Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/818 E. 2018/1215 K. 14.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/818 Esas
KARAR NO : 2018/1215
DAVA : Tanıma Ve Tenfiz
DAVA TARİHİ: 22/09/2017
KARAR TARİHİ: 14/11/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tanıma ve Tenfiz davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin davalı şirkete 2007-2011 yılları arasında beş farklı finansal yardım sözleşmesi ile yüklü miktarda finansal yardım sağladığını, ancak davalı şirketin bu finansal yardımların çok az bir kısmını geri ödediğini, davalı şirketin davacı şirkete olan 3.996.728,38 USD ve 12.189.063,50 Euro tutarındaki borcunu ödemediğinden söz konusu finansal yardım sözleşmeleri uyarınca yetkili Kazakistan Mahkemesi nezdinde davalı şirkete karşı alacak davası açıldığını, yapılan yargılama sonucu Astana Şehri Özel Bölgelerarası Ekonomi Mahkemesi tarafından davalı şirketin davacı şirkete 3.996.728,38 USD ve 12.189.063,50 Euro ödemesine karar verildiğini ve işbu kararın kesinleştiğini, Kazak Mahkemesi tarafından verilen kararın Möhuk Hükümleri bakımından tenfiz koşullarını taşıdığını, anılan nedenle davanın kabulü ile Astana Şehri Özel Bölgelerarası Ekonomi Mahkemesi’nin 10/05/2017 tarihli 7119-17-00-2/2469 nolu kararının tenfizine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kazakistan Astana Şehri Özel Bölgelerarası Ekonomi Mahkemesi tarafından verilen kararın Türkiye Cumhuriyeti ve Kazakistan arasında imzalanan 17/07/1997 tarihli TBMM tarafından kabul edilen 13/06/1995 Tarihli Adli Yardımlaşma Anlaşması’nın 23.maddesine aykırı olduğunu, söz konusu uyuşmazlığın çözümünde yetkisi olmayan bir mahkeme tarafından davalı şirkete usul ve yasaya uygun bir şekilde tebligat yapılmadığını, davalı şirketin söz konusu davadan haberi olduğunda ise davacı şirket yetkilileri tarafından kasıtlı engellemelerle davalı şirket adına vekaletname çıkarılmasına izin verilmediğini ve savunma hakkının kasıtlı olarak engellendiğini, yine kararı veren mahkemenin yetkisiz olduğunu, yetkili mahkemelerin Türk Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle verilen kararın tenfizinin hukuka aykırı olduğunu, ayrıca Türkiye’de İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile aynı konuda açılan derdest bir dava olduğunu, anlaşmaya göre derdestlik durumunun da tenfiz için engel olduğunu, anılan nedenlerle davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, Kazakistan Astana Şehri Özel Bölgelerarası Ekonomi Mahkemesi tarafından verilen 10/05/2017 tarih … sayılı mahkeme kararının tenfizine yönelik tanıma ve tenfiz davasıdır.
Yapılan yargılama, davacının iddiaları, davalının beyanları, ibraz edilen deliller, Kazakistan Astana Şehri Özel Bölgelerarası Ekonomi Mahkemesi tarafından verilen 10/05/2017 tarih 7119-17-00-2/2469 sayılı mahkeme kararı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirket tarafından davalı şirkete 2007-2011 yılları arasında imzalanan finansal yardım sözleşmeleri uyarınca finansal yardım sağlandığı, ancak davalı şirket tarafından bu finansal yardımlara ilişkin ödenmesi gereken 3.996.728,38 USD ve 12.189.063,50 Euro alacağın ödenmediği iddiası ile davacı tarafından davalı şirkete söz konusu finansal yardım sözleşmeleri uyarınca yetkili Kazakistan Mahkemesi nezdinde alacak davası açıldığı, yapılan yargılama sonucu Astana Şehri Özel Bölgelerarası Ekonomi Mahkemesi tarafından 10/05/2017 tarih …sayılı karar ile davalı şirketin davacı şirkete 3.996.728,38 USD ve 12.189.063,50 Euro ödemesine karar verildiği görülmüştür. Davacı tarafça her ne kadar Astana Şehri Özel Bölgelerarası Ekonomi Mahkemesi tarafından verilen kararın mahkememizce tenfizine karar verilmesi talep edilmiş ise de davacı şirketin davalı şirkette %75 oranında çoğunluk hissedarı olarak 5 kişiden oluşan yönetim kurulunun 3’ünü seçme yetkisi olduğu, dolayısı ile davacı şirketin rızası olmadan herhangi bir yönetim kurulu kararı alınamayacağı, bu durumun davalı şirket adına vekaletname çıkartılmasına engel teşkil ettiği, anılan nedenle mahkemece davalı şirkete kayyum ataması yapılarak şirket adına işlemlerin kayyum tarafından yürütülmesi gerektiği, ilgili mahkeme tarafından dava süreci ile ilgili 3 adet tebligat yapıldığı, bu tebligatlardan birinin doğrudan … adına yapıldığı ve …’a tebliğ edildiği, diğer bir tebligatın ….AŞ Yürütme Organı şeklinde yapıldığı, ancak söz konusu tebligatın fiilen kime tebliğ edildiğinin tebliğ mazbatasında yer almadığı, 3.tebligatın da …AŞ adına çıkartıldığı, bu tebligatta da tebliğ alanın kim olduğunun tebliğ mazbatasından anlaşılamadığı, …’a çıkartılan tebligatın şirkete yapılmış sayılamayacağı, yine davalı iki tebligatta da tebligatı alan şahısların kim olduğunun tespit edilemediği, davacı tarafça söz konusu tebligatların B sınıfı hissedarlardan … ve …’a gönderildiği ileri sürülmüş ise de B sınıfı hissedar temsilcilerinin tek başlarına şirketi temsil etme yetkilerinin bulunmadığı, bu nedenle mahkemece yapılan tebligatların usulüne uygun olarak yapılmadığı ve davalı şirketin savunma hakkının engellendiği, Kazakistan Mahkemeleri tarafından yapılacak tebligatların kayyuma yapılması gerektiği ve davalı şirketin savunmasının alınması gerektiği, usulüne uygun olarak yapılmayan tebligat nedeniyle mahkemece verilen kararın Türkiye Cumhuriyeti ve Kazakistan arasında imzalanan 13/06/1995 Tarihli Adli Yardımlaşma Anlaşması’nın 23.maddesine ve MÖHUK 54/ç.maddesine aykırı olduğu, kendisine karşı tenfizi istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmadığı ve o mahkemede temsil edilmemiş olduğu, bu şekilde davalı şirketin gıyabında ve yokluğunda karara bağlanmış olduğu anlaşıldığından tenfiz şartları oluşmadığından istemin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının subut bulmadığından tanıma ve tenfiz isteminin REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereği alınması gereken 35,90 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 31,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 4,50 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 2.180,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 19,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …