Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/84 E. 2018/648 K. 14.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/84 Esas
KARAR NO : 2018/648
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/01/2017
KARAR TARİHİ : 14/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacı şirketin… Holding bünyesinde faaliyet gösteren tekstil pazarında tanınmış ve köklü bir firma olduğunu, davalı firma ile davacı firma arasında süregelen ticari ilişkiden kaynaklı olarak hatırı sayılır meblağda mal alım satımı gerçekleştirildiğini, bir başka deyişle taraflar arasında süreklilik arz eden bir ticari ilişkinin bulunduğunu, davacı şirketin davalı borçlu firma ile yapmış olduğu alım satımları döviz üzerinden yaptığını, bu doğrultuda dolar faturaları düzenlediğini ve farklı vadelerle ödemeler gerçekleştirildiğini, bu ilişkinin doğal bir sonucu olarak kur farklarının doğduğunu, ticari ilişki kapsamında davalı borçlu tarafından bir çok kez kur farklarının kabul edildiğinin ve kur farkı faturalarına ilişkin ödemelerin gerçekleştirildiğini, …Noterliğinin 10/08/2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 2016 yılı içerisinde gerçekleştirilen alım-satım kapsamında 2016 yılı Haziran ayına kadar doğmuş 58.604,04 TL kur farkının davacı şirkete ödenmesinin talep edildiğini, bu bağlamda davacı şirket tarafından 16/08/2016 tarih ıth… numara ve … belge numaralı 58.604,04 TL bedelli faturanın düzenlendiğini, ancak kur farkı faturasına davalı tarafça kötüniyetli olarak itiraz edildiğini ve bu itiraz edilen kur farkı bedeline ilişkin de iade faturasının düzenlendiğini, davacının iyi niyetli olarak girişimlerde bulunmuş ise de davalı borçlu şirketin davacı … türlü iddialar ile oyaladığını ve uzun süre ödeme yapmaktan imtina ettiğini, bu fatura bedelinin tahsili talebi ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası kapsamında advalı borçlu şirket aleyhine icra takibi yapıldığını, davalının işbu icra takibine haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiğini belirterek davalının haksız ve kötüniyetli itirazının iptali ile takibin devamına ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Dava dilekçesi taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, taraflar arasında ticari ilişki olduğunu, bu ticari ilişkinin borçsuz olarak kapatıldığını, davacı firmanın kur farkı adı altında talebi olduğunu ve taraflarınca bu talebin reddedildiğini, davacı firmanın satış müdürünün taleplerini kabul ettiğini ancak firmanın finans servisinin kendi talebini yenilediğini, bu kez iki kere fatura gönderildiğini, bu faturalara itiraz edilip iade edildiğini, faturaların 9.119,52 TL VE 58.604.04 TL olduğunu, davacının yine iki kez ihtarname gönderdiğini ve bu ihtarnamelere de cevap verilerek iddialarının reddedildiğini, davacının 58.604,04 TL lik ilamsız icra takibi başlattığını ve bu takibe de aynı gerekçeyle itiraz edildiğini, ticari ilişkilerinde böyle bir uygulamanın bulunmadığını ve sözleşmede de böyle bir hususun olmadığını, ticari ilişkinin ödemeler yapılarak kapatıldığını, ilave bir talebin yersiz ve haksız olduğu görüldüğünden bu talebin reddedildiğini, faturaların reddedildiğini ve defterlere işlendiğini belirterek itirazlarının haklı olduğundan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE:
İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası getirtilmiş anılan takip dosyasında alacaklının …A.Ş olduğu, borçlunun … A.Ş olduğu, takip konusu alacağın 05/09/2016 16/08/2016 tarih ve … belge numaralı 58.604,04 TL bedelli fatura alacağına ilişkin olduğu ve yapılan takibe borçlu vekilinin itiraz dilekçesi ile, takibe konu edilen tutarın tamamına, asıl alacak, faiz ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini beyan etmiş olduğu ve itiraz üzerine takibin durdurulmuş olduğu anlaşılmıştır.
İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası, tarafların sunmuş bulunduğu delil ve belgeleri ile birlikte tüm dosya kapsamı tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde de inceleme yapılmak üzere Mali Müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişinin gerekçeli ve ayrıntılı raporu ile, davacı firmanın inceleme konusu yapılan 2014-2015-2016 mali dönemine ait ticari defterlerinin ait olduğu yılda yürürlükte olan TTK. ve VUK hükümlerine göre tutulduğu, 2015-2016 mali dönemine ait ticari defterlerinin e-defter olduğu, ticari defterlerinin yasal süreleri içerisinde açılış ve kapanış tasdiklerini yaptırmış olduğu, davalı firmanın incelemeye katılmadığını, ticari defter ve kayıtlarını incelemeye ibraz etmediğinden davalı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinden herhangi bir tespitinin yapılmadığını, davacı tarafın ticari defter kayıtların icra takip tarihi itibariyle 58.604,04 TL takip miktarı kadar davalı taraftan alacaklı olduğu, söz konusu alacağın kur farkı faturasından kaynaklandığı, davacı tarafın ticari defter kayıtları üzerinde yapılan incelemede taraflar arasındaki 2014-2015-2016 mali dönemlerinde ticari ilişkinin TL ve USD olmak üzere her iki para cinsinden sürdürülmüş olduğu, dönemsel olarak kur farkı değerlemelerinin yapılmış olduğu, davacı tarafın kayıtlarında dava konusu kur farkı faturası dışında 2015 mali döneminde benzer kur farkı faturalarının tanzim edilmiş olduğu ve söz konusu kur farkı bedelinin cari hesap içerisinde ödenmiş olduğu” tespit edilmiştir. Rapor taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiştir. Davacı vekili, rapora esas olarak bir itirazlarının bulunmadığını, haklılıklarının tespit edildiğini, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiş, davalı vekili ise bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, itirazları doğrultusunda dosyanın yeniden bilirkişi raporu tanzim edilmek üzere bilirkişiye tevdini talep etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; taraflar arasında bulunan ticari alışveriş sebebiyle kur farkından kaynaklanan alacağın tahsili amacı ile davalı hakkında başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davası olduğu tespit edilmiştir.
Yapılan yargılama davacı tarafın iddiaları, davalının beyanları, icra dosyası, mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında, davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğu, davacı tarafından davalıya ürün satışlarının olduğu, taraflar arasındaki uyuşmalığı oluşturan faturanın 16/08/2016 tarih …belge nolu e-faturanın oluşturduğu bu faturanın kur farkı faturası olduğu görülmüştür. Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda da belirtildiği üzere davacı ile davalı arasında düzenlenen 30/03/2015 tarihli sipariş formlarında satış bedellerinin USD olarak yer aldığı yine ödemelerin dövize endeskli satışlarda USD cinsinden ödeme yapılması ya da dövize endeskli satışlarda TL ile ödemelerde satış kuru ile tahsilat kuru arasında fark için düzenlenecek kur farkınında ödeneceğinin belirtildiği, davacının davalı ile olan ticari ilişkisini defterlerinde hem USD cinsinde hemde TL üzerinden takip ettiği, davalı tarafın ise ticari defter ve belgelerini incelemeye sunmadığı, Borçlar Kanunu 99. Maddesi uyarınca ülke parası dışında başka bir para birimi ile ödeme yapılmasının kararlaştırılması halinde sözleşmede aynı ödeme veya bu anlama gelen ifade bulunmadıkça borcun ödeme günündeki rayiç üzerinden ülke parası ile ödenebileceği düzenlenmiş olup borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklının bu alacağının aynen veya vade ya da fiili ödeme günündeki rayiç üzerinden ülke parasıyla ödenmesinin istenebileceği düzenlenmiş bulunmaktadır. Yine yerleşmiş Yargıtay kararları da dikkate alındığında sözleşmede yabancı para cinsinden bir ödeme yapılabilmesi için ya bu hususta sözleşmede açıkça hüküm bulunması ya da taraflar arasında süre gelen ticari ilişkide kur farkının mutad bir uygulama haline gelmiş olması gerekmektedir. Dosyaya sunulan sipariş tutanağında taraflar arasındaki ticari ilişkideki ödemenin USD cinsinden yapılacağı düzenlenmiş olup yine davacı ticari defterlerinde yapılan inceleme sonucunda da davaya konu kur farkı faturasından önce aynı hukuki ilişki kapsamında davacı tarafça 01/08/2015, 13/12/2015, 01/12/2015 ve 31/12/2015 tarihlerinde toplam 4 adet kur farkı faturasının kesildiği ve yine davalı tarafından söz konusu bu kur farkı faturaların ticari ilişki kapsamında ödendiği bu husus göz önüne alındığında da sözleşmede açıkça düzenlenmemiş olsa dahi taraflar arasındaki ticari ilişkide kur farkı düzenlenmesinin mutad hale geldiği, davalı tarafın tek başına kur farkı faturasının iade etmesinin de başlı başına davanın reddi için yeterli olmadığı, bu itibarla davacı tarafın ticari defterlerine göre de davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle 58.604,04 TL alacaklı olduğu anlaşıldığından davalı tarafından icra dosyasına yapılan itirazın iptaline karar verilmesi gerekmiş.
İcra inkar tazminatına yönelik talebe gelince: bilindiği gibi 2004 sayılı İİK. ‘nın 67/2 . Maddesi uyarınca ” bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu … Diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolununa şeyin tahammülüne göre red veya hükmolunan meblağın (01/07/2012 tarihinden sonra yapılan icra takibine itirazlarda) hükmolunan meblağın %20 ‘sinden aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata mahkum edilir denilmektedir. ayrıca gerek uygulamada gerekse bilimsel çalışmalarda sadece itirazın haksız olmasının borçlunun icra inkar tazminatına mahkum edilmesi için aynı zamanda alacağın likit olması da zorunludur. Alacağın likit olması için her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması, ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekli olması, böylece borçlunun borç tutarının tahkik ve tayin etmesinin mümkün olması, başka bir deyişle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. şayet tüm bu koşullar mevcut ise likit bir alacaktan söz edilebileceği Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun … Esas … Karar sayılı kararı ile de açıkça belirtilmiştir. Dava konusu bu olayda, davacı vekilinin dava dilekçesi ile talebinin mevcut olduğu, alacağın faturaya bağlı likit alacak olduğu anlaşılmakla davalının asıl alacağın %20’si oranında 2004 sayılı İİK’nun 67/2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Davacının davasının KABULÜ ile, davalı tarafından İstanbul… İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin takip talebindeki şartlarla aynen devamına,
2-İİK’nun 67/2. Maddesi uyarınca hükmedilen alacak bedeli olan 58.604,04 TL’nin %20’si oranında olmak üzere davalı aleyhine 11.720,80 TL icra inkar tazminatına hükmedilmesine, bunun davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 4.003,24 TL nispi karar harcından peşin alınan 1.000,82 TL nin mahsubu ile bakiye 3.002,42 TLnin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 6.796,44 TL nispi ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4)-Davacı tarafından yapılan 1.000,82 TL peşin harç, 700,00 TL bilirkişi ücreti, 152,00 TL yargılama masrafı olmak üzere toplam 1.852,82 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5)-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …