Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/447 E. 2019/469 K. 29.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/348
KARAR NO : 2019/326
DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 11/04/2017
KARAR TARİHİ: 25/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; alacaklı …Şirketi tarafından İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasında borçlu … Şirketi ve … aleyhine icra takibi başlatıldığını, müvekkili şirkete bağlı bulunan Beyzade Restaurant’a İİK m.89/1 ve 89/2 kapsamında gönderilen tebligatın şirket çalışanlarından birine yapılması ve personelin tebligat zarfını müvekkiline teslim etmemesi nedeniyle haciz ihbarnamesinden haberdar olmadığından itirazda bulunamadığını, İİK m.89/3’e göre gönderilen üçüncü haciz ihbarnamesinden ise müvekkilinin tamamen tesadüfen öğrenmiş olup süresi içerisinde menfi tespit davası açtıklarını, davaya konu icra dosyasında borçlu bulunan … ve …’ın müvekkili şirketten hiçbir hak ve alacağı hiçbir ticari ilişkisi olmadığını beyanla icra takibine ilişkin müvekkili şirketin bir borcu olmadığının tespiti istemiyle huzurdaki davayı ikame etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının usulüne uygun olarak kendisine gönderilen haciz ihbarnamesine süresinde yanıt vermediği gibi menfi tespit davasını da zamanında açmadığını, davacının kanunda belirtilen şartlar kapsamında cebri icra işlemlerini durdurmak amacıyla borç miktarının %115’ini Mahkemeye depo etmek suretiyle ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep edebileceğini ve davacının bu şartları yerine getirmemesi nedeniyle tedbir talebinin reddinin gerektiğini, haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddini, müvekkilinin işbu davanın açılmasına sebebiyet vermemesi nedeniyle davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesini taleple davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
(II) ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
(2)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, mali müşavir bilirkişi … tevdii edilen dosyada tanzim olunan 10/10/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının İstanbul … İcra Müdürlüğü dosyasında alacaklı olan davalı … A.Ş. İle doğrudan ticari bir ilişkisi olmadığını, icra dosyasında 3. Şahıs konumundaki davacıya gönderilen ve davalı …A.Ş.’nin davalılar …Şti’den ve …’tan alacaklarını içeren haciz ihtarnamesine davacı tarafından yasal süresinde itiraz edilmediğini, davalı …A.Ş.’nin 08/09/2016 tarihinde icra dosyasında davalılar … Şti. Ve … aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takibe geçtiği tarihte davacının ibraz ettiği ticari defterlerinde davalı … Şti’den 1.489,76-TL fazla ödemeden kaynaklanan alacağı olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
(III) DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; menfi tespit davasıdır.
Davacı; davalılar … firmasıyla Erkan E.’nin diğer davalıya bulunduğu ifade edilen borç kapsamında kendisine gönderilen haciz ihbarı dahilinde borçlu olmadığını beyanla huzurdaki davayı ikame etmiştir.
İtiraz; icra dosyasının tümüne yönelik olmak üzere ileri sürüldüğü ve dava değeri belirgin halde olduğundan davacı vekiline talebi açıklattırılmış ve dosya yekün borcu yönünden eksik harcın ikmali sağlanmıştır.
Davaya konu temel uyuşmazlık noktasında her ne kadar davalı taraf davacıya birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerinden sonra üçüncü haciz ihbarının gönderildiğini ve bu bağlamda davacı yönünden borcun kesinleştiğini ileri sürmüş ise de savunmaya itibar edilmemiştir. İcra dosyası incelendiğinde İİK 89/3 fıkrasınca davacı adına gönderilen üçüncü ve son ihbarın tebliğ tarihinin 31/03/2017 olduğu görülmektedir. Dava ise 11/04/2017 tarihinde ikame edilmiştir. Davanın hak düşürücü süre dahilinde açıldığı sabittir. Mali bilirkişi tarafından yapılan inceleme neticesinde de davalı borçlusu …’nin davacı ile herhangi bir ticari ilişkisinin olmadığı borç – alacak ilişkisinin tespit edilmediği, diğer borçlu … Firmasının ise önceki ticari ilişki nezdinde davacıdan alacaklı değil aksine davacıya borçlu konumda bulunduğu açıkça tespit edilmiştir. Her iki davalının davacıdan alacaklı olmadıkları anlaşıldığından menfi tespit isteminin kabulü gereklidir.
Davanın gerek haciz ihbar taleplerini yapan davalı firmaya gerekse diğer borçlular adına açılmasında davacı yönünden hukuki yarar mevcuttur. Bu nedenle dava tüm davalılar yönünden kabul edilmiştir. Ancak davacı 1. ve 2. haciz ihbarnamelerine itiraz etmemekle (usulsüz tebliğ iddiasının İstanbul … İcra Mahkemesi nezdinde şikayete konu edildiği ancak talebin mahkeme tarafından reddedildiği de gözetilerek ) 3. haciz ihbarnamesinin çıkarılmasına ve bunun sonucunda İİK’nun 89/3 maddesine dayalı huzurdaki davanın açılmasına kendisi sebebiyet vermiş olup, yargılama giderleri – vekalet ücretinden davacının sorumlu tutulması gerektiği (emsal için bknz. Yargıtay 19. H.D. 2017/2140 E. 2018/3969 K. Sayılı ilamı) kanaatine erişilmiş ve davanın kabulüne yönelik aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
(IV) HÜKÜM SONUCU :
(1)Davanın KABULÜ ile;
Davacının İstanbul … İcra Müd. … E. Sayılı dosyası kapsamında davalılara borçlu olmadığının tespitine,
(2)Harçlar tarifesi gereğince (2004 Sayılı İİK 89/3 maddesince) alınması gereken maktu 44,40 TL ilam harcı dava açılırken alınmakla yeniden harç ödenmesine gerek ve yer olmadığına, iş bu bedelin peşin alınan 170,78 TL harçtan mahsubu ile bakiye 126,38 TL’lik kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
(3)Davalı … A.Ş. duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, AAÜT uyarınca 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı …. A.Ş.’ye verilmesine,
(4)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
(5)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK yönetmeliğinin 47/1 maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …
¸

“5070 Sayılı Kanun hükümlerince bu belge elektronik imza ile imzalanmıştır. “