Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1015 E. 2020/332 K. 17.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1015 Esas
KARAR NO : 2020/332

DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/06/2018
KARAR TARİHİ : 17/06/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalılar …ve …i’nin diğer davalı … AŞ’nin ortakları olduğunu, davacının üniversitede sınıf arkadaşları, onların aile mensupları ve yakın tanıdıkları ile kendi aralarında sermaye toplayarak 2013 yılında otel kurmak ve toprak sahiplerine de kira ödemek amacıyla … Caddesi üzerinde 8700 Ada, 5,6,7,8,9,17 parsellerde ana mal sahipleri ile anlaşarak ve tapulara %50 ortak olarak metruk binaları yenilediklerini ve butik otele çevirip işletmeye başladıklarını, daha sonra davacının arkadaşlarının taşınmazın toplamda %50’si üzerindeki paylarını farklı binalar için farklı anonim şirketi kurarak, şirket hisseleri üzerinde paylaştıklarını, 8700 ada, 17 nolu parselin %50’si davalı … AŞ, parsel 9un %50 hissesi ise … AŞ (…AŞ) üstüne alındığını, 26/12/2014 tarihinde davacının arkadaşı … AŞ’deki %10 hissesini ve… AŞ’den ise parsel 9un %5 tapusunu devraldığını, yine 2017 yılı Mayıs ayında davacının ortak arkadaşları ve yakınlarının davalı şirketteki paylarını davalı …’nun kayınpederi olan diğer davalı …ye devrettiğini, davacının devir sonrasında davalılar ile birlikte ortak duruma geldiğini ve %10 pay ile azınlık duruma düştüğünü, ortaklık yapısının değişmesinin ardından davacıya tebligat yapılmaksızın çağrısız olarak genel kurul toplandığını ve yönetim kurulu başkanlığına …, yardımcılığa ise …’nin getirildiğini, yönetim kuruluna tek imza ile temsil yetkisi verildiğini, davacının iyi niyetle şirket ortağı olarak davalı şirket ortağı ve yöneticiliğine e-posta ve telefonla genel kurul ile yönetim kurulu kararları, ana sözleşme ve satış sözleşmeleri, varlıklar ve yükümlülükler, varsa kira sözleşmesi, pay defteri kopyası gibi bilgileri talep ettiğini, bilgilerin verilmemesi üzerine davacının davalı … ve …’ye ihtarname gönderdiğini, daha sonra …’nin davacıyı arayarak diğer davalı …’nun şirketin içini boşalttığını, evrakları sakladığını, diğer taşınmazlardaki hisselerini sattığını ve malvarlığını yurt dışına çıkarmaya çalıştığını belirttiğini, ancak davalının sicil kayıtlarını incelediğinde davalıların gizlice usulsüz olarak genel kurul yaptığını, yönetim kuruluna kendilerini seçtiğini, davalıların aslında işbirliği içinde olduklarını öğrendiğini, davalıların bu şekilde şirketi ve davacıyı zarara uğrattığını, davalıların gerek 23/05/2017, gerekse 07/07/2017 tarihinde yaptıkları genel kurulun çağrısız olduğunu, söz konusu genel kurulların kanuna ve esas sözleşmeye aykırı olduğunu, bu nedenle söz konusu genel kurullar ve şirkete seçilen yönetim kurullarının yok hükmünde olduğunu, anılan nedenlerle davalı şirketin sahibi olduğu… Cad. 8700 ada, 17 nolu parselin taşınmaz ve bağımsız bölümler üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, aksi halde tapuya şerh verilmesine, dava sonuçlanıncaya kadar yönetim kurulunun temsil ve ilzam yetkisinin kaldırılarak tedbiren şirkete kayyım atanmasına, davalı şirketin 23/05/2017 ve 07/07/2017 tarihli genel kurulların yok hükmünde yada butlanla malul olduğunun tespitine, söz konusu alınan kararların ve sonrasında yönetim kurulunca yapılan tüm işlemlerin geçersiz sayılmasına, şirket kayıt ve defterlerinin uzman bilirkişi tarafından inceletilmesine ve şirkete özel denetçi atanmasına, davalılar … ve …’nin yönetim ve temsil yetkisinin kaldırılmasına, aksi halde sınırlandırılmasına, davalı şirkete kayyım atanmasına, şirketin uğradığı zarara karşılık bilirkişilerce yapılacak inceleme sonrasında arttırılmak üzere şimdilik 10.000,00 TL’nin kısa vadeli krediler için işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ve şirkete ödenmesine, şirket tarafından ödenmeyen kar paylarının geçmişe dönük ödenmesine ve bu hususta fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL’nin davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddia ettiği gibi çağrısız ve usulüne uygun olmayan bir genel kurul yapılmadığını, 08/05/2017 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında davalının henüz pay sahibi olmadığından söz konusu toplantıda bulunmadığını, davalı …’nin diğer davalı …’na şirket ile ilgili defterler vs.konusunda da bir husumet bulunmadığını, davalının diğer davalılardan … AŞ’nin %79 payına sahip ortağı ve yönetim kurulu başkan vekili olduğunu, yönetim kurulu karar defteri, ortaklar pay defteri ve genel kurul müzakere defterlerinin …’na teslim edilmek üzere 04/07/2017 tarihinde …’a verildiğini, …’nun söz konusu şirketin işleyişi ile ilgili usulsüzlükler yapmış olduğunu, bu hususların ortaya çıkması için şirketin pay defteri ve yönetim kurulu defterinin şirket merkezinden … tarafından götürüldüğünü, şirket defterleri incelenmek için ihtarname gönderilerek …’ndan istenilmiş ise de bu duruma bir cevap verilmediğini, diğer davalı …’nun şirket ile ilgili yaptığı usulsüzlüklerin ortaya çıkmaması için 6102 sayılı TTK 392.maddesi ve 437.maddesine aykırı davranarak defterleri gizlediğini ve yönetim kurulu ile genel kurulun toplanmasını engellendiğini, bu husus ile ilgili İst….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyası ile TTK 410/2.maddesi uyarınca genel kurulu toplantıya çağırma izni verilmesi ve şirket defterlerinin iadesi talepli dava açıldığını, anılan nedenlerle öncelikle iptali istenilen genel kurul toplantılarının usulüne uygun olarak yapılmış olduğunu, iptali durumunda şirketin büyük zarara uğrayacağını, davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu ve taleplerinin reddi gerektiğini, anılan nedenlerle davanın reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.

CEVAP: Davalı … vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının davası ve açıklamalarının maddi gerçeklikleri yansıtmadığını, keyfi ve duyuma dayalı bir kısım iddialarla gerçekler ve sorumlular gizlenmeye çalışıldığını, dava dilekçesinde bahsi geçen şirket, şahıs ve taraflar arasında uzun dönemlerle süregelen bir hukuki ilişki bulunduğunu, yaşanan uyuşmazlıklar da davacının gerçeğe aykırı beyanları ve haksız kazanç elde etmeye yönelik hukuka ve usule aykırı talepleri bulunduğunu, davacının kötü niyetli işbirliği, şahsi ilişki ve menfaatleri doğrultusunda davalı … AŞ yada iş ortağı bir şirketi sabote etmeye ve yasa ile korunan ticari menfaaletlerin gelişmesini ve sürekliliğini engellemeye yönelik taleplerinin hukuken korunamayacağını, tapu kayıtları incelendiğinde taraflar haricinde davalı … Otel’in tapu ortağı ve taşınmazı asıl kiraya verenin … ve komşu parselde …AŞ başta olmak üzere tüm bu hukuki ilişkilere dahil olan komşu parsel ve bina maliki 3.kişiler de mevcut bulunduğunu, davacı ile işbirliği içinde olduğu …, ailesi ve huzurdaki diğer davalı … ile usulsüz dava takip ve temsilinde bulunan vekillerinin işlemleri neticesinde tapu malikleri nezdinde taahhüt ve yükümlülüklerini yerine getirmediğini, adı geçenler tarafından davacı, davalı ve sair üçüncü kişilerden sermaye, kira, yatırım ve benzeri sebeplerle tahsil edilen paraların şahsi amaçlarla kullanıldığını, davalı … Otel’in ve diğer şirketlerin içlerinin boşaltıldığını, zararlarına sebebiyet verildiğini, bu zararların günden güne arttığını, yine davalının tapu ve hisselerini devrettiği ve malvarlığını yurt dışına kaçırmaya çalıştığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, davalının yalnızca kendisine teklif edilen hisse ve hisseli tapuları almak istediğini, kendisine verilen taahhütlere inanarak hareket ettiğini ve bu taahhütler doğrultusunda ödemeler yaptığını, bu şekilde … ile ailesi ve davalı …’nin maddi menfaat elde ettiğini, yine …’nin … ve ailesi ile hukuka ve usule aykırı işbirliğini devam ettirdiğini, davacı ve işbirliği içinde olduğu diğer davalı … ve dava dışı … ve ailesinin yasa ve usule aykırı şekilde mevcut ticareti sabote edip şirketlerin faaliyetlerini sonlandırmak için kötü niyetli ve ahlaka aykırı davranmakta ve gerek şirket gerekse ortakları aracılığı ile davalı …’ndan ve bir kısım diğer ortaklarından kira, hisse devir ve binaları ihya etmek üzere yapılan yatırımlara dair yapılan tahsilatlara haksız ve ahlaksız şekilde konmayı planladığını, yine dava dilekçesinde bahsi geçen genel kurulların sırasıyla %75 ve %90’lık hazır bulunanlar ve oybirliği ile gerçekleştirildiğini, ticari sicil nezdinde tescil ve ticaret sicil gazetesinde ilan edildiğini, bu çerçevede TTK 416.ve 417.maddeleri hükümleri dikkate alındığında bu genel kurul kararlarının yok hükmünde yada iptal edilebilir nitelikte olmadığının anlaşılacağını, genel kurulların ve alınan kararların davacının malumu olduğunu, davalının özen ve bağlılık borçları ile rekabet yasağını ihlal ettiği ve davalı … Otel ile davacıyı zarara uğrattığı iddialarının da gerçeği yansıtmadığını, davacının birçok maddi vakıadan haberdar olduğunu, anılan nedenlerle davacının kötü niyetli davasının reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı … A.Ş’ne usulüne uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, davalı şirket davaya cevap dilekçesi sunmamıştır.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, davalı … AŞ yetkililerinin davalı şirketi zarara uğrattığından bahisle uğranılan zararın tespiti ile söz konusu zararın davalı şirkete ödenmesi, yine davalı şirket tarafından ödenmeyen kar paylarının tahsiline yönelik tazminat davasıdır.
Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılarak, davalılar … ve …’nin yönetim kurulu üyeliği yaptığı dönemlerde davalı şirketi zarara uğratıp uğratmadıkları, zarara uğratmış ise ne şekilde zarara uğrattıkları, uğranılan zarar miktarının ne kadar olduğunun tespiti ile söz konusu tespitlerin denetime elverişli olacak şekilde rapora bağlanması ve davalı şirkete ödenebilecek miktar varsa bunun tespitinin istenilmesine, yine yapılacak incelemede davacı tarafından davalı şirketten geçmiş dönemlere ilişkin kâr payı isteminde bulunulduğu anlaşılmakla öncelikle davalı şirketin geçmiş dönemlerde kâr payı ödenmesine yönelik genel kurul kararı alıp almadığı hususlarının da incelenerek davacı tarafın varsa talep edebileceği kâr payı miktarının hesaplanmasının istenilmesine karar verilmiş olup, bilirkişi olarak Dr.Öğr.Üyesi …, Mali Müşavir… ve Mali Müşavir … tayin edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından sunulan raporda; Anadolu Cumhuriyet Başavcılığı’nın… soruşturma numaralı dosyasından, huzurdaki dava dosyasına celp edilen davalı şirkete ait 2016 ve 2017 yılı yasal defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığı, davalı şirketçe 2018 yılına ait yasal defterler ile dayanak belgelerin incelemeye ibraz edilmediği, bu nedenle dava konusu olaylar yönünden 2018 yılı yasal defter kayıtları üzerinde herhangi bir inceleme yapılamadığı, davalı şirketin 2016 ve 2017 yılları yasal defter kayıtları incelendiğinde davalı şirketin kurulduğu 2013 yılından itibaren her yıl zarar ettiği, hiç kar etmediği, bu nedenle 100.000,00 TL kuruluş sermayesinin 89.369,20 TL’sini kaybettiği ve kaydi değerlere göre teknik iflas durumuna geldiği, şirketin 2015 yılından itibaren teknik iflas durumunda olduğu, ne davalıların ne de önceki yetkililerin şirket sermayesinin iyileştirilmesi hususunda önlem aldığına dair herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanmadığı, davalı şirketin 2015 yılından itibaren gayri faal olduğu, önceki dönemlere ait yasal defter kayıtlarının incelenememesi nedeniyle önceki dönemlerde de gayri faal olup olmadığı hususunun tespit edilemediği, dosyaya celp edilen davalı şirkete ait 2016 ve 2017 yılları yasal defter kayıtları, dayanak belgeler ve Kurumlar Bey…meleri incelendiğinde davalıların şirketi zarara uğratmadığı, davalıların yönetime geçmesinden sonraki dönemde şirket zararının önceki dönemlere nazaran azaldığı, söz konusu zararın da şirketin zaruri giderlerinden kaynaklandığı, ancak sorumluluklarında bulunan 2017 yılı yevmiye defteri kapanış tasdikini yaptırmadıkları, bu nedenle şirketin muhtemel 6.190,00 TL tutarında idari para cezasına muhatap olabileceği, ancak bu cezanın davalı şirket adına idarece tahakkuk edilip edilmediği hususunun bu aşamada tespit edilemediği, bu hususta takdirin mahkemeye ait olduğu, davalı şirketin kar payı dağıtımı ile ilgili herhangi bir genel kurul kararının bulunmadığı, diğer yandan kuruluşundan itibaren hiçbir zaman kar etmediği, aksine her yıl zarar ettiği, bu nedenle davacının talep edebileceği herhangi bir kar payı alacağının bulunmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Aldırılan bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş olup, davacı ve davalı … vekili tarafından rapora karşı beyan ve itiraz dilekçelerinin sunulduğu görülmüş, taraf itirazları ile ilgili mahkememizce karar verilebileceği anlaşıldığından yeniden rapor aldırılması taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Yapılan yargılama, davacının iddiaları, davalıların beyanları, ibraz edilen deliller, mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu ibraz edilen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalılar … ve …’nin diğer davalı …AŞ’nin ortakları olduğu, davacı tarafça her ne kadar açılan işbu davada, davalıların gizlice usulsüz olarak genel kurul yaptığı, yönetim kuruluna kendilerini seçtiği, davalıların işbirliği içinde oldukları, davalıların davalı şirketi ve davacıyı zarara uğrattığını, davalıların gerek 23/05/2017, gerekse 07/07/2017 tarihinde yaptıkları genel kurulların çağrısız olduğu, söz konusu genel kurulların kanuna ve esas sözleşmeye aykırı olduğundan bahisle şimdilik 10.000,00 TL’nin kısa vadeli krediler için işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ve şirkete ödenmesine, şirket tarafından ödenmeyen kar paylarının geçmişe dönük ödenmesine ve bu hususta fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL’nin davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş ise de, mahkememizce yaptırılan ve hüküm kurmaya elverişli bulunan bilirkişi raporuna göre davalı şirketin kurulduğu 2013 yılından itibaren her yıl zarar ettiği, hiç kar etmediği, bu nedenle 100.000,00 TL kuruluş sermayesinin 89.369,20 TL’sini kaybettiği ve kaydi değerlere göre iflas durumuna geldiği, davalı … Otel’in 2015 yılından itibaren teknik olarak iflas durumunda olduğu, bu tarihten itibaren gayri faal olduğu, yine şirketin incelenen ticari defterleri ve Kurumlar Bey…melerine göre davalılar … ve …’nun davalı … Otel’i zarara uğratmadıkları, davalıların yönetime geçmesinden sonraki dönemde şirket zararının önceki dönemlere göre azaldığı, söz konusu zararın da şirketin zaruri giderlerinden kaynaklandığı, davalı şirketin kar payı dağıtımı ile ilgili herhangi bir genel kurul kararının bulunmadığı, yine kuruluşundan itibaren hiçbir zaman kar etmediği, aksine her yıl zarar ettiği, bu nedenle davacının talep edebileceği herhangi bir kar payı alacağı bulunmadığı anlaşılmakla, davacının subut bulmayan davasının reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının sübut bulmadığından REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar tarifesi gereği alınması gereken 54,40 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan (mahkememizin … Esas sayılı dosyasından tefrik edilen ve bu dosyada davacı tarafından dava açılırken yatırılan harçtan kalan bakiye 151,96 TL) 151,96 TL’den mahsubu ile bakiye 97,56 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 3.400,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır

“5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”