Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/634 E. 2021/239 K. 23.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/634 Esas
KARAR NO:2021/239

DAVA:Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:24/11/2016
KARAR TARİHİ:23/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davacının 06/09/2015 tarihinde …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile … ilçesi … … Mah … Sok yolunda seyir halinde iken, sürücü …’ın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sebebi ile … Sok üzerinde bulanan yön ayırma beton direğine çarpması sonucu aracın savrulduğunu ve işbu kaza sonrası ağır yaralanan davacının araçta bulanan ve kendisine oranla hafif yaralanan sürücü … ve arka koltukta yolcu olarak bulunan … tarafından ilk müdahalesinin yapıldığını ve ağır yaralanan davacının kaza sonrasında defalarca ameliyat olduğunu, akabinde evinde yatarak tedavi gördüğünü, ayrıca davacının acı hadise neticesinde ağır acı ve elem yaşadığını, davalı sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı aracın kusuru ile meydana gelen trafik kazasında davacının uğradığı zarar nedeniyle fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydı ile100,00TL tedavi giderleri, 100,00TL ulaşım giderleri ve aktif-pasif dönem iş göremezlik ve iş gücü kaybına ilişkin olmak üzere 800TL olmak üzere toplam 1.000,00 TL maddi ve ayrıca 40.000,00TL. manevi tazminat olmak üzere toplam 41.000,00 TL tazminatın kazanın meydana geldiği 06/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte, davalı sigorta şirketinden poliçe teminat limitleri dahilinde, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddi gerektiğini, davacı tarafın, işbu dava öncesinde davalıya herhangi bir başvuru yapmayarak kanunda belirtilen başvuru şartını yerine getirmediğini, 06/09/2015 tarihli kazaya karıştığı belirtilen … plakalı aracın davalı sigorta şirketine 30/03/2015-30/03/2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numaralı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, söz konusu teminat limitinin kaza tarihi itibariyle kişi başı 290.000TL olduğunu, teminat limitleri bildirmenin davayı kabul anlamına gelmediğini, davacının iddialarının haksız olduğunu, davalı şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusurlu olması halinde kusur oranı ile sınırlı olduğunu, bu nedenle kazaya karışan araç sürücülerinin kusur oranlarının tespiti gerektiğini, söz konusu trafik kazası nedeni ile davacının meydana gelmiş bir maluliyetinin olup olmadığının, kaza ile ilgisinin ve varsa oranının belirlenmesi gerektiğini, davacı tarafa SGK tarafından rücuya tabi herhangi bir ödeme veya gelir bağlama işleminin yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi gerektiğini, tedavi giderlerinin tamamı yapılan kanun değişikliği ile zorunlu trafik poliçesi kapsamından çıkarıldığını, zorunlu mali mesuliyet sigortası genel şartları uyarınca dolaylı zararlar nedeniyle yöneltilecek tazminat talepleri sigorta kapsamı dışında tutulmakta olduğunu, geçici iş göremezlik tazminatının poliçe kapsamında olmadığını, ayrıca kabul anlamına gelmemek kaydıyla, tazminat hesaplaması yapılması halinde belirlenecek tazminattan hayır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, tazminattan davacının emniyet kemeri takmaması nedeniyle müterafik kusur indirimi de yapılması gerektiğini beyanla, haksız davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, davaya konu kazada aracın sevk ve idaresinin … olduğunu, kaza gecesi alkollü olan davacının aracın ön yolcu koltuğunda oturduğunda …’ın davacıya emniyet kemeri takmasını söylemesine rağmen davacının emniyet kemeri takmadığını, emniyet kemeri takılmadığında aracın uyarı verdiğinden şoför …’ın davacıyı ikna etmek için aracın uyarı sesinden rahatsız olduğunu, dikkatinin dağıldığını söyleyerek ısrarla emniyet kemeri takmasını istediğini, davacının alkolün etkisiyle şoför …’ın bu ısrarlarını dikkate almadığını, ancak ısrarlı taleplerine de karşı koyamayacağını da anlayınca emniyet kemerini vücudunun arkasından geçirmek suretiyle kemeri yuvasına taktığını, araç soförü …’ın emniyet kemerini takmış olduğu için kazayı hafif sıyrıklarla atlattığını, davacının tüm uyarılra rağmen emniyet kemerini takmaması neticesinde kendi kusuruyla daha ağır yaralanmasına kendisinin sebep olduğunu, davacının tedavi, ilaç ve hastane gidiş dönüş yol masraflarının davalı tarafından karşılandığını, davacının kaza sonrası raporlu olduğu günler dışında çalışmaya devam ettiğini ve aynı maaşı almaya devam ettiğini, yani çalışma gücünün azalmadığını, bu konuda herhangi bir kazanç kaybına da uğramadığını beyanla, davacının haksız davasının reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, kaza tespit tutanağı, olay yeri krokisi, SGK kayıtları, hastane kayıtları, epikriz raporu, poliçe, iş göremezlik rapor çıktıları, rücu dosyası, radyoloji raporu, grafiler, hasar dosyası celp olunmuştur.
Adli Tıp Kurumu ….İhtisas Kurulu tarafından tanzim olunan 31/10/2018 tarihli … karar sayılı raporuna göre; davacının E cetveline göre % 9.1 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 12/12/2018 tarihli 6498 tarihli raporunda; sürücü …’ın %100 oranında kusurlu olduğu, davacı …’in ise kusursuz olduğu belirtilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, dosya bilirkişiye gönderilmiş olup, bilirkişi Aktüeryal Uzmanı … tarafından tanzim olunan 09/11/2020 tarihli raporunda; 06/09/2015 tarihinde meydana gelen yaralanmalı olayda daacı …’e ilişkin tazminat tutarının; hatır taşıması indirimi takdir edilmeyecekse hak edilmiş geçici iş göremezlik tutarı 1.648,06TL, hak edilmiş işlemiş dönem tutarı 11.262,82TL, hak edilmiş aktif dönem tutarı 35.540,01TL, hak edilmiş pasif dönem tutarı 25.272,49TL olmak üzere toplam 73.723,78TL olduğunu, hatır taşıması indirimi takdir edilecekse; hak edilmiş geçici iş göremezlik tutarının 1.318,45TL, hak edilmiş işlemiş dönem tutarı 9.010,25TL, hak edilmiş aktif dönem tutarı 28.432,01TL, hak edilmiş pasif dönem tutarı 20.218,31TL olmak üzere toplam 58.979,02TL olduğunu, olay tarihinde poliçe teminat limitinin 290.000TL olması nedeniyle davacının davalı şirketten talep edebileceği toplam tazminat bedelinin iki türlü de teminat dahilinde olduğunu belirtmiştir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş olup, rapora karşı beyan ve itirazlar dosyaya ibraz edilmiştir.
Maddi Tazminat Davası Yönünden;
Davalı vekili vermiş olduğu 04/01/2019 tarihli dilekçesi ile, davacı ile aralarında yapılan sulh protokolünü ibraz etmiş olup, ekli protokol gereğince davacının davadan feragat etmesi halinde vekalet ücreti ve yargılama gideri talepleri olmadığını beyan etmiştir.
6100 sayılı HMKnun 308.maddesinde “Kabul, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir. Kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğurur.” denilmekte olup, HMKnun 311.maddesinde ise, “(1) Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” denilmektedir.
Davacının maddi tazminat davası yönünden davalı sigorta şirketi ile aralarında sulh protokolü düzenlendiği, tarafların anlaşarak dava konusu uyuşmazlığı sulh yolu ile çözümledikleri, davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla, 6100 sayılı HMK’nun 308 ve 311.maddesi uyarınca dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
Manevi Tazminat Davası Yönünden;
06/09/2015 günü sürücü davalı … sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı otomobil ile araçta yolcu olarak bulunan davacı … ve … ile birlikte seyri sırasında, idaresindeki aracın ön kısımları ile mahalde bulanan orta refüj başına çarpması sonucu dava konusu trafik kazasının meydana geldiği, meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığı, … plaka sayılı otomobilin davalı sigorta şirketine KTK zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı olup, araç sahibinin davalı … olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın trafik kazasından kaynaklı tedavi gideri, ulaşım gideri, geçici ve sürekli iş görememezliğe dayalı maddi tazminat davası ile manevi tazminat davası olduğu, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 12/12/2018 tarihli raporunda, sürücü … sevk ve idaresinde bulunan otomobil ile seyri sırasında, kazada dikkat ve özen yükümlülüklerine riayet etmediği için asli kusurlu olduğu, davacı …’in ise kusurlu davranışına rastlanılmadığının tespit edildiği, Adli Tıp Kurumu …İhtisas Kurulunun 31/10/2018 tarihli raporunda ise, davacının %9,1 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağının tespit edildiği, KTK 85. Maddesine uyarınca zarardan araç işleten ve malikinin de araç sürücüsü ile birlikte sorumlu olduğu bu itibarla davalı davalı …’ın kaza nedeniyle meydana gelen zarardan sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” Yine yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre, ağır bedensel zarar halinde zarar görenin yakınları da bundan meydana gelen manevi elem nedeniyle manevi tazminat talep edebilir.
Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir.Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir, bu kriterler göre 10.000,00-Manevi tazminatın hakkaniyete uygun olacağı takdir edilmekle davcanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Maddi tazminat talebi yönünden konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
a-Davalı … vekilinin beyanı nazara alınarak, vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
b- Davalı … kendini vekille temsil ettiği için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 1.000,00-TL ücreti vekaletin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
2-Manevi tazminat talebi yönünden davanın KISMEN KABUL-KISMEN REDDİ ile 10.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’ dan kazanın meydana geldiği 09/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
a-Kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 4.080,00TL ücreti vekaletin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
b-Red olunan manevi tazminat talebi yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 4.080,00TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
3-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 683,10TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 700,18TL’nin mahsubu ile fazla alınan 17,08TLnin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından bilirkişi ücreti ve posta gideri olmak üzere yapılan toplam 2.266,50TL yargılama giderinin maddi ve manevi tazminat davasının kabul ve red oranına göre (%24) hesaplanan 543,96TLsinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın kendi üzerinde bırakılmasına,
Ayrıca davacı tarafından bu dava nedeniyle yatırılan 683,10TL harcın davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı … tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafın yokluğunda, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/03/2021

Katip …
E-İMZALI

Hakim …
E-İMZALI