Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/761 E. 2023/427 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/761 Esas
KARAR NO : 2023/427
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 29/08/2017
KARAR TARİHİ : 08/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 27/09/2016 tarihinde … nde … Caddesinden … feribotuna doğru gitmek üzere yürüyerek ilerleyen davacının yaya geçidinde yayalara yeşil ışık yandığını gördüğünü ve karşıdan karşıya geçmeye başladığını, bu esnada davalı …’ın sevk ve idaresindeki diğer davalı … adına kayıtlı, davalı … şirketi nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı ticari taksinin sol tampon tarafı ile davacıya çarpması sonucu yaralanmalı-maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, mobese kameralarından elde edilen CD izleme tutanağında ticari taksinin geçişinden hemen sonra arkadaki araçların trafik ışıklarında durması nedeniyle ticari taksinin trafik ışıklarının sarıdan kırmızıya döndüğü anda geçiş yaptığının tespit edildiğini, taksi şöförü hakkında taksirle yaralama suçundan … C.Başsavcılığının 2016/… soruşturma sayılı dosyası ile tahkikata devam edildiğini, davacının meydana gelen kaza nedeniyle bir çok kez hastaneye giderek raporlar aldığını, 28/09/2016 tarihinden 12/11/2016 tarihinde kadar işyerine gidemediğini, davacının yapmış olduğu tedavi giderlerinin bir kısmının belgeli, büyük bir kısmının ise belgesiz olduğunu, yine davacının kaza nedeniyle oldukça değerli olan pırlanta taşlı yüzüğünün de kullanılamaz hale geldiğini, davacının iyileşme sürecinde hem bedenen hemde ruhen acı çektiğini, davalı … şirketine yapılan başvuruya rağmen cevap verilmediğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin tüm haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik öncelikle … plakalı araç üzerine mümkünse teminatsız olarak tedbir konulmasına, 1.000 TL geçici iş gücü kaybı, 1.000 TL daimi iş gücü kaybı, 1.000 TL tedavi ve ilaç gideri, 500 TL bakıcı gideri, 500 TL hasar gören yüzük bedeli, 1.000 TL maddi tazminat ve 30.000 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 35.000 TL tazminatın araç işleteni ve sürücüsü yönünden kaza/haksız fiil tarihi, davalı … şirketi yönünden 15/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasını, davalı … şirketinin sadece manevi tazminat dışındaki alacak kalemleri yönünden sorumluluğuna gidilmesine, sigorta şirketi dışındaki davalıların taşınır, taşınmaz malları ile 3.kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin, tedbire konu edilen unsurlar dava konusu olmadığından reddine karar verilmiştir.
Davalı …vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davalı şirkete başvurusu esnasında sunması zorunlu olan evrakları eksik sunduğunu, ve kendisine başvurusunun eksik evrak nedeniyle sonuçlandırılamadığının bildirildiğini, davacı tarafından geçerli bir başvuru yapılmadan açılan işbu davanın usulden reddi gerektiğini, davalı şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olup sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğunu, meydana gelen kazada öncelikle kusur durumunun tespiti gerektiğini, dava konusu geçici iş göremezlik talebinin sigorta teminatı kapsamında olmadığını, geçici iş göremezlik taleplerinin sağlık teminatına dahil olduğunu, davalı şirket temerrüde düşmediğinden dava tarihinden itibaren faiz sorumluluğu bulunduğunu, ayrıca avans faizi talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, haksız fiilden doğan ilişkilerin ticari iş niteliğini kazanamayacakları, hükmedilmesi gereken faizin yasal faiz olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; mobese kamera kayıtlarından elde edilen CD izleme tutanağında da görüleceği üzere davacının yayalara kırmızı ışık yandığı esnada karşıya geçmeye teşebbüs ettiğini, kendilerinin aracının sarı ışık yandığı esnada hareket halinde olduğunu, bu nedenle öncelikle davacının kazanın oluşumunda 1.derecede kusurlu olduğunu, ayrıca aracın … Ticaret isimli işyerine kiralanmış olup kazanın olduğu tarihte de bu firmanın sorumluluğu altında olduğunu, sözleşme ve yasa gereği bu kiralama süresi içerisinde meydana gelen her türlü hasar ve kazadan bu firmanın sorumlu ve muhatap olduğunu, davacının haksız kazanç elde etme çabası içinde olup kaza ile ilgisi olmayan bir çok hastalığını da kaza sonrası oluşmuş gibi lanse ettiğini, ayrıca araç … Sigorta tarafından sigortalı olup tüm hasar ve zararın bu sigorta şirketinden tahsili gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; poliçe ve hasar dosyası, hastane tedavi evrakları, … İlçe Emniyet Müdürlüğünden tahkikat evrakı ve CD, SGK kayıtları, sosyal ve ekonomik durum araştırmaları, davacının çalıştığı bildirilen kurumlardan aldığı ödemeler ile maaş bordrosu mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
(2)Davaya konu kaza nedeniyle kusur oranlarının tespiti ile rapor tanzimi için dosya ATK … İhtisas Kuruluna gönderilmiş, düzenlenen 04/01/2019 tarih … sayılı raporu ile, davalı sürücü …’ın %100 oranında kusurlu olduğu, davacı yaya …’nun kusursuz olduğu belirtilmiştir.
(3)Davaya konu kaza nedeniyle davacıda meydana gelen maluliyet oranının kaza tarihi itibarı ile yürürlükte olan yönetmelik hükümleri uyarınca tespiti ile rapor tanzimi için dosya ATK … .İhtisas Kuruluna gönderilmiş, düzenlenen … karar sayılı rapor ile, 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflaması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri kapsamında kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 olduğu, iyileşme süresinin 20/01/2016 tarihinden itibaren 3 haftaya kadar uzayabileceği belirtilmiştir.
… ATK. … İhtisas Kurulunun 21/04/2021- … karar sayılı raporu ile, 03.08.2013 tarih, 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği ile bu yönetmelik kapsamında yer almayan bölüm, cetvel ve listeler için, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğundan maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 3 haftaya kadar uzayabileceği belirtilmiştir.
(4)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, aktüerya bilirkişi, sigorta uzmanı bilirkişi ve adli tıp uzmanı bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetine tevdii edilen dosyada tanzim olunan 06/04/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; 27.09.2016 tarihinde trafik kazasında …’nun kazada yaralanmasından dolayı;
bakıcı desteğine ihtiyacı ve bakıcı gideri olmadığı,
200,00 TL pansuman, bakım için gerekli tıbbi malzemeler ve ilaç giderleri, 200,00 TL
ulaşım ve bu süreçteki sosyal giderleri için olmak üzere dönemsel rayiç bedellerle toplam 400,00
TL. tedavi gideri olduğu,
dava dosyasında mevcut bilgelere göre, davacının olay tarihinde devlet memuru olarak görev
yapması ve % 100 malul sayıldığı (3) haftalık geçici işgöremezlik döneminde maaşını eksiksiz
alması sebebiyle, bu yönde maddi zararı olmayacağından, davacının maaş gelirine dayalı olarak,
geçici işgöremezlik döneminde, bu yönde maddi zarar hesabı yapılmasının mümkün olmadığı,
dava dosyasında, davacının görev yaptığı ilgili kurum tarafından; davacının (3) haftalık
geçici işgöremezlik döneminde, normal aldığı maaşı dışında, fazla çalışma, ek ders ücreti, sınav
ücreti ve sair, ne kadar miktarda ek kazançtan mahrum kaldığına ilişkin herhangi bir cevap yazısına
rastlanılmaması sebebiyle bu hususta başkaca değerlendirme yapılması mümkün olmadığı,
Davacının 27.09.2016 – 18.10.2016 tarihleri arası 3 haftalık dönemdeki Salı günleri
toplantıya katılamadığı, bu dönemde kurula katılamadığı 3 günlük sürede, toplantı başına gelirden
mahrum kaldığı durumuna göre, davacının bu dönemdeki kazanç kaybı sebebiyle maddi zararı =
1.049,85 TL. olduğu,
davacının SGK. tarafından karşılanmayan tedavi gideri ve geçici işgöremezlik dönemindeki
kazanç kaybı sebebiyle maddi zararlar toplamı = 400,00 TL. + 1.049,85 TL. = 1.449,85 TL. olup,
anılan miktar davalı … kuruluşunun ZMMS. poliçesi kapsamında sorumlu olduğu teminat
limitlerinin altında kaldığı, davalı …’ın … plakalı aracı… Ticaret ünvanlı
işyerine uzun süreli olarak kiraladığına ilişkin ticari defter, fatura, kiraların ödendiğine ilişkin
banka hesap ekstresi ve sair başkaca bilgi ve belge sunulmadığından, anılan araç işleteninin davalı
… olduğu,
davalı … tarafından sunulan belgelere itibar edilerek, davalı … adına
kayıtlı bulunan … plakalı araç 01.12.2015 – 01.12.2016 tarihleri arası … … –
… Ticaret ünvanlı işyerine uzun süreli olarak kiralandığının kabulü halinde bu taktirde;
aracın kayıtlı maliki ile dava dışı … … – … Ticaret arasındaki kiralama
sözleşmesine istinaden araç üzerinde hakimiyet ve tasarruf sağlanmış olmasına göre dava dışı
… … – … Ticaret ünvanlı şirketin işleten sıfatı taşıdığının Sayın Mahkemece
kabulü halinde ise bu taktirde, davalı …’ın sorumluluğu bulunmayacağı belirtilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Davalı … vekilince KTK 97. Maddesi kapsamında özel dava şartını yerine getirilmediğine ilişkin itirazda bulunulduğu, ancak davacı tarafça bu hususta sigorta şirketine öncesinde kanun kapsamında başvuru yapıldığı görülmekle davanın özel dava şartı yokluğuna ilişkin itirazının reddine karar verilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu, ATK kusur ve maluliyet raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49/1.maddesi uyarınca; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler. Hakim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler. Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hakim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir. Davacının uğradığı haksız fiil neticesinde maruz kalabileceği bedensel zarar aynı yasanın 54.maddesinde sayılmıştır. Bunlar; 1. Tedavi giderleri, 2. Kazanç kaybı, 3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, 4.Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplardır.
Davaya konu olayda davacının haksız fiil hükümlerine göre kazaya karışan aracın sürücüsü …’tan, araç maliki …’dan ve davalı aracın sigortacısı davalı …den maddi tazminat, davalı … ile …’a karşı manevi tazminat talep ettiği anlaşılmaktadır. KTK 85/son maddesinde, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” düzenlemesine yer verilmiştir. Davalı … şirketinin zarardan sorumlu tutulabilmesi için kazaya karışan sigortaladığı aracın sürücüsünün kazada kusuru olmalıdır. O halde sigorta şirketinin sorumluluğu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlıdır. Zira, kanunun emredici hükmü gereği sigortacı, işletene düşen hukuki sorumluluğu teminat altına aldığına göre, ancak işletenin sorumlu olduğu oranda zarardan sorumlu olacaktır. İşletene hukuken yükletilemeyen zarardan, onun sorumluluğunu teminat altına alan sigortacının sorumlu tutulması da mümkün değildir. Bu bilgiler doğrultusunda; kazanın, kazaya karışan dava konusu aracın ZMSS poliçe dönemi içerisinde gerçekleştiği, davalı … şirketince davalılardan … adına tescilli araç bakımından teminat sunulduğu, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar verenin bu zararı gidermekle yükümlü olduğu, kazaya sebep olan aracın sürücüsü …’ın %100 oranında kusurlu olduğu ve sorumluluğu nispetinde sigorta şirketinin davacının zararlarından sorumlu olduğu anlaşılmaktadır.
Bu doğrultuda davacının maluliyet oranının belirlenmesi için dosya ATK’ya gönderilmiş ATK’dan alınan 09/09/2020 karar tarihli raporunda; 27/09/2016 tarihinde gerçekleşen kazada uygulanması gereken Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri çerçevesinde değerlendirme yapılarak davacının engellilik oranının %0 olduğunu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 3 haftaya kadar uzayabileceği belirtilmiştir. Bu durumda davacının yaşanılan kazada sürekli engellilik halinin bulunmadığı, meydana gelen kazadan kaynaklı ise kusurunun bulunmadığı tespit edilmiştir.
ATK maluliyet raporunda davacının iyileşme süresinin 3 haftaya kadar uzayabileceğinden dosya aktüerya bilirkişisine tevdii edilmiş, yapılan hesaplama neticesinde davacının 27/09/2016- 18/10/2016 tarihleri arasındaki 3 haftalık geçici iş göremezlik döneminde 1.049,85-TL geçici iş göremezlik zararının olduğu, SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderinin ise 400,00 TL olduğu hesaplanmıştır.
Kazaya sebebiyet veren dava konusu … plakalı aracın davalı … adına kayıtlı olduğu, davalı ise adına kayıtlı kiraladığından sorumluluğunun bulunmadığına dair savunmalarda bulunduğu ancak araç maliki … aracın uzun süreli olarak kiraladığına dair sözleşme, fatura, kira ödemesine ilişkin hesap ekstresi ve sair hiçbir delil belge sunmadığı, bu nedenle uzun süreli kiralama ilişkisine ilişkin savunmalarını ispatlayamadığı, aracın kazanın gerçekleştiği tarihte maliki olduğu ve aracın sürücüsü ile birlikte sürücünün kusuru oranında müştereken sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır. Belirtilen bu nedenlerle; davacının gerçekleşen kazadan kaynaklı sürekli maluliyetinin bulunmadığı anlaşıldığından sürekli maluliyete ilişkin tazminat talebi kabul edilmemiş ancak 3 haftaya kadar iyileşme süresi bulunduğu ve bu süreye isabet eden 1.049,85-TL geçici iş göremezlik zararı ve SGK tarafından karşılanmayan 400,00-TL tedavi gideri olmak üzere 1.449,85-TL zararı bulunduğu, davalı sürücü, araç sahibi ve sigorta şirketinin bu zarardan müteselsilen sorumlu olduğu kanaatine varılarak; davacının maddi tazminat davasının Kısmen Kabulüne; 1.049,85-TL geçici iş göremezlik, 400,00-TL tedavi gideri olmak üzere 1.449,85-TL’nin davalı … ve davalı … yönünden kaza tarihi olan 27/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, diğer davalı … Anonim Şirketi yönünden davadan önce davalı … şirketine başvurusunun bulunduğu ve 8 iş günü sonrasına tekabül eden 16/08/2017 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal (aracın ticari araç olmaması sebebiyle) faiziyle birlikte tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine fazlaya ilişkin başkaca taleplerin reddine karar verilmiştir.
Davacı dava dilekçesi ekinde siyah beyaz fotoğrafını sunduğu kaza nedeniyle yüzüğünün hasarlandığından yüzük bedeli talep etmiş olup mahkememizce yüzüğün niteliği, karatı ve yüzük için inceleme talebinin bulunması halinde inceleme için mahkemeye sunulması istenmiş ancak davacı vekilince beyan dilekçesi sunulmuşsa da yüzük inceleme yapılmak üzere mahkememize teslim etmediği, talep edildiği gibi fotoğraf üzerinden inceleme yapılarak zarar hesaplanmasının ise mümkün olmadığı, dilekçede özellikleri belirtilen yüzüğün kaza esnasında hasara uğradığı iddia edilen yüzük olup olmadığının tespitinin mümkün olmadığı kanaatiyle davacı vekilinin fotoğraf üzerinden bilirkişi incelemesi yapılamayacağı da dikkate alınarak davacının yüzük nedeniyle zarar tazmini talepleri kabul edilmemiş kararda maddi tazminata yönelik fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.
Davacının manevi tazminata ilişkin talepleri bakımından yapılan değerlendirmede;
6098 Sayılı TBK 56. Maddesinde manevi tazminat düzenlenmiştir: ”Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.
Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”
Bu madde kapsamında manevi tazminat olarak verilecek paranın miktarının belirlenmesinde hakkaniyet gözetilmelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hak ve nisfetle hüküm vereceği Medeni Kanun’un 4. maddesinde belirtilmiştir. Manevi tazminat olarak ödettirilecek miktar cezalandırma amacına kaçmamalıdır. Çünkü zararın karşılanması amacı kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük değil, zarara uğrayanda bir huzur duygusunu doğurmaktır. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hâkim bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Somut davada davacının TBK’nın haksız fiil hükümlerine, davalılardan (davalı … şirketi hariç) manevi tazminat talep ettiği anlaşılmaktadır. KTK 85/son maddesinde, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu durumda manevi tazminat talebini yönelttikleri davalı araç sürücüsü ve araç malikinin sorumluluğu mevcuttur. Davacının meydana gelen kazada kusurlu olmadığı, TBK 56/1. Maddesi uyarınca manevi zarar talep edebileceği, haksız fiile konu eylemin ağırlığı ve davalı sürücünün %100 oranında kusuru, celbolunan sosyal ve mali durum araştırma raporları, davacı tarafın kaza sonrası yaşadıkları süreç, hak ve nesafet kuralları, manevi tazminatın, talep edeni zenginleştirme karşı tarafı da cezalandırma aracı olarak kullanılamayacağı dikkate alınarak manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddine; takdiren 12.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 27/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı … ve davalı …’tan alınarak davacıya ödenmesine fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının maddi tazminat davasının Kısmen Kabulü ile; 1.049,85-TL geçici iş göremezlik, 400,00-TL tedavi gideri olmak üzere 1.449,85-TL’nin davalı … ve davalı … yönünden kaza tarihi olan 27/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, diğer davalı … Anonim Şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 16/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin başkaca taleplerin reddine,
2-Davacının manevi tazminat davasının Kısmen Kabul Kısmen Reddine, 12.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 27/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı … ve davalı …’tan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
3-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 918,75 TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 119,55-TL’nin mahsubu ile bakiye 799,20-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Maddi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 1.449,85 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Maddi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/3 gereğince takdir olunan 1.449,85 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalılar …ve …’a verilmesine,
6-Manevi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Manevi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalı …’a verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 2.400,00 TL bilirkişi ücreti, 1.696,50 TL ATK ücreti, 500,50 TL tebligat, posta ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 4.597,00‬-TL yargılama masrafının davanın kısmen kabul ve reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 1.766,54 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, ayrıca işbu dava nedeniyle davacı tarafça yatırılan 119,55 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
9-Davalı …tarafından yapılan 50 TL yargılama giderinin kısmen kabul ve red oranında yapılan hesaplaması neticesinde 35,50 TL’sinin davacıdan alınarak işbu davalıya ödenmesine,
10-Davalı … tarafından yapılan 50 TL yargılama giderinin kısmen kabul ve red oranında yapılan hesaplaması neticesinde 30,78 TL’sinin davacıdan alınarak işbu davalıya ödenmesine,
11-Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK yönetmeliğinin 47/1 maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle … Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/06/2023

Katip …
✍e-imzalıdır.

Hakim …
✍e-imzalıdır.