Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/58 E. 2018/33 K. 11.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARARIDIR
ESAS NO : 2017/47
KARAR NO : 2018/169
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 14/05/2013
KARAR TARİHİ : 13/02/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 03/01/2013 tarihinde davacı…’un eşi, diğer davacıların babaları …’un içinde yolcu olarak bulunduğu … plaka sayılı aracın karıştığı trafik kazasında hayatını kaybettiğini, yolcu olarak bulunduğu söz konusu aracın kaza tarihini kapsar mali sorumluluk sigortasının bulunmadığını, dava öncesi konuya ilişkin olarak davalı kuruma müracaat edildiğini fakat davacıların gerçek destek zararlarının çok altında ödeme yapıldığını belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla eş…, çocuklar…, … ve … için ayrı ayrı 250,00’şer TL olmak üzere 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde açılması gerektiğini, bu nedenle görevsizlik kararı verilmesini talep ettiklerini, davanın kazaya sebebiyet verdiği iddia edilen araç sürücüsü veya işletenine karşı da açılması gerektiğini, ayrıca davacıların dava öncesi kuruma başvuruda bulunmaları sonucu yapılan ödeme miktarını aşan zararları varsa bu miktarın da davacı tarafından ispat edilmesi gerektiğini, davalının sorumluluğunun araç sürücüsünün kusuru ve kaza tarihindeki teminat limiti ile sınırlı olduğunu, davanın seyiri bakımından kazanın oluşumunda varsa tarafların kusur oranlarının ve yine varsa aşan kısma yönelik olarak ödenecek tazminat miktarının bilirkişi raporuyla tespit edilmesinin gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili tarafından 30/05/2014 tarihli dilekçe ile 188.853,00 TL olarak ıslah talebinde bulunulmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda 19/10/2015 tarihinde davanın ıslah talebi doğrultusunda kabulü ile; davacı eş… için 135.716,43 TL, davacı kızı … için 12.910,28 TL, kızı… için 13.264,71 TL, kızı … için 26.961,56 TL olmak üzere toplam 188.853,00 TL’nin (188.852,98 TL den yuvarlanan) dava tarihinden itibaren davanın konusuna ve tarafların sıfatına göre davalı sigorta şirketinin poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay…Hukuk Dairesinin … esas, 2016/8438 karar sayılı, 03/10/2016 tarihli ilamı ile; Dava dilekçesinde, desteğin minübüs şoförü olduğu iddia edildiği, yapılan zabıta araştırmasında şoför olarak çalıştığının belirlendiği,… Kaymakamlığı Mal Müdürlüğünün 28/06/2013 tarihli cevabi yazısında gelir vergisi beyannameleri asgari ücret altında geliri olduğu;… Ereğlisi Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanlığı’nın 03/09/2014 tarihli yazı cevabında 2013 yılında şoförün günlük ücretinin 30,00-40,00, aylık 900-1.200 arası olduğu belirtilmesine rağmen somut olayda bilirkişinin hesaplama yaparken, minibüs şoförünün yevmiye usulü çalıştığını, gelirlerinin asgari ücret olmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığını belirterek desteğin asgari ücretin 2 misli tutarında kazandığı varsayımı ile hesaplama yaptığı, asgari ücretten daha fazla gelir elde ettiğinin ispatlanamamasına göre asgari ücretin neti tutarında gelir sağladığının kabulü ile bu miktar üzerinden tazminatın hesaplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; Davaya konu olan olayda, davacının desteğinin, sürücüsünün (ifadelere göre alkollü sürücü müteveffa …) alkollü olarak kullandığı araca bindiği ve trafik kazasında vefat ettiğinin dosya kapsamından anlaşıldığı, bu durumda mahkemece, desteğin alkollü sürücünün aracına binmiş olması halinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52. maddesi (818 sayılı BK 44) gereğince desteğin müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı ve tazminattan indirim yapılıp yapılmaması hususu tartışılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu hususun değerlendirilmemiş olması ve somut olayda, davalı vekilince desteğin araçta hatır yolcusu olarak bulunduğunun iddia edildiği, mahkemece karar verilirken davalı tarafın bu savunması hakkında değerlendirme yapılmadığı, bu durumda mahkemece, hatır taşıması bulunup bulunulmadığı hususu tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesinin doğru görülmediği belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkmemizce yeniden yapılan yargılamada davacı vekili önceki kararda direnilmesini, davalı vekili bozma ilamına uyulmasını talep etmiş, usul ve yasaya uygun olduğuna kanaat getirilen bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Dosya daha önce rapor sunmuş olan kusur ve hesap bilirkişilerine tevdii edilerek bozma ilamı doğrultusunda ek rapor tanzimi istenmiş, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 26/07/2017 tarihli raporda; araç sürücüsü …, yolcu …,… ile …’nun hep birlikte alkol alarak geç saatlerde de …’ye bağl… beldesine gittikleri, dönüşte …’un kullandığı ve araç sahibi dahil diğer arkadaşlarının bilinçli olarak bu sürücünün kullandığı araca, yolcu olarak bindikleri ve seyahat ettiklerinin mağdurlar ile …’nun ifadelerinden anlaşıldığı, sürücü…’un arkadaşlarıyla birlikte normalin üzerinde çok alkol aldıklarının ifadelerden anlaşıldığı ve araç kullanamayacak durumda olan sürücünün aracına arkadaşlarının isteyerek hatır için, bilinçli olarak bindikleri ve sonuçta istenmeyen bu kaza ile karşılaştıkları, arkadaşlarının sürücünün araç kullanmasına müsaade etmeyerek engellemeleri gerektiği, arkadaşları ile araç sahibinin, …’un aracı kullanmasına göz yumdukları ve kazanın oluşumuna etken oldukları, davacıların yakını …’un alkollü olan ve hatta ayakta duramayacak kadar fazla içki alan sürücünün kullandığı araca bilinçli olarak binmeleri ve seyahat etmeleri nedeniyle olayda müterafik kusurlu %20, hatıra binaen binmeleri sebebiyle %10 kusurlu oldukları düşünüldüğünde toplamda %30 oranında indirim yapılması, sürücü müteveffanın ise olayda %70 oranında kusurlu olduğu, davacı eş …’in … doğum tarihi itibarı ile halen… yaşında olup, evlendiğine dair dosyada bilgi olmadığı, cinsiyeti, yaşı, çocukların yaşı, sayısı v.s.faktörler düşünüldüğünde yeniden evlenme olasılığının %0 kabul edildiği, dolayısıyla tazminattan bu hususta bir indirim yapılmayacağı, SGK Başkanlığı Tekirdağ Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünün 17/07/2012 tarihli yazısına göre …’un ölümünden dolayı davacılara iş kazası dalından gelir bağlanmamış olup, ölüm aylığı bağlandığı, sigortalının hak sahiplerine bağlanan aylıkların rücuya tabi olmayan, peşin değerli gelire dönüştürülemeyecek aylıklardan olduğu için davacılar lehine hesaplanan tazminatlardan mahsup edilmeyeceğini, davacılara … tarafından ödenen destekten yoksun kalma tazminatı ile işlemiş yasal faiz tutarının davacılar lehine hesaplanan tazminatlardan mahsup edileceği, buna göre davacıların nihai ve gerçek maddi zararlarının; bozma ilamı doğrultusunda yapılan hesaplama üzerinden %20 müterafık kusur ve %10 hatır taşıması indirimi ile eş… için 66.948 TL, kızı … için 6.059 TL, kızı … için 5.408 TL ve kızı… için 13.307 TL olduğu belirtilmiştir.
Taraf vekillerinin bilirkişi raporuna itirazları doğrultusunda dosya rapor sunmuş olan heyetteki hesap bilirkişisine tevdi edilerek itirazlar doğrultusunda özellikle hatır taşımasına ilişkin değerlendirme mahkeme taktirine bırakılmak suretiyle ek rapor tanzimi istenmiş, hesap bilirkişi tarafından düzenlenen 04/01/2018 tarihli raporda; davacı vekilinin işlemiş aktif dönem ve bilinmeyen iskontolu aktif dönem zarar hesabında …ekleyerek hesaplama yapılması gerekirken…’siz hesaplama yapılmasının doğru olmadığını beyanla rapora itiraz ettiği, dosyada mevcut belgelere göre desteğin olay tarihi itibarı ile minibüs şöförlüğü yaparak geçimini sağlamakta olup, … Kaymakamlığı Mal Müdürlüğünün 23/07/2013 havale tarihli yazısı ekinde ölen…’a ait 2011 ve 2012 yıllarına ait yıllık gelir vergisi beyannamelerinin dosyada mevcut olduğu, yani desteğin olay tarihinde bir işverene bağlı sigortalı olarak bir işte çalışmadığı, vergi beyannamesi mevcut bir vergi mükellefi olduğu, dolayısı ile desteğin SGK primleri kendisi tarafından karşılanmakta olup maaş karşılığı bir çalışmasının söz konusu olmadığı, bu nedenle işverenler tarafından çalışanlara ödenen…’nin, vergi beyannamesi bulunan, kendi işini yapan desteğin tazminat hesabında esas alınmasının söz konusu olmadığı; davalı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde destek payları ayrılırken desteğe hiç pay ayrılmayacak şekilde pay dağılımının yapıldığını beyanla rapora itiraz ettiği, davacı çocukların destekten yararlandığı süre zarfında kendisine %30 pay ayrılarak kalan %70 pay üzerinden davacıların pay dağılımının yapıdığı, davacı çocuklar yönünden destekten yararlandıkları sürenin sona erdiği 2033 yılı sonrasında ise %100 pay üzerinden hareket edilerek %50’sinin desteğe, %50’sinin ise davacı eşe ayrıldığı, yani desteğe pay ayrılmaması gibi bir durum olmadığı, mahkeme tarafından davacı talebi yönünde karar verilecek olur ise, davacıların hak kazanabilecekleri destekten yoksunluk tazminat tutarının, eşi …için 102.984 TL, kızı … için 7.706 TL, kızı … için 8.363 TL, kızı…için 19.988 TL, 26/07/2017 tarihli raporun düzenlenmesinden sonra 01/01/2018 tarihi itibarı ile net asgari ücretin 1.451 TL olarak değişmiş olduğundan, 1.451 TL asgari ücret üzerinden bilinen dönem ve bilinmeyen dönem hesaplarının güncellendiği, ayrıca 26/07/2017 tarihli raporda %20 kusur, %10 hatır taşımacılığı indirimi yapılarak davalı yanın sorumluluğu %70 oranı üzerinden belirlenmişken, işbu raporda hatır taşımacılığı hususunda indirim hususu mahkemenin takdirine bırakılarak sadece %20 kusur indirimi uygulandığı, bu nedenlerden dolayı tazminat tutarında artış olduğu belirtilmiştir.
Davacı vekilinin … indirimi konusundaki itirazı haklı ise de duruşmadaki beyanlarında buna yönelik itirazlarından vazgeçtiği dikkate alınarak dosya tekrardan hesaplamaya gönderilmemiştir.
Dava, davacıların murisinin ölümü nedeni ile talep ettikleri destekten yoksun kalma tazminat istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı yukarıda izahı yapılan ve dava tarihi itibarı ile uygulanması gereken yasal mevzuat ve Yargıtay bozma ilamı kapsamında değerlendirildiğinde; 03/01/2013 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacıların desteği olan…’un vefat ettiği, davacıların müteveffanın desteğini kaybettiğinden bahisle davayı açtıkları, yukarıda izahı yapılan mevzuat kapsamında davalının meydana gelen zarardan sorumlu olduğu, ancak Yargıtay uygulamaları dikkate alındığında (T.C. YARGITAY 17. Hukuk Dairesinin 11/12/2017 t. E: 2015/4384 K: 2017/11514) müteveffanın alkollü olduğunu bildiği sürücünün aracına binmekle %20 oranında müterafık kusurunun bulunduğu, yine dosya kapsamına göre müteveffanın araçta hatır için taşındığının kabulünün gerektiği ve hatır taşımasından kaynaklı %20 indirimin uygulanması gerektiği, bozma ilamı doğrultusunda asgari ücret üzerinden yapılan hesaplamada davacı eş…’un destek zararının 187.398,00 TL, davacı …’un destek zararının 12.378,00 TL, davacı…’un destek zararının zararının 16.865,00 TL, davacı …’un destek zararının 35.018 TL olduğu, yapılan ödemelerin mahsubunun gerektiği, her ne kadar bilirkişi destek zararlarını hesaplamış ve ödemeler yönünden gerekli mahsubu raporda hesaplamış ise de müterafık kusur yönünden yapılan %20 indirim Yargıtay uygulamalarımıza uymakla birlikte hatır taşıması yönünden yapılan %10 indirimin Yargıtayımızın yerleşik uygulamalarına uygun düşmediği, hatır taşıması yönünden de %20 hatır taşıması indiriminin yapılmasının gerektiği, toplamda hesaplanan destek zararından %40 indirim yapılması gerektiği, yapılan ödemelerin de güncellenmiş miktar üzerinden mahsubunun gerektiği, (her ne kadar … eklenmesizin yapılan hesaplama hatalı ise de davacı bu yöndeki itirazın vazgeçtiği ve tekrar hesaplama yapılmasını talep etmediği dikkate alınarak) yapılacak hesaplamanın basit matematik işlemi niteliğinde bulunduğundan bu hususun resen hesaplanabileceği anlaşılmakla resen hesaplama yapılmış (davacı eş…’un destek zararının 187.398,00 TL x %60 – 64.231,00 =48.207,80 TL, davacı …’un destek zararının 12.378,00 TL x %60 – 2.606,00=4.820,80 TL, davacı…’un destek zararının zararının 16.865,00 TL x %60 – 6.398,00 =3.721,00 TL, davacı …’un destek zararının 35.018 TL x %60 – 11.206,00 = 9.804,80 TL olarak hesaplanmıştır), yapılan hesaplama sonucunda davacıların zarar miktarları ayrı ayrı tespit olunarak tespit olunan miktarlar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile Davacı eş… için 48.207,80 TL, Davacı … için 4.820,80 TL, Davacı… için 3.721,00 TL, Davacı … için 9.804,80 TL, ‘ nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Alınması gerekli harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye kalan 3.876,98 TL’ nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacının yapmış olduğu harç posta müzekkere masrafı toplam 2.298,60 TL’nin kabul oranına göre hesaplanan 732,87 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine fazlaya ilişkin kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
4-Davalı tarafından sarf edilen ve dosyaya yansıyan 2.800 TL yargılama giderinden kabul oranına göre hesaplanan 1.813,24 TL.nin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, fazlaya ilişkin kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Davacı yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT’ne göre tespit olunan 7.670,98 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalı yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden red edilen miktar üzerinden AAÜT göre tespit olunan 12.533,89 TL vekalet ücretinin davalcdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve temyiz harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …
¸