Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1020 E. 2021/260 K. 26.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/1020 Esas
KARAR NO:2021/260

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:26/04/2011
KARAR TARİHİ:26/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davacı şirket tarafından dava dışı … …A.Ş adına 28/02/2007 başlangıç, 28/02/2008 bitiş tarihli … İşyeri Sigorta Poliçesinin düzenlendiğini, düzenlenen bu poliçe çerçevesinde davacı şirketin dava dışı … .. A.ş’ne ait …/… Sokak No:…/A … adresindeki işyerini sigortaladığını, sigortalı işyerinde 25/06/2007 tarihinde hırsızlık olayının meydana geldiğini ve meydana gelen hırsızlık olayında sigortalı işyerinin güvenliğini sağlayan davalı … ve …. Şti’nin %100 kusurlu olduğunu, hasar dosyası incelendiğinde davalı … … Ltd. Şti. personellerinin ifadelerinde olay anında uyuduklarını ve hırsızların içeri girdikten sonra ve kameraları etkisiz hale getirdiklerinden sonra olaydan haberdar olduklarını açıkça beyan ettiklerini, hırsızlık bildirimi nedeniyle davacı şirket tarafından bir ekspertizin görevlendirildiği ve ekspertiz tarafından sigortalı bulunan meskende yapılan incelemeler sonucunda rapor düzenlendiğini, 25/06/2007 tarihinde düzenlenen bu raporda hırsızlık hasar tutarının 73.064,40 TL olarak belirtildiğini, ayrıca davacı şirketin dava dışı sigortalısına poliçe kapsamında zararını (73.064,40 TL) ödediğini, davacı şirketçe sigortalıya yapılan bu ödeme karşısında zararın oluşumunda kusurlu bulunan dava dışı sigortalı işyerinin güvenliğini sağlayan davalı … … Ltd. Şti den ve …. Ltd. Şti ‘ni … … numaralı poliçe ile Özel Güvenlik Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalayan diğer davalı … Şirketi’nden TTK’nun 1301 maddesi gereğince ödenen tazminatın kusurları nedeniyle ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davacı şirkete ödenmesi için bildirimde bulunulduğunu, bildirimde bulunulmasına rağmen her iki tarafında ödeme yapmadığını, zararın tazmini için … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile davalılar aleyhine icra takibi başlatıldığını, 73.064,00 TL asıl alacak, 2.648,31 TL işlemiş yasal faiz olmak üzere toplam 75.648,31 TL’nin takip tarihinden itibaren yıllık %9 oranında olmak üzere yasal faizi ile birlikte ödenmesinin talep edildiğini, her iki davalının da takibe itiraz ettiğini, bu itiraz doğrultusunda dosyanın İstanbul İcra Müdürlüğüne gönderildiğini ve …. İcra Müdürlüğünün … sayılı esasına kaydedildiğini belirterek davalıların …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazlarının iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Dava dilekçesi ve ekleri davalılara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Davalı … Şirketi vekili cevap dilekçesi ile, davalı aleyhine açılan davayı kabul etmediğini, davacının davasının zamanaşımına uğradığını, bu sebeple işbu davanın esasa girilmeksizin zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesini talep etmiş esasa ilişkin olarak, davanın İİK’nun 67 Maddesinde öngörülen 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra davayı açtığını, diğer davalı …. Ltd. Şti’nin … nolu Özel Güvenlik Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını ve davacı tarafından yapılan hasar başvurusu üzerine davalı şirketçe hasar dosyasının incelendiğini ve talep ettiği tazminatın Özel Güvenlik Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları Genel ŞArtlarının A.5 maddesinin (c) bendi ve diğer bentleri uyarınca teminat dışı olması sebebiyle hasar talebinin reddedildiğini, davaya konu alacağın likit olmadığını belirterek davalı aleyhine haksız ve yersiz açılan işbu davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı … Hiz. Tic. Ltd. Şti vekili cevap dilekçesi ile; davalı aleyhine açılan davayı kabul etmediğini, davalı şirketçe 08/06/2009 tarihinde icra takibine itiraz edildiğini, davanın ise 26/04/2011 tarihinde ikame edildiğini, 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde davanın açılmadığını, öncelikle süresinde açılmayan işbu davanın reddine karar verilmesini talep etmiş esasa ilişkin olarak, ikame edilen icra takibinin ve akabinde açılan davanın haksız olduğunu, davalı şirket ile …. A.Ş arasında akdedilen 14/03/2007 tarihli “koruma ve Güvenlik Hizmet Alım Sözleşmesi” madde 2.2 uyarınca güvenlik ve koruma hizmetinin kapsamı koruma ve güvenlik planı doğrultusunda özel güvenlik hizmeti vermekle yükümlü olduğunu, anılan sözleşmenin 2.3 uyarınca ise personelin silahsız olduğunun açık olarak belirtildiğini, güvenlik personelinin silahsız, telefon, kelepçe, cop, düdük vb. yardımcı güvenlik cihazlarıyla donatıldığını, personelin teçhizatının da dikkate alınarak davalı şirketin bir kusurunun bulunmadığı, silahlı saldırganlara karşı silahsız donatılmış güvenlik personellerinin herhangi bir müdahalede bulunamayacağının normal hayatın olağan akışı çerçevesinde normal karşılanması gereken bir durum olduğunu, dolayısıyla davalı şirketin kusurundan bahsetmenin mümkün olmadığını belirterek öncelikle hak düşürücü süre yönünden esasa girilmeksizin davanın reddine bu taleplerinin kabul görmemesi halinde davanın esasen reddine karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Mahkememizin 2011/… esas 2015/… karar sayılı 09/03/2015 tarihli kararı ile, davanın kısmen kabulü ile, davalıların 73.064,00 TL alacağa yönelik haksız itirazlarının iptaliyle takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren davanın konusuna ve tarafların sıfatına göre avans faiziyle birlikte devamına (davalı sigorta şirketinin sorumluluğu poliçe teminat limitiyle sınırlı olmak üzere) işlemiş faiz alacağına ilişkin istemin takipten önce davalıların temerrüte düşürülmesine ilişkin herhangi bir kayıt veya ihtarname söz konusu olmadığından reddine karar verilmiş, kararı tüm taraf vekilleri temyiz etmiş olup, Yargıtay …Hukuk Dairesinin 2015/… esas 2016/… karar tarihli 16/03/2016 tarihli ilamı ile;
“(1) Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılardan … … Limited Şirketi vekilinin tüm, davacı vekilinin (2) nolu bendin, davalı sigorta şirketi vekilinin ise (3) nolu bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
(2) Dava, davacı tarafından sigortalı işyerinde meydana gelen hırsızlık olayı sebebiyle oluşan zararın, işyerinin korunması görevini üstlenen davalı güvenlik şirketi ile bu şirketin özel güvenlik zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan davalı sigorta şirketinden rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili tarafından sunulan 26.09.2011 tarihli delil listesinin (5) nolu bendinde ”müvekkil şirketçe ödeme için gönderilen başvuru yazısı örneği (EK-3)” denilmiş ve davalı sigorta şirketine gönderilen yazı örneği dilekçeye eklenmiştir. Bu durumda mahkemece, diğer davalıya gönderilen başvuru ve tebliğe ilişkin tüm belgelerin davacı taraftan istenmesi, ibrazı halinde davalıların temerrüdlerinin bu çerçevede değerlendirilmesi gerekirken, ”… davalıların temerrüde düşürülmesine ilişkin herhangi bir kayıt veya ihtarname söz konusu olmadığından …” gerekçesi ile işlemiş faiz alacağına yönelik talebin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.
(3) Davalı sigorta şirketinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, davalı sigorta şirketi vekili tarafından Özel Güvenlik Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.5 Temİnat Dışında Kalan Haller başlığı altında düzenlenen (c) maddesi uyarınca, zarara sebebiyet veren bir olay sonucunda, sağlanan özel güvenlik hizmetinin eksik veya yetersiz olduğu iddiasıyla özel güvenlik görevlilerinin mesleki sorumlulukları nedeniyle sigorta ettirene yöneltilebilecek zarar ve ziyan taleplerinin teminat dışı olduğunu düzenlemesi gereğince, somut olayda meydana gelen zarar talebinin teminat dışı olduğu, müvekkilinden tazminat talebinde bulunulamayacağı savunulmuş olup, gerek hükme esas alınan bilirkişi raporunda gerekse karar yerinde bu savunma üzerinde durulmamış olması doğru görülmemiş, hükmün temyiz eden davalı sigorta şirketi yararına bozulması gerekmiştir.
(4) Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.” gerekçesiyle mahkememiz kararı bozulmuş, karar düzeltme isteminde bulunulmuş ise de, aynı hukuk dairesinin 01/10/2018 tarihli 2016/… Esas 2018/… karar sayılı ilamı ile, ” davacı vekili davacı vekili ve davalı … ve …. Şti. vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.” gerekçesiyle karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiş, dosya mahkememizin 2018/1020 esas sırasına kaydedilmiştir.
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Tarafların iddia ve savunmaları, Yargıtay bozma ilamı nazara alınarak, dosya bilirkişiye gönderilmiş olup, bilirkişi Sigortacılık Uzmanı … tarafından tanzim olunan 02/12/2019 tarihli raporunda; dosya kapsamında yer alan 14/12/2012 tarihli bilirkişi heyet raporu ile, güvenlik görevlilerinin görevlerini savsaklayarak kusurlu olduklarını, 22/01/2014 tarihli bilirkişi heyeti raporu ile, dava dışı sigortalının kusuru bulunmadığını, güvenlik görevlilerinin görevde uyuduklarını, %40 oranında kusurlu olduklarının tespit edildiğini, teknik tespitlerin mahkemece kabul edilmesi halinde genel şartlar kapsamında davalılardan sigorta şirketinin sorumlu tutulamayacağı kanaatinde olduklarını, dava dışı sigortalı ile davalılardan … arasında güvenlik sözleşmesi akdedildiğinin görüldüğünü, teknik tespitler kapsamına, davalı firmanın %40 kusurlu olması karşısında, dava dışı sigortalının davalıdan tazminat isteme hakkının bulunuyor olması karşısında tazminatı ödeyen sigorta şirketinin dava hakkı olduğunun kabul edilebilir olduğunu, davalı … firmasının meydana gelen hırsızlık hadisesinde kusurlu olduğu yönündeki teknik tespitlerin kabulü halinde, bu davalıya karşı rücu hakkından bahsedilebileceğini, güvenlik elemanlarının kusurları nedeniyle hırsızlık hadisesinin gerçekleşmiş olması bakımından Özel Güvenlik Zorunlu mali Sigorta Poliçesi A.5/c bendi kapsamında davalılardan sigorta şirketine rücu yöneltilemeyeceğini kanaatine varılmışsa da, takdirin mahkemeye ait olduğunu, mahkemece rücu hakkının kabul görmesi halinde, nihai takdirin mahkemeye ait olmak üzere, sigorta şirketinden ödeme tarihinden itibaren faiz talep edilebileceğini, diğer davalı özel güvenlik şirketinden ise haksız fiil tarihinden (hırsızlık tarihi) itibaren faiz talep edilebileceğini belirtmiştir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş olup, rapora karşı beyan ve itirazlar dosyaya ibraz edilmiştir.
Dava, davacı tarafından davalılar hakkında başlatılan icra takibine davalıların vaki itirazının iptali talebine ilişkindir.
Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalıların beyanları, Yargıtay ilamı, tanzim olunan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Dava, davacı tarafından sigortalı işyerinde meydana gelen hırsızlık olayı sebebiyle oluşan zararın, işyerinin korunması görevini üstlenen davalı güvenlik şirketi ile bu şirketin özel güvenlik zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan davalı sigorta şirketinden rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkememizin … esas … karar sayılı 09/03/2015 tarihli kararı ile, davalıların … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına 73.064,00 TL alacağa yönelik haksız itirazlarının iptaliyle takibin asıl alacağa takip tarihiden itibaren davanın konusuna ve tarafların sıfatına göre avans faiziyle birlikte devamına (davalı sigorta şirketinin sorumluluğu poliçe teminat limitiyle sınırlı olmak üzere) işlemiş faiz alacağına ilişkin istemin takipten önce davalıların temerrüte düşürülmesine ilişkin herhangi bir kayıt veya ihtarname söz konusu olmadığından reddine karar verildiği, davalı … … Ltd Şti yönünden açılan davada, bu davalı tarafından yapılan temyiz talebi üzerine Yargıtayca yapılan inceleme sonucunda temyiz talebinin reddine karar verildiği ve mahkememiz kararının bu davalı yönünden kesinleştiği anlaşıldığından, davalı … … Ltd Şti yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Davalı … Şirketi yönünden açılan davada ise; Güvenlik görevlilerin görevde uyudukları, bu sebeple zarar sebebiyet veren somut olayda özel güvenlik hizmetinin eksik ve yetersiz olduğu, davalı sigorta şirketi vekili tarafından Özel Güvenlik Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.5 Teminat Dışında Kalan Haller başlığı altında düzenlenen (c) maddesi uyarınca, zarara sebebiyet veren bir olay sonucunda, sağlanan özel güvenlik hizmetinin eksik veya yetersiz olduğu iddiasıyla özel güvenlik görevlilerinin mesleki sorumlulukları nedeniyle sigorta ettirene yöneltilebilecek zarar ve ziyan taleplerinin teminat dışı olduğunu düzenlemesi gereğince, somut olayda meydana gelen zarar talebinin teminat dışı olduğu, bu nedenle davalı sigortadan tazminat talebinde bulunulamayacağı anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
A-Davalı … … LTD. ŞTİ. yönünden açılan davanın davalı tarafça yapılan temyiz sonucunda temyiz talebinin reddi nedeni ile kesinleştiği anlaşıldığından bu davalı yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
B-Davalı … A.Ş. yönünden açılan davanın REDDİNE,
1-Davalı … A.Ş. vekil ile temsil edildiğinden, AAÜT gereğince takdir olunan 10.634,28TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
2-Mahkememizin ilk kararından sonra bu davalı tarafından bakiye karar harcı olarak maliye veznesine yatırılan 4.246,00TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde bu davalıya iadesine,
3-Davalı … A.Ş. tarafından yapılan 100,00TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından ilk karardan sonra yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
C-Mahkememizin ilk kararı ile hesaplanan yargılama gideri, vekalet ücreti yönünden kurulan hüküm davalı … Hiz Tic Ltd Şti yönünden kesinleştiğinden, yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
D-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 4.991,00 TL nispi karar harcından peşin alınan 745,85 TL den mahsubu ile 4.245,15 TL nin davalı … Hiz Tic Ltd Şti’den tahsili ile hazineye irad kaydına,
E-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde tarafından iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/03/2021

Katip …
E-İMZALI

Hakim …
E-İMZALI