Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/698 E. 2019/938 K. 02.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/698
KARAR NO : 2019/938

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/08/2017
KARAR TARİHİ : 02/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul…İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına konu…bank A.Ş … şubesinin, … çek numaralı, 21/07/2017 keşide tarihli, 90.000,00 TL bedelli çekle ilgili icra dosyasına konu çek bedeli 88.690 TL olarak ihtirazi kayıtla yatırıldığını, çekteki davacı şirket kaşesi üzerindeki imza/cironun davacı şirket yetkilisine ait olmadığını, işbu çekin davacı şirket ticari defter kayıtlarında teslim alınıp keşide edildiğine dair herhangi bir ibarenin de mevcut olmadığını, davalı tarafın daha önce davacı şirketle ilgili bu tür bir çek ile 3 adet icra takibi başlattığını, söz konusu davaların İstanbul …ATM.’nin … esas, İstanbul …ATM.’nin … esas ve İstanbul…ATM.’nin … esas sayılı dosyaları ile halen devam ettiğini, davalının icra takibi başlatmadan önce davacı şirketten icra takibine konu çekle ilgili bilgi aldığını, davacı firma yetkililerinin davalı şirket yetkililerine işbu çekteki davacı şirket kaşe ve cirosunun sahte olduğuna dair gerekli bilgili e-mail yoluyla verdiğini, buna rağmen davalının kötü niyetli olarak icra takibi başlattığını, davacı şirket adına daha önceki icra takipleriyle ilgili İstanbul C.Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyası ile şikayette bulunulduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla takibe dayanak çekteki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmaması, söz konusu çeke dair herhangi bir ticari alışverişin olmaması, davacı şirket adına kesilen ve davacı şirketin kestiği tahsilat veya reddiyat makbuzunun söz konusu çeke dair bulunmaması sebebi ve sair nedenler cihetinde davanın kabulü ile çek ile ilgili davacı şirketin borçlu olmadığının tespitini, dava sonuçlanıncaya kadar dava konusu çekle ilgili davalı tarafça başlatılan icra takibinin öncelikle teminatsız, olmaz ise uygun bulunacak teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı ile durdurulmasını, icra dosyasına yatırılan çek bedelinin davalıya ödenmemesini, davalının asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata, alacağın %10’u oranında para cezasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizin 08/08/2017 tarihli kararı ile alacağın %15’inden aşağı olmamak üzere teminat mahkeme veznesine yatırıldığında veya aynı tutarda kesin teminat mektubu ibraz edildiğinde icra takibi kapsamında icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi yönünde ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiş, davacı tarafça 15.500 TL değerli kesin teminat mektubu dosyaya ibraz edilmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu çekin faktoring işlemi kapsamında kanuna uygun olarak faktoring sözleşmesi ile birlikte kendilerinden önce ciranta olarak bulunan …Şti.ile …Şti.arasındaki ticari ilişkiyi gösterir çekin alımına sebep olan irsaliyeli fatura ile birlikte devralındığını, karşılık olarakda çek bedelini müşterisi…Şti.’ne ödediklerini, yürürlükte bulunan yasa gereğince faktoring şirketlerinin çeki devralırken çek tevsik eden belge niteliğinde bulunan, taraflar arasındaki ticari ilişkiyi gösteren faturanın mevcudiyetinin yeterli görüldüğünü, kanunen faktoring şirketlerine bu hususa ilişkin araştırma yapma zorunluluğu getirildiğini, bunun dışında kendilerinden beklenen başka bir sorumluluk olmadığını, iyi niyetli davalının çek üzerindeki ciranta olan davacının imzasının sahte olup olmadığını bilebilecek durumda olmadığını, ayrıca bu hususta hukuken bir araştırma yapma mecburiyeti bulunmadığını, davalının yasanın üzerine yüklediği tüm sorumluluğu eksiksiz olarak yerine getirdiğini, iyi niyetli meşru hamil konumundaki 3.şahıs olduğunu, davacının davalıya karşı iddialarını kesinlikte ileri süremeyeceğinin aşikar olduğunu, bu nedenlerle davanın reddi ile lehlerine tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
İstanbul C.Başsavcılığının… soruşturma sayılı dosyası, İstanbul…ATM.’nin … esas sayılı dosyası, İstanbul …ATM.’nin…3 esas sayılı dosyası, İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ve davaya konu çek aslı, davacı şirket yetkilisinin bildirilen kurum ve kuruluşlardan ıslak imzalı belge asılları getirtilmiş, mahkeme huzurunda davacı şirket yetkilisinin imza örnekleri alınmıştır.
İstanbul …İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası kapsamında alınan grafolog bilirkişi raporu ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …Hukuk Dairesi’nin… esas, … karar sayılı, 17/12/2018 tarihli ilamı dosya içerisine alınmış, incelendiğinde; davacının …A.Ş., davalının … A.Ş., davanın imzaya itiraz davası olduğu, 10/05/2018 tarihinde alınan bilirkişi raporu uyarınca takibe konu kambiyo senedinde borçluya atfen atılan imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığı belirlenmekle davanın kabulüne karar verildiği, …Hukuk Dairesi tarafından karar yasaya uygun olduğundan davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
…bank Genel Müdürlüğü’nün 28/06/2018 tarihli cevabi yazısı ile davaya konu … seri nolu çeke benzer imzalı şekilde ödeme yapılan örnek çeklerle ilgili ibraz bilgisi sunulmuş, bankanın 29/05/2019 tarihli cevabi yazısı ile de davaya konu çek yönünden üçüncü bir şahsa yetki verilmediği bildirilmiştir.
Dosya Adli Tıp Uzmanı ve Adli Grafolog bilirkişiye tevdi olunmuş, düzenlenen 23/03/2019 tarihli raporda; inceleme konusu çek aslı arka yüzündeki 2.ciroda bulunan … kaşe izi üzerine şirket yetkilisi adına atfen atılmış imza ile Abdulmuttalip Örs’e ait mevcut imza örnekleri karşılaştırıldığında, genel biçimsellik, başlangıç noktası, başlangıç şekli, dalga biçimi kullanım alışkanlığı, imzaların eğimleri, bitiş şekli ve yerleri, ekleme kullanma alışkanlıkları, işleklik derecesi, ebat, istif, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi gibi grafolojik tanı unsurları itibarı ile uygunluk veya benzerlik bulunmadığı, inceleme konusu …bank A.Ş…. şubesinin “…A.Ş”emrine yazılı, “…Ş”adına atılmış, … seri numaralı, 21/07/2017 keşide tarihli 90.000 TL bedelli çek aslı arka yüzündeki 2.ciro imzasının …’ün eli ürünü olmadığı belirtilmiştir.
Dava; imza inkarına dayalı menfi tespit davasıdır.
10.10.2006 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkındaki Yönetmelik m. 22/2 hükmü uyarınca, faktoring şirketleri kambiyo senetlerine dayalı olsa bile bir mal veya hizmet satışından doğmuş veya doğacak, fatura veya benzeri belgelerle tevsik edilemeyen alacakları satın alamazlar veya tahsilini üstlenemezler. Faktoring şirketleri belirtilen yönetmelik hükmü uyarınca alacağı temlik alabilirler. Faktoring işlemi alacağın temliki hükümlerine tabi olduğundan davacı kambiyo borçlusu, temlik eden durumundaki önceki alacaklısına karşı yani satıcı şirkete karşı ileri sürebileceği def’i ve itirazları factoring şirketine karşı da ileri sürebilir (BK. m. 167/1, TBK. M. 188/1).
Kambiyo senetlerinden doğan alacağa karşı borçlunun ancak senedin hükümsüzlüğüne taalluk eden veya senetten anlaşılan defilerle alacaklıya karşı şahsen haiz olduğu defileri ileri sürebileceği bu defilerden bazılarının mutlak, bazılarının ise nispi olduğu, senette sahtecilik definin mutlak defilerden olduğundan ve iyiniyetli hamil de dahil herkese karşı ileri sürülebileceğinde tereddüt bulunmamaktadır. Çekteki imzanın sahte olması, senetteki taahhüdün bulunmadığı yönündeki defilerden olup herkese karşı ileri sürülebileceğinden imzaları davacı şirket temsilcilerine ait olmayan davaya konu çeke ilişkin sahtelik iddiasının iyiniyetli de olsa hamil Faktoring şirketine karşıda ileri sürülebileceği aşikardır.
Dava, icra takibine konu edilen çekteki imzanın davacı şirket yetkilisinin eli ürünü olmadığından bahisle, icra dosyasında borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkin olup takibe konu …bank A.Ş…. şubesine ait, 21/07/2017 tarihli, 90.000,00 TL bedelli çek arka yüzünde bulunan 2.ciro altındaki imzanın davacı şirket yetkilisinin eli ürünü olmadığı anlaşıldığından davanın kabulü ile davacının İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün… esas sayılı takip dosyasında borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, her ne kadar davalı tarafça … Ticaret Sicili gazatesi kayıtlarına göre … ve …’ün de davacı şirketin temsilcisi olarak gösterildiğinden bahisle bu şahıslar yönünden de imza incelemesi yaptırılması talep edilmiş ise de, dosyada mevcut imza sirküllerinin incelenmesinde …’ün şirketi münferiden 3 yıl süre ile temsil ve ilzama yetkili olduğu anlaşılmakla talebin reddine karar verilmiş, çeki ciro yolu ile almış bulunan davalının takipte kötü niyetli olduğu sübut bulmamış olduğundan kötü niyet tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE,
-…bank A.Ş. … şubesine ait, 21/07/2017 tarihli 90.000,00 TL bedelli çek arka yüzünde bulunan 2. Ciro altındaki imza davacı şirket yetkilisine ait olmadığını, bununla ilgili İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Sayılı dosyası ile yapılan icra takibinde davacının borçlu olmadığının tespitine,
2-Davalının takipte haksız ve kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden kötü niyetli tazminat talebinin reddine,
3-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 6.668,21 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.667,06 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.001,15 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
4-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen dava değeri üzerinden AAÜT uyarınca yapılan hesaplama neticesinde 10.559,36 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; 1.741,46 TL harç, 600 TL bilirkişi, 155,30 TL posta, tebligat ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 2.496,76 TL yargılama masrafınının davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK yönetmeliğinin 47/1 maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza