Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1060 E. 2019/571 K. 09.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1060 Esas
KARAR NO : 2019/571

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ: 14/11/2018
KARAR TARİHİ: 09/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 01/02/2013 tarihli ortaklar kurulu kararı ve aynı tarihli Hisse Devir Sözleşmesi ile davalı şirketin mevcut hisselerinin bir kısmını (%30), şirketin diğer ortağı olan …’ın ise hisselerin geri kalanını (%70) devralmak suretiyle şirketin ortağı haline geldiklerini, …’ın 3 yıllığına davalı şirketi her konuda temsil ve ilzam etmek üzere müdür sıfatıyla görevlendirildiğini, davacının hisselerin devralındığı tarihten itibaren aynı zamanda şirkette çalışmaya başladığını, …’ın ise şirketin münferiden imza yetkisine haiz müdür sıfatıyla hisselerin devralındığı tarihten itibaren şirketi temsilen yaptığı iş ve işlemler hakkında davacıya sözlü veya yazılı hiçbir bilgi vermediğini, zaman içinde tahsil edilmiş ve edilecek alacaklar, personel giderleri, genel masraflar vs.tutarların nereye harcandığı gibi pek çok hususta davacının bilgi almasının engellendiğini, bir süre sonra davacının şirkette çalışamaz hale geldiğini, ortaklar ilişkisinin çekilmez hale gelmesi üzerine davacının hisselerini devretmek istediğini, ancak … tarafından kendisine şirketin vergi borcu bulunup bulunmadığını gösterir belgelerin verilmediğini, davacının vergi dairesinden yaptığı sorgulamada davalı şirketin yaklaşık 150.000,00 TL vergi borcu bulunduğunu öğrendiğini, ayrıca davacı tarafından şirketin ortağı … tarafından şirket kasasına toplanan paraların şirket ile ilgisi bulunmayan tamamen özel işlere harcandığının öğrenildiğini, bu nedenle davacı tarafından …’a …Noterliği’nin 03/10/2013 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesinin keşide edilerek şirketin taraf oldğuu her türlü anlaşma, sözleşme, belge ve faturaların birer suretini ile şirketin ticari defter ve belgelerinin incelenmek üzere adreste eksiksiz bulundurulmasının ihtar edildiğini, işbu ihtarnamenin tebliğ edildiğini, karşı taraftan herhangi bir cevap alınamadığını, aynı konuda …Noterliği’nin 24/10/2013 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesinin keşide edildiğini, ancak bir sonuç alınamadığını, …’ın davacıyı zarara uğratmak kastıyla şirketi bilerek zarara uğrattığını, bu süreçte kendisine başka bir şirket kurduğunu ve 15/08/2018 tarihli Genel Kurul Kararı ile 200.000,00 TL olan şirket sermayesini 4.000.000,00 TL arttırarak 4.200.000,00 TL’ye çıkartıldığını, …’ın davacının şirketteki payını azaltarak etkisiz hale getirmek için sermaye arttırımı yaptığını, davalı şirketin 15/08/2018 tarihinde yapılan genel kurul kararlarının kanuna aykırı olduğunu, anılan nedenlerle 15/08/2018 tarihli genel kurul kararının yürütülmesinin tedbiren geri bırakılmasına, kararın icrasının yargılama sonuna kadar durdurulmasına, davanın kabulü ile genel kurul kararının iptaline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin şirket ortağı …’ın eşi … ve kayınvalidesi Meryem Yurdagül tarafından kurulduğunu, her ne kadar şirket … ve …üzerine kurulmuş ise de aslen tüm hisselerin kayıtlarda görünmeyen tek sahibinin kuruluşundan beri şirketi tek başına yöneten … olduğunu, …’ın eşinden boşanmaya karar verdiğini, bu nedenle evlilik birliği içinde edindikleri malların tasfiyesine başlandığını, tasfiye edilen değerler arasında davalı şirket hisseleride olduğundan …’ın eşi ve kayınvalidesinden şirket hisselerinin çoğunu kendisine ve bir kısımını da şirket çalışanı davacıya devrini istediğini, bu istem doğrultusunda hisse dağılımının yapıldığını, … ile …’ün hissesini bedelsiz olarak davacıya devrettiğini, hisse devrinden sonra …’ın eşinden ayrıldığını, ancak şirketin tüm hisselerini üzerine alamadığını, şirkette çalışan olan davacının şirket çalışanı gibi değil şirketin ortağı gibi davranmaya başladığını, davalı şirket hisselerinin diğer davacıya devredilmesinin nedeninin iki kere işlem yapmamak olduğunu, davacının davalı şirketteki hisseleri bedelsiz edindikten sonra davalı şirkette çalışmasına son verdiğini ve rakip bir firmada işe başladığını, yeni başladığı şirkete davalı şirketin ticari sırlarını taşıyarak haksız fiil ve haksız rekabete konu olabilecek ve şirkete zarar veren işlemlere giriştiğini, davacının davalı şirkete hiçbir katkısı olmadığını, şirketin genel kurul toplantılarının hiçbirine katılmadığını, sonrasında şirketin mali yapısının güçlenmesine karşı gelerek hissedarı olduğu şirketi batırmaya çalıştığını, şirketin ticari faaliyetinin sürdürmesi ancak sermaye arttırımı ile mümkün olması nedeniyle genel kurulda kararlar alındığını, davacının davalı şirket yönetiminde ve idaresinde katkısı olmamasına rağmen şirketin zarar görmesi için çalıştığını, bu nedenle alınan kararlara itiraz ettiğini, anılan nedenlerle davanın reddi ile genel kurul kararının kabulüne, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, davalı şirketin 15/08/2018 tarihinde yapılan genel kurul toplantısına alınan kararların iptaline yönelik genel kurul karar iptali davasıdır.
Bilahare davacı vekili sunmuş olduğu 01/07/2019 tarihli dilekçe ile; taraflar arasında anlaşma sağlandığı, tarafların karşılıklı olarak birbirlerinden yarıglama gideri, vekalet ücreti vb.talebi bulunmadığı, bu kapsamda davadan feragat ettiklerini beyanla karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili sunmuş olduğu 01/07/2019 tarihli dilekçe ile; karşı tarafla sulh olduklarını, bu nedenle feragat ettiklerini, karşı taraftan herhangi bir masraf veya vekalet ücreti talepleri bulunmadığını beyan etmiştir.
6100 sayılı HMKnun 307.maddesi gereği feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Aynı kanunun 311/1.fıkra-1.cümle hükmü gereği feragat, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Davacı vekilinin dosyada mevcut vekaletnamesinin incelenmesinde davadan feragat yetkisinin bulunduğu, yine davalı vekilinin mevcut vekaletnamesinin incelenmesinde kabul yetkisinin bulunduğu anlaşılmakla, davacının davasından feragati nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Feragat uyarınca HMK 307 VE 311 maddeleri gereği feragat kesin hüküm gibi sonuç doğurduğundan KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar tarifesi gereği alınması gereken 44,40 TL maktu karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 8,50 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Taraflarca vekalet ücreti ve yargılama gideri talebinde bulunulmadığından, taraflar lehine vekalet ücreti ve yargılama gideri takdirine yer olmadığına, yapılan yargılama giderlerinin tarafların üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

“5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”