Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/795 E. 2018/804 K. 21.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARARIDIR
ESAS NO : 2017/795
KARAR NO : 2018/804
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 15/09/2017
KARAR TARİHİ : 21/06/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket tarafından 07/03/2016-07/03/2017 tarihleri arasında geçerli Trafik Sigorta Poliçesi ile sigorta edilen, davalının maliki olduğu … plakalı aracın, firari sürücü sevk ve idaresindeyken 05/04/2016 tarihinde 3.kişinin işleteni bulunduğu … plakalı araca çarparak hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, hadise mahallinde tutulan Trafik Kazası Tespit Tutanağına göre davalı araç sürücüsünün olay yerini terk ettiği, kaza tutanağı, alkol raporu vb.kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davrandığı ve 8/8 kusurlu olarak hasara sebebiyet verdiğinin tespit edildiğini, söz konusu hadise nedeniyle … plakalı aracın sigorta şirketine davacı sigorta şirketi tarafından 25/11/2016 tarihinde kazadaki hasar bedeli ve poliçe limiti gereği 14.916 TL tazminat ödendiğini, bu nedenlerle 14.916 TL tazminatın fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla ödenme tarihi olan 25/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücreti ile birlikte davalıdan tahsiline, … plaka sayılı aracın trafik kaydı üzerine 3.şahıslara devrinin önlenmesi için HMK.389 ve devamı maddelerine göre teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizin 25/09/2017 tarihli tensip ara kararı ile davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin %15 teminat karşılığında kabulü ile davalı adına kayıtlı … plaka sayılı araç üzerine HMK.389 ve devamı maddeleri uyarınca dava süresince 3.kişilere devir ve temlikinin önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir konulmasnıa karar verilmiştir.
Davalıya dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ olunmuş, davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
Davalı şirketten trafik sigorta poliçesi ve hasar dosyasının bir sureti, … A.Ş.den 10/618405 sayılı hasar dosyasının içerik mevcut evrakları ve ödeme belgesi sureti getirtilmiştir.
Gaziosmanpaşa C.Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyası getirtilerek incelendiğinde, mağdurun …, müştekinin …, şüphelilerin… ve…, suçun taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma, suç tarihinin 05/04/2016 olduğu, 18/04/2016 tarihinde müştekilerin şikayetçi olmamaları nedeniyle şüpheliler hakkında kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya kusur-hasar-zarar uzmanı bilirkişi ile sigortacılık alanında uzman bilirkişiye tevdi olunmuş, düzenlenen 16/04/2018 tarihli raporda; 05/04/2016 tarihinde meydana gelen olayda kaza ile hasarın uyumlu olması, hasar tespitinin yapılabilmiş olması, olay yerini terk eden sürücünün ehliyetsiz ya da alkollü olduğunun sigorta şirketince somut deliller ile ispat edilememiş olması karşısında rücu hakkının doğmadığı, ancak mahkemece aksi kanaate varılması halinde, davalı taraf firari sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu, dava konusu … plakalı araç sürücüsü …’ın kusursuz olduğu, kaza sonucu olaya ait trafik kazası tespit tutanağındaki tespitlerin … plakalı araçta meydana gelen hasar ile uyumlu olduğu, hasarın durumunun kazanın oluş şekline alınan darbelere uygun olduğu, söz konusu aracın toplam hasar tutarının KDV dahil 14.916,28 TL olabileceği belirtilmiştir.
Dava davacı sigorta şirketi tarafından ZMMS kapsamında yapılan ödemenin sigorta genel şartları kapsamında sigortalısından rücuen tahsili talebine ilişkindir.
Davacı vekili tarafından her ne kadar mahkememizde dava açılmış ve taraf delilleri toplanmış ise de dava tarihi itibarı ile yürürlükte olan 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3/l maddesinde Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi,” ifade eder. Aynı kanunun 83/2 maddesinde ise “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” ifadesine yer vererek tüketici mahkemelerinin görev alanlarını belirlemiştir. 6502 Sayılı Kanunun 73. Maddesi hükümleri gereğince de “Tüketici işlemleri ile, tüketiciye yapılacak işlemlerden kaynaklanacak davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.”
Mahkemelerin görevi, ancak kanunla belirlenir (HMK m.1), kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Bu nedenle; yargılamanın her aşamasında mahkeme tarafından re’sen nazara alınması gerekir (HMK 20,114,115). Görev konusunda taraflar için kazanılmış hak doğmaz ve yeni bir kanunla kabul edilen görev kuralları kanunda aksine düzenleme yapılmadığı sürece geçmişe de etkilidir (HGK 14.04.2004 tarih 2004/19-218 Esas 2004/221 sayılı kararı).
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3. Maddesinin K bendinde ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiler tüketici olarak tanımlanmış olup, davalının ticari veya mesleki amaç ile hareket ettiği ileri sürülmemiş olup, davalı tüketici konumundadır. Tüketici konumundaki davalı ile davacı sigorta şirketi arasındaki ilişki tüketici ilişkisidir ve tüketici konumundaki davalıya karşı açılan davada dava tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6502 sayılı kanunun 73/1 maddesine göre tüketici mahkemelerinin görevli olduğu, davaya bakmakta mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla davanın görev yönünden usulden reddine, davaya bakmakta mahkememizin görevsizliğine ve görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğunun tespitine ve talep halinde dosyanın bu mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiş, hüküm aşağıdaki şekilde tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın görev yönünden reddi ile mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, talep halinde dosyanın görevli mahkeme olan İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
2-HMK 20. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içersinde taraflardan biri tarafından görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmesi halinde dosyanın İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, taraflarca süresi içersinde gönderme talebinde bulunulmadığı takdirde davanın açılmamış sayılabileceğinin ihtarına,
3-Yargılama, harç ve masrafların görevli mahkemece dikkate alınmasına,
4-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve temyiz harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip
Hakim
¸