Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1045 E. 2021/137 K. 19.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/1045 Esas
KARAR NO:2021/137

DAVA:İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:12/11/2018
KARAR TARİHİ:18/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, aşağıdaki karar tesis edilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …’ın kooperatifin ortağı ve ferdileşme sonucunda … numaralı dairenin maliki olduğunu, genel kurul toplantılarında kararlaştırılan aidat borçlarını ödemediğini, hakkında başlatılan icra takibine borcunun olmadığı gerekçesiyle itiraz ettiğini, bunun haksız olduğunu, borcunu ödediğine dair herhangi bir belge sunmadığını, bu nedenle itirazın iptali ve takibin devamı için bu davanın açılması zorunda kalındığını belirterek, itirazın iptali ile takibin devamını ve %20 icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep ve dava ettiğini bildirmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya esas ve husumet yönünden itirazlarının olduğunu, esas yönünden davanın … Asliye Hukuk Mahkemesinde veya … Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmasını gerektiğini, ferdileşmeden sonra kat mülkiyeti hükümlerine göre kooperatifin aidat toplamasının söz konusu olmadığını, takibin 2016 yılında yapılmış olması sebebiyle iki yıllık sürenin geçtiğini, husumet yönünden ise davalının dairesini sattığını, yeni malik üyeye karşı dava açılarak hakları varsa ondan almasının gerektiğini, müvekkilinin borcunun olamayacağını, davalının yeni maliki zorla kooperatife üye yapamayacağını savunmuş ve davanın yetki, görev, husumet ve esas yönünden reddini, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, sözleşme sureti ve kayıtlar celp olunmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, kooperatif aidat borcundan kaynaklanan itirazın iptali davasıdır.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, dosya rapor tanzimi için bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişi … tarafından tanzim olunan 26/06/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda; davalı …’ın, bir ortağın ortaklık hakkını devir almak suretiyle davacı kooperatife ortak olduğunu, ferdileşme sonucunda dairesinin tapusunu aldığını ve dosyada belgesi bulunmamakla beraber kendi beyanına göre üçüncü bir kişiye sattığını, fakat kooperatif ortaklığından çıktığını gösteren herhangi bir kayıt ve belgenin bulunmadığını, ortaklık kaydı devam ettiği için tasfiyenin sonlanmasına ve tüzel kişiliğin ticaret sicilinden terkinine kadar genel kurulun tespit ettiği tasfiye giderlerine katılım payını ödemek durumunda olduğunu, davalının kooperatif hesaplarındaki borç bakiyesinin 2015 yılı sonu itibariyle 3.780,00-TL olduğunu, bunun 3.330,00-TL tutarındaki kısmının 18.04.2016 tarihli icra takibine konu edildiğini, genel kurul kararlarına paralel olarak 2018 yılı bakiyesinin (3.330,00-TL dahil) 7.920,00-TL’ye yükseldiğini, ödeme emrinde, alacağın dayanağının, takip kapsamındaki aylar ve aylık aidat miktarı, temerrüt ve temerrüt faizi hesaplama tarihi, temerrüt faizi oranı hakkında hiçbir bilgiye yer verilmediğini, global şekilde yazılan alacak rakamlarına dayanarak icra takibinde yer alan toplam 509,00-TL tutarındaki gecikme faizi hakkında görüş oluşturulma ve hesap yapılma imkanının olmadığı tespit ve değerlendirmesinin yapıldığını belirtmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;
Dava kooperatif aidat alacağı sebebiyle başlatılan takibe itirazın iptali davasıdır.
Davacının dava dilekçesi, 01/05/2019 tarihli dilekçesi değerlendirildiğinde; takibe konu yapılan kooperatif aidat alacağının 2012 yılı ve sonrasına ait olduğu davalının 2004 tarihinde kooperatife üye olduğu bundan dolayı aidat alacaklarından sorumlu olduğunu, taşınmazı devretse bile ortaklığı devam ettiğinden aidat borcundan sorumluluğu bulunduğundan bahisle eldeki davayı açmış olduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın yetkiye ilişkin hükümleri incelendiğinde yetkinin kesin yetki halleri ve kesin olmayan yetki halleri olarak ikili bir ayrıma tabi tutulduğu görülmektedir. Kesin yetki hallerinde mahkemenin yetkili olması madde 114/1-ç’ de dava şartları arasında sayılmıştır. Dava şartlarında eksiklik olması durumunda 6100 sayılı HMK madde 115/2 gereğince davanın usulden reddine karar verilir. Yetkinin kesin olduğu hallerde mahkemenin yetkisi kamu düzenini ilgilendirdiğinden mahkemenin yetkisizliği, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi mahkeme tarafından da re’sen göz önünde bulundurulur. HMK 14/2. Maddesi uyarınca: ” Özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik işleriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir. ” Bu hüküm uyarınca kooperatifin aidat borcunun tahsili amacıyla üyesine, ortağına karşı açacağı davada kooperatif merkezinin bulunduğu yerdeki mahkeme kesin yetkilidir. Mahkememizce her ne kadar ön inceleme duruşmasında kesin olmayan yetkiye yönelik itiraz gibi değerlendirilerek yetki itirazının reddine karar verilmiş ise de HMK 14/2. Maddesi gereği yetkinin kesin yetki olduğu kamu düzenini ilgilendirdiği, mahkemece davanın her aşamasında resen gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak kesin yetki hususu dikkate alınarak karar verilmiştir. Davacı kooperatifin HMK 14/2. Maddesi uyarınca merkezinin Beylikdüzü/İstanbul adresinde bulunduğundan kesin yetkili mahkeme … Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğundan, mahkememizin yetkisiz olması nedeniyle davanın 6100 sayılı HMK’nın 14/2, 114/1-ç ve HMK. 115. maddeleri gereği usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
(1)6100 sayılı HMK’nın 14/2, 114/1-ç ve HMK. 115. maddeleri gereği Mahkememizin yetkisiz olması nedeniyle DAVANIN USULDEN REDDİNE,
(2)6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 20. Maddesi uyarınca yetkisizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin kararı veren mahkememize başvurarak dava dosyasının yetkili ve görevli mahkemeye gönderilmesi talep edildiğinde dava dosyasının yetkili ve görevli … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
(3)Dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
(4)HMK m. 331/2 hükmü gözetilerek; dosyanın yetkili ve görevli … Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesi halinde, yargılama harç ve giderleri hususunda yetkili … Asliye Ticaret Mahkemesince karar verilmesine; aksi durumda talep üzerine dosyanın ele alınarak yargılama giderleri hususunda bir karar verilmesine,
(5)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı , 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 18/02/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır