Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1080 E. 2020/496 K. 22.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/1080 Esas
KARAR NO:2020/496

DAVA:Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:20/11/2018
KARAR TARİHİ:22/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davacı … ile davalı arasında 01/03/2014 tarihinde alım satım sözleşmesi imzalandığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmede davacının satıcı, karşı yanın ise alıcı olarak anıldığını, işbu sözleşme ile tarafların, lojistik kutu ve kolilerin satıcı tarafından alıcıya satımı hususundaki koşulları belirlediğini, sözleşmenin imzalandığı tarihten bu yana davalı alıcının siparişlerinin davacı tarafından zamanında ve eksiksiz temin edildiğini, davacının sözleşme gereği tüm yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, davalı şirketin sipariş bildirimi akabinde davacının sipariş edilen malları hazırladığını, davalının ödemesi gereken bakiyeyi ödemediğini ve faturayı iade ettiğini, davalının, sözleşmede kendisine düşen ödeme yükümlülüğünü yerine getirmeyerek taraflar arasında imzalanan sözleşmeye aykırı davrandığını, davalı tarafın davacı tarafça gönderilen faturayı iade ettiğini, davacının 22.501,59TL alacağının fatura tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir .
CEVAP: Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, davacının davasının haksız ve kötü niyetli olduğunu, alacaklı olduğunu iddia eden davacının ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlattığını, yasal süresi içerisinde icra takibine itiraz ettiklerini, itirazlar üzerine davacının işbu davayı ikame ettiğini, davalı tarafından, faturada yazılı malların sözleşme ile kararlaştırıldığı şekilde siparişi verilmediğini, davacı yanın sanki geçerli bir sipariş ve doğmuş bir hakediş varmışcasına kurgu yaratılarak alacak iddiasında bulunulduğunu, davacının fatura konusu malların bedelini haksız ve kötü niyetli olarak talep etmesinin ve söz konusu e faturayı davalıya göndermesi neticesinde siparişi verilmeyen ve teslim alınmayan mallara ilişkin faturanın tabii olarak davacı yana iade edildiğini, davacı yanın sözleşme gereği muteber olan ve bedeli talep olunabilecek bir sipariş olgusuna dayanmamış bu iddiasını ispatlayamadığını, davalının fatura konusu malları da teslim almadığını beyanla, haksız davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, taraflar arasındaki imzalanan alım satım sözleşmesi, fatura ve sevk irsaliyesi, ticari defter ve kayıtlar celp olunmuştur.
….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının UYAP sureti celp edilmiş olup, tetkikinde; alacaklı … tarafından borçlu … aleyhine 151.817,40TL asıl alacak, 1.054,40TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 152.871,80TL üzerinden takip başlatıldığı, itiraz üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, dosya rapor tanzimi için bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişi SMMM … tarafından tanzim olunan 10/12/2019 tarihli bilirkişi raporunda; davacı tarafın 2018 yılı yasal ticari defterlerine göre, faturalarla toplam 570.355,96TL tutarın hizmeti verdiğini, davalı tarafından 416.208,96TL ödeme yapıldığını, davalı tarafından 31.12.2018 tarihinden sonra herhangi bir ödeme yapılmadığını, davacının davalıdan kaydi olarak 154.147,40TL tutarında alacaklı olduğunun görüldüğünü, davacı tarafından davalı tarafa 07/11/2018 tarihli 22.501,59TLlik faturanın kesildiğinin görüldüğünü, davalı tarafından iade faturasının düzenlendiğini, taraflar arasında her iki tarafın da kaşe ve imzasının bulunduğu sözleşmenin 01/03/2014 tarihinde imzalandığını, satım sözleşmesi hükümleri gereğince satıcının malın teslimini kanıtlaması gerektiğini, ispat yükünün satıcı konumunda bulunan davacıda olduğunu, söz konusu ürünlerin davacı tarafça başka bir firmaya satılması veya başka şekilde kullanılması mümkün ise, bu ürünlerin davacının kendi edimlerini ifa etmemiş olması sebebiyle isteyemeyeceği kanaati hasıl olduğunu, ödemenin fatura tarihinden 60 gün sonra ödenmesi gerektiği, fatura tarihinin 07/11/2018 olduğu, dava tarihinin 20/11/2018 olduğu, sözleşmeye göre henüz 60 günlük ödeme süresinin dolmamış olduğu, bu nedenle bir an için alacağın varlığı sabit kabul edilse dahi henüz muaccel oladığını belirtmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş olup, rapora karşı beyan ve itirazlar dosyaya ibraz edilmiştir.
Dava, taraflar arasındaki satış sözleşmesinden kaynaklandığı iddia edilen alacağın tahsili talebine ilişkindir.
Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalının beyanları, tanzim olunan bilirkişi raporu ve tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde; davacı … ile davalı … Tic AŞ arasında 01/03/2014 tarihinde alım satım sözleşmesi imzalandığı, taraflar arasında imzalanan sözleşmede davacının satıcı, karşı yanın ise alıcı olarak anıldığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın imzalanan işbu alım satım sözleşmesine ilişkin olarak davacı satıcı tarafından sipariş üzerine hazırlanan ve faturalanan mallara ilişkin tutarın davalı alıcıdan tahsili noktasında toplandığı görülmüştür. Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 3.1.maddesinde: “alıcı yetkilisince adet bilgilerini içeren sipariş bildiriminin satıcıya yapılmasından en geç 14 gün içerisinde satıcı tarafından alıcıya teslim edilecek ve ürüne ilişkin tutar teslim edilen ürüne ilişkin faturanın kesilmesini takiben 60 gün içerisinde satıcının belirtilen banka hesabına havale yapılacak” ibaresinin yer aldığı, taraflar arasındaki sözleşmenin 6.maddesinde ise teslim yeri ve şartlarının düzenlendiği, ayrıca taraflar arasındaki sözleşmenin 3.1.mad gereğince faturanın kesilmesini takiben ödeme için 60 günlük bir vadenin söz konusu olduğu, ödemenin fatura tarihinden 60 gün sonra ödenmesi gerektiği, fatura tarihinin 07/11/2018 tarihi olup, davanın ise 20/11/2018 tarihinde yani sözleşmeye göre henüz 60 günlük ödeme süresi dolmadan açıldığı gibi davalı tarafından sözleşmenin 3.1. Maddesine göre talep edilen ürün adedinin bildirildiğine ilişkin dosyada bir delil de bulunmadığı, ürünlerin davacıya teslim edilmediğinin de sabit olduğu anlaşılmakla, davacısı tarafından ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Sübut bulmayan davanın REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 54,40TL karar harcından peşin olarak alınan 384,28TLnin mahsubu ile fazla alınan 329,88TLnin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince; 3.400,00TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 100,00TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/09/2020

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı