Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/647 E. 2019/995 K. 12.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/647
KARAR NO : 2019/995

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/07/2017
KARAR TARİHİ : 12/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların aralarındaki ticari ilişki gereği vermiş olduğu hizmete karşılık dava dışı firma … Şti.’den 08/05/2017 tarihli 20.000,00-TL bedelli bir adet çek teslim aldığını ancak ciro edilerek çekmeceye konulan çekin hırsızlık sonucu çalındığını, çekin iptali amacıyla İstanbul …ATM’nin…E. Sayılı dosyası üzerinden dava açılmış ve ödeme yasağı alınmış ise de çekin ibraz edilmesi sebebiyle çek iptal taleplerinin reddedilerek dava açmaları için kendilerine 7 günlük süre verildiğini beyanla…bank …şubesine ait… numaralı 08/05/2017 tarihli 20.000,00-TL bedelli çekten dolayı davalıya borçlu olunmadığının tespiti, takibin durdurularak ihtiyati tedbir kararı verilmesi, davalının %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesi istemiyle huzurdaki davayı ikame etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; çekteki ciro silsilesine bakıldığında müvekkilinin yetkili ve yasal hamil olduğunu ve TTK 702. Md. Göre meşru hamilin teselsül eden cirolardan anlaşılacağını, çekin ciro yoluyla geçmesi nedeniyle çekin çalınıp çalınmadığı konusunda bir bilgisinin olmadığını, çalıntı iddiasının bir bedelsizlik defi olması nedeniyle şahsi bir defi olduğunu ve TTK 559 ve yeni 687 md. göre müvekkilinin bile bile kendisinin zararına bir hareketinin ispat edilememesi halinde bu defilerin ileri sürülemeyeceğini, çekin geçerliliğinin düşürülebilmesi için davacının iddialarını yazılı delille ispat etmesi gerektiğini ve çekte mücerretlik ilkesinin geçerli olduğunu ifade ederek tedbirin kaldırılarak davanın reddini, %20 tazminatın davacıdan tahsilini, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafta bırakılmasını talep etmiştir.

(II) ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; İstanbul CBS …Sor. Sayılı dosyası (uyap sureti) Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
(2)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, bankacı bilirkişi …’ye tevdii edilen dosyada tanzim olunan 31/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafından ibraz edilen ticari defterin tasdiğinin zamanında yapıldığını ve faturaların muhasebe esaslarına göre işlenmesi nedeniyle davacı yönünden delil niteliği taşıdığının anlaşıldığını, dava dışı …Şti.’ne fatura düzenleyen davacının dava konusu çeki ticari ilişkisine dayalı fatura karşılığı alacağına mahsuben teslim aldığının görüldüğünü, davacının kayıtlarında çekin arkasında bulunan cirolarla ticari ilişkisine rastlanmadığını ancak çekin çalınmadan önce ciro edilerek firmanın ofisinde muhafaza edilmesinin izaha muhtaç olduğunu, fatura karşılığı düzenlenen çekin davacılardan …’a teslim edildiğini ve çekin arkasındaki cirolarla ticari bağının bulunmadığını, tüccar olmayan davalının hiçbir belge sunmayarak çekin arkasındaki kendisinden önceki cirolarla ilgili hukuki ilişkisinin tespit edilemediği yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.

(III) DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; çekten kaynaklanan menfi tespit davasıdır.
Davacı dava dilekçesi kapsamında dava konusu edilen çekin hırsızlık neticesinde çalındığını, iptal istemiyle mahkemeye başvurduğunu, çekin ibrazı nedeniyle mahkemece verilen süre içerisinde mahkememiz huzurundaki davayı ikame ettiğini, çekteki imzanın davacıya ait olmakla birlikte suç konusu olay nedeniyle çekten ötürü menfi tespit talebinde bulunduğunu ifade etmiştir. Dilekçe içeriği itibariyle davanın çek istirdatı talebine yönelik değil menfi tespit istemine ilişkin olduğu görülmektedir. Öte yandan davacı taraf yargılamanın ilerki safhasında çek üzerinde yer alan imzanın adi ortaklığı temsil eden her iki ortak tarafından atılmadığı ve bu nedenle çekteki ciro silsilesinin kopuk olduğundan bahisle borçlu olmadığı yönündeki talebini yinelemiştir.
Celbolunan soruşturma dosyası incelendiğinde; davacı … E.’nin dava konusu edilen çeki bir gün öncesinden cirolayarak işyerinde muhafaza ettiğini ertesi günü 28/02/2017 tarihinde ise çalındığını beyan ettiği, şikayet başvurusunun 01/03/2017 tarihinde yapıldığı, yapılan incelemede herhangi bir kamera kaydına rastlanmadığının bildirildiği ve şikayette bulunan davacının olay yeri inceleme talebinde bulunmadığı, bu minvalde herhangi bir araştırma yapılması yoluna gidilmediği, soruşturmanın daimi arama kararıyla neticelendirildiği anlaşılmaktadır. Mahkememiz açısından maddi vakıaya yönelik bekletici mesele sayılmasını gerektiren bir durum olmadığı takdir edilmiştir.
Hayatın olağan akışı içerisinde özellikle ticari hayatta dava konusu olaydan yola çıkılırsa kıymetli evrak neviinden bir çekin cirolanarak saklanması söz konusu değildir. Çekin tevdii esnasında ciro edilerek verilmesi esastır. Öte yandan ciro edildikten bir sonraki günü çalındığı yönündeki iddianın ise davacı tarafça ispatlanamadığı, soruşturma dosyası nezdinde de konuyla ilgili somut geçerli bir delile tesadüf edilmediği anlaşılmaktadır. Menfi tespit davalarında ispat yükünün davalıya ait olduğu kabul edilmekte ise de kıymetli evraka dayalı menfi tespit isteminde davalı elinde senet bulunduğu için karşı ispat kuralı gereği ispat külfetinin davacıya ait olacağı açıktır. Somut olayda dava konusu edilen çekin şeklen geçerli ciro silsilesini haiz olduğu, davalının ağır kusur ya da kasıt unsuru gözetilerek bilerek davacılar aleyhine hareket ettiğine dair herhangi bir delil bulunmadığı, davacı yanın yargılamanın ilerki safhasında ileri sürdüğü adi ortaklığın temsiline yönelik olarak ciro silsilesinde kopukluk meydana geldiğine dair beyanına da 6098 Sayılı TBK 625. Maddesi amir hükmü kapsamında itibar edilmeyeceği, henüz icra takibi başlamadan dava açılmış olmakla davalı tarafça talep olunan tazminat talebinin yasal şartlarının oluşmadığı takdir edilmiş ve izah edilen gerekçe dahilinde davanın reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.

(IV) HÜKÜM SONUCU :
(1)Sübut bulmayan davanın REDDİNE,
(2)Şartları oluşmadığı takdir edilmekle davalı tarafça talep olunan tazminat isteminin reddine,
(3)Mahkememizin 21/07/2017 tarihli tensip ara kararıyla tesis edilen tedbir kararının kararla birlikte ortadan kaldırılmasına,
(4)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 44,40 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 341,55 TL harçtan mahsubu ile bakiye 297,15 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
(5)Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
(6)Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden AAÜT uyarınca 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
(7)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Katip …
✍e-imzalıdır.

Hakim …
✍e-imzalıdır.

“5070 Sayılı Kanun hükümlerince bu belge elektronik imza ile imzalanmıştır. “