Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/576 E. 2019/984 K. 11.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/576 Esas
KARAR NO : 2019/984

DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/06/2017
KARAR TARİHİ : 11/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı …’ın %25 pay hissesi ile …AŞ’nin ortağı olduğunu, …AŞ’nin 29/03/2011 yılında kurulduğunu, konut inşaatı faaliyetlerinde bulunduğunu, şirketin yönetim kurulu başkanı ve şirketin geri kalan %75 pay hissesine sahip olan …’nun davalı şirketin de hakim ortağı olduğunu, davalı …’nun kötü yönetimi sebebi ile davalı … Şirketi ile amaç haricinde faaliyetlerde bulunup … Gayrimenkul Şirketi’ni zarara uğrattığını, davalı …’nun aynı tür faaliyet alanında çalışan davalı … AŞ’nin de yönetim kurulu başkanı olduğunu, davalı … Şirketi ile … Gayrimenkul Şirketinin aynı işyeri adresinde faaliyet gösterdiğini, bu durumun açıkça haksız rekabet teşkil ettiğini, …AŞ’nin 25/04/2017 tarihli olağan genel kurul toplantısında 100.000 TL olan şirket sermayesinin 600.000 TL’ye çıkarılmasına karar verildiğini ve 15 gün içinde şirket merkezine müracaat edilmesi ile iştirak taahhütnamesinin imzalanmasına ilişkin 25/04/2017 tarihli …Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarnamesinin davacıya ihtar ve ihbar edildiğini, davacının rüçhan hakkını kullanmak üzere … Gayrimenkul Şirket merkezinin bulunduğu adrese giderek 09/05/2017 tarihinde sermaye arttırımına katıldığını ve iştirak taahhütnamesini imzaladığını, davacı tarafından imzalanan taahhütnamenin … Gayrimenkul Şirketinin muhasebe müdürü olarak bilinen … tarafından … çalışanı olarak taahhütnamenin teslim aldığını beyan ettiğini ve imzaladığını, bu husus ile birlikte davacının … adlı şirketin bulunduğunu ve davalı …’nun yönetim kurulu başkanı olduğunu öğrendiğini, davalı şirket yöneticisinin diğer şirketi olan … Şirketine kaynak aktarımı yaptığını ve … Gayrimenkul Şirketini zarara uğrattığını, anılan nedenlerle davalı şirket yöneticisinin … adlı şirkete kaynak aktarımının önlenmesi bakımından davalı şirkete kayyım atanmasına, haksız rekabetten dolayı 1.000,00 TL tazminatın davalıdan alınarak … Gayrimenkul Şirketine ödenmesine, mahkeme aksi kanaatte ise … Şirketinin yapmış olduğu tüm işlemlerin ve 3.kişiler hesabına yapılan sözleşmelerden doğan menfaatlerinin … Gayrimenkule ait olduğunun tespiti ile şirket zararlarının karşılanmasına, haksız rekabetin men’ine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; TTK 396/1.hükmü uyarınca … AŞ’nin yönetim kurulu üyesi olarak …’nun rekabet yasağına aykırı davranmış sayılması için aynı faaliyet konusu ile iştigal eden başka bir şirkete sorumluluğu sınırsız ortak olarak girmiş olması gerektiğini, oysa davalı …’nun … AŞ’de sınırsız olarak bir sorumluluğu yada ortaklığı bulunmadığını, yine davalı … AŞ ile … AŞ’nin aynı ticari işi yapmadığını, davalı şirketin kuruluş amacının … Mah.11 Parsel, 1617 Ada, F22D11B3A Paftasında kayıtlı arsa üzerinde yapılması planlanan konut projesini gerçekleştirmek olduğunu, bu hususun davalı şirketin kuruluş tarihi olan 13/12/2013 tarihinden 10 gün sonra (24/12/2013) söz konusu arsanın satın alınması ile sabit olduğunu, davalı şirketin kurulduğu tarihten itibaren bugüne kadar bu gayrimenkul haricinde harcama ve projesinin bulunmadığını, ancak … Şirketinin aktifinde bulunan ve gerçekleştirdiği işlerin yoğunluğunun ticari olduğu düşünüldüğünde bu iki şirketin rekabet etmesinin mümkün olmadığını, yine davalı şirkete kaynak aktarımı iddiasının da gerçek dışı olduğunu, davacının bu konuda hiçbir maddi ve somut delile dayanmadığını, anılan nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı …’ın ortağı bulunduğu … A.Ş’nin yöneticisi konumunda bulunan davalı …’nun aynı zamanda diğer davalı … A.Ş’nin de yöneticisi konumunda olduğu, bu kapsamda davalının TTK’nun 395 ve 396.maddelerine aykırı davranışı sebebiyle davacının hissedarı olduğu şirkete zarar verdiğinden bahisle söz konusu zararın TTK’nun 553.maddesi uyarınca davalıdan tahsili, yine diğer davalı … A.Ş tarafından yapılan sözleşmelerin davacı adına yapılması ve davacının ortağı olduğu şirket tarafından davalı … AŞ adlı şirkete kaynak aktarımı iddiası ile davalı … AŞ’nin yapmış olduğu tüm işlemlerin ve 3.kişiler hesabına yapılan sözleşmeden doğan menfaatlerin … AŞ’ye ait olduğunun tespiti ile haksız rekabetin meni ve şirket zararlarının ödenmesine yönelik tazminat davasıdır.
Mahkememizce toplanan tüm deliller ile tarafların 2013-2017 yılları arasındaki ticari defter ve belgeler üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi olarak Mali Müşavir …, İnşaat Mühendisi … ve Hukukçu … tayin edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından sunulan raporda; şirketlerin kuruluş tarihleri ve faaliyet alanlarının incelenmesi neticesinde … AŞ’nin 29/03/2011 tarihinde, davalı … AŞ’nin 13/12/2013 tarihinde kurulduğu, her iki şirketinde yönetim kurulu başkanının davalı … olduğu, … AŞ’nin 13/12/2013 tarihinde kurulmasından önce, … AŞ’nin genel kurulunda TTK 395 ve 396.maddelerinde yazılı izni almadığı, “Tarabya Projesi” inşaatının … AŞ bünyesinde yapılmamasının haksız rekabet yapmaya zemin oluşturduğu, inşaatlar tamamlandıktan sonra satış veya kiraya verme aşamasında haksız rekabet oluşmasının mümkün olabileceği, davalı … AŞ’nin kurulduğu 13/12/2013 tarihinde … AŞ’nin gayrimenkul kira geliri elde ettiği ve …Projesi, … Projesi ve … Projesi inşaatlarını yürüttüğü, … AŞ’nin de 2013yılında bir faaliyet geliri olmayıp … Projesi olarak bir inşaat yapımına başladığından Tarabya Projesi inşaatının … AŞ bünyesinde yapılmamasının haksız rekabet yapmaya zemin oluşturduğu, inşaatlar tamamlandıktan sonra satış veya kiraya verme aşamasında haksız rekabet oluşmasının mümkün olabileceği hususunda takdir mahkemeye ait olmak üzere … AŞ’nin bu proje kapsamında zarar görüp görmediği, inşaat projeleri tamamlandıktan sonraki satış fiyatları yada kira gelirlerinin karşılaştırılması ile tespit edilebileceği, bu proje dışında başkaca haksız rekabet oluşturacak bir hususun mevcut olmadığından zarardan söz edilemeyeceği, … AŞ’nin 2013 yılında bir faaliyet geliri olmayıp, …Projesi olarak bir inşaat yapımına başladığından … Projesi inşaatının … AŞ bünyesinde yapılmamasından kaynaklı … AŞ’nin bu proje kapsamında zarar görüp görmediği, inşaat projeleri tamamlandıktan sonraki satış fiyatları yada kira gelirlerinin karşılaştırılması ile tespit edilebileceği, … AŞ’nin aleyhine bir zarar tespit edilirse davalı …’nun bu zarardan sorumlu olabileceği, …’nun … AŞ’ne şirket kuruluşundan itibaren başkan olduğu, … AŞ ile … AŞ arasında ticari ilişkinin tespit edilemediği, yine … AŞ’den … AŞ’ye doğrudan kaynak aktırımında bulunduğuna dair ilgili bir muhasebe kaydına rastlanılmadığı, … AŞ’nın ve … AŞ’nin 2013, 2014, 2015, 2016, 2017 yıllarına ait muhasebe kayıtlarının sonucunu yansıtan, ayrıntılı ve sıfır bakiyeli hesaplar dahil mizanları karşılaştırıldığında her iki şirket ile iş yapan firmaların ticari ilişkiye ait işlem tutarlarının ve hesap bakiyelerinin kayda değer tutarlarda olmadıkları, çok küçük tutarlar oldukları tespit edildiğinden … AŞ’nin zarara uğratıldığından söylenemeyeceği, ticari ilişkiye ait işlem tutarlarının ve hesap bakiyelerinin kayda değer tutarlarda olmadıkları, çok küçük tutarlar oldukları tespit edildiğinden haksız rekabet kapsamında olduğunun söylenemeyeceği, yine … AŞ’nin yaptığı sözleşmelerin … Projeleri olduğu, ancak davalı … AŞ’nin ise Tarabya Projesi olduğunun tespit edildiği, bu itibarla her iki şirketin faaliyetinin birbirinden farklı olduğu, ayrıca davacının dava dilekçesinin 3.sayfası son paragrafında “Sermaye arttırımına ait iştirak taahhütnamesini imzalamak üzere, 09/05/2017 tarihinde … AŞ’nin şirket merkezine gittiğinde imzaladığı iştirak taahhütnamesinde teslim alan kişi Nesrin Akkova’nın diğer şirket personeli olarak yazılmış olmasından bu ilişkileri öğrendiği belirtilmiştir.” ise de bu hususta tespit yapılamadığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Yapılan yargılama, davacının iddiaları, davalının beyanları, ibraz edilen deliller, mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu ibraz edilen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının, davalı … ile … AŞ’de hissedar olduğu, davalı …’nun hem davacının da hissedarı olduğu … AŞ’nin, hemde diğer davalı ….AŞ’nin yönetim kurulu başkanı olduğu, davacı tarafça davalı …’nun … AŞ’den … AŞ’ne kaynak aktarımı yaptığı, yine … Şirketini kurması sebebiyle … Şirketine karşı haksız rekabet işlediğinden bahisle zarara uğradığı iddiası ile söz konusu zararın tazmini talep edilmiştir. Davacı tarafça, davada temel olarak iki iddia ileri sürülmüştür. Bunlardan bir tanesi davalı …’nun her iki şirketin de yönetim kurulu başkanı olması sebebiyle davacının da ortağı olduğu … Şirketinden, diğer davalı … Şirketine kaynak aktırımı yapılıp yapılmadığı, yada … Şirketinin yapmış olduğu inşaat faaliyetlerinde …Şirketine ait ekipman, malzeme vs.kullanılıp kullanılmadığına yöneliktir. Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporuna göre davacının hissedarı bulunduğu … Şirketi ile davalı … Şirketi arasında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığı … Şirketinden … Şirketine herhangi bir kaynak aktarımının tespit edilmediği, … Şirketi ile ticari ilişkide bulunan bir kısım dava dışı 3.şahıs firmalarla davalı … Şirketi arasında da ticari ilişki bulunduğu, ancak bu ticari ilişkilerin işlem tutarlarının ve hesap bakiyelerinin kayda değer tutarlarda olmadığı tespit edilmiştir. Her ne kadar davacı tarafça yapılan incelemenin ve bu bağlamda tespit edilen tutarların miktarlarının açıkça belirtilmediği noktasında itiraz edilmiş ise de, her iki şirketin de yani hem … Şirketinin hemde … Şirketinin genel olarak faaliyet alanlarının inşaat alanına ilişkin bulunduğu, … Şirketinin genel olarak ticari amaçlı projeler inşa ettiği, … Şirketinin ise tek projesinin konut amacı güden Tarabya Projesi olduğu, proje türleri yönünden farklılık bulunsa da, her iki şirketin inşaat şirketi olması sebebiyle her iki şirketle ticari alışverişte bulunan diğer 3.şahıs şirketlerin benzer yada aynı olma ihtimalinin bulunduğu, dolayısıyla … Şirketi ile ticari alışverişte bulunan örneğin X isimli şirketin aynı şekilde … isimli davalı ile ticari alışverişte bulunmuş olmasının olağan olduğu, bunun kaynak aktarımı ile ilgisinin bulunmadığı, sırf her iki şirketin de dava dışı bir kısım şirketlerle ticari ilişkide bulunmuş olmasının kaynak aktarımı anlamına gelmeyeceği, örneğin her iki şirketinde ürün tedarik eden dava dışı bir firmadan misal olarak hazır kapı satın alabileceği yada çimento, demir gibi ürünleri satın alabileceği, bu nedenle her iki şirkette ticari faaliyette bulunan 3.şahısların bir kısmının aynı firma olmasının davalı şirket yönetim kurulu üyesinin sorumluluğunu gerektirecek bir niteliğinin bulunmadığı değerlendirilmiş, bu yönü itibariyle davalı yönetim kurulu üyesi … tarafından, davacının hissedarı bulunduğu … Şirketinden, davala … Şirketine kaynak aktarımı yapıldığına yönelik iddia ve dava mahkememizce sabit görülmemiş ve reddine karar verilmiştir.
Davacının diğer bir iddiası davalının TTK 395 ve 396.maddelerine aykırı olarak işlem yaptığı ve rekabet yaptığına yöneliktir. TTK 395.maddesi uyarınca yönetim kurulu üyesi genel kuruldan izin almadan şirkette kendisi veya başkası adına işlem yapamaz. Aksi halde şirket yapılan işlemin batıl olduğunu ileri sürebilir. Mahkememizce yaptırılan incelemede yönetim kurulu üyesi davalı …’nun davaya konu … Şirketi ile kendisi adına yada yöneticisi olduğu diğer davalı … Şirketi ile yapmış olduğu herhangi bir işlem bulunmamaktadır. Bu kapsamda TTK 395.maddeye aykırı davalının herhangi bir eylemi tespit edilmemiştir. Bu yönü itibariyle de davanın reddi gerekmiştir. Davacının diğer iddiası TTK 396.maddesi uyarınca davalı …’nun genel kuruldan izin almaksızın şirketin işletme konusuna giren bir işi yaptığından bahisle haksız rekabete aykırı davrandığı iddiası ile tazminat istemidir. Önemle belirtmek gerekir ki, TTK 396.maddesi uyarınca yönetim kurulu üyelerinden biri genel kurulun iznini almaksızın şirketin işletme konusuna giren ticari iş türünden bir işlemi, kendi veya başkasının hesabına yapamayacağı gibi, aynı tür ticari işlerle uğraşan bir şirkete sorumluluğu sınırsız ortak sıfatıyla da giremez hükmü mevcuttur. Kanuni anlatımdan da açıkça anlaşılacağı üzere davalı …’nun eyleminin haksız rekabet oluşturabilmesi için birden fazla şart gerekmektedir. Bunlardan ilki şirketin işletme konusuna giren ticari bir işin yönetim kurulu üyesi tarafından yapılmış olmasıdır. Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesindeki teknik bilirkişilerinde belirttiği üzere davaya konu davacının da hissedarı olduğu … Şirketinin işletme konusunun genellikle ticari alanların inşasına yönelik inşaat işleri olduğu, davalı … Şirketinin ise tek projesinin … Konut Projesi olduğu, dolayısıyla bu kapsamda davalı … Şirketi tarafından yapılan işin davacının hissedarı olduğu … Şirketinin işletme konusuyla aynı olmadığı, ayrıca TTK 396.maddedeki 2.şartın şirketin işletme konusuna giren ticari işin bizzat yönetim kurulu üyeleri tarafından şahsen yada başkası hesabına yapamayacağının düzenlendiği, bir an için davalı … Şirketi tarafından inşa edilen konut projesinin davacının hissedarı olduğu … Şirketi ile iştigal alanı olarak aynı olduğu kabul edilse dahi söz konusu rekabet yasağına aykırı işlemin bizzat davalı yönetim kurulu üyesi … adına şahsi olarak kendi adına yada başkası hesabına yapılması gerektiği yada yönetim kurulu üyesinin bir sermaye şirketine sınırsız sorumlu ortak olarak katılamayacağının düzenlendiği, yani burada öngörülen 2.şartın ancak 3 halde tezahür ettiği, bunlarında söz konusu işlemin yönetim kurulu üyesi adına ya şahsen kendisi tarafından, ya başkası hesabına, yada sınırsız sorumlu olarak aynı ticari işle uğraşan bir sermaye şirketine giremeyeceğinin düzenlendiği, oysa davalı şirketin de Anonim Şirket statüsünde olduğu, davalı …’nun da sermayesi ile sınırlı olarak söz konusu şirkette yer aldığı, dolayısıyla sınırsız sorumluluk halinin bulunmadığı, davalının her iki şirkette yönetim kurulu üyeliğinde bulunmasının TTK 396.maddesine de aykırılık oluşturmadığı anlaşıldığından bu yönü itibariyle de davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Ayrıca her ne kadar bilirkişi raporunda ilerde … Projesinin tamamlanmasından sonra söz konusu projenin … Şirketinin bünyesinde yapılması yerine, … Şirketi bünyesinde yapılmış olması sebebiyle bundan kaynaklı … Şirketinin zarara uğrama ihtimalinin bulunabileceği ileri sürülmüş ise de, farklı şirketlerde ortak olan şahısların hangi şirkette hangi ticari faaliyete girişeceği hususunda ilgili şirket ortaklarının yetki ve inisiyatifinin bulunduğu, bir projenin yapılıp yapılmayacağı hususunun ilgili şirketin kendi iç bünyesinde alacağı ekonomik, yönetsel, kaynaksal ve finansal kararlarla ilgili olabileceği, bu yönü itibariyle de söz konusu projenin … Şirketi yerine … Şirketinde yapılması işleminde hukuka aykırı bir yön bulunmadığı anlaşıldığından bilirkişi raporundaki bu görüşe itibar edilmemiş ve davanın reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının sübut bulmadığından REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereği alınması gereken 44,40 TL maktu karar ve ilam harcından, peşin olarak alınan 31,40 TL harcın düşümü ile bakiye 13,00 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 2.725,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

“5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”