Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/888 E. 2018/651 K. 15.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/888
KARAR NO : 2018/651

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/05/2016
KARAR TARİHİ : 15/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Antalya Asliye Ticaret Mahkemesine hitaben verdiği dava dilekçesinde özetle; davacının … abone numarası ile 24.05.2006 ile 24.05.2016 tarihleri arasında davalı ile arasında sözleşme mevcut olduğunu, 2011 yılında EPDK tarafından alınan karar uyarınca daha önce faturanın genel toplamı içinde belirli bir oran olarak bulunan kayıp kaçak bedellerinin faturada ayrı bir kalem olarak gösterilmeye başlandığını, bu nedenle 2011 yılından önceki faturalarda müvekkilinden haksız olarak alınan kayıp kaçak bedellerinin tespiti ile şimdilik 64.320,00-TL’nin ödeme tarihinden itibaren değişken faiz oranı uygulanmak sureti ile hesaplanacak işlemiş faizi ile birlikte ya da dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; eldeki davanın, davalının yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceğini, müvekkili şirketin merkezi İstanbul olduğunu, ayrıca müvekkil şirket ile davacı arasındaki sözleşmenin 32. maddesinde İstanbul Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili olacağının hüküm altına alındığını, ayrıca müvekkili şirketin, dağıtım şirketi olmadığını, dava konusu edilen bedellerin, müvekkili şirket uhdesinde de olmadığını, kanunun ve kurul kararının uygulanmasından kaynaklanan ve işbu dava ile davacı tarafından dava konusu edilen bedeller, müvekkil şirket tarafından ilgili dağıtım firmasına ve ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına ödendiğini, kanun ve kurul kararları uyarınca sadece mevzuat gereği aracılık ettiği bu bedeller ile ilgili olarak müvekkili şirkete husumet yöneltilmesinin hatalı olduğunu beyanla husumet itirazlarının bulunduğunu, işbu davaya konu bedeller EPDK tarafından bir kurul kararı olarak alındığından davanını dayanağı olan kararın idari yargıda iptali söz konusu olmadan adli yargı nezdinde dava konusu edilmesinin mümkün olmadığını, söz konusu taleplerin zamanaşımına uğradığını, esas yönünden ise müvekkili şirketin, dava konusu bedeller ile ilgili olarak, ilgili enerji mevzuatı çerçevesinde hareket edildiğini, müvekkilinin Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu’nun tarafından belirlenen bedelleri tahsil etmekte olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
… 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 09/12/2016 tarihli yetkisizlik kararı (davalı yönünden verilen tefrik kararı sonrasında) üzerine Mahkememize tevzi edilen dosya Mahkememizin yukarıda yazılı esasına kayıt edilmiştir.
Dosya elektrik mühendisi bilirkişiye tevdi olunmuş, düzenlenen 05/03/2018 tarihli raporda; dava EPDK.da değişiklik yapılmadan önce açıldığından kayıp kaçak bedelleri dışında kalan bedellerin davacıdan alınmasının 4628 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu çerçevesinde EPDK.nun yasal mevzuatına uygun olduğu, yürürlükteki 5719 sayılı yasanın geçici 20.maddesi hükmünün “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17.madde hükümleri uygulanır” şeklinde olup, 6446 sayılı yasanın 17.maddesine göre ise, ilgili tüzel kişilerin kurul tarafından onaylanan tarifeleri uygulamakla yükümlü oldukları ve ilgili faaliyete ilişkin tüm maliyet ve hizmet bedellerini içeren kurul onaylı tarifelerin hüküm ve şartlarının bu tarifelere tabi olan tüm gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağı, tarafların iddia ve savunmaları, sunulan deliller, taraflar arasındaki sözleşme ve özellikle Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun kayıp kaçak bedellerinin geri ödenmesinin nedenini açıklayan ve herkes tarafından rahatlıkla anlaşılabilecek hususların hiçbir şekilde EPDK kararlarında belirtilmediğinden, davacı tarafın ödediği, kayıp bedeli ile bu bedelin davalı için 81.276,07 TL kayıp bedeli, 812,76 TL enerji fonu (%1), 1.625,52 TL TRT payı(%2), 4.063,80 TL BTV (%5), ye olan etkileri olmak üzere 87.778,15 TL.si olacağı, buna 15.800,07 TL.si(%18) KDV etkisini de eklersek kayıp kaçak bedeli ve etkileri toplamının 103.578,22 TL.si olacağı, davacının bu bedelleri davalıdan istemekte haklı olduğu, ancak 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun muhtelif maddelerinde değişiklik ve bu kanuna eklemeler getiren 6719 sayılı Eleketrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 17/06/2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş olup 6719 Sayılı Kanunun 21.maddesiyle 6446 Sayılı Kanunun 17.maddesine 10.fıkra olarak, “(10) Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda, tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” 26.maddesiyle de 6446 sayılı kanuna geçici madde “20-(1) Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perkende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17.madde hükümleri uygulanır.” hükmünün eklendiği, kanunun 21.maddesinin 17/06/2016 tarihinden sonrasını ve geçici 20.maddeyi öngören 26.maddesinin ise 17/06/2016 tarihine kadar açılan takip ve davalar ile başvuruları kapsadığından bağlayıcı nitelikteki bu yasal hükümlere ve en son yargı içtihatlarına göre, 6719 sayılı kanun kapsamında yapılan inceleme ve tespitlerde, dava konusu edilen abonelik adına tahakkuk ettirilmiş elektrik faturalarında, EPDK tarafından ilan edilen tarifelere aykırı bir durum olmadığı, bu nedenle davalının söz konusu kesintileri yapmasında bir edim ifasına dayalı haksız zenginleşme durumu bulunmadığından iade yükümünün de söz konusu edilemeyeceği belirtilmiştir.
Davada, elektrik abonesi olan davacıdan tahsil edilen kayıp-kaçak vs. bedellerinin davalıdan tahsili talep edilmektedir.
Kayıp-kaçak, dağıtım ve iletim bedeli, sayaç okuma ve perakende satış hizmet bedeli ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 E.- 2014/679 K. sayılı kararı ile Anayasa’nın “Vergi Ödevi” başlıklı 73.maddesinde “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Bakanlar Kuruluna verilebilir” şeklindeki düzenlemeye göre kayıp-kaçak, sayaç okuma, dağıtım, perakende hizmet ve iletim bedeli uygulamasının EPDK kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığından bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak elektrik bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne kadar bedel ödendiğinin bilinmesinin de şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğundan EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınması doğru bulunmayarak hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Dava tarihinden sonra, 17.06.2016 tarihinde 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun’un 21.maddesi ile 6446 sayılı Kanun’un 17.maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bent ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; Tüketici Hakem Heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükmü getirilmiştir.
6719 sayılı Kanun’un 26.maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen Geçici 19.madde de; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” ve Geçici 20.madde de ise, “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17.madde hükümleri uygulanır” hükmü düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre Tüketici Hakem Heyetleri’nin ve mahkemelerin bu konuda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri geçmişe de etkili olarak sadece dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmıştır. Diğer bir ifade ile yerindelik denetimi yapılamayacağı kabul edilmiş, AYM’ce mahkeme denetiminin sınırlanmasının Anayasa aykırı bulunmuş ise de diğer yönlerden yapılan aykırılık iddiasına ilişkin başvuruların reddolunduğu dikkate alındığında bu durumun esasa etkili bir sonuç doğurmayacağı sonucuna ulaşılmıştır.
6719 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerin Kanunun 17.06.2016 yürürlük tarihinden önceki dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak tahsil edilmiş dava konusu kayıp kaçak ve sayaç okuma bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden alacak davalarında da geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır. Bu durumun Anayasaya aykırılığı iddiasıyla yapılan başvuru AYM ce reddolunmuştur.
Dosya kapsamı ve HGK kararı uyarınca dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren 6719 Sayılı Yeni yasa nedeniyle dava konusuz kalmıştır. Dava tarihi itibarı ile HGK kararı uyarınca davacının dava açmakta haklı olduğu anlaşılmaktadır. Yargılama harç ve giderleri kural olarak davada haksız çıkan aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir. Aynı şekilde vekalet ücreti yönünden haksız çıkan taraf aleyhine hüküm kurulur. Dava açıldığı anda haklı durumda bulunan tarafın, yargılama sırasında oluşan yasa değişikliği sonucu haksız duruma düşmesi halinde yargılama giderlerinden, dolayısı ile vekalet ücretinden sorumlu tutulması olanaklı değildir. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesinin 2016/12 esas, 2016/12 karar, 07/12/2016 tarihli ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24.Hukuk Dairesinin 2016/16 esas, 2016/16 karar, 06/12/2016 tarihli kararları da bu doğrultudadır. Bu nedenlerle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek davacı lehine yargılama gideri ve maktu vekalet ücretine hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gerekli 31,40 TL başvuru harcı ile 35,90 TL peşin harç olmak üzere toplam 67,30 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan bilirkişi, tebligat posta masrafı olmak üzere toplam 650,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının yapmış oldukların masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, taraflarca dosyaya yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara İADESİNE,
4-Davacı yargılamada kendini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T göre tespit olunan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve temyiz harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/05/2018

Katip …
¸

Hakim …
¸