Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/278 E. 2018/292 K. 06.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARARIDIR
ESAS NO : 2017/278
KARAR NO : 2018/292
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 21/03/2017
KARAR TARİHİ : 06/03/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket nezdinde sigortalı dava dışı 3.kişi İstaç … …Şti.ye ait … plakalı aracın 17/10/2015 tarihinde…’e ait … plakalı araca çarpması ile maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, … plakalı araçta oluşan değer kaybı alacağının araç sahibinin vasisi … tarafından davacıya temlik edildiğini, temlik edenin aracında oluşan değer kaybının 08/02/2017 tarihli eksper raporuyla 3.040 TL olarak belirlendiğini, alınan eksperlik hizmeti sebebiyle 354 TL ekspetriz ücreti ödendiğini, davalının sigortalısının davacıyı kusuruyla ve hukuka aykırı bir fiille zarara uğrattığı ve bunu tanzimle yükümlü olduğunu, davalıya 20/02/2017 tarihinde ihtarname gönderildiğini, ihtarnameye herhangi bir cevap verilmediği gibi ödemede yapılmadığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla kaza sebebiyle oluşan değer kaybının yaklaşık 3.394 TL tutmasını bekledikleri alacaklarının şimdilik 654 TL. sinin ticari işlerde uygulanan en yüksek temerrüt faiz oranı üzerinden ve kaza tarihinden, kabul görmez ise ihtar tarihinden itibaren işletilecek en yüksek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının uyuşmazlığın çözümlenmesi için gerekli belgelerle birlikte davalı şirkete başvurması gerektiğini, dolayısı ile davanın açılmasından evvel ve dava konusu talepler yönünden davalı şirekte başvuru yapılmaması nedeniyle dava şartının yerine getirilmediğini, temlik dolayısı ile aktif husumet ehliyetinin bulunduğunun davacı tarafça ispat edilmesi gerektiğini, hukuka uygun esas ve şekil şartları sağlanmış temlikinin ispat edilememesi durumunda davanın aktif husumet yokluğundan reddini talep ettiklerini, her durumda sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu yönündeki iddiaları kabul etmediklerini, sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranında olduğunu, sorumluluğa esas kusur oranlarıın tespiti ve davaya konu olan araçta değer kaybı oluşup oluşmadığının tespit edilebilmesi için uzman bilirkişi aracılığı ile inceleme yaptırılması gerektiğini, dava konusu aracın daha önce bir kazaya karışıp karışmadığının tespit edilmesini, daha önce kaza geçiren araçların bir kez değer kaybına uğradıktan sonra sonraki kazalarda meydana gelen hasara göre değer kaybının oluşmasının oldukça güçleştiğini, davacının dayandığı değer kaybına ilişkin ekspertiz raporunu ve fahiş olarak belirlenen değer kaybı bedelini kabul etmediklerini, talep edilen 354 TL ekspertiz masrafının yargılama giderleri ile birlikte hüküm altına alınması gerektiğini, diğer taraftan başvuranın değer kaybı zararı için sigorta kuruluşuna hiçbir müracaatta bulunmadan doğrudan doğruya ekspertiz ücreti raporu aldırdığını, başvuranın sigorta eksperleri atama yönetmeliğinin 7.maddesi kapsamında eksper görevlendirdiğini, bu durumda eksper ücretinin başvurana ait olacağını, alacak muaccel olmadan yapılan ekspertiz ücretine ilişkin taleplerin reddine karar verilmesini talep ettiklerini, KTK.99 ve TTK 1427 maddeleri uyarınca sigorta tazminatı ödeme yükümlülüğünün, ancak sigorta şirketine ihbar ile başlayacağını, davalı şirkete usulüne uygun olarak ihbar yapıldığının ve tazminatın hesabına esas olabilecek tüm belge ve bilgilerin ibraz edildiğinin ispat görevinin davacı yana ait olduğunu, ancak bu yükümlülüklerin yerine getirilmesiyle davalı şirketin temerrüdünden bahsedilebileceğini, bu nedenle kaza ve ihtar tarihinden itibaren faiz istemlerini kabul etmediklerini, davalı şirkete sigortalı aracın hususi araç olduğu ve meydana gelen kazanın işleten açısından haksız fiilden kaynaklanan bir olay olduğu, davalı şirketinde yasal olarak işletene düşen hukuki sorumluluğu üstlendiği göz önüne alındığında haksız fiilden kaynaklanan olaylarda ise ancak yasal faizin talep edilebileceği, bu nedenle ancak kaza tarihinden itibaren yasal faizin talep edilebileceğini beyanla yargılama masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmilini talep etmiştir.
Davalı … şirketinden … plaka sayılı araca ait … sigorta poliçesi ve ek belgesi ile hasar dosyasında bulunan tüm evrakların bir örneği gönderilmiştir.
Davacı vekili tarafından … Anadolu …Sulh Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile verilen vesayet kararı ile vasiye verilen yetkiye ilişkin belge Mahkememize sunulmuştur.
Dosya mevcut bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi amacıyla kusur-hasar-zarar uzmanı ile sigortacılık alanında uzman bilirkişi heyetine tevdi olunmuş, düzenlenen 24/01/2018 tarihli raporda; davacı taraf sürücüsü …’in kusursuz olduğu, davalı tarafa sigortalı araç sürücüsü …’ın olay yeri kavşak mahalline geldiğinde ada etrafını kullanarak dönüş yaptığı sırada yol özelliklerini, mevcut trafiği ve çekici ve çekiciye takılı dorsenin teknik özelliklerini de dikkate alarak yolun sağını takiben kontrollü şekilde seyrine özen göstermesi gerekirken, belirtilen hususlara riayet etmediği, kontrolsüz şekilde seyir halinde olduğu, sol tarafında aynı istikamette seyir halinde olan otomobilin seyir durumunu dikkate almadığıve çekiciye takılı dorsenin sol yan arka kısmı ile şeridini takiben seyir halinde olan otomobilin ön sağ-yan köşe muhtelif kısımlarına çarparak olayın meydana gelmesine sebebiyet verdiği, krokideki çekici ve otomobilin yol üzerindeki pozisyonu da dikkate alındığında dikkatsiz ve özensiz davranışlarından dolayı olayda %100 oranında kusurlu olduğu, 17/10/2015 tarihinde meydana gelen kazaya ait trafik kazası tespit tutanağındaki tespitlerin … plakalı araçta meydana gelen maddi hasar ile uyumlu olduğu, hasarın durumunun kazanın oluş şekline, alınan darbelere uygun olduğu, davacı tarafa ait araçta 1.750 TL değer kaybı meydana gelebileceği, davacı tarafın otomobilinde meydana gelen değer kaybının %100 ü olan 1.750 TL.den davalı tarafın sorumlu olduğu, değer kaybı tespiti ile ilgili 09/02/2017 tarih ve 354 TL tutarlı ekspertiz bilirkişi ücreti-… açıklamalı fatura fotokopisinin dosyada bulunduğu, bu bedelden sigorta şirketinin sorumlu olduğu, 03/03/2017 tarihinde temerrüt gerçekleşmiş olduğu belirtilmiştir.
Davacı vekili 12/02/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile, dava dilekçesinde talep ettikleri 654 TL alacak taleplerini müspet zarar kapsamında, değer kaybına ilişkin 1.750 TL, ekspertiz ücreti masrafı olarak 354 TL.nin ticari işlerde uygulanan en yüksek temerrüt faiz oranı üzerinden ve kaza tarihinden, kabul görülmez ise ihtar tarihinden itibaren işletilecek en yüksek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tazminine şeklinde ıslah ettiklerini beyanla ıslah talebinin kabulü ile, dava dilekçesi ve ıslah dilekçesindeki talepleri gibi karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; Kusurlu eylem neticesinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası kapsamında araçta meydana gelen değer kaybının sigorta poliçesi kapsamında tazmini ve haricen yaptırılan ekspertiz ücreti istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nın 1401 vd maddeleri sigorta hukukuna ilişkindir. Buna göre ” Sigorta sözleşmesi, sigortacının bir prim karşılığında, kişinin para ile ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan tehlikenin, rizikonun, meydana gelmesi hâlinde bunu tazmin etmeyi ya da bir veya birkaç kişinin hayat süreleri sebebiyle ya da hayatlarında gerçekleşen bazı olaylar dolayısıyla bir para ödemeyi veya diğer edimlerde bulunmayı yükümlendiği sözleşmedir. Sigortacı, sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumludur. Sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını ispat yükü sigortacıya aittir… Sigortacı, sigorta ettiren, sigortalı ve lehtar tarafından, rizikonun, tazminatın veya bedel ödeme borcunun kapsamının belirlenmesi amacıyla yapılan makul giderleri, bunlar faydasız kalmış olsalar bile, ödemek zorundadır.” hükümlerine amirdir.
Yine 6100 sayılı HMK’nın “YARGILAMA GİDERLERİNİN KAPSAMI” başlıklı 323. Maddede yargılama giderlerinin hangi kalemlerden oluştuğu belirtilmiştir. Buna göre; Yargılama giderleri şunlardır: a) Celse, karar ve ilam harçları. b) Dava nedeniyle yapılan tebliğ ve posta giderleri. c) Dosya ve sair evrak giderleri. ç) Geçici hukuki koruma tedbirleri ve protesto, ihbar, ihtarname ve vekâletname düzenlenmesine ilişkin giderler. d) Keşif giderleri. e) Tanık ile bilirkişiye ödenen ücret ve giderler. f) Resmî dairelerden alınan belgeler için ödenen harç, vergi, ücret ve sair giderler. g) Vekil ile takip edilmeyen davalarda tarafların hazır bulundukları günlere ait gündelik, seyahat ve konaklama giderlerine karşılık hâkimin takdir edeceği miktar; vekili bulunduğu hâlde mahkemece bizzat dinlenmek, isticvap olunmak veya yemin etmek üzere çağrılan taraf için takdir edilecek gündelik, yol ve konaklama giderleri. ğ) Vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti. h) Yargılama sırasında yapılan diğer giderler.” oluşmaktadır.
Trafik kazası sonrası araçlarda oluşan değer kayıplarının sigorta poliçesi kapsamında kaldığı ve sigorta şirketinin meydana gelen zarardan sorumlu olduğu, sigortacı tarafından zararın tazminin gerektiği noktasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uygulamada zararın tespiti yönünden yaptırılan ekspertiz ücretine ilişkin taleplerin ise bazı davalarda harçlandırılarak dava değerine eklenmek suretiyle talep edildiği, bazı davalarda ise ekspertiz ücreti talebinin harçlandırılmaksızın yargılama gideri olarak talep olunduğu görülmektedir. Harçlandırılan talepler yönünden talebin kabul yada reddi halinde yargılama gideri vekalet ücretinin değerlendirilmesi noktasında etkili olduğu izahtan varestedir. Yukarıda izahı yapılan yasal mevzuat dikkate alındığında TTK 1426. Maddesi ‘Sigortacı, sigorta ettiren, sigortalı ve lehtar tarafından, rizikonun, tazminatın veya bedel ödeme borcunun kapsamının belirlenmesi amacıyla yapılan makul giderleri, bunlar faydasız kalmış olsalar bile, ödemek zorundadır’ hükmine amir ise de davacının bu talebinin makul olup olmadığının her bir dava yönünden ayrıca değerlendirilmesi gereken bir husustur. Özellikle seri halde açılan harici temliklere dayalı davalarda usulen ekspertiz incelemesi yaptırmış olmasına rağmen bu incelemedeki tespitlere göre sigortadan talepte bulunmayan ve dava açarken de belirsiz alacak davası şeklinde göstermelik değerler üzerinden talepte bulunulması halinde davacının yapmış olduğu masrafın makul ve gerekli bir gider olarak değerlendirilemeyeceği, ekspertiz tespitlerini dikkate alarak talepte bulunulması halinde bunun makul gider olarak kabulünün gerektiği, kanun metninde yer alan ‘..faydasız kalmış olsalar bile..’ ifadesi kapsamında bu durumun değerlendirilemeyeceği izahtan varestedir. Yine bu yöndeki taleplerin yargılama gideri olarak kabulü yukarıda izahı yapılan HMK düzenlemesi gereği mümkün değildir. Yapılan masraf resmi bir tespit olmadığı gibi yargılama sırasında yapılan bir gider de değildir. Dolayısıyla yargılama giderleri içerisinde de kabulü mümkün değildir. Sonuç olarak ekspertiz ücretine yönelik taleplerin yargılama gideri olarak değerlendirilemeyeceği, makul gider olarak kabulü için de ekspertiz tespitlerinin dava açılısında miktar olarak baz alınıp alınmadığının değerlendirilmesi gerektiği kanaatine ulaşılmıştır.
Mahkememizce konusunda uzman bilirkişi tarafından düzenlenen gerekçeli ve denetime uygun bulunan dosya kapsamıyla uyumlu bilirkişi raporuna itibar edilmiş, yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacıya ait araca davalı … şirketince sigortalı aracın tam kusuruyla çarpması sonucu davacıya ait araçta meydana gelen 1.750 TL değer kaybından davalı … şirketinin sigorta poliçesi kapsamında sorumlu olduğu dikkate alınarak davanın değer kaybı yönünden kabulüne karar vermek gerekmiş, ekspertiz masrafına ilişkin talebin harçlandırıldığı dava değerine eklenmek suretiyle dava açıldığı yukarıda açıklandığı üzere bu yöndeki talebin makul gider olarak kabulünün mümkün olmadığı yargılama gideri olarak da değerlendirilemeyeceği anlaşılmakla bu yöndeki talebin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile (değer kaybına ilişkin) 1.750,00 TL nin 03/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin (ekspertiz ücreti yönünden) talebin REDDİNE,
2-Alınması gerekli harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile eksik kalan 63,14 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacının yapmış olduğu harç posta müzekkere masrafı toplam 1.249,30 TL’nin kabul oranına göre hesaplanan 1.039,10 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
4-Davalının yapmış olduğu masraf bulunmadığından hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-Davacı yargılamada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden tespit olunan 1.750,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalı yargılamada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden red edilen miktar üzerinden AAÜT 13/2 maddesine göre tespit olunan 354,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, miktar yönünden kesin olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …
¸