Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/572 E. 2018/325 K. 13.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARARIDIR
ESAS NO : 2017/572
KARAR NO : 2018/325
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 22/06/2017
KARAR TARİHİ : 13/03/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 29/03/2017 tarihinde … mevkiinde meydana gelen yaralanmalı trafik kazasında davacının yaralandığını ve bir fiil ameliyatlara maruz kaldığını, davacının kaza sonrası büyük şok yaşadığını, bayıldığını, kafasına aldığı darbeler sonucu 50’ye yakın dikiş atıldığını ve vücudunda kırıklar meydana geldiğini, kafasında ve yüzünde kalıcı eser sayılacak ve estetik tedavi ve ameliyat ile giderilmeyecek kalıcı mağduriyetlere maruz kaldığını, ileride iş edinmesi ve evlenmesinin işbu mağduriyetler yüzünden büyük engeller ile karşı karşıya olduğunu, kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç maliki-sürücüsü davalı …’nın almış olduğu 220 promil alkol ile davacıya ait araca arkadan şiddetle çarptığını, her iki araç pert olduğu gibi davacının ölümden döndüğünü, kaza sonrası davacının günlerce-haftalarca ölüm kalım mücadelesi verdiğini, davalı sürücünün alkol ve arkadan çarpma kuralını ihlal etmesi nedeniyle kaza yeri tespit tutanağına göre tartışmasız %100 oranında kusurlu olduğunu, bu nedenlerle şimdilik davalı …’dan 50.000 TL manevi, her iki davalıdan fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla 1.000 TL maddi tazminat olmak üzere toplam 51.000 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile maddi tazminat için müşterek – müteselsilen her iki davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …vekili cevap dilekçesinde özetle:6704 Sayılı torba yasa kapsamında trafik kazası sonucu zarar gören kişilerin zararlarının tazmini için öncelikle sigorta şirketine başvurmaları mecburiyeti getirildiğini, başvuru şartının yerine getirilmiş kabul edilebilmesi için gerekli belgelerin tamamının sigorta şirketine ibraz edilmesi ve kanunda öngörülen süre dolmasına rağmen ödeme yapılmamış olması gerektiğini, davacı tarafından kaza raporunun 2.sayfası, sağlık kurulu raporu, tüm tedavi evrakları, ücret belgesi ve banka hesap bilgilerinin ibraz edilmemesi nedeniyle davalı şirketin gerekli işlemleri yaparak tazminat miktarını belirleyebilmesinin ve ödeme
yapabilmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafın gerekli belgeleri davalı şirkete ibraz etmemek ve ödeme süresinin dolmasını beklememekle, kanunda belirtilen başvuru şartını gerine getirmemiş olduğundan dava ikame etme hakkı bulunmadığını, … plakalı aracın davalı şirkete 18/08/2016-18/08/2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçede teminat limitlerinin kaza tarihi itibarı ile kişi başı 330.000 TL olduğunu, davalı şirketin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında poliçe limiti ile sınırlı olduğundan tarafların kusur durumunun tespiti için dosyanın ATK Trafik ihtisas kuruluna gönderilmesini talep ettiklerini, davacının söz konusu kaza sebebiyle meydana gelmiş bir maluliyetinin olup olmadığının, kaza ile ilgisinin ve varsa oranının özürlülük ölçütüne göre belirlenmesi gerektiğini, tazminat hesaplamasına karar verilmesi halinde tazminat hesabının genel şartlar uyarınca TRH 2010 tablosuna göre %1,8 teknik faiz oranı kullanılarak yapılmasını talep ettiklerini, hesap raporunda, malul kalan kişinin geliri olarak esas alınacak gelirin, vergilendirilmiş gelir olması gerektiğini, davacıya SGK tarafından rücuya tabi herhangi bir ödeme veya gelir bağlama işleminin yapılıp yapılmadığının tespit edilmesini, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının kaza gecesi boş yolda seyir halindeyken, davacının kullandığı … plaka sayılı aracın, önü boş olmasına rağmen sol şeritteki trafik akışını engellemekte olduğunu, davalının defalarca selektör yaparak davacıdan yol istemesine rağmen davacının yavaş hızda sol şeritte ilerlemeye devam ettiğini, bunun üzerine davalının kurallara uygun şekilde sinyal vererek sağ şeride geçtiğini ve yola ordan devam etmekteyken, davacının sinyal vermeden ve arkasını kontrol etmeden şerit değiştirerek davalının kullandığı aracın aniden önüne geçtiğini, bu nedenle davalının takip mesafesini ayarlamasının mümkün olmadığını ve davacıya arkadan çarptığını, davalının kaza akşamı alkol almış olsa da bilinci yerinde ve el göz koordinasyonunun mevcut, reflekslerinin tam çalışır durumda olduğunu, hayatın olağan akışında akşam saat 21:00 sıralarında çift şeritli, hızlı akan bir yolda davacının sol şeridi kapayarak ısrarlı selektöre rağmen yol vermemesi ve devamında arkadan gelen trafiği kontrol etmeden şerit değiştirmesinde kusuru olduğunu, olay anında hazırlanan kusur raporunu kabul etmediklerini, davacının da kazanın gerçekleşmesinde kusuru bulunduğunu, kusur durumunun yeniden belirlenmesini talep ettiklerini, davaya konu kazanın davacının şikayeti sonrası şu anda savcılıkta soruşturma aşamasında olduğunu, dava açılması durumunda dava süreci içinde kusur tespiti de yapılacağından, soruşturma dosyasının ve açılması halinde ceza davasının bekletici mesele yapılmasını, kaza sırasında davacının emniyet kemerinin takılı olmadığını, bu durumun davacının yaralanmasına sebebiyet verdiğini, her ne kadar kaza davalının çarpması sonucu oluştuysa da, hem kazanın oluşumunda hem de yaralanmanın artmasında davacının bu hatalı eylemlerinin de rolü bulunduğunu, dosyada bulunan ve …Devlet Hastanesinden alınan doktor raporunun yaralanmanın basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilir olduğu yönünde olduğunu, yaranın saçlı bölgede olduğunu, iddia edildiği gibi yüzünde ve görünür yerlerinde kalıcı eser sayılacak yaralardan ve vücuttaki kırıklardan bahsetmediğini, saçlı deride yani dışardan bakılınca görünmeyecek yerde yara izi kalsa bile, bu yara izinin resepsiyonist olarak çalışmakta olan davacının iş bulmasına ya da evlenmesine engel teşkil etmeyeceğini, davacı tarafından talep edilen manevi tazminatın saçlı derideki basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek hafif yaralanma için fahiş olduğunu savunmuştur.
Davalı … şirketinden hasar dosyası ve poliçenin bir örneği getirtilmiştir.
… SGK.dan toplam 795,56 TL geçici iş göremezlik ödeneği ödendiği ve adı geçen sigortalıya 07/07/2017 tarihi itibarı ile malullük ve yaşlılık aylığı bağlanmadığı, ödenmiş olan geçici işgöremezlik ödeneğinin 5510 sayılı kanunun 21.maddesi ve kurumun 2016/21 sayılı genelgesi gereği rücu edildiği, 20/06/2017 tarihli yazı ile tebligat gönderildiği belirtilerek tebligat yazısı ve geçici işgöremezlik ödeme belgeleri yazı ekinde gönderilmiştir.
Silivri …Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası getirtilerek incelendiğinde, müştekinin …, sanığın …, suçun taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma, suç tarihinin 29/03/2017 olduğu, dosyanın derdest olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların sosyal ve ekonomik durumları araştırılmış, buna göre davacının aylık 1.600 TL gelir ile sekreterlik yaptığı, başkaca bir gelirinin olmadığı, aylık 550 TL kira ile kirada oturduğu, anne ve babasıyla yaşadığı, annesinin ev hanımı, babasının emekli olup aylık 1.800 TL civarında geliri bulunduğu; davalı …’nın çalışmadığı, gelirinin bulunmadığı, annesinin evinde oturduğu, bakmakla sorumlu olduğu iki tane oğlunun bulunduğu, annesinin aylık 1.250 TL geliri bulunduğu, üzerine kayıtlı menkul ve gayrimenkul malının bulunmadığı belirtilmiştir.
Davacının geçici ve sürekli işgörememezliğinin tespiti için dosya ATK 3.İhtisas Kuruluna gönderilmiş, davacının 29/03/2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren bir haftaya kadar uzayabileceği belirtilmiştir.
Davacı vekili 18/01/2018 tarihli ATK raporuna karşı beyan dilekçesinde; ATK.nun organ kaybı söz konusu olmadığından dolayı maluliyet tayinine mahal olmadığı, bu nedenle maddi tazminatı gerektirecek bir durum olmadığı tespitine diyecekleri her hangi bir şey olmadığını, sürücü ve malikin bu kazaya yüksek derecedeki alkol alımı ve davacıya aşırı hız ile arkadan gelip çarpması sonucu zarar verdiğini, davacının aracının pert olduğunu, ameliyatlar geçirerek kafasında kalıcı yaralar ve izler kaldığını, kaza sonrası pert olmuş bir araç içinde kalmış normal bir insanın dahi çekeceği elem-üzüntü ve acının tarifini yapmanın imkansız olduğunu, davacının adete ölümden döndüğünü, gerek kendisi gerekse ailesinin büyük mağduriyet ve üzüntülerle karşı karşıya geldiğini, davacının kafasında oluşan izlerin basit müdahale ile giderilemeyeceği ve kendisinin genç bir kız olarak ileride hayatı boyu taşıyacağı veçhile büyük üzüntü ve psikolojik olarak etkileneceğinin muhakkak olduğunu, ATK raporu sonrası gelinen noktada maddi değil manevi tazminat taleplerinin bulunduğunu beyan etmiş; 13/03/2018 tarihli celsede alınan beyanında, maddi tazminat taleplerinden feragat ettiklerini, manevi tazminat talepleri yönünden davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İş bu dava trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminata ilişkindir.
HMK.nun 307 ve devamı maddelerinde davadan feragat ve şekli açıkça belirtilmiştir. HMK 307. Maddesi düzenlemesine göre feragat davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Feragat beyanı dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır, hüküm ifade etmesi için karşı tarafın veya mahkemenin muvafakatine bağlı değildir (HMK 309. madde). Feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir (HMK 310. Madde) davacının maddi tazminat talebinden feragat etmesi nedeniyle maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının manevi tazminat talebi yönünden yapılan yargılama, davacının iddiaları, davalının savunmaları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; meydana gelen zararın ağırlığı, manevi tazminatın yapısı, manevi tazminatın niteliği gereği zenginleşme aracı olarak öngörülmemekle birlikte, davacıdaki manevi üzüntünün giderilmesini karşılayacak nitelikte de olması dikkate alındığında 20.000 TL manevi tazminatın 29/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya ödenmesine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının açmış olduğu maddi tazminat davasının vaki feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Davacının manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, 20.000 TL manevi tazminatın 29/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Alınması gerekli harcın mahsubu ile eksik kalan 1.192 TL’nin davalı …’dan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu harç posta müzekkere masrafı toplam 533,50 TL’nin kabul oranına göre hesaplanan 219,67 TL’nin davalı …’dan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Maddi tazminat davası yönünden;
5-Davalı … kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 1.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Davalı … kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 1.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Manevi tazminat talebi yönünden;
7-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT uyarınca hesaplanan 2.400 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacıya ödenmesine,
8-Davalı … kendini vekil ile temsil ettirdiğinden red edilen miktar üzerinden AAÜT 10/2 maddesi uyarınca hesaplanan 2.400 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya ödenmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve temyiz harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …
¸