Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/933 E. 2022/576 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/933 Esas
KARAR NO :2022/576

DAVA:Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:27/10/2017
KARAR TARİHİ:27/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davacı aleyhine ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığını, takibe konu çeklerin … AŞ … Şubesine ait 24/08/2015 tarihli ve 31.550TL bedelli çek olduğunun anlaşıldığını, ancak ikinci ciranta olarak gözüken davacıya atfen atılan imzanın sahte olup, davacıya ait olmadığını, davalı alacaklının kötü niyetli olduğunu beyanla, ihtiyati tedbir kararı verilerek icra takibinin dava sonuna kadar durdurulmasına, davacı şirket yetkilisinin imzası ile çekin üzerindeki imzanın uyuşmaması nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine, davalının kambiyo senedini takibe koymakta kötü niyetli olduğundan takip konusu alacağın %20’den aşağı olmamak üzere tazminat ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın kötü niyetli olarak açıldığını, davanın kabulünün mümkün olmadığını, dava konusu çekin davalı bankaya … Mak İth ve İhr San ve Tic Ltd Şti tarafından ibraz edildiğini, davacı taraf ile dava dışı … Mak Şti arasında ticari alışveriş bulunduğunu, çekin davalı bankaya ibraz edildiğinde müşteri tarafından alınmış bir çek olup, davalı bankanın taraflar arasındaki ticari ilişkiye güvenerek çeki aldığını, davacı tarafından kendi kaşesi ile çekin arkasına ciranta olarak imza attığını, ancak davacı tarafından imzanın kendisine ait olmadığına ilişkin şimdiye kadar herhangi bir ödemeden men ile ilgili bir talepte yada resmi belgede sahtecilik ile ilgili şikayette bulunulmadığını, davacı borçluya ödeme emri ve çek suretinin 08/02/2016 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına rağmen bunca zaman herhangi bir işlem yapmamasının kötü niyet göstergesi olduğunu beyanla, haksız davanın reddine, davacının %20’de tazminat ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava, takibe konu çekteki imza inkarına dayalı menfi tespit davasıdır.
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, yargılama aşamasında taraf vekillerinin 01/07/2022 tarihli dilekçeleri ile taraflar arasında sulh olduklarını, davaya ilişkin birbirlerinden yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri bulunmadığını, bu nedenle davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep ettikleri görülmüş, 27/09/2022 tarihli duruşmaya katılan davalı vekili de beyanlarını tekrarla yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığını beyan etmiştir.
6100 sayılı HMKnun 308.maddesinde “Kabul, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir. Kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğurur.” denilmektedir.
Tarafların anlaşarak dava konusu uyuşmazlığı sulh yolu ile çözümledikleri, davanın konusuz kaldığı, tarafların sulh olduğu ve taraf vekillerinin yargılama giderleri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığı anlaşıldığından, sulh nedeniyle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1- Sulh nedeniyle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2- Taraf vekillerinin beyanları nazara alınarak vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, yapılan giderlerin tarafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
3- Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 80,70TL karar ve ilam harcının peşin olarak alınan 592,92TLden mahsubu ile fazla alınan 512,22TLnin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4- Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/09/2022

Katip …
E-İMZALI

Hakim …
E-İMZALI