Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/607 E. 2020/182 K. 20.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/607
KARAR NO : 2020/182

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 07/07/2017
KARAR TARİHİ : 20/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketi nezdinde … Poliçesi ile sigortalı …’a ait servis kutusu ve boruların davalılar tarafından hasara uğraması nedeniyle sigortalısına 27/01/2016 tarihinde 155,68-USD ödeme yapıldığını, ödenen tutarın davalılardan rücuen tahsili için davalılar aleyhine rücu mektubu gönderildiği ancak kendilerine olumsuz yanıt verilerek borcun ödenmediğini beyanla ödenen tutarın ödeme tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte rücuen tahsilini talep etmiştir.
Davalı… A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu hasara ilişkin müvekkili şirkete herhangi bir bildirim iletilmediğini ve tek taraflı olarak düzenlenmiş tutanağa karşı itirazlarının olduğunu, yapılan ödemeye ilişkin kendilerine herhangi bir bilgi verilmediğini, hasar tutanağının İgdaş tarafından 02/07/2016 tarihinde tanzim edildiğini ancak davacı tarafından ödemenin 27/01/2016 tarihinde yapıldığının iddia edildiğini, … tarafından verilen altyapı projelerinde belirtilen hatlarda farklılık olduğu – herhangi bir uyarı levhası bulunmadığı ve dışarıdan gelebilecek etkenlerden korunması adına herhangi bir önlem alınmadığının görüldüğünü beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; işbu davada Ticaret Mahkemelerinin görevli olmayıp aslında İdare Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, her türlü zarar ziya kaza ve hasarların davalı … A.Ş.’den sorulmasını, yüklenici firmayla müvekkili idare arasında imzalanan sözleşme ve şartnamelerin ilgili maddeleri uyarınca davanın öncelikle husumetten esastan incelemeye gidilmesi halinde ise davanın esastan reddini talep etmiştir.
“5070 Sayılı Kanun hükümlerince bu belge elektronik imza ile imzalanmıştır. “
(II) ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; …Müdürlüğü tarafından verilen 21/05/2019 tarihli müzekkere cevabı ekinde dava konusu hasara ilişkin tutulan hasar tutanağı ve ödeme bilgisi, davacı vekili tarafından 12/12/2018 tarihinde dosyaya sunulan … numaralı hasar dosyası, …A.Ş.’nin 04/06/2018 tarihli müzekkere cevabı ekinde …’e ait adres ve kimlik bilgisi Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
(2)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, makine mühendisi bilirkişi …’a tevdii edilen dosyada tanzim olunan 12/12/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; hasar onarım gider belgesindeki fiyatlandırmanın ayrıntılı ve denetlenebilir bir yöntemle yapıldığını, gider – işçilik ve mazleme fiyatlarının serbest piyasayla uyumlu olduğunu ve kazı esnasında oluşabilecek hasarları kapsadığını, bu nedenle oluşan KDV hariç 454,53-TL bedelli hasarın kabul edilebilir ve dosya kapsamına uygun olduğunu, davacı sigorta şirketinin oluşan 155,68-USD hasar bedelini sigortalısı İgdaş’a ödediğini, davacının 07/05/2016 tarihi itibariyle zararının 155,68-USD (454,53-TL) olduğunu, dava konusu hasarda yolda kazı çalışması yapan… Ltd. Şti. Firması çalışanı …’ün %100 kusurlu olduğunu, boru hattında oluşan zarardan davalıların sözleşme yükümlülükleri ve işveren sıfatıyla müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
(III) DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; rücuen tazminat davasıdır.
6102 Sayılı TTK 1481- (1) maddesi uyarınca; “Sigortacı, sigorta tazminatını ödedikten sonra hukuken sigortalı yerine geçer. Sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel tutarında sigortacıya ait olur.”
Davacı sigorta şirketinin kendi sigortalısına yaptığı ödeme nispetinde onun haklarına halef olduğu açıktır. Bu minvalde 6098 Sayılı TBK 49, 6102 Sayılı TTK 1401, 1409 ve 1472 maddeleri uyarınca tarafların kusur durumu ve oluşan gerçek hasar bedeli nispetinde, asıl işveren konumundaki davalı kurum, işi yüklenen davalı firma ve haksız eylemi gerçekleştiren davalı asile karşı davacının rücu imkanı bulunduğu kabul edilmelidir.
Davalı …’nin husumete yönelik itirazı kazanın yüklenici firmanın kazı çalışması sırasında meydana gelmesi nedeniyle kabul görmemiştir. Davalı idare asıl işveren olarak kendi sorumluluğu altında bulunan yapımla alakalı olmak üzere 3. kişilere verilen zararlar nedeniyle doğrudan sorumludur. Davalıların aralarındaki akdi ilişki ve sorumsuzluk hükümleri kendi aralarındaki rücu ilişkisini ilgilendirir. Huzurdaki davanın konusu ise 3. kişiye verilen zararın tazminine yöneliktir. Öte yandan Uyuşmazlık Mahkemesi tarafından ihdas edilen birçok kararda da dile getirildiği üzere davalı idarenin yargı yoluna dair itirazı da yerinde olmayıp uyuşmazlığın adli yargı merciince görülmesi gerektiği takdir edilmiştir.
Teknik bilirkişinin hasar bedeline yönelik yapmış olduğu değerlendirme dosya içeriğiyle uyumlu ve yol gösterici niteliktedir. Davalı firma çalışanı diğer davalı asil ….’nın dikkatsiz ve özensiz çalışması sonucu …doğalgaz hattına zarar verildiği ve davalı asilin hasarın oluşumunda asli ve tam kusurlu olduğu kabul edilmiştir. Müterafik kusur indirimini gerektiren herhangi bir tespit yapılmamıştır. Haksız eylem kapsamında dava dışı …’a ait doğalgaz hattına zarar verildiği ve gerçek zarar bedelinin gider, işçilik ve malzeme fiyatlarının piyasa rayiçleriyle karşılaştırılarak yapılan incelemede kazı esnasında oluşan hasar kaydıyla uyumlu olduğu tespit edildiğinden davacı tarafından sigortalı …’a yapılan ödemenin rücuen tahsili isteminin yerinde olduğu takdir edilmiştir. Her ne kadar zarar hesabı TL üzerinden ele alınmış ise de dava dışı …’ın teknik şartnamesinde oluşacak hasarların ABD Doları cinsinden ödeneceğinin kararlaştırıldığı ve yazı cevabı kapsamında dava dışı sigortalıya 28/12/2016 tarihi itibariyle 155,68 UDS ödeme yapıldığı bildirildiğinden talebin bu yönde istenebilmesinde hukuka aykırılık görülmemiş ve davanın kabulüne dair aşağıdaki karar tesis edilmiştir.
(IV) HÜKÜM SONUCU :
(1)Davanın KABULÜ ile;
155,68-USD’nin 28/12/2016 ödeme tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi kapsamında devlet bankalarının USD cinsi mevduat üzerinden 1 yıl vadeli mevduat
“5070 Sayılı Kanun hükümlerince bu belge elektronik imza ile imzalanmıştır. “
hesabına uygulanacak faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine,
(2)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
(3)Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen dava değeri üzerinden AAÜT uyarınca 600,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
(4)Davacı tarafından yapılan; 31,40 TL başvuru harcı, 31,40 TL peşin harç, 4,60 TL vekalet harcı, 800,00 TL bilirkişi ücreti, 292,00 TL posta, tebligat ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 1.159,40 TL yargılama masrafınının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
(5)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK yönetmeliğinin 47/1 maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar davacı vekili yüzüne karşı okunup usulüne uygun anlatıldı. 20/02/2020

Katip
✍e-imzalıdır.

Hakim
✍e-imzalıdır.

“5070 Sayılı Kanun hükümlerince bu belge elektronik imza ile imzalanmıştır. “