Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/377 E. 2019/200 K. 14.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/377
KARAR NO : 2019/200
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kayn. Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 20/04/2017
KARAR TARİHİ: 14/03/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin…markasının Türkiye franchise haklarının sahibi olup davalı … ile aralarında 01/10/2014 tarihli sözleşmenin akdedildiğini, bu sözleşme kapsamında müvekkili tarafından davalıya …markasını ve iş sistemini franchise olarak kullanma hakkı verildiğini, imzalandığı tarihte 5 yıllık olan sözleşmenin daha sonra tadil edilerek sözleşmeye diğer davalı … … Şti.’nin de katıldığını, icra takibi konusu borçtan dolayı hem …’n hem de davalı … … Şti.’nin birlikte sorumlu olduğunu, sözleşmenin 8.2 maddesi ve tadil protokolünün 3.3 maddesi uyarınca franchise hizmeti alanların aylık cirosunun %9’u kadar tutarın, sözleşmenin yine aynı maddelerinde gösterilen minimum tutarların altında kalması halinde ilgili maddelerde gösterilen bedellerin ödenmesinin gerektiğini, sözleşmenin 8.4, 8.5, 14. ve 40. Maddeleri uyarınca kararlaştırılan borçların ödenmesi için davalı borçlu … tarafından ileri tarihli 150.000,00-TL tutarındaki çekin müvekkiline teslim edildiği ancak bankaya ödeme için ibraz edildiğinde çekin karşılıksız çıktığını,… Noterliği’nin 14/12/2016 tarih ve… yevmiye numaralı ihtarnamesine rağmen borcun tahsil edilemediğini, İstanbul CBS’nın … no’lu dosyasıyla soruşturmanın henüz devam ettiğini, İstanbul… İcra Müdürlüğü’nün… E. Sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibine girildiğini ancak işbu takibe davalı tarafından itiraz edildiğini beyanla huzurdaki davayı ikame etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdedilen 01/10/2014 tarihli sözleşmenin davacı tarafça haklı sebep olmadan …Noterliğinin 14/12/2016 gün ve …
yevmiye numaralı ihtarnamesiyle feshedildiğini, süresi dolmadan haksız bir şekilde feshedilen sözleşmenin feshine ilişkin müvekkili …’a ihtarname yada herhangi bir belge tebliğ edilmediğini, müvekkili tarafından sözleşme kapsamında davacıya 25.000,00-TL ile 50.000,00-TL bedelli çekler ve 5.000,00-TL’si makbuz karşılığında toplam 80.000,00-TL ödendiğini ve ödeme tarihindeki karşılığının 35.197,00-USD (kur:2,272-TL) olduğunu, davanın kabulü anlamına gelmemekle ödenen tutarın mahsubunu, sözleşme gereği dava şartı kabul edilen tahkim yoluna başvurulmadan dava açıldığını, müvekkili Kobi Osb yönünden feshine ilişkin ihtarın tebliğ edilmediğini ve haksız bir şekilde feshedildiğini beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
(II) ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; Gebze Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 08/06/2017 tarihli müzekkere cevabı, İstanbul CBS’nın … Sayılı soruşturma dosyası (uyap üzerinden) İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
(2)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, bilirkişi …’e tevdii edilen dosyada tanzim olunan 05/03/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı ile davalılardan … arasında bir franchising sözleşmesinin tanzim edildiğini, daha sonra katılma şeklinde …Şti’nin de sözleşmeye katıldığını ve sözleşmeden doğan borçları üstlendiğini, sözleşmeden doğan franchise bedeline ilişkin alacakların ödenmemesi üzerine başlatılan takibe davalı borçlular tarafından itiraz edildiği ancak icra dosyası içinde tebligat parçalarının bulunmaması nedeniyle itirazların süresinde olup olmadığının tespit edilemediğini, ayrıca icra dairesinin davalıların itirazları üzerine takibin durdurulmasına ilişkin bir kararın da icra dosyasında yer almadığını, davalılardan …’ın sözleşmeden doğan borcun tasfiyesi için verdiği 150.000,00-TL tutarlı çekin sahte çıktığınailişkin herhangi bir kaydın yer almadığını, davacı tarafından sahteliği iddia edilen çekle ilgili İstanbul CBS’na suç duyurusunda bulunulduğu ve noterlik fesih ihbarnamesi üzerinde tebliğ şerhlerinin yer almadığını, davalılar tarafından yapılan borcun aslına ve faizine itirazın ispata muhtaç olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
(III) DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; fatura alacağına dayalı başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasında tali lisans hakkı tanınmasına yönelik 01/10/2014 tarihli sözleşmenin akdedildiği sabittir. İcra takibine konu edilen faturalar sözleşmenin ilgili maddelerine atfen düzenlenmiştir.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 maddeleri uyarınca davacının ticari defter ve belgeleri nezdinde bilirkişi incelemesi yapılması yoluna gidilmiştir.
Davalının davanın reddi istemine yönelik temel gerekçeleri; sözleşmenin davacı tarafça haksız ve geçersiz olarak feshedildiği, fesih ihtarının usulüne uygun yapılmadığı, sözleşmenin tahkim başlıklı 33. maddesi dahilinde öncelikle bu şartın yerine getirilmesi gerektiği ayrıca mahsup def’ine dair davacıya öncesinde yapıldığı ifade edilen ödemeler kapsamında indirim yapılması talebine ilişkin olduğu görülmektedir. Uyuşmazlığın iş bu ret gerekçeleri dahilinde incelenmesi gerektiği açıktır. Tahkim şartına yönelik itiraz uzatılmış cevap süresi dahilinde yapılmış ve 6100 Sayılı HMK 413. maddesince süresinde olduğu kabul edilmiş ise de içeriği itibariyle yerleşik Yargıtay uygulamaları da dikkate alınarak, yeterli açıklığa sahip olmayıp aynı sözleşmenin 41. maddesince sözleşmeden kaynaklanan ihtilaflarda İstanbul Mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olacağı kararlaştırıldığından tahkim iradesinin hiç bir tereddüde yer vermeyecek biçimde kesinlikte olması gerektiği kuralının da somut olayda söz konusu olmadığı değerlendirilerek kabul edilmemiştir. (emsal için bknz. Yargıtay 19. H.D. 2016/1164 E. 2016/10350 K. sayılı ilamı)
Bir diğer itiraz feshin usulsüzlüğüne ilişkin olarak yapılmış ise de incelenen faturaların dayanak nitelikteki sözleşme maddelerine atfen düzenlendiği ve doğrudan feshe bağlı alacak niteliğinde olmadığından haksız fesih iddiasının davamızın konusu olmadığı görülmüş, takas – mahsup def’ine yönelik iddiayı destekler nitelikte dosyaya somut bir delil ibraz edilmemesi ve davacının ticari defter – belgeleri nezdinde fatura kayıtlarının alacağı tevsik ediyor olması nedeniyle talebin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Takip faturaya dayandırılmakta olup davalının sözleşmenin varlığından kaynaklı herhangi bir itirazı olmamakla birlikte, faturalardan kaynaklanan hizmet edimini almadığı ya da ayıplı ifaya yönelik olarak da süresi dahilinde TTK 18 ve 21. maddeleri hükmünce usulüne uygun şekilde yapmış olduğu bir itirazın da bulunmadığı görülmektedir. Sözleşmenin 8.2. ve tadil protokolünün 3.3. maddesi, sözleşmenin 8.4., 8.5. ve 14. maddeleri nezdinde düzenlenen ve bilirkişi raporu dahilinde mali yöndeki teknik incelemenin talebi karşıladığı ifade edilen fatura alacaklarının 6098 Sayılı TBK 206. maddesince her iki davalının sorumluluğunda olduğu kabul edilerek itirazın iptaline karar verilmesi gerektiği takdir edilmiştir.
Fatura alacağı kapsamında kabul edilen miktar likit ve belirlenebilir olduğundan (emsal için bknz. Yargıtay 19. H.D. 2016/5503 E. 2017/3917 K. Sayılı ilamı) ayrıca kabul edilen miktar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği kanaatiyle neticeden aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
(IV) HÜKÜM SONUCU :
(1)Davanın KABULÜ ile;
Davalının İstanbul… İcra Müd. … E. Sayılı takip dosyasına vaki itirazının iptaliyle takibin takip talebindeki şartlar dahilinde kaldığı yerden devamına,
(2)Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 24.209,64-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
(3)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 8.268,80 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 2.067,21 TL harçtan mahsubu ile bakiye 6.201,59 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
(4)Davacı tarafından yapılan; 2.067,21 TL peşin harç, 31,40 TL başvuru harcı, 4,60 TL vekalet harcı, 600,00 TL bilirkişi ücreti, 198,10 TL tebligat, posta ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 2.901,31 TL yargılama masrafının davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
(5)Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca 12.433,86 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
(6)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …
“5070 Sayılı Kanun hükümlerince bu belge elektronik imza ile imzalanmıştır. “