Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1004 E. 2019/466 K. 29.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1004 Esas
KARAR NO : 2019/466

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 03/02/2014
KARAR TARİHİ: 29/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … ile davacı …’in kardeşinin yetkilisi olduğu … Şti’nin 2011 yılında …Noterliğince düzenlenen … yevmiye nolu ve 27/01/2011 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptığını, davalı …’nın da tıpkı davacı gibi Sivaslı ve hatta davacı ile aynı köyden gelmekte olduğunu, kat karşılığı inşaat yapımı esnasında …’nın … Şirketi hakkındaki uygunsuz söylemleri üzerine, davacı …’in iyi niyetli olarak davalının yanına gittiğini, inşaatın kendisine teslim edilmemesi halinde tüm zararı şahsı adına karşılayacağını belirttiğini ve işbu davaya konu 300.000TL bedelli senedi kendisine teminattır ibaresi ile teslim ettiğini, belirtilen kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince davalı yanın tapuları üzerine aldığını ve kötü niyetli olarak davacının kendisine hiçbir borcu bulunmamasına rağmen işbu davaya konu senedi icra takibine koyduğunu, davalı tarafından davacıya nakden verilmiş hiçbir bedel olmadığını, bu sebeple davacının borcu olmadığının tesbiti için işbu davayı açmak zorunluluğu hasıl olduğunu beyanla, telafisi imkansız sonuçlar ortaya çıkacağından icra dosyasının işbu dava sonuçlanıncaya kadar durdurulmasını, davacı müvekkilinin davalı yana borcu olmadığının tesbitini, davalı yanın kötü niyetli olarak senedi icraya koyduğundan, davalının %20den aşağı olmamak koşulu ile kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, bononun hükümsüzlüğü ile ilgili iddia ve taleplerinin, tashihi karar aşamasından da geçerek kesinleşen İstanbul Anadolu …İcra Hukuk Mahkemesi’nin…Esas … sayılı kararı göz önüne alındığında reddedilmesi gerektiğini, kesin hüküm gereği taleplerinin bu yönde olduğunu, davacının bir hukuki ilişkinin varlığını kabul ettiğini, ancak bu hukuki ilişkinin senette görülen (“nakden” bedel kaydı) farklı bir ilişki olduğunu ileri sürdüğünü, bu durumda hukuki ilişkinin kendisinin ileri sürdüğü teminat ilişkisi olduğunun ispat külfetinin davacı-borçluya düştüğünü, zira davacı-borçlunun senedin bir hukuki ilişkiye dayanmadığını değil, başka bir hukuki ilişkiye dayandığını ileri sürdüğünü, temelde bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmekte olduğunu, davacının kabul edilmiş imzasını havi bononun mevcudiyetinin aksi bir yolu doğal olarak imkansızlaştırdığını, bononun üzerinde sadece “Teminat için verilmiştir” ibaresi bulunmakta olup, Yüksek Mahkemenin müstakar kararları tahtında böyle bir ibarenin bonoyu teminat senedi haline getirmeyeceğini, böyle bir hukuki sonuca ulaşabilmek için hangi hukuki ilişkinin teminatı olduğunun da kuşkuya yer bırakmayacak şekilde açıkça yazılması gerektiğinin mahkemenin malumunda olduğunu, inşaatın tamamlanamaması durumunda kendisi de mağdur olacak davalının davacıya ve davacının yetkili olduğunu zannettiği mezkur şirkete bono bedeli kadar parayı elden borç verdiğini, buna rağmen inşaatın süresinde bitirilmeyip, borç paranın da geri ödenmediğinden taraflar arasında ihtilaf baş gösterdiğini, iyi niyetle ve öncelikle dava dışı şirkete inşaatın bitirilmesi yönünde …noterliğinin 10/01/2012 tarihli ihtarnamenin keşide edildiğini, yine sonuç alınamayınca davacı ile kardeşi dava dışı …’in, Koyulhisar Noterliğinin 16/08/2010 tarih ve … yevmiye nolu vekaletnamesiyle tevkil edildikleri yetkilerden…Noterliği’nin 29/08/2012 tarih ve … yevmiye nolu azilnamesi ile azledildiklerini ve nihayetinde de dava konusu bononun 24/09/2012 tarihinde ilgili icra dosyasından işleme konulduğunu beyanla, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir
DELİLLER VE GEREKÇE:
İstanbul …Asliye Hukuk Mahkemesinin 30/06/2014 tarihli … esas … karar sayılı görevsizlik kararı üzerine dosya mahkememize tevzi edilmiş, taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, İstanbul Anadolu …icra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, İstanbul Anadolu …İcra Hukuk Mahkemesinin… esas sayılı dosyası, İstanbul …Asliye Ceza Mahkemesinin …esas sayılı dosyası, kat karşılığı inşaat sözleşmesi, takibe konu senedin örneği, tapu kayıtları, ihtarname, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma numaralı dosyası, Yargıtay içtihatları, … Bölge Müdürlüğüne ait … kullanıcı nolu sözleşme örneği, kat irtifak tapuları örnekleri, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının… soruşturma numaralı dosyası celp olunmuştur.
İstanbul …Asliye Hukuk Mahkemesinin 10/02/2014 tarihli kararı ile, İİK 72/3 madde uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğinden takibin durdurulmasına ilişkin yerinde görülmeyen ihtiyati tedbir isteminin reddine, icra takibindeki asıl alacağın %15 teminat karşılığında icra veznesinden yatan-yatıracak paranın alacaklı tarafa ödenmemesi için ihtiyati tedbir konulmasına karar verildiği görülmüştür.
İstanbul …Asliye Ceza Mahkemesinin… esas sayılı dosyasının tetkikinde;dkatılan …, sanık … olup, suçun dolandırıcılık olduğu, 29/12/2015 tarihli …karar sayılı kararı ile sanık …’in üzerine atılı dolandırıcılık suçundan açılan kamu davasının yapılan yargılama sonucu üzerine atılı suçu işlediğine ilişkin her türlü somut ve inandırıcı delil elde edilemediğinden CMKnun 223/2-e mad uyarınca beraatine karar verildiği, kararın temyiz edilmeden kesinleştiği görülmüştür.
27/02/2017 tarihli oturumda 6100 sayılı HMK’nun 186. Maddesi uyarınca sözlü yargılamaya geçilmiş, sözlü yargılamaya ilişkin diyecekleri ve son diyecekleri hazır bulunan davacı vekilinden sorulmuş; davacı vekili, önceki beyanlarını aynen tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasındaki davaya konu uyuşmazlığın teminat senedi olarak verildiği iddia edilen ve bedelsiz kalan 300.000TL meblağlı bono nedeni ile davalıya borçlu olmadığının tesbiti ile, davalının %20 oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi talebine ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
İstinaf Dairesinin kaldırma kararından önce mahkememizce yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacı tarafça davalıya verildiği iddia olunan senedin teminat senedi olarak mı verildiği, yoksa borç karşılığı düzenlenen ve ödeme aracı olarak düzenlenmiş bulunan bir senet mi olduğu noktasında toplandığı anlaşılmaktadır. Menfi tespit davalarında genel kural, alacaklı olan davalı tarafın alacağını ispatlaması olmakla birlikte, kambiyo senedine dayalı menfi tespit davalarında ise bu kuralın istisnası olarak davacı söz konusu senet sebebiyle borçlu olmadığını yada bu senedi ödediğini, borcun ifa edildiğini yada zaman aşımına uğradığını ispatlamakla mükelleftir. Dolayısıyla ispat külfeti davacı borçludadır. Ancak, senedin ihdas (düzenlenme) sebebi davalı tarafça talil edildiği taktirde yada senedin bir şeyin teminatı için verildiği düzenlendiği takdirde, bu kez ispat külfeti tekrar alacaklı davalıya geçmekte ve ispat külfeti yer değiştirmektedir. Kambiyo senetleri kural olarak düzenleme sebepleri yazılmamışsa mevcut bir borcun ödenmesi için düzenlenmektedir. Bu borcun doğumu da ya nakden olmakta yada malen olmaktadır. Ayrıca kambiyo senetleri mevcut bir borcun ödenmesi için düzenlenmeyip, bir hukuki ilişkide üstlenilen bir edimin ifasını temin amacıyla teminat amaçlı da düzenlenebilir. Teminat amaçlı kambiyo senedi düzenlendiği takdirde bunun hangi amaç için verildiği, ya teminat senedinin üzerine yazılmalı, yada ayrı bir sözleşme ile bu senedin hangi hukuki ilişkinin teminatı olduğuna ilişkin bir düzenleme yapılmalıdır. Davalı borçlu tarafından davadaki yargılama aşamasında davalı tarafından davacıya verilen borç para sebebiyle alacağa karşılık söz konusu bononun düzenlendiği belirtilmiş ise de, gerek bono üzerindeki bononun teminat senedi olduğuna ilişkin şerh, gerekse davalının Cumhuriyet Savcılığı önündeki yani resmi makamlar önündeki ikrarı dikkate alındığında, söz konusu bononun davacının kardeşi tarafından davalının inşaatının belirlenen sürede bitirilmesini temin amaçlı, bunun karşılığını ve süresinde bitirilmemesi halinde doğacak zararın tazmini amacıyla verildiği sabit olup, davalı tarafın Cumhuriyet Savcılığı nezdinde yapmış olduğu bu ikrar, mahkeme dışı olsa dahi, davalıyı bağlayıcı niteliktedir. Yine yargılama aşamasında davalı tarafça davacının kardeşi tarafından yapılan inşaatın eksik yapıldığı yada geç teslim edildiği şeklinde ve bundan kaynaklı olarak bir alacağının bulunduğu iddia edilmemesi nedeni ile, söz konusu bononun teminat vasfını yitirdiği, dolayısıyla davalı tarafça mevcut yargılamada bu tür iddiaların ileri sürülmemesi nedeniyle davacının kardeşi tarafından yükümlenilen inşaat işlemlerinin de süresinde ve zamanında yapılmış sayıldığı, bu bağlamda davacının teminat olarak davalıya verdiği bu senet sebebiyle, senedin bedelsiz kaldığı anlaşıldığından, mahkememizin … Esas, … Karar ve 15/03/2017 tarihli kararı ile söz konusu senet sebebiyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, ancak davalının kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmemiş ve davacının davasının kısmen kabul kısmen reddine ilişkin hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF İLAMI:
Mahkememizce verilen karar davalı tarafça İstinaf edilmiş, İstinaf …Hukuk Dairesi’nin … Esas, … Karar ve 20/09/2018 tarihli ilamı ile; davanın, teminat olarak verildiği ileri sürülen bonoya dayalı icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olup, davacının dava konusu bononun, davalı ile kendisinin kardeşinin yetkilisi olduğu dava dışı şirket arasında akdedilen Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi uyarınca inşaatın zamanında teslimi için teminat olarak davalıya verildiğini, davalının sözleşmeye konu taşınmazları tapuda devralmasına rağmen bonoyu iade etmediği gibi kötüniyetli olarak icra takibine konu ettiğini ileri sürdüğü, davalının ise bononun davacıya verilen borca mahsuben alındığını, verilen paranın iade edilmemesi nedeniyle bononun takibe konu edildiği savunulmuştur. Dava konusu bononun incelenmesinde keşidecilerinin davacı ile dava dışı …Şti, lehdarı davalı olan, nakden kayıtlı 15/10/2011 keşide 01/01/2012 vade tarihli 300.000,00 TL bedelli, üst kısmında ‘teminat için verilmiştir’ ifadesi bulunan bono olduğu, dava konusu senette keşide yeri bulunmasa da keşideci adresinin bulunduğu görülmekle TTK 776.maddesi uyarınca bono vasfını haiz olduğu, ispat yükü kendisinde olan davacı borçlunun, senedin teminat senedi olduğu yönündeki iddiasını yazılı delille ispatla mükellef olduğu, kambiyo senedindeki salt ‘teminat’ ifadesi dahi iddianın ispatı için yeterli olmadığı, senedin neyin teminatı olarak verildiğinin açıkça belirtilmesi gerektiği, (Emsal: Yüksek Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 04/04/2017 tarihli 2016/9547 E., 2017/2730 K. sayılı kararı), somut olayda dava konusu bonoda ‘teminat için verilmiştir’ ifadesi yer alsa da neyin teminatı olduğu açıkça belirtilmemiş olduğundan ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinde dava konusu bonoya herhangi bir atıf bulunmadığından bu ifadenin tek başına iddianın ispatı için yeterli görülmediği, bununla birlikte davalının gerek bu dava dosyasındaki gerekse ceza dava dosyasındaki beyanları değerlendirildiğinde dava konusu bononun davacı tarafça iddia edildiği gibi Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi uyarınca inşaatın süresinde bitirilmesinin teminatı olarak verildiği yönünde bir ifadesine rastlanılmadığı, Mahkememizin gerekçeli kararında davalının Cumhuriyet Savcılığında alınan beyanından söz edilmişse de dosya kapsamından Cumhuriyet Savcılığında alınan herhangi bir beyanına rastlanılmadığı, 27/01/2014 tarihinde Sadabad Polis Merkezinde alınan beyanında ise, davacının kendisinin inşaatını yaptığı sırada paraya ihtiyacı olduğunu, bunun üzerine kendisinin davacıya nakit olarak elden verdiğini, paraya karşılık aynı miktarda senet aldığını, senet üzerindeki ‘teminat için verilmiştir’ ifadesinin yazılma sebebinin davacının parayı almış ve karşılığında teminat olarak senet vermiş olması olduğunu beyan ettiği, ceza mahkemesinde alınan beyanının da benzer olduğu, davalının bu beyanının davacının teminat iddiasının ikrarı mahiyetinde kabul edilemeyeceği, yine ispat yükü kendisinde olan davacının dava dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayandığı, yemin delilinin kesin delil olup davada verilecek kararın esasını etkileyecek niteliği bulunduğundan, mahkememizce bu delilin değerlendirilmesi için, davanın yeniden görülmek üzere hükmün kaldırılarak dosyanın mahkememize gönderilmesine karar verilmiştir.
İstinaf kararı taraf vekillerine tebliğ edilmiş, mahkememizce İstinaf …Hukuk Dairesi’nin kaldırma kararının HMK 353/1a-6 maddesi uyarınca verildiği ve kesin nitelikte olduğu anlaşılmakla, bu karar uyarınca mahkememiz kararının kaldırıldığı görülmekle yargılamaya devam olunmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce İstinaf …Hukuk Dairesi’nin kaldırma kararı doğrultusunda davacıya yemin teklifinde bulunmak istiyorsa yemin metnini hazırlamak üzere 2 haftalık kesin süre verilmesine, kesin süre içerisinde davacı tarafça yemin metni hazırlandığında yemin metninin davalı asile tebliği ile bir sonraki celse yemin için mahkememizde bulunması, mazeretsiz olarak duruşmaya gelmemesi yada gelip yemin metnini eda etmemesi yada karşı tarafa reddetmemesi halinde davacı tarafın yemin metninde varsaydığı iddiaları kabul etmiş sayılacağının ihtarına karar verilmiştir.
Davacı tarafça yemin metni hazırlanmış ve davalı asile tebliğ edilmiş olup, davalı 29/05/2019 tarihli celsede huzura alınmış, davacı tarafça kendisine yemin teklifinde bulunulduğu hatırlatılarak yeminin konusu kendisine anlatılmış, davalının yemin edeceğini beyan ederek HMK 233.maddesi uyarınca hangi konuda yemin edeceği açıklanmış, yeminin anlam ve önemi anlatılarak yalan yere yemin etmesi halinde cezalandırılacağı hususunda dikkate çekilmiş olup, davalı ” dava konusu olan 15/10/2011 keşide tarihli, 01/01/2012 vade tarihli 300.000,00 TL bedelli bononun davalı …’e nakit olarak verdiğim borç para karşılığında aldım, 300.000,00 TL nakit borç vermiştim onun karşılığında söz konusu bonoyu aldım, bu hususta namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerler üzerine yemin ediyorum” şeklinde yemin etmiştir.
Yapılan yargılama, davacının iddiaları, davalının beyanları, ibraz edilen deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacı tarafça davalıya verildiği iddia olunan senedin teminat senedi olarak mı verildiği, yoksa borç karşılığı düzenlenen ve ödeme aracı olarak düzenlenmiş bulunan bir senet mi olduğu noktasında toplandığı, dava konusu bonoda “teminat için verilmiştir” ifadesinin yer aldığı, ancak her ne kadar bonoda bu ifade yer almış ise de senedin neyin teminatı olduğunun açıkça belirtilmediği, yine Kat Karşılığı İnşaat sözleşmesinde de dava konusu bonoya herhangi bir atıf bulunmadığından senetteki bu ifadenin tek başına iddiayı ispat için yeterli olmadığı anlaşılmıştır. Yine ispat yükü kendisinde olan davacının dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayandığı görülmüştür. Bu kapsamda İstinaf …Hukuk Dairesi’nin … Esas ve… Karar sayılı ilamı doğrultusunda davacıya yemin teklifinde bulunmak üzere süre verilmiş, davacı tarafça yemin metni hazırlanmış, bu kapsamda davalının 29/05/2019 tarihli celsede beyanı alınmış, davalı; dava konusu bonoyu davacı …’e nakit olarak vermiş olduğu borç karşılığında aldığı yönünde yeminli beyanda bulunmuş olup, davalının beyanı, yemin delilinin kesin delil niteliğinde olması ve İstinaf ilamı karşısında mahkememizce davacının davasının sübut bulmadığından reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının sübut bulmadığından REDDİNE,
2-İstanbul … Asliye Hukuk Mahkemesinin… Esas sayılı dosyasında 10/02/2014 tarihinde verilen TEDBİRİN KALDIRILMASINA,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar tarifesi gereği alınması gereken 44,40 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 7.607,40 TL’den mahsubu ile bakiye 7.563,00 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 31.768,53 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan toplam 135,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

“5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”