Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/90 E. 2019/56 K. 24.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/90
KARAR NO : 2019/56
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 27/01/2017
KARAR TARİHİ: 24/01/2019
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin tefecilik yapan davalıya hiçbir ticari alışverişe dayanmayan ve karşılığı alınmayan senetler verdiğini ancak işbu senetlerden davaya konu 30/01/2017 tarihli 50.000,00-TL bedelli olan senedin defalarca davalıdan istenilmesine rağmen senedin iade edilmediğini ve müvekkillerinin davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığını beyanla davaya konu senedin iptal edilerek teminatsız olarak senedin üzerine tedbir konulması ve söz konusu senetle ilgili müvekkillerinin borcunun olmadığının tespiti yönünde huzurdaki davayı ikame etmişlerdir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; bononun bağımsız borç ikrarını içeren sebepten mücerret bir senet olup illâ bir sebebe bağlı olmasının gerekmediğini, bu nedenle davacının bononun karşılıksız olduğu ve karşılığında bir mal alınmadığı yönündeki iddiasının yazılı belgeyle ispatlanması gerektiğini beyanla açılan davanın reddiyle davacıların %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
(II) DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; bedelsizlik iddiasına dayandırılan menfi tespit davasıdır.
Talep konusuyla alakalı halen derdest olan bir icra dosyasının bulunmadığı sabittir. Bunun yanında takip öncesinde de icra tehdidi altında bulunabileceği düşüncesiyle yasa koyucu borçluya menfi tespit davasını açabilmesinde muhtariyeti olduğunu bildirmiş bu yönde hukuki yararı olduğu kabul edilmiştir.
Genel kural bu yönde olmakla birlikte aralarında davacı yığılması şeklinde ifade edilebilecek nitelikte ortak olarak menfi tespit davasını açmakta ne gibi bir menfaatleri olacağı, dava konusunun açıkça tespiti amacıyla somut düzeyde bahsedilen hangi bono kapsamında menfi tespit isteminde bulunulduğuna dair davacılar vekiline önce talebini açıklaması için önce normal süre, ara karar gereği yerine getirilmediği görülmekle de ihtarat tebliğ suretiyle kesin süre verilmiştir. Zira davacıların huzurdaki davayı açmakta hukuki menfaatleri bulunup bulunmadığı; ortada gerçek bir bononun varlığının öncelikle şüpheye yer vermeyecek düzeyde açıklanması, davacıların bahsedilen senette hangi sıfatla ve konumda borçlu oldukları ya da olmadıkları ve uyuşmazlık konusu evrakın niteliği ve vasıflarının tespiti ile mümkün olabilecektir. Bunun yanında HMK 114-(1)/h, 115-(2) bentleri açıktır. Verilen kesin süre dahilinde davacılar vekilince belirtilen hususlar dahilinde açıklama yapılmadığından davanın usulden reddi gerektiği takdir edilmiş ve aşağıdaki karar tesis edilmiştir.
(III) KARAR :
(1)Davanın USULDEN REDDİNE,
(2)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 44,40 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 853,88 TL harçtan mahsubu ile bakiye 843,18 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
(3)Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
(4)Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden AAÜT uyarınca 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
(5)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …
¸

“5070 Sayılı Kanun hükümlerince bu belge elektronik imza ile imzalanmıştır. “