Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/436 E. 2018/828 K. 26.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/436
KARAR NO : 2018/828

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/05/2017
KARAR TARİHİ : 26/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin anlaşmalı müşterilerinden olan davalı firmanın davacı şirkete muhtelif zamanlarda gönderici olarak taşıttırdığı kargo veya ücret alıcı olarak kabul ettiği kargo bedellerinden oluşan ve … 13.İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takibe konu edilen borç miktarını tüm girişimlere rağmen ödemediğini, davalının haksız bir şekilde borca ve ferilerine itiraz ettiğini, davalının yaptığı itiraz tebliğ edilmediğinden 05/02/2017 tarihinde yapılan dosyaların genel kontrolünde itirazdan haberdar olunduğunu, davalı ile davacı firma arasında gerçekleşen kargo taşıma hizmeti nedeniyle davacı firmanın kendisine düşen yükümlülüğü olan kargo taşıma hizmetini süresinde, eksiksiz ve sağlam olarak gerçekleştirdiğini, yani taşıma hizmetinde herhangi bir ziya, hasar veya gecikme olmadığını, bunun neticesi olarak sözleşmeye ve tarifeye uygun olarak taşıma faturası düzenlenmiş olup davalıya imza karşılığı teslim edildiği halde davalının bugüne kadar ödeme yapmadığını, davalının verdiği itiraz dilekçesinde davacı şirket ile yapılan ticari ilişkiyi doğruladığını fakat ifanın yerine getirilmediği ve zarara uğratıldıkları iddialarını ileri sürerek takas mahsup yolu ile borçlarının olmadığı şeklindeki itirazlarının soyut, kötü niyetli ve borcu sürüncemede bırakmaya yönelik olduğunu, davalının hangi kargosundan dolayı zarar gördüğünü belirtmeden külliyen borcu inkar etme yoluna gitmesinin itirazın gerçekçi olmadığı sonucunu ortaya çıkardığını, ayrıca 09/05/2016 tarihinde de iadeli taahhütlü posta yolu ile ihtarname gönderilerek borç miktarını oluşturan faturaların davalıya tebliğ edildiğini ve 3 gün içerisinde ödenmesi ihtarı yapılmak suretiyle davalının temerrüde düşürüldüğünü, bunun üzerine davalının zarara uğradıkları yönünde bir takım gerçek dışı iddialar ileri sürerek borcu ödemeyi reddettiğini, ancak davalının bu iddialar dışında herhangi bir ihtarı, başvuru yada davası olmadığını, davalının faiz miktar ve oranına yaptığı itirazında haksız olduğunu, taraflar arasında ticari bir ilişki söz konusu olup her iki tarafında tacir olduğunu, uygulanıp talep edilen faiz ve oranının da talep edilen tarihlerdeki mevcut geçerli ticari faiz oranı olduğunu, davalının temerrüde düşürüldüğünü, dolayısı ile faizinde buna göre hesaplandığını, bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına, %20.den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının süresinde açılmayan davasının reddini talep ettiklerini, davacının dilekçesinde belirttiği hizmetin kesinlikle yapılmadığını ve aynı zamanda daha öncede taşınması gereken tüm eşyalarında zarar gördüğünü, müşterilerine ıslak, yırtık ve ezilmiş olarak gönderildiğini, bununla birlikte davalıdan aldığı ancak davalının müşterilerine teslim etmediği davetiye ve kataloglar nedeniyle davalının maddi ve manevi zarara uğradığını, konuyla ilgili olarak davalıya bilgi verilmişse de hiçbir bilgi alınamadığını, davacının yapmadığı hizmetin bedelini davalı şirketten haksız olarak talep ettiğini, bu nedenlerle davanın reddi ile takibin iptaline, % 20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 21/11/2017 tarihli ön inceleme duruşmasında hazır bulunmayan davalı vekiline davalıya cevap dilekçesinde belirtmiş olduğu ayıba ilişkin delillerini ve ticari defterlerini sunması için tebliğden itibaren 2 haftalık kesin süre verilmiş, kesin süre içinde ayıba ilişkin delillerini ve ticari defterlerini sunmadığı veya yerinde inceleme yetkisi talep etmediği taktirde ticari defterleri sunmaktan vazgeçmiş sayılacağı, yine ayıp iddiası yönünden delil sunmaktan vazgeçmiş sayılacağı ihtaratını içerir duruşma zaptı ekli davetiye davalı vekiline 29/11/2017 tarihinde dışarda olduğu belirtilmek suretiyle çalışanı imzasına tebliğ edilmiş, davalı vekili tarafından kesin süre içerisinde ayıba ilişkin deliller ve ticari defterler sunulmadığı gibi yerinde inceleme talebinde de bulunulmamış, davalı taraf 19/01/2018 tarihli bilirkişi incelemesine katılmamıştır.
Dosya mali müşavir ve kara taşımacılığı alanında uzman bilirkişi heyetine tevdii olunmuş, düzenlenen 13/03/2018 tarihli raporda; davacı şirketin 2015 ve 2016 yıllarına ait ticari defterlerinden yevmiye ve defteri kebir defterinin e-defter kapsamında tutulduğu ve envanter defterlerinin açılış tasdiklerinin bulunduğu görüldüğünden ticari defterlerin lehlerine kesin delil vasfına haiz oldukları, davacı şirketin ticari defterlerine göre davalıdan 25/07/2016 takip tarihi itibarı ile 36.415,63 TL tutarınca alacağının raporlandığı, teknik açıdan yapılan tespit ve değerlendirmeler ışığında davacının davalıdan 25/07/2016 takip tarihi itibarı ile 36.415,63 TL tutarınca alacağının bulunduğu ve bu alacağa takipte yıllık %10,50 ve sonraki dönemlerde değişen oranlarda avans faizi işletilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ olunmuş, davalı vekili tarafından 13/04/2018 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde ve 26/06/2018 tarihli karar oturumunda; ticari defterlerin sunulmasına ilişkin tebligatın yapıldığı adresin eski ikametgahı olduğunu, kayıtlı olduğu baronun Aydın’a taşınması nedeniyle oluşan karışıklık sonrasında ticari defterlerin sunulamadığını beyanla ticari defterlerin sunulması için kendilerine yeniden süre verilmesini talep etmiş, davalı tarafa ticari defterlerini ve delillerini sunması için kesin süre ihtaratını içerir davetiyenin usulüne uygun olarak çalışanı imzasına tebliğ olunduğu anlaşılmakla tekrardan inceleme yapılmasına yönelik talebin reddine karar verilmiştir.
Dava faturaya dayalı yapılan takibe vaki itirazın İİK.’nın 67. Maddesine dayalı iptali istemine ilişkindir.
Anılan maddede “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. (Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. “hükümlerine amirdir.
… 13.İcra Müdürlüğünün …. takip sayılı dosyasının taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu icra takibi olduğu, borçlunun itirazını 7 günlük yasal süre içinde yaptığı, iş bu davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; taraflar arasında akdedilen Kargo Taşıma Sözleşmesi uyarınca davacının davalıya kargo taşıma hizmeti sunduğu, bu kapsamda davacı tarafından ticari ilişkiye binaen verilen hizmetlere ilişkin faturalar düzenlendiği, davalı tarafça fatura bedellerinin ödenmediği, davacı tarafça bakiye alacağın tahsili amacı ile … 13. İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı icra takip dosyası üzerinden davalı aleyhine takip başlatıldığı, davalının süresinde yapmış olduğu itiraz üzerine takibin durduğu, davacınının süresinde iş bu davayı açarak itirazın iptalini talep ettiği, davalı tarafın takibe konu faturalara ilişkin hizmetin eksik ve ayıplı olduğu iddiasında bulunduğu, davacının usulüne uygun olarak tutulan delil vasfına haiz ticari kayıtlarına göre davalıdan takip tarihi itibarı ile asıl alacak bakiyesi tutarının 36.415,63 TL olarak tespit edildiği, davalı tarafça verilen kesin süreye rağmen ticari defterlerin sunulmadığı, yerinde inceleme talep edilmediği ve bilirkişi incelemesine katılınmadığı, aynı şekilde kesin süre içerisinde ayıp iddialarına ilişkin delillerin dosyaya sunulmadığı, davalı tarafından sunulan 13/04/2018 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde de belirtildiği gibi Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin 2016/4087 esas, 2017/261 karar sayılı ilamında “…karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı taktirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği taktirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK.220/3.madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebileceği, aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkaracağı, bunun ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK.ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacağı…” anlaşılmakla davalının ayıp iddiasına ilişkin olarak herhangi bir delilin dosyaya sunulmadığı göz önünde bulundurularak dosya kapsamına ve davacının usulünce tutulan ticari kayıtlarına göre davacının sübut bulan davasının kabulüne karar vermek gerekmiş davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu alacağın likit olduğu dikkate alınarak asıl alacak miktarının %20 si oranında icra inkar tazminatına hükmolunarak miktar yönünden kesin olmak üzere aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ ile, … 13. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davalı tarafından yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin aynen DEVAMINA,
2-İcra İflas Kanun’unun 67/2. maddesi uyarınca asıl alacak miktarının (36.415,63 TL) %20.’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gerekli harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye kalan 2.047,74 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu harç posta müzekkere masrafı toplam 1.840,81 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Davacı yargılamada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’sine göre tespit olunan 4.355,72 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara ödenmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve temyiz harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/06/2018

Katip …
¸

Hakim …
¸