Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/334 E. 2018/705 K. 24.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/334
KARAR NO : 2018/705

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/04/2017
KARAR TARİHİ : 24/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … isimli işletmenin nakit ihtiyacını karşılamak amacıyla davalı bankanın …. Caddesi şubesinden 36 ay vadeli, %1,22 aylık faizli, 300.000 TL tutarında taksitli ticari kredi kullandığını, 14/02/2016 tarihinden itibaren aylık 10.454,33 TL taksitler halinde olmak üzere kredinin geri ödemesine başlandığını, düzenli olarak 10 taksidi ödenen kredi borcunun erken kapatılması taleplerini ilettikleri davalı banka tarafından 223.098,56 TL kredi, 18.060,31 TL komisyon, 903,02 TL BSMV adı altında toplam 242.061,89 TL ödeme talep edildiğini, 20/12/2016 tarihinde 242.061,89 TL ödenmek suretiyle kredi borcunun kapatıldığını, erken ödeme karşılığında tarafından tahsil edilen komisyon ve BSMV toplamının kredi bakiyesine oranının %8,5 civarında olduğunu, keza davalı bankaca hesap açılış komisyonu adı altında 3.000 TL tahsil edildiğini, erken kapama komisyonu ve hesap açılış komisyonu hesabında esas alınan oran ve rakamsal değerin tarafınca bilinmediğini, genel kredi sözleşmesinin 2.8.1 maddesinde erken ödeme halinde banka lehine çok geniş kalemlere yer verildiğini ancak kredi kullanıcısının kendi bilgisi ile veya elindeki sözleşmeye ait verilerle bilip hesaplayabileceği veya denetleyebileceği bir oran veya miktar yazılmadığını, davalı banka ile akdedilen genel kredi sözleşmesinin genel işlem koşullarını barındırdığını, ticaret hayatının devamı için nakit ihtiyacının karşılanması amacıyla davalı bankaya başvurulmuş olup tüm şartların ekonomik gücü elinde bulunduran davalı banka tarafından belirlendiğini, sözleşme şartları üzerinde pazarlık yapma şanslarının fiilen bulunmadığını, banka genel kredi sözleşmelerinin konunun uzmanı kişiler tarafından tüm olasılıklar düşünülerek hazırlanmakta olup sadece hazırlayan kurumun çıkarını koruduğunu, bu durumda genel işlem şartlarının varlığından haberdar olup olmamanın bir şey değiştirmeyeceğini, bankanın sunduğu iki seçenekten birinin kredi taleplerinden vazgeçmek diğerinin tüm aleyhe şartlara mahkum olarak sözleşmeyi imzalamak olduğunu, 07/01/2016 tarihli ön bilgi formunun da banka tarafından bilgisayar ortamında düzenlenmiş ve önceden hazırlanmış genel bir form olduğunu, bu forma dayanılarak sözleşmenin yapılması sırasında genel işlem koşullarının varlığını, içeriğini ayrıntılı bir şekilde öğrenip rıza ile kabullenmenin söz konusu olmadığını, bu nedenle hesap açılış komisyonu, erken kapama komisyonu ve diğer masraf ve komisyon adı altında yapılan tahsilatların dayanağını oluşturan kalemlerin genel işlem şartına açıkça aykırı kabul edilerek yazılmamış sayılması gerektiğini, davanın kabulü ile davalı banka tarafından tahsil edilen erken kapama komisyonu, hesap açılış komisyonu, dosya masrafı ve başkaca tüm kesinti bedellerinin şimdilik 10.000 TL.lik kısmının davalıdan avans faiziyle birlikte tahsiline fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı banka tarafından gerçekleştirilen tüm işlemlerin yasa, sözleşme ve bankacılık uygulamalarına istinaden gerçekleştirilmiş olduğunu, davalı bankanın … Caddesi şubesince kredili müşterisi olan davacıya 07/01/2016 tarih ve 500.000 TL meblağlı genel kredi sözleşmeleri gereğince 14/01/2016 tarihinde 300.000 TL tutarlı ticari kredi kullandırıldığını, davacının kredi kullandığı davalı banka şubesine müracaata bulunarak kullanmış olduğu kredileri erken kapatmak istediğini bildirdiğini, talebe istinaden davacının kullanmış olduğu kredilere ait 19/12/2016 tarihi itibarı ile kapama bakiyeleri belirtildiğini, alınacak komisyon tutarlarının hesap hareketlerinde açıkça yer aldığını, bunun üzerine davacının kredi kapama tutarına herhangi bir itirazda bulunmaksızın cari hesap şeklinde işleyen kredi borcunu kendi rızası ile vadesinden önce ödediğini ve bu şekliyle taraflar arasındaki kredi ilişkisinin sona erdiğini, davacının erken kapama ile ilgili tüm şartları ve hususları kabul ederek ve davalı banka ile mutabık kalarak krediyi erken kapadığını, davacının iddia ettiği gibi davalı banka tarafından talep edilen erken kapama komisyonu dışında gerek daha alt bir komisyon bedeli ile gerekse de komisyon alınmaksızın kredinin kapatılacağının ne taahhüt edildiğini ne de kendisine bu yönde bir yönlendirme yapıldığını, davacıdan kullanmış olduğu ticari kredi nedeniyle tahsil edilen erken ödeme komisyonu tutarının gerek genel kredi sözleşmesi gerek TTK.hükümleri ve sair yasal düzenlemeler çerçevesinde yasal olduğunu, söz konusu komisyon kesintisinin sözleşmenin 6.maddesi gereği taraflar arasındaki kesin delil mahiyetinde olan banka kayıtlarına uygun bir biçimde ve davacı tarafın kredi kullanırken imzaladığı ve hiçbir ihtirazi kayıt ve şart içermeyen kredi sözleşmesinin 2.8.1 hükümlerine göre yapılan bir kesinti olduğunu, davacı tarafın itiraz etmediği geçerli bir kredi sözleşmesine dayanılarak davacıdan talep edilen komisyon tutarının da yasa ve anayasaya uygun olduğunu, kredinin erken kapatılması nedeniyle 37.071,13 TL kar mahrumiyeti bulunduğunu, oysa davacı taraftan çok daha düşük tutarda erken kapama komisyonu tahsil edildiğini, davacı tarafın kullandığı kredinin faizinden kurtulmak için kendi menfaati doğrultusunda davalı bankanın bildirdiği şartlar dahilinde erken ödeme komisyonu ödeyerek kredi borcunu kapatma yolunu tercih ettiğini, 6102 sayılı TTK.gereğince de davalı bankanın verdiği hizmet karşılığında ücret isteme hakkı bulunduğunu, yargıtay kararları gereğince ve TBK. 96.maddesi gerğince de davalı bankanın davacıdan erken ödeme komisyonu talep hakkı bulunduğunu, davalı bankanın davacının erken kapama talebini kabul edip etmemek, kabul ettiği taktirde erken kapama komisyonu istemek, bu komisyonun oranını belirlemek ve hangi şartlarla erken ödemenin kabul edileceğini bildirmek konusunda serbest olduğunu, dava konusu olayda da davacının erken kapama talebinin davalı bankaya ulaşması akabinde kapatma taleplerinin kalan anapara üzerinden %2 erken kapatma komisyonu tutarını hiçbir ihtirazi kayıt koymaksızın ödemeyi kabul ederek kendi rızası ile ödediğini ve kredi borcunu sonlandırdığını, davacının hem tacir olması nedeniyle hemde BK.gereği ödemiş olduğu ve dava konusu ettiği tutarları iade isteyemeyeceğini, Bankacılık Kanunu ve ilgili Merkez Bankası tebliğ hükümleri gereğince de davalı bankanın ücret isteme hakkı bulunduğunu, kısaca davacıdan tahsil edilen erken kapama komisyonunun bankacılık uygulama ve esaslarına, banka kayıtlarına, taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümlerine ve emsal yargıtay kararlarına ve diğer bankalarla karşılaştırıldığında hakkaniyet ilkesine uygun olduğunu ve bu çerçevede davacı tarafın iddialarının hiçbir yasal dayanağı olmadığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin davacı tarafın serbest iradesi ile imzaladığı bir sözleşme olup, davacıyı bağladığını, davacı tarafın sözleşme içeriğine müdahale edilemediğinden bahisle haksız şart hükümlerinden faydalanma olanağı bulunmadığını, kaldı ki taraflar arasında imzalanan sözleşmede yer alan erken ödeme komisyonu ile ilgili maddenin haksız şart niteliğide taşımamakla birlikte, kredi sözleşmesinin suretinin teslim tutanağı ile davacıya teslim edilmiş olduğundan, davacı tarafın sözleşme içeriği hakkında da bilgi sahibi olduğunu, davacı taraf tacir olduğuna göre sürekli bankalarla kredi ilişkisine girdiği, yüksek tutarlı krediler kullandığı aşikar olup davacının erken kapama
komisyonunu bilmemesi, sözleşmeyi imzalarken bunun farkında olmamasının ticari hayatın olağan akışına ters olduğunu, bir ani için genel işlem koşullarının davacı bakımından da uygulanabileceği varsayılsa bile taraflar arasında imzalanan sözleşmede davacıya erken kapama imkanı tanınırken davalı bankayada bunun karşılığında mahrum kaldığı karı, zarar ve maliyetleri, doğabilecek vergi, KKDF gibi mali yükümlülükler için komisyon alma imkanı tanınmış olması nedeniyle sözleşmenin BK.24.maddesindeki yasak kapsamına sokulmasının imkanı olmadığını, erken kapama komisyonuna ilişkin açıklamalarının davacı tarafın tahsis-kredi kullandırma ücreti içinde aynen geçerli olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya bankacılık alanında uzman bilirkişiye tevdi olunmuş, düzenlenen 05/12/2017 tarihli raporda; gerek taraflar arasında imzalanan sözleşme öncesi ön bilgi formu ve akabinde imzalanan genel kredi sözleşmesinin 2.8 maddesi ve 2.10 maddeleri, davacının taksitli ticari kredi bilgi ve talep formu ile taraflar arasında serbestçe belirlenen kredi faizi, faizin %5 BSMV, anapara, eşit taksit tutarları ve taksitlerin ödeme vadelerinin taraflarca serbestçe belirlenmiş olduğu, belirlenen vadelerden önce kredinin erken kapatılması halinde de erken kapama ücreti ödeneceğinin taahhüt edilmiş olduğu, bu çerçevede Bankacılık Kanununun 144 maddesi çerçevesinde TCMB tarafından yayımlanan bankaların faiz dışında tahsil edecekleri ücret, komisyon ve masraflara ilişkin tebliğ hükümleri gereğince, davalı banka tarafından davacıya kullandırılan kredilerden, faiz dışında tahsil edilen taksitli ticari kullandırım komisyonu adı altında tahsil edilen 3.000 TL (BSMV dahil) ‘nin taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümleri, bankacılık uygulama ve teamüllerine uygun olarak tahsil edildiği, TBK.20.maddesi ve devamı maddelerinde düzenlenen genel işlem koşullarının tacirler arasındaki ticari ilişkilerde uygulama yerinin olmadığının mütalaa edildiği, bazı sektör bankaları tarafından tahsil edilen erken kapama komisyonları karşılaştırıldığında sektör ortalama erken kredi kapama oranının %3,50 olduğunun kabulü gerektiği, erken kapama komisyonu olarak davalının davacıdan 20/12/2016 tarihinde toplam borç üzerinden %8,50 oranında tahsil ettiği BSMV dahil 118.963,33 TL.lik tutarın bankacılık sektör uygulamasının üzerinde olduğu ve sektördeki ağırlıklı olarak müşterilerden tahsil edilen erken kapama ücretinden daha fazla tahsil edilen 10.787,99 TL.nin davalı banka tarafından davacıya iade edilmesi gerektiği, fazla tahsil edildiği kanaatine varılan 10.787,99 TL.ye 20/12/2016 tarihinden itibaren ticari avans faizi talep edilebileceği belirtilmiştir.
Davacı 12/04/2018 tarihli dilekçesi ile; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kendisinden haksız olarak tahsil edilen 9.990 TL erken kapama komisyonunun, 5.00 TL hesap açılış komisyonunun, 4,00 TL dosya masrafının ve 1,00 TL başkaca tüm kesinti bedellerinin tahsilat tarihinden itibaren ticari avans faiziyle birlikte davalı bankadan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İş bu dava bankacılık işlemlerinden kaynaklı haksız kesintilerin iadesi talebine ilişkindir.
Bir sözleşmenin 6098 sayılı TBK’nın m. 20 vd. uyarınca genel işlem koşulları denetimine tabi tutulması için kanunda belirtilen ölçütlerin uygulanması gerekir. 818 sayılı BK.’ da olduğu gibi 6098 sayılı TBK’da da sözleşme serbestisi ana kural olmakla birlikte, sözleşmelerin geçerliliği için 6098 sayılı TBK’na, sözleşmenin hukuka aykırı genel işlem koşulları içermemesi unsuru getirilmiştir. Hem tüketiciler hem de tacirler için geçerli olan genel işlem koşulları denetimi, sözleşmelerin imzalanması aşamasında daha olumsuz durumda bulunan sözleşmenin tarafını dürüstlük kuralları kapsamında korumaktadır.
Bir sözleşme hükmünün genel işlem koşulları nedeniyle yazılmamış sayılabilmesi için öncelikle, o hükmün genel işlem koşulu niteliğinde olup olmadığı tespit edilmelidir. Bu anlamda sözleşmenin tipi, türü ve niteliği önem taşımaz. Sözleşme eşya hukukuna, usul hukukuna veya ticari bir alım satıma, sigorta hukukuna, bankacılık hukukuna vs. ilişkin olabilir. Bir sözleşme hükmünün genel işlem koşulu niteliğinde olabilmesi için ise, anılan hükmün genel işlem koşulunu kullanan tarafça, sözleşmenin kurulmasından önce, tek taraflı olarak, sadece o sözleşme için değil, çok sayıdaki benzer sözleşmelerde kullanmak amacıyla hazırlanmış ve karşı tarafın getirilen bu hükmü müzakere etmesine imkan tanımadan sözleşmenin imzalanmış olması gereklidir. Bir sözleşmedeki genel işlem koşulunun niteliğinin, objektif unsurlara göre belirlenmesi gerekmekte olup, bu hususta tarafların icra ettikleri meslekleri ve sıfatları, tacir veya tüketici olup olmadıkları önem taşımaz.
Bir sözleşmenin önceden ve çok sayıda kullanım amacıyla oluşturulup oluşturulmadığını tespitte değişik ölçütler kullanılabilir. Söz gelimi ortada matbu bir metin var ve kullanılan ifadeler soyut ve genel ise, birden fazla sözleşmede kullanma niyetiyle önceden oluşturulduğu kabul edilebilecektir. Diğer sözleşme metinleriyle özdeş ifadeler içermemesi tek başına, o sözleşmenin genel işlem koşulu denetimine tabi tutulmasını engellemez. Bu noktada aranılacak en temel unsurlardan birisi de, genel işlem koşulunu kullanan tarafın, karşı tarafa bu hükmü, değiştirilmesini engelleyecek tarzda ve o niyetle sunmuş olmasıdır. Mamafih, tek seferlik bir anlaşma için hazırlanan sözleşme metni için genel işlem koşulundan söz etmek mümkün değildir.
Genel işlem koşulu niteliğindeki bir hüküm, sözleşmenin taraflar arasında müzakere ve pazarlık sonucu imzalanmış ise, artık ortada hukuka aykırı bir sözleşme hükmünden değil, sözleşme özgürlüğü çerçevesinde, sözleşmede yer alan bireysel bir anlaşma hükmünden söz etmek gerekir. Ancak, bir sözleşmede, bütün hükümlerin tartışılarak sözleşmeye konulduğuna ilişkin kayıt konulması, TBK m. 20/3 uyarınca, onları tek başına genel işlem koşulu olmaktan çıkartmayacaktır.
Bir sözleşme hükmünün genel işlem koşulu niteliğinde olup olmadığını hangi tarafın ispat etmesi gerektiğine ilişkin TBK da açık bir düzenleme olmamakla birlikte, 6502 sayılı TK 5/3 maddesinden yola çıkılarak, önceden ve çok sayıda kullanmak amacıyla hazırlanmış belirli bölümleri boş olan ve sonradan doldurulan sözleşme hükümlerinin kural olarak müzakere edilmemiş olduğu, aksinin sözleşmeyi hazırlayan tarafça ispat edilmesi gerektiği kabul edilmeli, gerektiğinde bu konuda ticari ve eposta yazışmaları, fakslar, sözleşme taslaklı vs. ispat vasıtalarından yararlanılmalıdır.
Bir sözleşme hükmünün genel işlem koşulu niteliğinde olduğunun anlaşılması halinde, genel işlem koşullarının üç aşamalı denetime tabi tutulması gerekir. Söz konusu denetim aşamaları; yürürlük (kapsam) denetimi, yorum denetimi ve içerik denetimidir.
İçerik denetimi aşamasında, sözleşme hükmünün dürüstlük kuralına aykırı olduğu ve karşı tarafın şartlarını ağırlaştırdığının tespiti halinde, genel işlem koşulu niteliğindeki bu hükmün, yürürlük denetiminden farklı olarak, Kanunun emredici hükmüne açık aykırılık sebebiyle kesin hükümsüz sayılması gerekir.
Yukarıda, TBK’nın 20-25. maddelerinde genel işlem koşulu denetimine ilişkin ilkelere yer verilmiş olup, bu ilkeler doğrultusunda taraflar arasındaki sözleşme hükümlerinin genel işlem koşulu denetimine tabi tutulması ve sözleşme hükmünün bu nitelikte olduğunun tespiti halinde, bu hükmün yazılmamış sayılması ve ortaya çıkan boşluğun da doldurularak, varsa davacıdan kesilen fazla masrafların iadesine karar verilmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan 6102 sayılı TTK’nın 20. maddesi uyarınca tacir olan veya olmayan bir kimseye, ticari işletmesiyle ilgili bir iş veya hizmet görmüş olan tacirin münasip bir ücret isteyebileceği düzenlenmiş olup, davalı banka tacir ve dava konusu kredi ticari işletmesiyle ilgili işlemlerdendir.
Alınan bilirkişi raporunda bilirkişi tarafından davalı banka ile diğer bankaların uygulamalarına göre bu tür işlemlere uygulanan kredi kullandırım ücreti vb. ad altında kesilen masraf miktar ya da oranları irdelenerek davalı tarafından masraf ve komisyon adı altında kesinti yapılmasının bankacılık teamüllerine uygun olup olmadığı veya kesinti yapılması uygun ise, bu durumda ne miktarda veya oranda olması gerektiği, davacıya iadesi gereken miktar bulunup bulunmadığı hususları değerlendirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacı şirket ile davalı bankanın … caddesi Şubesi arasında 07/01/2016 tarih 500.000,00 TL Limitli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, imzalanan genel kredi sözleşmesi gereğince davacıya 300.000,00 TL tutarlı 36 ay vadeli aylık %1.22 faiz oranı üzerinden Taksitli Ticari kredi Nakdi Kredi kullandırıldığı, taraflar arasında genel kredi imzalanmadan ve kredi kullandırımı yapılmadan önce olmak üzere sözleşme öncesi bilgilendirme formu başlıklı bilgilendirme formunun tacir olan taraflarca imzalandığı, davacının erken kapama komisyonu dışındaki taleplerinin taraflar arasındaki sözleşme hükümleri ve sektör uygulamaları dikkate alındığında yerinde olmadığı, erken kapama komisyonu yönünden ise kredilerin, taraflar arasında belilenen vadesinden önce kapatılması ile davalı bankanın Kredi Erken Kapama komisyonu olarak sözleşme ve bankanın iç uygulamaları gereğince kapanan anapara üzerinden %10 erken kapama komisyon ücreti talep hakkı doğmasına karşılık %8,50 oranı kullanılarak 18.963,33 TL erken kapama komisyonu kesintisi yaptığı, davalı bankanın hesaplamayı BSMV dahil kredi anapara üzerinden hesaplama yapması gerekirken 14/12/2016 tarihi ile 20/12/2016 tarihi arasında anaparanın işlemiş faiz ve ferileri toplamı üzerinden hesaplama yaptığı, davalı banka tarafından belirlenen oran sözleşme ve davalı banka uygulamalarının altında olsa da sektör uygulamalarına uygun düşmediği, sektör ortalamasının %3,5 olduğu, bu oran dikkate alındığında davalı banka tarafından 8.175,34 TL erken kapama komisyonu alınabileceği, fazladan tahsil edilen 10.7878,99 TL nin davalı banka tarafından tahsil tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davacıya iadesinin gerektiği anlaşılmakla davacının erken kapama ücretinin iadesine ilişkin talebinin 9.990 TL olduğu dikkate alınarak taleple sınırlı kalarak davanın erken kapama komisyonu yönünden bu miktar üzerinden kısmen kabulüne, diğer kalemlerdeki talepler yönünden fazlaya ilişkin talebinin sübut bulmadığından reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile erken kapama komisyonu olarak tahsil edilen 9.990,00 TL nin 20/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin (hesap açılış komisyonu, dosya masrafı ve diğer kesintiler yönünden) talebin REDDİNE,
2-Alınması gerekli harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye kalan 511,63 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu harç posta müzekkere masrafı toplam 933,18 TL’nin kabul oranına göre hesaplanan 932,24 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine fazlaya ilişkin kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-Davalı yargılamada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden red edilen miktar üzerinden AAÜT’si 13/2 maddesine göre tespit olunan 10,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair davacı ile davalı vekilinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve temyiz harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/05/2018

Katip …
¸

Hakim …
¸