Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/899 E. 2019/1006 K. 12.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/899
KARAR NO : 2019/1006

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/10/2017
KARAR TARİHİ : 12/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı… ve… adına kazı çalışmaları yapan diğer davalılar … İnşaat’ın …’da yaptığı iki ayrı noktadaki kazılarda müvekkiline ait kabloların hasar gördüğünü, işbu hasarlar sonucu yapılan incelemede müvekkili şirkette 14/07/2017 ve 29/07/2017 tarihlerinde toplam 31.583,39-TL zarar oluştuğunu, oluşan bu zararın giderilmesi için davalı…’ye 03/08/2017 tarihinde ve 16/08/2017 tarihinde 2 adet ihtarlı mektup ve hasar belgelerinin gönderildiğini ancak davalı tarafından müvekkili şirkete herhangi bir ödeme yapılmadığını beyanla haksız fiili sonucu meydana gelen hasarlar nedeniyle oluşan 31.583,39-TL zararın hasar tarihlerinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı şirketlerden müşterek ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı… vekilinin cevap dilekçesinde özetle; dava konusu olayda sahasında uzman şirkete işi ihaleyle verdiğini ve müvekkilinin işveren konumunda değil işin sahibi durumunda olduğundan müvekkiline atfedilecek bir husumet bulunmadığını, davacının hasar tarihinden itibaren faiz isteminde bulunamayacağı gibi haksız eylemden kaynaklanan davalarda ancak yasal faiz talep edilebileceğini, davanın …Şti.’ne ihbar edilmesini, aleyhe hüküm kurulması halinde alacağa yasal faizin uygulanmasını, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
İhbar Olunan Taşyapı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacının dava konusu hasarın müvekkili şirketin üstlendiği iş nedeniyle olduğunu iddia etse de söz konusu hasarın bu faaliyetler çerçevesinde olduğuna dair herhangi bir delil sunmadığını, oysa bir zararın haksız fiil sebebiyle oluştuğu iddiasında illiyet bağının ispatının gerektiğini, hasarın kabulü anlamına gelmemekle birlikte davacının iddia ettiği bölgede 27/07/2018 tarihinde aşırı yağış sebebiyle sel afetinin meydana geldiğini ve müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını beyan etmiştir.

(II) ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; dava dilekçesi ekinde yaşanan hasarlara ilişkin davalı…’ye gönderilen ihtaratlı mektup – hasar tespit formu – hasar belgesi – malzeme listesi – hasarın giderildiğine dair yazı – olay yeri krokileri ve olay yeri fotografları, İhbar olunan Taşyapı İnş. beyan dilekçesi ekinde gazete haberleri, Davalı… vekilinin dilekçesi ekinde …A.Ş. İle… arasında imzalanan 26/06/2019 tarihli eser sözleşmesi (sureti), Davalı… vekilinin 11/07/2019 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ekinde …İnşaat Dairesi Başkanlığının 09/07/2019 tarihli 280609 sayılı cevabi yazısıyla ekleri – ödeme makbuzu – sözleşme Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
(2)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, elektrik mühendisi … ve Makine Yüksek Mühendisi bilirkişi …’ya tevdii edilen dosyada tanzim olunan 26/06/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dosyadaki fotograflar ve hasar keşif formlarından mahalde saha dolabı – ek odası ve menhollerin bulunduğu anlaşılmakla hasar içeriğinin ve hasara uğrayan kabloların hasara en yakın 2 menhol arasında yenilenmesi içerikli olduğunu, hasarın onarımı için kullanılan emtiaların (kablo, ek malzemesi vb.) kullanılması gerekli malzemeler olduğu ve hasar onarım bedelinin haddi layığında olduğu kanaatine varıldığını, takdir ve karar Mahkemeye ait olmak üzere Yargıtay içtihatları gereği davacı şirketçe dosyaya sunulan … A.Ş. Firmasınca hazırlanan hasar tespit formu ve hasarla ilgili çalışmaların hazırlandığı 03/08/2017 tarihli yazıdan hasarın özel adam tutularak 3. Kişilere yaptırıldığının anlaşıldığını ve yeraltı güzergahına ilişkin yapılan çalışmada kullanılan malzeme ile onarımın adreslerde tutulan tutanakla uyumlu olduğunu, davacı tarafından hasarın onarımında ayrıca adam tutulup çalıştırıldığının kanıtlandığını, bu nedenle hasara ilişkin işçilik bedelleri hasar bedeline dahil edilerek 17/07/2017 tarihli hasar için 134,06-USD malzeme + 174,64-TL (kablo + montaj işçiliği) + 169,02-TL (el kazısı işçiliği) = 816,90-TL + KDV = 963,94-TL ve 29/07/2017 tarihli hasar için ise 3.120,45-USD malzeme + 1.716,66-TL (kablo + montaj işçiliği) + 12.958,56-TL (fiber ek yapılma işçiliği) = 25.690,41-TL + KDV olmak üzere toplam 30.314,68-TL (dolar kuru 3,53-TL) davacı şirketin toplam 31.278,62-TL hasar tazmin talebinin olabileceği yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.

(III) DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; haksız fiile dayalı maddi tazminat davasıdır.
Uyuşmazlık; davalı idarenin kazı çalışmaları neticesinde davacıya ait şebeke kablolarına zarar verildiği iddiasına dayalı olarak kusur nispetinde ve dava dilekçesinde belirtilen zarar miktarı dahilinde davacıya yönelik tazmin sorumluluğunun bulunup bulunmadığının tespitine yöneliktir.
Davalı…’nin husumete yönelik itirazı kazanın yüklenici firmanın işveren sıfatıyla… adına yürüttüğü kazı çalışması sırasında meydana gelmesi nedeniyle kabul görmemiştir. Davalı idare asıl işveren olarak kendi sorumluluğu altında bulunan yapımla alakalı olmak üzere 3. kişilere verilen zararlar nedeniyle doğrudan sorumludur. Davalı ve ihbar olunan taşeron şirketin aralarındaki akdi ilişki ve sorumsuzluk hükümleri kendi aralarındaki rücu ilişkisini ilgilendirir. Huzurdaki davanın konusu ise 3. kişiye verilen zararın tazminine yöneliktir.
Davanın esası yönünden ise HMK 266-(1) maddesince inceleme ve tespitin teknik düzeyde yapılması gerektiği açıktır. Sunulan bilirkişi heyeti raporu dahilinde; olay öncesinde davalı veya taşeron firmasınca müracaat karşılığı alınmış alt yapı kazı müsaadesi bulunmadığı, eğer müracaat yapılmış olsa idi güzergahın davacı elemanları tarafından incelenmesinin mümkün olabileceği, bu minvalde … İlçesi sınırları dahilinde yakın tarihlerde farklı noktalarda oluşan hasara kazı çalışmaları yapan taşeron firmanın kazı çalışmalarıyla sebebiyet verdiği, kablo derinliklerinin mevzuat dahilinde olduğu tespit edilmekle davacıya müterafik kusur atfedilemeyeceği ve her iki zarar kalemi yönünden hasar onarım bedeli isteminin haddi layığında olduğu ifade edilmiştir. Anlaşıldığı üzere eylem ve zarar arasındaki illiyet rabıtası açıktır. Bunun yanında kaza sonrası oluşan hasara ve gerçek zarar bedelinin tespitine yönelik olarak teknik bağlamda hasarlı kabloların tamamen değişmesi gerekeceği ve kullanılması gerekli malzeme açısından birim fiyat tarifesi hükümleri dikkate alınmak suretiyle onarım bedelinin gerçek zarar miktarıyla uyumlu olduğu da ortaya konulmuştur. İşçilik bedeli alacağına ilişkin olarak ise yapılan faturalandırma kapsamında özel olarak karşılandığı da tespit olunmakla malzeme ve işçilik bedeli toplamı olarak esas alınması gereken kur değeri üzerinden hesaplanan 17/07/2017 tarihli hasar nedeniyle toplamda 963,94 TL’nin ve 29/07/2017 tarihli hasar nedeniyle 30.314,68 TL’nin haksız eylem tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine hükmedilmiştir.
(Not: Yargılama esnasında davalı… tarafından 966,94 TL’lik hasar ödemesi davacı hesabına yapılmış ve iş bu husus gerekçeli kararın yazımından önce davacı tarafça da ayrıca ikrar edilmiş olmakla 17/07/2017 tarihli zarar kaleminin tazmin edildiği açık olduğundan bu husus gerekçeli kararda yazılmamış ise de durumun HMK 304-(1) maddesince açık hesap hatası olarak değerlendirilmesi gerekmiş, gerekçeli karar henüz taraflara tebliğ edilmemiş olmakla bu yöndeki tashih işleminin yapılıp hatanın tashih kararıyla düzeltilmek suretiyle, ödemesi yapılan 963,94 TL’lik kısmın hüküm fıkrasından çıkartılarak bunun yerine “963,94 TL’lik zarar bedeli yargılama esnasında davalı idare tarafından davacıya ödendiği ve bu istem yönünden uyuşmazlık ortadan kalktığından ayrıca karar verilmesine yer olmadığına” dair ibarenin eklenerek gerekçeli karara işlenmesi uygun görülmüştür.)

(IV) HÜKÜM SONUCU :
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
963,94-TL’sine 14/07/2017 tarihinden, 30.314,68-TL’sine 29/07/2017 tarihinden itibaren avans faizi işletilmek suretiyle toplam 31.278,62-TL’nin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
(2)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 2.070,79 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 539,37 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.531,42 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
(3)Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 3.637,76 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
(4)Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 1.268,71 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
(5)Davacı tarafından yapılan; 31,40 TL başvuru harcı, 539,37 TL peşin harç, 4,60 TL vekalet pulu, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti, 250,50 TL müzekkere, posta, tebligat masraflarından oluşan toplam 2.325,87 TL yargılama masrafından davanın kabul reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 2.232,43 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
(6)Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
(7)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Katip …
✍e-imzalıdır.

Hakim …
✍e-imzalıdır.

“5070 Sayılı Kanun hükümlerince bu belge elektronik imza ile imzalanmıştır. “

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/899 Esas
KARAR NO : 2019/1006 Karar

Davacı vekili sunmuş olduğu 13/12/2019 tarihli tavzih dilekçesi ile; mahkememizin 12/12/2019 tarihli kısa kararında “Davanın Kısmen Kabulü İle; 963,94-TL’sine 14/07/2017 tarihinden, 30.314,68-TL’sine 29/07/2017 tarihinden itibaren avans faizi işletilmek suretiyle toplam 31.278,62-TL’nin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,” şeklinde hüküm kurulduğu, ancak davalı kurum tarafından kendilerine 963,94 TL’lik kısım için ödeme yapıldığını, bu nedenle 963,94 TL’lik ödeme bakımından davanın konusuz kalmasına rağmen sehven hüküm kurulduğunu beyanla hüküm fıkrasının tavzihen düzeltilmesini talep etmiş olmakla;
Dosya incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Yargılama esnasında davalı… tarafından 966,94 TL’lik hasar ödemesi davacı hesabına yapılmış ve iş bu husus gerekçeli kararın yazımından önce davacı tarafça da ayrıca ikrar edilmiş olmakla 17/07/2017 tarihli zarar kaleminin tazmin edildiği açık olduğundan bu husus gerekçeli kararda yazılmamış ise de durumun HMK 304-(1) maddesince açık hesap hatası olarak değerlendirilmesi gerekmiş, gerekçeli karar henüz taraflara tebliğ edilmemiş olmakla bu yöndeki tashih işleminin yapılıp hatanın tashih kararıyla düzeltilmesine karar vermek gerekmiştir.

KARAR:
Mahkememizin 12/12/2019 tarih ve… Esas, … Karar sayılı kararında “Davanın KISMEN KABULÜ ile; 963,94-TL’sine 14/07/2017 tarihinden, 30.314,68-TL’sine 29/07/2017 tarihinden itibaren avans faizi işletilmek suretiyle toplam 31.278,62-TL’nin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,” şeklinde kurulan hükümden yanlış yazılan kısmın düzeltilerek, kararın HMK. 304- (1) maddesi uyarınca hüküm tebliğ edilmediğinden;
“Davanın KISMEN KABULÜ ile;
30.314,68-TL’nin 29/07/2017 tarihinden itibaren avans faizi işletilmek suretiyle davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
963,94 TL’lik zarar bedeli yargılama esnasında davalı idare tarafından davacıya ödendiği ve bu istem yönünden uyuşmazlık ortadan kalktığından ayrıca karar verilmesine yer olmadığına”şeklinde TASHİHİNE, kararın arkasına şerh edilerek taraflara bu şekilde tebliğine karar verilmiştir.

Katip Hakim
✍e-imzalıdır. ✍e-imzalıdır.

“5070 Sayılı Kanun hükümlerince bu belge elektronik imza ile imzalanmıştır. “