Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/587 E. 2018/216 K. 21.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/587 Esas
KARAR NO : 2018/216
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 29/06/2017
KARAR TARİHİ : 21/02/2018
Mahkememizde görülmekte olanGenel Kurul Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davacının %6,7 oranıyla hissedarı olduğu davalı şirketin 31/03/2017 tarihli olağan genel kurul toplantısına hissedar davacının vekili sıfatı ile Av. …’nun katıldığını ve toplantının 2,3,4,5,8 ve 10.maddelerine şirket menfaatinin sağlanması adına muhalefet şerhi verdiklerini, tüm maddelere muhalefet şerhi vermesine rağmen 5.maddedeki olumsuz oy dışında, diğer tüm tartışmaları maddelere açıkça olumsuz oy vermesine rağmen nedenini bilmedikleri bir şekilde bu oyların tutanakta yanlış bir biçimde çekimser oy olarak yer aldığını, bahsi geçen tüm maddelere açıkça muhalefet şerhi veren avukatlık sıfatı haiz hissedar vekilinin “olumsuz oy” yerine “çekimser oy” kullandığını ileri sürmenin hayatın olağan akışına ve mantığa aykırı olduğunu, vekilin asıl iradesi olumsuz oy yönünde olup, bu yönde açıkça oyunu belirtmişken, olumsuz oy olarak yazılması gereken oyların tutanağa çekimser oy olarak yazılmasının iyi niyetle bağdaşmadığını, yanlışlıkla yazman tarafından çekimser oy olarak kayda geçirilen oyun da düzeltilerek olumsuz oy olarak düzeltilmesi gerektiğini beyanla, 31/03/2017 tarihli olağan genel kurul toplantısında, muhalefet şerhi ile oyçokluğuyla kabul edilmiş olan “kar dağıtılmamasına ” ilişkin genel kurul tutanağının 5.maddesindeki kararın iptaline, toplantının 2,3,4,8 ve 10.maddelerine muhalefet şerhi veren vekilin asıl iradesi olumsuz oy yönünde olmasına rağmen, bir şekilde çekimser oy olarak tutanağa geçmiş oyların iptali ile birlikte olumsuz oy olarak kabul edilmesine, muhalefet şerhlerine rağmen alalacale ve şeffaf olmayan raporlara istinaden alınan 2,3,4,8 ve 10.kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, davacının çekimser oy kullandığı maddeler yönünden iptal daası açma imkanının hukuken bulunmadığını, bu sebeple davacının 2,3,4,8 ve 10 numaralı maddelere ilişkin taleplerinin dava şartı yokluğu sebebiyle öncelikle usulden reddi gerektiğini, davalı şirket tarafından genel kurul toplantısına çağrının TTKnun 437.mad çerçevesinde usulune uygun olarak yapıldığını, davacının bilgi alma haklarının hiçbir surette engellenmediğini, bu sebeple davacının toplantı sırasında finansal tablolar ve bilançonun incelenemediğinden bahisle 2,3,4,8 ve 10 numaralı maddelerin iptali yönündeki taleplerin esastan reddi gerektiğini, davacının, TTK madde 437 uyarınca ilgili tüm belgelerin şirket merkezinde hazır bulundurulduğu halde incelemeye gelmeyerek, bu hakkını kullanmamayı seçtiğini, yönetim kurulu üyelerine şirketle işlem yapma, şirkete borçlanma ve rekabet etme hakkı veren 10 numaralı GK kararının hukuka ve şirket esas sözleşmesine uygun olduğuu, ayrıca 2016 mali yılı karının kar payı avansı haricindeki kısmının pay sahiplerine dağıtılmamasının da haklı ve objektif sebebe dayanan ticari bir karar olduğunu, bu sebeple davacının bu yönde alınan 5 numaralı kararın iptalini talep etmesinin hukuken mümkün olmadığını, öncelikle davacı tarafın yasal şartları taşımayan ve 2,3,4,8 ve 10.numaralı kararlara ilişkin taleplerinin dava şartı eksikliği nedeniyle usulden reddine, davaya konu tüm taleplerin haksız, hukuka aykırı ve herhangi bir yasal dayanaktan yoksun ve kötü niyetli olması nedeniyle esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, taraf delilleri celp edilmiş, hr ne kadar mahkememizin 02/11/2017 tarihli ara kararı ile öninceleme duruşma günü tayin edilip taraflara tebliğe gönderilmiş ise de, davacı vekilinin 01/02/2018 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiklerini, feragat beyanın kabulüne karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davadan feragat 6100 sayılı HMK’nun 307 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre feragat, davacının talep sonucunda kısmen veya tamamen vazgeçmesi diye tanımlanmıştır. Feragatin kayıtsız ve şartsız olacağı, dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği belirtildikten sonra hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği, ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı açıkça belirtilmiştir. Davacı vekilinin vekaletnamesinin de incelenmesinde feragata yetkili olduğu görülmekle; davacı tarafın davasından feragat nedeniyle HMK 307 ve 311 maddeleri uyarınca feragat kesin hüküm gibi sonuç doğurduğundan ayrıca karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Davacı tarafın davasından feragat nedeniyle HMK 307 ve 311 maddeleri uyarınca feragat kesin hüküm gibi sonuç doğurduğundan KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 35,90TL karar harcının peşin alınan 31,40TLnin mahsubu ile bakiye 4,50TLnin davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Öninceleme aşaması tamamlanmadan karar verildiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 1.090,00TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 25,00TL yargılama giderinin davacıdan alınıp bu davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde İADESİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …