinde olmadığının ileri sürüldüğü, dolayısıyla gerek asli müdahale tarihinde, gerekse öncesinde davacının ortaklıktan ihracına ilişkin yönetim kurulu kararını bildiği, süresi içerisinde davacı tarafça yönetim kurulu kararının iptali için herhangi bir dava açılmadığı, yönetim kurulu kararı verildikten yaklaşık 22-23 sene sonra ıskat kararından bihaber olduğundan bahisle açılmış bulunan bu davada hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu anlaşıldığından ıskat kararının iptali için açılan bu davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığından reddine karar vermek gerekmiş, yine her ne kadar davacı tarafça celse arasında davanın ıslah edilerek açılmış bulunan yönetim kurulu kararının iptaline ilişkin talebe ek olarak yani bu talep değiştirilmeksizin ilaveten ortaklık payının tespitine ve şirket pay defterine kaydedilmesi şeklinde davayı kısmen ıslah ettiklerini belirtmiş ise de bu hususun gerçek anlamda bir ıslah olmadığı, açılmış bulunan davaya ilaveten yeni taleplerin ileri sürüldüğü, ıslah suretiyle de olsa yeni bir dava açmaksızın ilave taleplerin kısmi ıslah ile mümkün olmayacağı, bu itibarla usulüne uygun bir ıslah ve açılmış bir dava bulunmadığı, kaldı ki davacı adının pay defterine işlenmesi yönünde davacı tarafça mahkememizin … Esas sayılı dava dosyasına asli müdahale bulunmak sureti ile davacı olduğu, bu nedenle bu isteminde derdestlik nedeni ile reddine karar vermek gerektiği anlaşılmış, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından ortaklıktan ihracı ilişkin yönetim kurulu kararının iptali amacı ile açılmış bulunan davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı anlaşıldığından bu nedenle REDDİNE,
2-Davacı adının pay defterine işlenmesi yönünde mahkememizin … Esas sayılı dava dosyası asli müdahalede bulunmak sureti ile davacı olduğu anlaşıldığından bu isteminde derdestlik nedeniyle REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar tarifesi gereği alınması gereken 35,90 TL maktu karar ve ilam harcından, peşin alınan 29,20 TL’nin mahsubu ile bakiye 6,70 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 2.180,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …