Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/628 E. 2018/832 K. 26.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/628
KARAR NO : 2018/832
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Emanet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/07/2017
KARAR TARİHİ : 26/06/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Emanet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında yapılan 22/06/2016 tarihli Hizmet Anlaşması uyarınca, davacının Paraguay’dan ithal ettiği soya fasulyesinin davalıya ait depoda 01/07/2016-05/12/2016 tarihleri arasında depolandığını ve 05/12/2016 tarihinde söz konusu malın depodan tamamen tahliye edildiğini, depoya giren mal miktarı 5895,20 ton iken 05/12/2016 itibarı ile depodan tahliye edilen toplam mal miktarının 5763,58 ton olup arada 131,62 ton eksiklik olduğunu, malların ithalat varış limanı olan… limanında gemiden boşaltılarak kamyonlar ile depoya taşınmış olup depoya giren mal miktarının 5895,20 ton olduğunu, davacının piyasaya satış yaptıkça satılan malları depodan kamyonlar aracılığıyla tahliye ettirerek, müşterilerine sevk ettirdiğini, taşıma firması ve… Nakliyat’tan alınan 02/11/2016 tarihli e-posta uyarınca müşterilere yapılan sevkiyatlar sonrasında 03/10/2016 tarihi itibarı ile depoda bulunması gereken mal miktarının 5648,36 ton olduğunu, depoya yaşanan sorunlar nedeniyle malın tamamen tahliye edilerek başka depoya sevk edilmesi kararı alınması üzerine 17/11/2016-05/12/2016 tarihi arasında kamyonlar ile toplam 5516,74 ton malın başka depolara sevk edildiğini, tahliye sırasında depodan nihai olarak çıkan mal miktarının depoya giren mal miktarından 131,62 ton eksik olduğunun anlaşıldığını, taraflar arasındaki Hizmet Anlaşması uyarınca hangi sebepten kaynaklanırsa kaynaklansın depodan tahliye edilen malda yaşanabilecek %0,2 oranına kadar olan eksikliğin hiçbir müeyyide olmaksızın davacı tarafca kabul edileceğini, bu oranı aşan eksikliklerin bedelinin ise davalı tarafından tazmin edileceğini, somut olayda depoya giren mal miktarı üzerinden hesaplanan %0,2 oranındaki tolerans miktarı 11,79 ton olup, sözleşme uyarınca %0,2.lik tolerans miktarını aşan eksikliklerin depodan çıkış anında geçerli olan piyasa fiyatından Hizmet Sağlayıcıya fatura edilmesi ve bu suretle zararın tazmin edilmesinin kararlaştırıldığını, somut olayda eksiklik miktarı olan 131,62 tondan tolerans miktarı olan 11,79 ton düşüldükten sonraki miktar 119,83 ton olup davacının sözleşmede kararlaştırılan tolerans miktarını aşan eksiklik olan 119,83 ton için depodan tahliye tarihinde geçerli olan piyasa fiyatı olan 450 ABD Doları/ton üzerinden 14/12/2016 tarihli 189.100,06 TL tutarındaki faturayı düzenleyerek davalıya gönderdiğini, ödeme yapılmaması üzerine davalının …Noterliğinin 05/01/2017 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile 5 gün içinde borç tutarını ödemesi hususunda ihtar edildiğini, davalının faturayı iade ederek hiçbir ödeme yapmadığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin talep hakkı saklı kalmak kaydıyla davacının davalıya ait depoda bulunan maldaki eksiklik sebebiyle doğan 189.100,06 TL tutarındaki alacağının davalıya gönderilen ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 09/01/2017 tarihinden itibaren işleyen 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine ilişkin Kanunun 2.madesinin 2.fıkrası anlamında avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddia ve ileri sürdüğü hizmet sözleşmesinin dava konusu olaya uygulanmasının imkanı bulunmadığını, davacı tarafından önceden düzenlenmiş ve hazır şekilde nakliyecisi tarafından davalıya getirilen sözleşme metnine bakıldığında, dava konusu edilen olaya ve taraflar arasındaki emanet saklama sözleşmesine uygun şekilde düzenlenmediği, saklama işi ile birlikte saklama işini yapanın aynı zamanda nakliyesini gerçekleştirdiği sözleşme şeklinde hazırlandığının görüldüğünü, fakat dava konusu olayda davalının sadece davacı tarafından getirilen soya fasulyesini kendi deposunda emanet olarak muhafaza görevi üstlendiğini, bunun dışında sözleşmede gösterildiği gibi işin nakliyesine, yüklenmesine, boşaltması, satışına kesinlikle karışmadığını, yine sözleşmenin davacının beyanının aksine sözde bir aylık olarak konulan ve kiralanan deponun, soya fasulyelerinin kalite problemi olması nedeniyle satılamamasından dolayı davalıyı mağdur edecek şekilde fazladan 5-6 ay sürede daha depoyu işgal ettiğini, kira süresinde davacının sürekli şekilde depoyu haberli, habersiz, her hafta hatta bazen gece olmak üzere ürünlerini, başta miktarını, rutubetini, yağ oranını v.s.herşeye karşı sürekli olarak denetim firmalarına denetlettiğini, bu denetimleri sonucunda davalıya karşı herhangi bir kusur ve isnat dahi bulunmadıklarını, sözleşmenin taraflarca müzakere edilmeden, önceden başka bir konu hakkında düzenlendiğini, hazır olan sözleşme metninin nakliyeci tarafından getirilmek suretiyle imza edildiğini, muhafazaya alınan ürünün/soyanın fire oranının %0.2 olmasının hayatın olağan akışı içerisinde mümkün olmadığını ve sözleşmeye hatalı olarak yazıldığını, emanete bırakılan soya fasulyesinin zirai olarak yağlı bir tohum olup ham yağ sanayisinde kullanıldığını, muhafaza sırasında bu ürünün ısının yükselmesinden dolayı yanmasının önlenmesi ve çelik depo/silonun ısısından kaynaklı zarar görmemesi için fan uygulanması gerektiğini, bu nedenle bu üründe muhafaza koşullarından kaynaklı %02.nin üzerinde fire olmasının hayatın olağan akışı içerisinde zorunlu olduğunu, davacı tarafından ileri sürülen ve davalının imzasının bulunmadığı teslim tutanaklarında bildirilen tonajın gemiyle gelen ürünün… Limanına inen Liman Tonajları olduğunu düşündüklerini, bu tonajlardan,…’daki davalının silosuna teslimi için yapılan nakliye-sevkiyat firesi (binde 5), kantar firesi (binde 2-4), düşülmediği gibi muhafaza sırasında boşaltma firesi, muhafaza süresince oluşan muhafaza firesi (yüzde 1-3) ve muhfaza sonrası satış ya da depodan nakil sırasında oluşan yükleme firesinin iddia edilen üründen düşülmediğini, mahkemeye ibraz edilen ürün teslim tonaj miktarlarında/tutarlarında davacının imzası olmadığını, öncelikle davacı tarafından davalıya ne kadar miktar ürün teslim ettiğinin belgeli bir şekilde tespiti, ispatını talep ettiklerini, tarafların tacir olmasının hayatın olağan akışına, gerçekliğine aykırı hatalı olan sözleşmeyi ve iddia edilen fire oranlarını geçerli kılmadığını, davacının iddia ettiği ve hatalı olan sözleşme fire oranı üzerinden tonu 450 ABD dolarına karşılık gelecek şekilde zarar hesabı yaptığını ve bunu talep ettiğini, dava dosyasına kendileri tarafından ibraz edilen denetim raporlarında söz konusu soya fasulyesinin böceklendiği, sertleştiği, kötü koku yaydığı, hasarlandığı vs. görülmekle ürünün bozuk/bozulmaya başlayan bir ürün olduğunun bildirildiğini, bozuk olmayan bir ürün için geçerli olacak tazminat miktarının bozulmuş veya en azından bozulmaya başlamış bir ticari ürün için piyasada oluşan daha düşük orandaki gerçek değerinin daha fazlası üzerinden, tazminat talep edilmesinin hakkaniyet gereği mümkün olmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 30/10/2017 tarihli dilekçesi ile cevap dilekçesinde ileri sürülen bir kısım beyanlarını ıslah ettiklerini, davacı tarafın iddia ve ileri sürdüğü hizmet sözleşmesinin BK.nun Hatalı ve Aşırı Yararlanma (26, 28, 30 v.d.) hükümleri çerçevesinde dava konusu olaya uygulanmasının imkanı bulunmadığını, davalının aleyhine hatalı ve aşırı yararlanmanın, zor durumun ortadan kalktığı tarihin davalının silolarının deposunun tamamen boşaltıldığı ve sözleşmenin sona erdiği tarihin 05/12/2016 olduğunu, davalının … ilçesinde hububat üretiminin depolanması için yapılmış çelik depo/siloları bulunduğunu, davacı firmanın soya fasulyesinin olduğu ve bu depolarda 1 ay süre ile muhafaza edilmesini talep etmesi üzerine davalı tarafından uygun görüldüğünü ve söz konusu yağlı soya fasulyesinin muhafaza edilmesini kabul ettiğini, muhafaza ve saklama sözleşmesinin bu şekilde kurulduğunu, saklama/muhafaza işinin dışında nakliye, yükleme, boşaltma vs.bulunmadığını, ileri sürülen sözleşmeye bakıldığında tüm bu hususlarda gereksiz şekilde düzenlendiğini, davacının aşırı yararlanacağı şekilde hatalı imza ettirildiğinin görüldüğünü, dolayısı ile başka bir iş için yapılan ve önceden hazır olan sözleşme metninin çıkartılarak olaya uygun olmayan aşırı yararlanılan ve davalıyı hataya düşüren şekilde düzenlendiğini belirterek cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrarla davacı tarafından sunulan ve dayanılan sözleşmenin başta fire oranları ve diğer konularda aşırı yararlanılan, hatalı olduğu hususlarındaki beyanlarını tekrarla yasal süresi içinde ıslah ettiklerini beyan etmiştir.
Davacı vekili tarafından davalıya teslim edilen mal ve davalının deposundan çıkan malı taşıyan kamyonların düzenlediği irsaliyeler ve irsaliyelere ek kantar fişleri dosyaya sunulmuştur.
Dosya mali müşavir, Ziraat Mühendisi ve Taşımacılık alanında uzman bilirkişiye tevdi olunmuş, düzenlenen 12/03/2018 tarihli raporda; davacı vekilinin 23/11/2017 tarihli yazı ekinde; davalı tarafından davacı adına düzenlendiği 01/07/2016 tarih … nolu Soya Fasulyesi Depolama Ücreti açıklamalı 5.895,200 kg için 3,75 TL/ton birim fiyat ile kdv dahil toplam 26.086,26 TL.lik faturasının bulunduğu, davalı tarafından davacı adına düzenlendiği 01/08/2016 tarih … nolu Soya Fasulyesi Depolama Ücreti açıklamalı 5.895,200 kg için 3,75 TL/ton birim fiyat ile kdv dahil toplam 26.086,26 TL.lik faturasının bulunduğu, davacı şirket tarafından düzenlenen 24/08/2016 tarih 26.900 kg, 24/08/2016 tarih 27.320 kg, 27/08/2016 tarih 27.860 kg, 30/08/2016 tarih 26.640 kg, 30/08/2016 tarih 29.360 kg toplam 138.080 kg soya fasulyesi çıkışının olduğu, davalının depoda olduğunu beyan ettiği 5.895,200 kg.dan 138.080 kg düşüldüğünde kalan 5.757,120 kg olduğu, bunun da davalı 19/09/2016 tarihli yazılarındaki 31/08/2016 tarihli stok durumu ile teyit ettiği, davalı tarafın dosyaya ibraz ettiği 2016 yılı ticari defterlerin TTK.da belirtilen sürelerde açılış-kapanış onaylarının bulunduğu, delil vasfını taşıdığı, davacı tarafından düzenlenen hizmet iadesi açıklamalı 14/12/2016 tarihli faturanın davalı ticari defterlerinde kaydının bulunmadığı, davalının ticari defter yıl sonu kapanış kaydına göre davacı adına borç/alacak bakiyesinin bulunmadığı, davacı tarafın davalı adına 14/12/2016 tarih hizmet iadesi açıklamalı (119,83 kg*450 USD) 1 usd 3,4721 TL.ye göre kdv dahil toplam 189.100,06T TL.lik fatura düzenlediği, davacı tarafın davalı adına düzenlemiş olduğu 189.100,06 TL.lik faturanın ödenmesi için Beyoğlu 17.noterliğinden düzenlenen 05/01/2017 tarih 0386 yevmiye sayılı ihtarname ile ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 5 gün içinde ödenmesi hususunu ihtar ettiği, davalı tarafından 09/01/2017 tarihinde tebliğ alındığı, davalı tarafın davacı şirketin düzenlemiş olduğu ve ödemesi için göndermiş olduğu ihtarnameye …noterliğinde 12/01/2017 tarihinde düzenlenen… nolu cevabi ihtarnamesi ile faturanın iade edildiği, taraflar arasında hizmet ilişkisinin bulunduğu, davacı yanın davalı adına düzenlemiş olduğu 14/12/2016 tarih 189.100,06 TL.lik hizmet iadesi faturasının davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalının gönderilen ihtarnameye ise TTK.madde 21.de belirtilen 8 günlük süre içinde itiraz ettiği, depolamadaki fire oranlarının şu şekilde belirlenebileceği, teneffüs, aktarma ile oluşan kayıp %0,5, depodan tahliye ve ambar diplerinde kalanlar kaybı %0,5 olmak üzere toplam %1, buna göre davalının 06/10/2016 tarih itibarı ile düzenlemiş olduğu yazı ile deposunda davacı adına soya fasulyesi miktarının 5.648,360 kg bulunduğunu teyitt ettiği, davacının depodan tamamını teslim aldığı miktarın 5.516,470 kg olduğunu beyan ettiği, bu hususta davalı tarafın itirazları bulunmadığından fark eksiklik 131,20 kg olduğu, davacının faturadaki hesaplamaya konu oluşan eksiklik fire hariç 131,20 kg aynı miktar olduğu görüldüğünden yeniden yapılacak hesaplamaya konu miktarlar olarak 5.895,200 kg toplam depodaki stok ile depodan çıkışı yapılan 5.763,580 kg kabul edilebileceği, tespit edilen %1 fire oranına göre yapılan hesaplamaya göre davacı tarafın davalı taraftan talep edebileceği tutarın 114.675,15 TL olduğu belirtilmiştir.
İş bu dava sözleşmeye aykırılığa dayalı tazminat davasıdır.
Tüm dosya kapsamı sunulan bilirkişi raporu ve taraflar arasındaki sözleşme hükümleri bir arada değerlendirildiğinde;taraflar arasında yapılan 22/06/2016 tarihli Hizmet Anlaşması uyarınca, davacının Paraguay’dan ithal ettiği soya fasulyesinin davalıya ait depoda 01/07/2016 – 05/12/2016 tarihleri arasında depolandığı ve 05/12/2016 tarihinde söz konusu malın depodan tamamen tahliye edildiği, her ne kadar davalı tarafından teslim edilen mal miktarına itiraz edilmiş ise de mal teslimi ve sunulan hizmete ilişkin davalı tarafça düzenlenen faturada teslim alınan mal miktarlarının davacı beyanları ve dosyadaki deliller ile uyumlu olduğu, davalının mal miktarı üzerinden düzenlediği faturadaki ikrarı dikkate alındığında sonradan eksik mal teslimine ilişkin iddiasının dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri dikkate alındığında 2. maddede sözleşmenin süresinin düzenlediği, buna göre sözleşmenin yürürlük tarihinde başlayacağı, müşterinin hizmet sağlayıcıya 7 takvim günü öncesinde gönderebileceği fesih tebligatına tabi olmak üzere her ay otomatik olarak yenileneceği, ilk ay ve sonraki ayların süreyi oluşturacağının düzenlendiği, şu hale göre sözleşmenin 1 aylık süre için kararlaştırıldığı, sözleşmede yer alan hükümlerin birer aylık periyotlar üzerinden değerlendirilmesinin gerektiği, yine sözleşmenin tahliye hizmetleri ilişkin hükümlerinden “x” e göre ” Tahliye ağırlığı ve giriş ağırlığı arasındaki fark olan ağırlık eksikliği toleransının %0,2 olarak belirlendiği, bunun üzerindeki eksikliklerin, depoya giriş saatinde mallara yönelik piyasa oranında geçerli fiyat üzerinden hizmet sağlayıcı tarafından tazmin edileceğinin” öngörüldüğü, şu hale göre davacıya ait malın 5 ay süre ile davalıya ait depoda kaldığı, sözleşmenin birer aylık periyotlarda yenilendiği dikkate alındığından sözleşme hükümlerine göre fire oranının 5 x % 0,2 (süre çarpı sözleşmede kararlaştırılan fire oranı) = %1 olarak hesaplanması gerektiği, (her ne kadar bilirkişiler tarafından da bu oran üzerinden hesaplama yapılmış ise de rapordaki soyut tespitlerden ziyade taraf iradeleri ile oluşturulan ve hesaplamaya uygun olan sözleşme hükümleri dikkate alınarak bu oran resen tespit olunmuştur.) buna göre teslim edilen mal ve tahliye olunan mala ilişkin bilirkişilerce tespit olunan mal miktarları üzerinden fire oranı düşülmek suretiyle davacının zararının hesaplanması gerektiği, dosyaya sunulan deliller değerlendirildiğinde eksik teslim edilen mal miktarının 131620 KG olduğu, %1 fire oranı üzerinden 58952 Kg mahsup yapılması gerektiği, sonuç olarak eksik teslim edilen mal miktarının 72668 Kg olarak hesaplandığı, yine sözleşme hükümleri gereği geçer fiyat olan 450 USD ‘nin dava tarihindeki kur üzerinden karşılığı ile çarpımı ile davacının zararının 113.539,75 TL olarak hesaplandığı tarafların gerek rapora gerekse sözleşme hükümlerine yönelik itirazlarının dosya kapsamı ve sözleşme hükümleri ile bağdaşmadığı anlaşılmakla usul ekonomisi gözetilerek ve sözleşme hükümleri dikkate alınarak yukarıda izahı yapıldığı şekilde resen yapılan hesaplama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 113.539,75 TL’ nin dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Alınması gerekli harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye kalan 4.526,54 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu harç posta müzekkere masrafı toplam 5.506,46 TL’nin kabul oranına göre hesaplanan 3.306,19 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine fazlaya ilişkin kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Davalının yapmış olduğu yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Davacı yargılamada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT’sine göre tespit olunan 11.833,18 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davalı yargılamada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden red edilen miktar üzerinden AAÜT’sine göre tespit olunan 8.661,63 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve temyiz harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …
¸ ¸