Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/30 E. 2018/564 K. 26.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/30
KARAR NO : 2018/564
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 11/01/2017
KARAR TARİHİ : 26/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkil banka arasında kredi kartı üyelik sözleşmesi imzalandığını, davalının ilgili kredi kartı üyelik sözleşmesi hükümlerine aykırı davranarak yükümlülüklerini yerine getirmediğini, bu sebeple 08/06/2016 tarihli ihtarname keşide edilerek borçluya 15.113,26-TL’nin 7 gün içerisinde ödenmediği takdirde hesabın kesilerek ihtarname tarihi itibariyle yıllık %30,24 oranında işleyecek gecikme faizi ve bu faizin BSMV’sinin masraflarla birlikte ödenmesi hususunda davalıya ihtar edildiğini ancak söz konusu borcun ödenmemiş olması nedeniyle İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını beyanla davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptalini ve takibin devamını, asıl alacağın ihtarname tarihinden itibaren işleyecek %30,24 temerrüt faizi ile faizin BSMV’si ve ihtarname masrafı ile birlikte tahsilini, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan alınarak müvekkile ödenmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın açılırken fazlaya dair hakların saklı kalması isteminin tamamen hukuka ve usule aykırı olup itirazın iptali davalarının icra takibine bağlı davalar olduğunu ve sadece icra takibi ile talep edilen bedel için bu bedelle sınırlı olarak açılabileceğini, alacaklı olduğunu iddia eden davacı banka tarafından yapılan icra takibinde asıl borç miktarı olarak belirtilen 15.279,50-TL’nin hiçbir şekilde ve surette kredi kartı ile yapılan alışveriş miktarına ait olmadığını, işbu bedelin davacı banka tarafından kredi kartı harcamalarına haksız ve mesnetsiz bir şekilde mükerrer olarak uygulanan masraf faiz kredi kartı ücreti komisyon işlemi gibi ücretlerin uygulandığını, alacaklı olduğunu iddia eden bankaya herhangi bir borcunun bulunmadığını bildirerek davanın reddini, dava masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
(II) ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Traflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; taraflar arasında imzalanan sözleşme fotokopisi dosya içerisine alınmıştır.
(III) DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasında bireysel müşteri sözleşmesi imzalandığı sabit olup sözleşme kapsamında davacının kullandığı bireysel kredi kartı dönem borcunun ödenmemesinden kaynaklı olarak banka tarafından hesabın kat edilerek uyuşmazlık konusu icra takibinin başlatıldığı anlaşılmaktadır. Davalı tacir olmadığı gibi davanın mahiyeti itibariyle mutlak ticari davalardan olmadığı sabittir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-(k) maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler “tüketici”; 3/1-(l) maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edilmiş ve Tüketici Kanununun kapsamı esaslı şekilde genişletilmiştir. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken; 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir.
“Somut olayda uyuşmazlık, banka kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanmakta olup; dava, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra 04.09.2014 tarihinde açılmıştır. Davalı, tacir olmayıp 6502 sayılı Kanunun 3/1-k maddesi uyarınca tüketicidir. Bu haliyle uyuşmazlığın, anılan Kanunun 73/1 ve 83/2. maddeleri uyarınca, tüketici mahkemesi tarafından çözüme kavuşturulması gerekmektedir.” (bknz. Yargıtay 20 H.D. 2018/1626 E.- 2018/3253 K. Sayılı ilamı )
“6502 sayılı Kanun, kart hamili ya da kartı veren kuruluş gibi bir ayrıma gitmeksizin bütün bankacılık işlemlerini (m. 3/1-k kapsamına girmeyen tacirler hariç olmak üzere) kanun kapsamına aldığı ve 83/2. maddesi hükmü karşısında diğer kanunlardaki görev kuralları bu kanun kapsamına giren uyuşmazlıklarda uygulanmayacağı için, 6502 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açılan davalarda görevli mahkeme, tüketici mahkemeleri olacaktır. ” (bknz. Yargıtay 20. H.D 2018/1294 E. 2018/3039 K. Sayılı ilamı)
Bu minvalde huzurdaki davanın kredi kartı sözleşmesinden kaynaklandığı ve uyuşmazlığın çözümünün “Tüketici Mahkemelerince” görülmesi gerektiği takdir edildiğinden mahkememizin görevsizliğine ilişkin neticeden aşağıdaki karar tesis edilmiştir.
(IV) KARAR :
(1)Uyuşmazlık bireysel müşteri sözleşmesinden kaynaklı olduğundan Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine, Görevli Mahkemenin İstanbul Nöb. Tüketici Mahkemesi olduğunun tespitine,
(2)6100 sayılı HMK’nun 20-(1) maddesi uyarınca kararın kesinleşmesine müteakip iki haftalık süre dahilinde taraflardan birinin Mahkememize başvurarak talepte bulunması halinde dosyanın davanın esasını çözmekle görevli İstanbul Nöb. Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılacağının ihtarına,
(3)Yetki hususunun görevli Mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
(4)HMK’ nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik ve yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretlerinin o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretleri konusunda bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
(5)Karar kesinleştiğinde talep halinde bakiye gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır

“5070 Sayılı Kanun hükümlerince bu belge elektronik imza ile imzalanmıştır. “