Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/284 E. 2018/742 K. 31.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARARIDIR
ESAS NO : 2017/284
KARAR NO : 2018/742
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/03/2017
KARAR TARİHİ : 31/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının yurtdışında faaliyet gösteren … şirketinden sipariş aldığını ve bu siparişlerden 1800 adet erkek tayt, 1746 adet erkek boxer ve 1728 adet bayan taytı davalının ürettiğini, davalının, davacıya 20/07/2016 tarihli faturayı kestiğini, fatura bedeli karşılığı davalıya 20/06/0016 tarihli tahsilat makbuzu ile 24.000 TL.lik 25/06/2016 tarihli …Bankası … Şubesi çekinin verildiğini ve 18/08/2016 tarihinde davalının hesabına 26.475 TL ödendiğini, davacının davalının ürettiği malları … firmasına gönderdiğini, ancak davalını ürettiği erkek taytlarının 14/10/2016 tarihinde … firmasından reklamasyon işlemi gördüğünü, davalının ürettiği erkek taytları ile ilgili … firmasının davacı şirkete 3.326,40 Euro bedelli, 14/10/2016 tarihli reklamasyon faturası keserek gönderdiğini, davacının bu bedeli 18/10/2016 tarihinde …Bankasındaki hesabından … firmasına ödediğini, davacının 20/10/2016 tarihinde 3.326,40 Euro bedelli proforma fatura keserek …Noterliğinin 24/11/2016 tarih ve 14695 yevmiye sayılı ihtarnamesi ile davalı firmadan reklamasyon bedelini talep ettiğini, 02/12/2016 tarihinde ihtarnamenin davalıya tebliğ edildiğini, davalının ihtarnameye itiraz etmediği gibi fatura bedelini de davacıya ödemediğini, bunun üzerine alacağın tahsili için İstanbul ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine alacağın %20.sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketçe davalıya gönderildiği iddia olunan ihtarname ve eki proforma faturanın davalıya tebliğ olmadığını, zira söz konusu tebligatın usulsüz olduğunu, 02/12/2016 tarihli tebliğ şerhi incelendiğinde tebliğ memurunun Tebligat Kanunu ve Tebligat Tüzüğüne aykırı şekilde işlem yaparak davalının adreste bulunmama sebebini teyit etmediğni, bu hususu komşulardan, yönetici, kapısı v.s.den tahkik etmediğini, bu tahkikatın sonucunu tebliğ evrakına yazıp ilgilisine imzalatmadığını, sadece davalının adresinin kapalı olduğundan bahisle evrağı mahalle muhtarlığına teslim etmekle yetindiğini, sadece ihtar eden davacı tarafın adres beyanı ile bağlı kalınarak davalının mernis adresi dahi olmayan bir adrese tebligat gönderilmesi ve o kimsenin adreste bulunmama sebebinin hiçbir şekilde araştırılmadan tebligatın muhtara yapılarak davalının söz konusu ihtarnameden haberdar olduğunun kabulünün hukuka, yasalara ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davalıya gönderilen tebligat adresinin davalının mernis adresi olmadığını, davalının bu adreste ikamet etmediğini, davalının ihtarname ve proforma faturadan icra takibi ile haberdar olduğunu, söz konusu takibe, takibin içeriğine, takibe konu proforma faturaya, ihtarnameye itiraz ettiğini ve haksız takibin durduğunu, söz konusu proforma faturanın kesin fatura niteliğine haiz olmayıp, bu haliyle zaten herhangi bir mali yükümlülüğüde bulunmadığını, dolayısıyla proforma faturaya dayalı olarak icra takibi başlatılmasının da hukuken mümkün olmadığını, porforma faturanın bir teklif faturası olup hiçbir mali yükümlülük yaratmadığını, bu fatura karşılığı mal sevkiyatı yapılmayacağını ve para ödenmeyeceğini, TTK.da proforma fatura diye bir düzenlemede bulunmadığını, dolayısı ile ortada TTK anlamında bir kesin fatura niteliğine haiz fatura olmamakla birlikte söz konusu proforma faturaya icra takibine yapılmış itirazla birlikte açıkça itiraz edildiğini, davacı tarafın davalı tarafından üretilen dava konusu ürünlerin hatalı olduğu iddiasının tamamen gerçeğe aykırı olduğunu, söz konusu ürünlerde herhangi bir ayıp bulunmadığını, dolayısı ile davalının hukuki sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini, kabul anlamına gelmemekle beraber 6102 sayılı TTK.ve 6098 sayılı TBK uyarınca ayıp ihbar külfetinin davacı tarafta olup davacı tarafça şimdiye kadar davalıya yapılmış herhangi bir ayıp ihbarı bulunmadığını, alıcının malları başka bir kişiye satmasının alıcının süresi içerisinde muayene yapma ve yine süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunma külfetini ortadan kaldırmayacağını, aksi taktirde davacı alıcının söz konusu ürünleri teslim aldığı hali ile kabul etmiş sayılacağını, diğer yandan davacının dava konusu ürünleri gönderdiğini iddia ettiği … firması tarafından kesildiği iddia olunan reklamasyon faturasının davalının davacıya satmış olduğu mallardan kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususunun dahi belirli olmadığını, iddia olunan hatanın neye ilişkin olduğunun davalı tarafça bilinmediğini, bu nedenlerle davanın reddine, asıl alacağın %20.sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi olunarak tarafları arasındaki uyuşmazlık konusunun tespiti, özellikle yurt dışı firmanın reklamasyon faturasının neden kaynaklandığı, davalı tarafından üretilen mallardan kaynaklı olup olmadığına ilişkin herhangi bir şerh içerip içermediği, davacı tarafından reklamasyondan kaynaklı yapılan ödeme miktarı hususlarında rapor tanzimi talep edilmiş, düzenlenen 22/11/2017 tarihli raporda; davacı ve davalı tarafın 2016-2017 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, muhasebe usul ve tekniğine uygun tutulup kazıntı ve silintiye rastlanmadığı, ticari defterler ve dayanağı belgeler yardımcı defterlerin birbirini teyit etmesi nedeniyle TTK.85 mad. gereğince delil niteliğine haiz olabileceği, davacı ticari defterleri incelendiğinde, davacının davalıdan 50.475,96 TL tutarında hizmet aldığı ve alınan hizmete karşılık 24.000 TL ve 26.475 TL ödeme yapmak suretiyle borcun tamamının ödendiği, davacının dava dışı … Kiyiaidankatu firmasına ait cari hesap ekstresi incelenmesi neticesinde … firmasının 14/10/2016 tarihinde davacıya 3.326,40 Euro reklamasyon faturası düzenlediğinin davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı tarafından 18/10/2016 tarihinde reklamasyon bedelinin ödendiği, taraflar arasındaki uyuşmazlık konusunun davacı tarafından davalı şirkete düzenlenen 20/10/2016 tarihli reklamasyon yansıtma bedeli olarak 3.326,40 Euroluk proforma faturadan kaynaklandığı, icra takibine konu proforma faturanın teklif niteliği taşıyan bir fatura türü olduğu, herhangi bir mali yükümlülük taşımadığı, Ticaret ve Vergi Hukukunda proforma fatura ile ilgili herhangi bir düzenleme bulunmadığı, davaya konu proforma faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, dava dışı … firmasının davacı şirkete düzenlediği 14/10/2016 tarihli alım faturasına istinaden 1800 adet erkek tayt ürünü x 4,62 Euro birim fiyatı =8.316 Eurodan %40 ıskonta yapılmak suretiyle 3.326,40 Euro reklamasyon faturası düzenlendiği, ancak kesilen reklamasyon faturasında iadenin nereden ve neden kaynaklı olduğunun belirtilmediği (davalı tarafından üretilen mallardan kaynaklı olup olmadığına ilişkin herhangi bir şerh içermediği) ayrıca ürünlerin alış fiyatı yerine iskontolu olarak fatura edilmesinin nedeninin de bilinmediği, davacı tarafından dava dışı … firmasına reklamasyon bedeli olarak 18/10/2016 tarihinde 3.326,40 Euro havale yapıldığı, davacının dava dışı … firmasına düzenlediği faturada imalatçı … Şti. olarak beyan ettiği, ürünlerin direkt alım-satıma konu olmadığı, imalatın kendisi tarafından yapıldığı diğer bir ifade ile alınan ürünlere ilave işlemler yapılmak suretiyle imalatçı sıfatını taşıdığı, ürünlerdeki ayıbın davacı veya davalı tarafından meydana geldiğinin bilinemediği, davacı tarafın dava konusu ürünlerin ayıplı olduğu iddiasının davalı tarafından kabul edilmemekte ve ispat yükümlülüğünün de davacı tarafa ait olduğu belirtilmiştir.
Davacı vekili 14/12/2017 havale tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesinde özetle; davalı tarafında davacıya kesilen faturada 1.800 adet erkek taytı ürettinin yazdığını, … firmasının davacı şirkete kestiği 3.326,40 Euro bedelli 14/10/2016 tarihi reklamasyon faturasında 1.800 adet tayt için kesildiğinin yazdığını, davacının çorap üreticisi bir firma olup yurtdışında … firmasından sipariş aldığını ve bu siparişlerin bir kısmını davalının ürettiğini, davacının çorabın yanısıra tayt ve benzeri siparişler aldığında diğer siparişleri başka firmalara yaptırdığını, 1.800 adet erkek taytı siparişini de davalı firmaya yaptırdığını, ticari defterlerde de bunun sabit olduğunu, davalı tarafından malların dikilip paketlenerek davacıya teslim edildiğini, bu konuda her iki tarafında hemfikir olduğunu, davacının davalıdan aldığı malları paketlenmiş halde yurtdışındaki firmaya gönderdiğini, davalının basiretli bir tacir olarak ürettiği mallara özen göstermekle yükümlü olduğunu, davalının 1.800 adet taytın kendisi tarafından üretilip paketlendiğine dair bir itirazı olmadığını, yurtdışı satışlarda malın iadesi daha masraflı ve zahmetli olacağından hatalı üretimde reklamasyon faturası kesildiğini, davacının dava dışı … firması ile ticaret yaptığını, dürüst bir tacir olarak kendisine gönderilen reklamasyon faturasını ödediğini, bu nedenle yurt dışı alım satımlarda uzman bir bilirkişiden rapor alınmasını talep etmiştir.
Dava İİK.’nın 67. Maddesine dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir.
Anılan maddede “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. (Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. “hükümlerine amirdir.
İstanbul … İcra Müdürlüğünün…takip sayılı dosyasının taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu icra takibi olduğu, borçlunun itirazını 7 günlük yasal süre içinde yaptığı, iş bu davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının yurtdışında faaliyet gösteren … şirketinden almış olduğu sipariş üzerine gönderilen erkek taytlarının 14/10/2016 tarihinde … firmasından reklamasyon işlemi gördüğü ve davacı şirkete 3.326,40 Euro bedelli, 14/10/2016 tarihli reklamasyon faturasının gönderildiği, davacının bu bedeli 18/10/2016 tarihinde … firmasına ödediği, davacının 20/10/2016 tarihinde 3.326,40 Euro bedelli proforma fatura keserek Eyüp 10. Noterliğinin 24/11/2016 tarih ve 14695 yevmiye sayılı ihtarnamesi ile davalı firmadan talep ettiği, ödeme yapılmaması üzerine alacağın tahsili için İstanbul….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığı, davalının süresi içerisinde itirazı üzerine takibin durduğu, davacının süresi içerisinde iş bu davayı açarak itirazın iptalini talep ettiği, bilirkişi vasıtasıyla yapılan inceleme sonucunda dava dışı firmanın gönderilen mallardan 1800 erkek taytı için reklamasyon uyguladığının sabit olduğu, her ne kadar bilirkişi davacının dava dışı … firmasına düzenlediği faturada imalatçı … Şti. Nin gösterildiği, ürünlerdeki ayıbın davacı veya davalı tarafından meydana geldiğinin bilinemediği, ayıp iddiasının ispat yükümlülüğünün davacı tarafa ait olduğu yönünde kanaat bildirmiş ise de reklamasyona konu malların davalıdan alındığının taraf defterlerinde kayıtlı birbirini teyit eden faturalar ile sabit olduğu, o halde davacının malları davalıdan tedarik ettiği ve dava dışı firmaya gönderdiğinin kabulünün gerektiği, bilirkişinin davacının düzenlenen belgelerde imalatçı firma olarak gözüktüğü, imalatın kendisi tarafından yapıldığı, alınan ürünlere ilave işlemler yapılmak suretiyle imalatçı sıfatını taşıdığı, ürünlerdeki ayıbın davacı veya davalı tarafından meydana geldiğinin bilinemediği yönündeki tespitinin dosya kapsamına uygun düşmediği, tarafların birbirini teyit eden faturaları ve reklamasyona konu mal adedinin birebir uyumlu olduğu, mallardaki ayıp sebebiyle uygulanan reklamasyondan davalının sorumlu olduğu anlaşılmakla asıl alacak yönünden takibin iptaline işlemiş faize yönelik olarak her ne kadar davacı takipte ihtarname tebliğ tarihinden itibaren faiz talep etmiş ise de davalının itirazları dikkate alındığında ihtarnamenin usulünce tebliğinin yapılmadığı, şu hale göre takip öncesi temerrüt şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla takipteki faiz talebi yönünden davanın reddine, asıl alacağın takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca kamu bankalarının Euro cinsine uyguladığı yıllık en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine alacak likit olduğundan asıl alacak miktarının %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile, İstanbul … İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı takip dosyasında davalı tarafından yapılan İTİRAZIN KISMEN İPTALİNE, takibin 3.326,40 EURO nun takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca kamu bankalarının EURO cinsine uyguladığı yıllık en yüksek mevduat faiz oranı üzerinden işleyecek temerrüt faizi ile birlikte DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-İcra İflas Kanun’unun 67/2. maddesi uyarınca asıl alacak miktarının (12.798,46 TL) %20.’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gerekli harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile eksik kalan 708,57 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu harç posta müzekkere masrafı toplam 1.060,61 TL’nin kabul oranına göre hesaplanan 1.044,74 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Davalının yapmış olduğu masraf bulunmadığından hüküm kurulmasına yer olmadığına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Davacı yargılamada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT ‘sine göre tespit olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davalı yargılamada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden red edilen miktar üzerinden AAÜT 13/2 maddesine göre tespit olunan 191,40 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve temyiz harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …
¸