Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/323 E. 2023/423 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/323 Esas
KARAR NO : 2023/423
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/04/2017
KARAR TARİHİ : 08/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile 27/08/2023 tarihli mobilcode proje satış sözleşmesi ve 05/05/2014 tarihli … sözleşmeleri yapıldığını, yapılan sözleşmeler ile alınmak istenen hizmetlerin çok uzun zaman geçmesine rağmen düzgün çalışmadığını, işlemlerin sürekli hata verdiğini ve eksik kaldığını, davalının ayıplı mal/hizmet sunduğunu, davalının anahtar teslim şeklinde hizmetlerini ifa etmediğini, 10/03/2017 tarihinde davacı şirket yetkilisi tarafından söz konusu E-… hizmeti için 22 kalem, e-vist hizmeti için 15 kalem ve Mobilcode ERP durum raporu için 10 kalem eksik ve hatalı işlemlerin e-mail olarak bildirildiğini ve 10 günlük süre içinde sorunların çözümlenmesinin talep edildiğini, 14/03/2017 tarihinde davalı şirket yetkilisi … ‘ın söz konusu maile cevap vererek 23/03/2017 tarihinde … şirket merkezinde söz konusu sorunlara ilişkin izahat yapılacağını ve bir ekibin hazır olacağının bildirildiğini, davacı tarafından verilen 10 günlük süreye rağmen davalı şirket tarafından gayriciddi bir şekilde ancak 14 gün sonra davacı şirket merkezinde toplantı talep edildiğini, davalı şirketin yetkilisinin toplantı yapacağını ancak davacı şirketin ana bilgisayarındaki sunuculara girilmesi ve erişim izni verilmesi gerektiğinin bildirildiğini, davalı şirketin 20/03/2017 tarihli ihbarnamesi ile ana bilgisayara iletişimin sağlanmasına izin verilmemesi halinde mevcuttaki ana bilgisayarda kurulu olan projeler ile alakalı oluşabilecek herhangi bir sorumluluktan sorumlu olmayacağını beyan ettiklerini bildirdiğini, davacı şirketin gönderdiği ihtarname ile BKnun 125.mad gereğince sözleşmeden döndüğünü, fazlaya ilişkin ve zararlarına ilişkin tazminat davası açma haklarının saklı olduğunu, sözleşme gereği ödediği tüm bedellerin ticari reeskont ve avans faizi ile birlikte taraflarına geri ödenmesini talep ettiklerini, her türlü fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000TL ödenen bedelinin ihtarname ve fesihnamenin tebliğ tarihinden işleyecek reeskont avans faizi ile davacı şirketin uğramış oldukları zararları karşılamak amacı ile 1.000TL bedelin dava tarihinden işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte toplam 2.000TLnin tahsil edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Islah; Davacı vekili vermiş olduğu 11/05/2023 tarihli dilekçesi ile davalarını ıslah ederek, davacının davalı tarafa ödemiş olduğu 238.75,49TLnin, ayrıca davacının uğradığı zarara karşılık 1.000TLnin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ilk sözleşme olan Mobilcode ERP proje satış sözleşmesinin 27/08/2023 tarihli 106.700TL tutarlı olduğunu, sözleşmenin 2.maddesi gereğince tarafların karşılıklı olarak (ödeme ve teslim) sözleşme edimlerini yerine getirmiş olmakla, bir yıl süreli (07/10/2017 tarihinde bitmek üzere) bakım hizmetleri safhasına geçilmiş olup, halen bu sürecin içinde bulunulduğunu, ayıplı mal veya eksik edim konusunda dava edilebilme şartlarının oluşmadığını, ikinci sözleşmenin Mobilcode B2B ve CRM Proje Satış Sözleşmesinin 05/05/2014 tarihli ve 87.300TL tutarlı olduğunu, davacının, davalı firmanın ilk sözleşmedeki edimini yerine en iyi şekilde getirmesi sebebiyle bu sözleşmeyi imzaladığını, ayıplı mal veya eksik edim konusunda dava edilebilme şartlarının oluşmadığını, teslimi ve ödemesi tamamlanmış olup projeye konu olan tüm faturaların kesildiğini ve davacının kayıtlarında mevcut olduğunu, davalı şirketin bu ikinci sözleşmeye konu hizmetinden davacının memnun kaldığına dair teşekkür mailinin bulunduğunu, birinci sözleşmede geçmekte olan davalı şirketin bakımla ilgili yükümlülüğünün bu ikinci sözleşmede mevcut olmadığını, davalının tamamen iyi niyet çerçevesinde davacı şirkete teknik destek verildiğini, karşılıklı edimlerin yerine getirilmesi ve resmi defter ve kayıtlara işlenmesi nedeniyle sözleşmenin tamamlandığının açık ve net olduğunu, davalının ödeme ve teslim işlemlerini yerine getirdiğini, taraflar arasında yapılan sözleşmenin 5.maddesine uyulmadığını, kötü niyetli keyfi süreler verildiğini, taraflar arasında imzalanmış iki adet sözleşmenin varlığı nedeniyle karşılıklı bildirimler de dahil olmak üzere tüm sözleşmeye ilişkin karşılıklı irade beyanlarının bu sözleşmede belirtilen kurallara uygun olması gerektiğini, davalı şirketin, davacının konu ettiği hususların tamamını izahat ve çözümlerini içeren versiyonun davacı şirketin talep ettiği tarih olan 22/03/2017 itibariyle arşivlerinde saklı tutulduğunu, ilgili versiyonun, davacının kötü niyetli olarak kendi verdiği “toplantı tarihinden vazgeçmemiş olsaydı” veya basit bir işlem olar “server erişimini gerçekleştirmiş olsaydı” taleplerinin tamamının gerçekleştiğini kendilerinin de göreceğini, kötü niyetli davacının serverlarına erişimi engellemek suretiyle hem sözleşmeye uymadığını ve hem de işbu davanın açılmasına sebebiyet verdiğini beyanla, haksız davanın reddine, davaya konu edilen sözleşme tutarları toplamının %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; Mobilcode proje satış sözleşmesi, CRM sözleşmesi, e-mailler, fatura örnekleri, ihbarname, ihtarname, fesihname, Yargıtay kararı, dava dışı şirket ile akdedilen sözleşmeler dosya arasına alınmıştır.
(2)Tüm dosya kapsamı, tarafların talep ve savunmaları ile birlikte tomar halinde dosyamız bilirkişi Mali Müşavir… ve Yüksek Bilgisayar Mühendisi Yrd Doç … ‘a tevdii ile tarafları arasındaki uyuşmazlık konusunun tespiti yönünden bilirkişi raporu alınmasına karar verilerek dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişilerin gerekçeli ve ayrıntılı, denetime elverişli raporları ile, davacı ile davalı arasında özel bir yazılım geliştirme projesinin söz konusu olduğunu ve beş yıldır projenin devam ettiğini, proje işinin bir ekip işi olduğunu, projenin sadece davalı şirket tarafından değil, aynı zamanda sektör deneyimi, istek ve ihtiyaçları ile davacının da ilgili projeyi geliştirmede katkısı olduğunun tespit edildiğini, dava dosyasında yer alan projenin öncesinde ve geliştirilme safhasında, analizinin durum raporlarının, proje yönetimin ve dökümantasyonunun yapıldığı ve bu konuda taraflar arasında herhangi bir kusurun olmadığının tespit edildiğini, davalı şirketin kaynak kodlarının incelendiğini, veri tabanının kontrol edildiğini ve ilgili projenin geliştirilerek daha iyi yerlere gelebileceğinin tespit edildiğini, davalı şirketin Microsoft sistemi üzerinde geliştirdiği projenin uluslar arası standartlara ( … .com) uygun olduğunu ve herhangi bir biçimde projeyi sekteye uğratacak bir problemi olmadığının tespit edildiğini, davacı tarafça ayrıntılı olarak davalı şirkete gönderilen ve raporun inceleme bölümünde yer alan teknik talepler listesinin davalı şirket tarafından çözülemeyecek problemler olmadığını, davalı şirketin bu problemlerin çözülmesi için toplantı yapmak istediğini, tarafların bu konuda anlaştığını, ancak davacı şirketin bu toplantının yapmasını engelleyerek ve canlı ortamda yayınlanan projenin yer aldığı sunucuya davalı şirketin ulaşmasını engelleyerek kusurlu olduğunun tespit edildiğini, taraflar arasında iletişim problemi olduğunu ve problemin davacı şirketten kaynaklandığını, davacı şirketin niyet okuyuculuğu yaparak davalının iletişim ve belgi ve hizmet verme hakkını toplantı yapmayarak ve teknik olarak dava dosyasına konu olan projenin yayınlandığı ana bilgisayara erişim hakkı vermeyerek kısıtladığını, davacı şirketin davalı şirketten talep ettiği hiçbir hak ve alacağının olmadığını belirtmişlerdir.
(3)Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, rapora karşı beyan ve itirazlar doğrultusunda tanzim olunan 15/02/2019 tarihli bilirkişi ek raporunda; davacı tarafın rapora itiraz dilekçesinde programda yalnızca kodların incelenerek hata olup olmadığının anlaşılmasının objektif olarak imkansız olduğunu, program hakkında rapor düzenlenebilmesinin şartının programın yerinde görülüp çalıştırılarak stabil olup olmadığının kontrol edilmesi gerektiği yönünde itirazlarda bulunduğunu, kök raporda yazılımla ve dava süreci konular hakkında açıklayıcı ve ayrıntılı rapor sunulduğun, yazılımın kodlardan oluştuğunu, itirazlar doğrultusunda talep edilen detaylı incelemenin aylar veya yıllar alacağını belirtmişlerdir.
(4)Bilirkişi kök ve ek raporuna karşı beyan ve itirazlar dosyaya ibraz edilmiş, dosya bilirkişiler Ekonomist … , Bilgisayar Mühendisi … , Bilgisayar Yüksek Mühendisi … ‘ya tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından tanzim olunan 14/09/2020 tarihli bilirkişi raporunda; davacı şirketin adresinin Tokat ilinde bulunduğu ve yazılım programları ile ilgili olarak yerinde inceleme yapılamadığını, teknik inceleme, tespit ve değerlendirme yapılamaması karşısında tarafların sözleşme kapsamındaki ticari ilişkilerine ilişkin olarak tarafların ibrazı ile incelenen ticari defter kayıt ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı kayıtları incelenmesinde davalı tarafından davacı şirket adına düzenlenen en son 14/03/2017 tarihli 68.676TL bedelli ve 14/03/2017 tarihli 5.387,55TL bedelli faturalar hariç diğer faturaların ve davalı şirkete yapılan ödemelerin karşı tarafın defterlerinde de kayıtlı olduğunu, davacı kayıtlarına göre 228.920TL proje bedellerine karşılık davacı şirket tarafından yapılan ödemeler toplamının 238.754,09TL olarak tespit edildiğini, davalı şirket tarafından 228.920TL proje bedeline ilişkin olarak davacı yana düzenlenen fatura toplamının 160.562,92TL olduğu ve proje bedeline göre 68.357,08TL eksik fatura düzenlendiğini, eksik faturanın 17/03/2017 tarih 68.676TL bedelli faturanın düzenlendiğini, davalı tarafından sözleşme dışı, davacı yana 14/03/2017 tarihli 5.387,55TL bedelli Endüstriyel Panel Blok satış bedeli açıklamalı fatura konusu malın davacı şirkete teslim edildiğinin davalı şirket tarafından somut belgelerle ispatlanması halinde işbu fatura bedelinin de davacıdan tahsil edilmesi gerekeceğini, davacı kayıtlarında yer almayan 14/03/2017 tarihli iki faturadan kaynaklı bedellerle birlikte davalı tarafından davacı adına düzenlenen toplamda 234.626,47TL bedelli faturalara karşılık davacıdan yapılan 338.754,49TL tahsilat arasındaki farkın 4.446,94TL olduğunu, tarafların ticari defterlerinin 14/03/217 tarihli iki fatura hariç diğer kayıtların birbirini doğruladığını, taraflar arasındaki asıl ihtilafın imzalanan sözleşmeler kapsamında davalı şirket tarafından davacı şirkete verilen bilgisayar yazılım programlarının ayıplı olduğu iddia edilerek davalıya yapılan tüm ödemelerin iadesinin işleyecek ticari faizleri ile birlikte tahsilinin talebine ilişkin olduğunu, buna karşılık davalı yanın ise sözleşmeler kapsamı edimlerin eksiksiz ve tam çalışır vaziyette davacıya teslim edildiğini ve bedellerinin davacı tarafından ödendiğini savunduğunu belirtmişlerdir.
(5)Dosya talimat yazılarak E-… yazılımı yüklü bilgisayarlarda inceleme yapılarak rapor tanzimi için … . Asliye Hukuk Mahkemesi( ATM sıfatıyla) talimat yazılmış, talimat mahkemesince bilirkişiler Yazılım Uzmanı … ve Bilgisayar Mühendisi … ‘ya tevdi edilmiş olup, tanzim olunan 09/03/2021 tarihli bilirkişi raporunda; davaya konu … Sağlık Ürünleri ve Mobilkod arasında 27/08/2023 ve 05/05/2014 tarihlerinde yapılan 2 adet sözleşmenin taraflar arasındaki gerekliliklerinin … Fabrikasında incelendiğini, 27/08/2023 tarihinde taraflar arasında imza altına alınan sözleşmenin her iki tarafının da memnuniyetiyle son bulduğunu, bu memnuniyet sonrasında ikinci bir sözleşmenin 05/05/2014 tarihinde imza altına alındığını, bu sözleşmede yer olan 12/05/2014 tarihinde iş başlangıcı ve 26/09/2014 tarihinde iş tesliminden oluşan toplam 100 günlük süreçte davalı firmanın işin teslim sürecini tamamlaması ve programı paket halinde tüm testleri tamamlanmış ve çalışır olarak teslim etmesi gerekli iken, bilgisayarda yapılan incelemede 2016 yılında başlayan ve farklı zamanlarda olmak üzere 20 adet güncelleme yapıldığının tespit edildiğini, programın 2016 yılı içinde başlayan log kayıt tarihleri, davalı firma tarafından farklı zamanlarda davacı firmaya gönderilen ihbarname tarihleri ve iki firma arasında yapılan e-mail trafiği tarihleri de baz alındığında bu 100 günlük sürecin her birinde ayrı ayrı aşıldığının tespit edildiğini, her türlü satış sözleşmesinde sözleşme hükümlerinin her iki tarafın da kabul etmesi ve imza altına almasıyla anlaşmanın sağlandığını ve ayıpsız bir alışverişin gerçekleşmesi için her iki tarafın da bu sözleşmeye uyması gerektiğinin esas olduğunu, sözleşme hükümleri detaylı olarak incelendiğinde yapılacak işin detayının, iş takvimi gibi hükümler görüldüğünü, ancak davalı firmanın 05/05/2014 tarihinde yapılan sözleşme hükümlerine uymadığını ve davacı firmanın sözleşmedeki iş teslim tarihi itibariyle programı kullanamadığının görüldüğünü belirtmişlerdir.
(6)Bilirkişiler Ekonomist … , Bilgisayar Mühendisi … , Nitelikli Hesaplama Uzmanı Prof Dr … ‘ın 02/09/2022 tarihli bilirkişi raporunda; taraflar arasındaki sözleşmeye konu işin niteliği, sözleşmenin tarihi ile davacının sözleşmeden dönem bildirimini yapmış olduğu ihtarname tarihi birlikte değerlendirildiğinde, söz konusu işin tamamlanması için makul sürenin aşılmış olduğunu, aynı zamanda işin davacıya teslim edilmiş olduğu belirtilen halinin, sözleşmede belirtilen proje kapsamında eksiklikler barındırdığı ve tamamlanmamış olduğunu, her ne kadar davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde yazılımın bakım sürecinde olduğu ifade edilmişse de, yerinde inceleme sırasında tespit edilmiş olan hususlar göz önüne alındığında, projenin canlı kullanıma hazır aşamada olmadığını, dosyaya alınan 14/09/2020 tarihli rapor kapsamında yapılan mali incelemede, raporun sonuç kısmında verilen şekliyle davacı kayıtların göre 228/.920TL proje bedellerine karşılık, davacı şirket tarafından yapılan ödemeler toplamının 238.754,49TL olarak tespit edildiğini, davalı şirket tarafından sözleşme dışı, davacı yana 14/03/2017 tarih … seri nolu 5.387,55TL bedelli endüstriyel panel blok satış bedeli açıklamalı fatura konusu malın davacı şirkete teslim edildiğinin davalı şirket tarafından somut belgelerle ispatlanması halinde işbu fatura bedelinin de davacıdan tahsil edilmesi gerekeceği, davacı kayıtlarında yer almayan 14/03/2017 tarihli iki faturadan kaynaklı bedellerle birlikte davalı tarafından davacı adına düzenlenen toplamda 234.626,47TL bedelli faturalara karşılık davacıdan yapılan 338.754,49TL tahsilat arasındaki farkın 4.446,94TL olduğunu, tarafların ticari defterlerinin 14/03/2017 tarihli iki fatura hariç diğer kayıtların birbirini doğruladığını, hizmet sunucusu olan davalının akde uygun olarak hizmet edimini ifa etmemiş olmasından dolayı sorumlu olacağını, hizmetin tamamen teslimi anında ise hizmetin ayıp içermesi sebebi ile belirtilen süre içinde de davalının edimini ifa edememiş olduğu sonucuna varılabileceğini, bunun soncu olarak davacının yapılan ödemelerin iadesini talep etme hakkı mevcut olduğunu belirtmişlerdir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; eser sözleşmesine konu projenin ayıplı olduğu iddia edilerek davalıya yapılan tüm ödemelerin iadesi ile uğranılan zararın tazmini talebine talebine ilişkindir.
Yapılan yargılama, tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, tanzim olunan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında imzalanmış olan 24/04/2018 tarihli sözleşmeye konu yazılımın bir Kurumsal Kaynak Planlama (ERP) yazılımı olduğu, davacının işbu davada ilgili yazılımın ayıplı olduğundan bahisle TBK 125. maddesi gereği sözleşmeden döndüğünü ve sözleşme gereği ödediği bedelin iadesinin gerektiğinden bahisle ödemelerin iadesi ve zararın tazmini için eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır. Teknik bilirkişi tarafından yerinde incelemeyle yapılan inceleme neticesinde sunulan raporda ekran görüntülerine de yer verilerek tespitlerine göre; Yönetim Sistemi ekranı açıldığında müşteri bağlantıları ve Mamül / Yarı Mamül Stok butonlarının pasif / işlevsiz olduğu, tanımlar makine yolunda mevcut tanımlı makinelerde satır üzerinde değişiklik yapılmak istenildiğinde değiştirilebilir olduğu ancak “kaydet” tuşuna basıldığında yapılan değişikliği kaydetmediği UX yönünden değerlendirildiğinde bu hususun defolu olduğu, tanımlama ekranında tanımlanan operasyon adının operasyon tarafında isim görünmediği yalnızca operasyon kodu göründüğü, dolayısıyla kullanıcının kodu ezbere bilmesi gerektiği, bu durumda son kullanıcı yönünden pratik olmadığı ve kullanım zorluğu teşkil edildiği, yeni bir ürün grubu tanımlaması yapılabilecek veya müşteri bağlantı ekranında yer alan ürün gruplarında mevcut tanım değişikliği yapılabilecek ilgili alanın sol menüde mevcut olmadığı, finans cari ekstre ekranında sistemin KDV dahil toplamı hatalı hesaplama yaptığı, yeni sipariş ekranında ödeme şekli ve vade alanlarının boş olduğu seçilemediği… tespitler neticesinde söz konusu ERP yazılımının genelinde çok sayıda muhtelif mantıksal hata, hesaplama hatası, defo, kalite eksikliği, kullanılabilirlik eksikliği gibi hususlar tespit edilmiş, davacıya teslim edildiği iddia olunan ERP yazılımı genel itibariyle değerlendirildiğinde kullanıma tamamen elverişli olmadığı, bu hususların yazılım geliştirme aşaması dahilinde olduğu, dolayısıyla tespit edilen tüm hataların söz konusu yazılımın güncel olup olmaması ile ilgili olmadığı teknik yönden tespit edilmiştir. Mahkememizce … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla … yazılımı yüklü bilgisayarlar üzerinde inceleme yapılması için talimat yazılmış, sunulan bilirkişi raporunda ekran görüntüleri verilmek suretiyle programın birçok alanda doğru çalışmadığı, davacı firmanın sözleşmedeki iş teslim tarihi itibariyle programı kullanamadığı tespit edilmiştir. Tarafların ticari defter ve belgelerinde yapılan incelemeye göre taraflar arasında projeler kapsamında düzenlenen faturaların her iki tarafın şirket defterinde kayıtlı olduğu, sözleşme bedeli hususunda tarafların ticari defter ve belgelerine göre uyumsuzluk olmadığı tespit edilmiştir. Mahkememizce tüm bilirkişi raporlarındaki incelemeler dikkate alındığında taraflar arasındaki sözleşmeye konu işin davacıya teslim edildiği ancak sözleşmede belirtilen proje kapsamında eksiklikler barındırdığı ve tamamlanmamış olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Yüklenicinin, iş sahibine olan borçlarına aykırı olarak, imalini yüklendiği eserin ayıplı olması durumunda; iş sahibi, açık ayıplarda dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TBK’nın 474. maddesi, gizli ayıplarda ise TBK’nın 477. maddesi hükümlerine uygun olarak ihbarda bulunduğu takdirde, aynı Kanun’un TBK’nın 475. maddesinde tanınan hakları kullanabilir. Eksik iş, sözleşme ve eklerine göre yapılması kararlaştırıldığı halde tam yapılmayan iştir. Ayıplı eser sözleşmede kararlaştırılan vasıfları veya olmasından vazgeçilmez bazı vasıfları taşımayan eserdir. Diğer anlatımla ayıp, bir malda ya da eserde sözleşme ya da yasa hükümlerine göre normal olarak bulunması gereken niteliklerin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bozuklukların bulunmasıdır. Ancak, kasten sakladığı bozukluklarla, usulüne uygun yapılan gözden geçirmede farkedilemeyecek ayıplar için yüklenicinin sorumluluğu devam eder. Eğer, meydana getirilen eserin, teslim alındığı sırada usulüne uygun yapılan gözden geçirme ile varolan bozukluğu görülmemişse, ortada gizli bir ayıbın olduğu kabul edilir. Eğer eser iş sahibinin beklediği amacı karşılamıyorsa kural olarak ayıplı yapıldığı kabul edilir. Ayıp ihbarının yazılı olarak yapılması zorunlu olmayıp süresinde ayıp ihbarının yapıldığı her türlü delille ve tanık beyanıyla dahi kanıtlanabilir. (YHGK’nın 02.02.1979 gün ve 1977/11-393 E., 1979/80 K. sayılı ve Yargıtay 15 HD’ nin 16/01/2013 tarih ve 2012/5835 E., 2013/129 K. sayılı ilamında bu ilke ve esaslar ayrıntıları ile açıklanmıştır.)
Tüm bu bilgiler ışığında teknik yönden incelemelerle söz konusu işin tamamlanması için makul sürenin aşılmış olduğu, belirtilen süre içerisinde davalının edimini ifa edemediği, yapılan işin hizmet sunucusu olan davalının akde uygun olarak yerine getirilmediği, davacıya teslim edilen yazılımda çok sayıda mantıksal hatalar, hesaplama hataları ve özellik eksiklikleri bulunduğu ve kullanıcı açısından elverişsiz olduğu, hizmetin teslim anında ayıp içerdiği tespit edilmiştir. Eser davacı iş sahibinin beklediği amacı karşılamadığı bu sebeple ayıplı olduğu ve bu ayıbın kullanım sırasında anlaşılabilecek nitelikte ayıplardan olduğu dikkate alındığında mahkememizce eserdeki ayııp gizli ayıp olarak kabul edilmiştir. Ayıp ihbarının her türlü delille yapılabileceğinden davacı tarafından dosyaya sunulan mail yazışmalarında davalıya projenin eksik ve ayıplı olduğunu bildirdiğinin görüldüğü, ayıp için yazılı bildirimin şart olmadığı, bu sebeple mail yazışmalarının ayıp ihbarı olarak kabul edilebileceği, sözleşme kapsamında düzenlenen faturaların her iki tarafın ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı olduğu ve kayıtların birbirini doğruladığı ancak kullanımla anlaşılabilecek gizli ayıp nedeniyle davacının dönme hakkını kullanarak yapılan ödemelerin iadesini talep hakkı olduğu gözetilerek davacının davalıya ödemiş olduğu 238.754,49-TL’nin iadesine ilişkin davasında haklı olduğu kanaatine ulaşılmıştır. Ancak dava dilekçesinde ayrıca zarar tazmini talep edildiği, ödemelerin iadesinden başka zararı varsa bunu ispat eden herhangi bir belge ve delil sunmadığı anlaşılmakla bu yönüyle taleplerinin reddine karar vermek gerektiği, öte yandan davacı faiz başlangıç tarihini ihtarnamenin tebliğinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş ise de davacı tarafından keşide edilen … Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarnamesinde talep edilen bedelin açıkça belli olmadığı bu sebeple davalının dava tarihinde temerrüde düştüğü nazara alınarak davanın kısmen kabul kısmen reddine; 238.754,49-TL’nin dava tarihi olan 04/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin diğer taleplerin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın Kısmen Kabul Kısmen Reddine; 238.754,49-TL’nin dava tarihi olan 04/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin diğer taleplerin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 36.425,63TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Red olunan dava yönünden Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 1.000,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 16.309,31TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 4.094,41TL (dava açılırken 34,16TL+ 4.060,25TL ıslah ile yatan)nin mahsubu ile bakiye 12.214,90TLnin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti ve posta masrafı olmak üzere toplam 11.300,00TLnin davanın kabul ve red oranına göre (0,99) hesaplanan 11.187,00TLsinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın kendi üzerinde bırakılmasına,
Ayrıca davacı tarafından dava açılırken yatırılan 4.094,41TL (dava açılırken 34,16TL+ 4.060,25TL ıslah ile) harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle … Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.08/06/2023

Katip …
✍e-imzalıdır.

Hakim …
✍e-imzalıdır.