Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/273 E. 2018/1132 K. 22.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/273 Esas
KARAR NO : 2018/1132
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 20/03/2017
KARAR TARİHİ: 22/10/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin inşaat sektöründe mühendislik, mimarlık ve ilintili alanlarda faaliyet gösteren bir ticari şirket olduğu, davacı şirketin “…” ibareli markalarını dünya nezdinde korumak amacıyla markasını tescil ettirmek istediğini, bu markasını Birleşik Arap Emirliklerinde davacı adına tescil ettirmek üzere davalı firma ile anlaştığını, bu kapsamda davacı tarafından davalıya, talep edilen fatura karşılığı 6.401,50 Euro ödemenin yapıldığını, ancak davalı tarafından taahhüt edilen işlemlerin ifa edilmediğini, bu nedenle davacının hak kayıplarına sebebiyet verildiğini, anılan nedenlerle davalıya ödenen 6.401,50 Euronun işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davalının haksız ve hukuka aykırı eylemi sebebiyle davacı lehine 5.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki gereğince davalı şirketin ifa etmesi gereken edimin davacının tescil ettirmek istediği markasının, marka başvurularını yapmak ve süreçleri takip etmek olduğunu, işbu tescil süreçlerinde ise bazı ülkelerin ilgili markaların tescili için farklı prosedürler uyguladığını, davacının markasının Amerika, Kanada, Rusya Federasyonu ve Avrupa Birliği nezdindeki 28 ülkede geçerli olmak üzere tescil işlemlerinin davalı tarafından gerçekleştirildiğini, ancak Birleşik Arap Emirliklerindeki tescil işlemleri için davacı tarafından davalı şirkete noter onaylı vekaletname vermesi gerektiğini, işbu hususun davalı şirket tarafından davacıya izah edildiğini ve vekaletname örneğinin verildiğini, ancak davacının bu yükümlülüğünü yerine getirmediğini, Birleşik Arap Emirliklerindeki marka tescil sürecinin davacının yükümlülüklerini yerine getirmemesi ve ayrıca süreci sürüncemede bırakmasından ötürü tamamlanamadığını, bu durumda davalıya atfedilecek bir kusurun bulunmadığını, bu nedenle davacının tazminat taleplerinin kabul edilebilmesinin mümkün olmadığını, anılan nedenlerle davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında akdedilen hizmet sözleşmesi uyarınca, verilmesi gereken hizmetin davalı tarafından yerine getirilmemesi nedeniyle davalıya ödenen bedelin iadesine ilişkin maddi tazminat ile söz konusu işlemsebebi ile manevi olarak zarara uğradığından bahisle manevi tazminat davasıdır.
Dosyanın ve tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde 1 Marka Patent Uzmanı ve 1 Mali Müşavir aracılığıyla inceleme yapılarak, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca davalı tarafından davacıya vermesi üstlenilen marka başvuru işlemlerinin sonuçlanmamasında kimin kusurlu olduğunun tespiti ile davacı tarafından davalıya noter onaylı vekaletnamenin ibrazından sonra davalı tarafından … marka patent için yapılacak başvurunun yaklaşık ne kadarlık süre içerisinde sonuçlanabileceği, davalı tarafça davacı tarafından verilen noter onaylı vekaletnameden sonra … yada burayı temsilen konsolosluk, ataşelik, yada yerel makamlara marka başvurusu yapılıp yapılmadığı hususunun tespiti ile marka başvurusu yapılmış ise söz konusu başvurular sebebiyle ne kadar bir ücret harcandığı, henüz bu şekilde bir başvuru yapılmamış ise başvuru için yapılan hazırlık evresi de davalı tarafından herhangi bir masraf yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise ne miktarda masraf yapıldığı hususunun tespiti ile söz konusu bu masraf bedellerinin sözleşme tarihindeki kur üzerinden Euro cinsine çevrilerek iadesi talep edilen bedelden düşülüp düşülmeyeceği hususlarında rapor düzenlenmesine karar verilmiş, bilirkişi olarak Mali Müşavir … ve Marka Patent Uzman… tayin edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından sunulan raporda; davacının dava konusu … vekaletini sürecin başladığı tarihten itibaren 1,5 yıl kadar süre sonra verdiği ve sürecin devamını talep ettiği, davalı tarafın devamı gelmeyen sürecin ödenmiş bedelini iade etmek için çaba sarfettiği, taraflar arasında maddi çözümsüzlük durumu olmadığı, davacı tarafın söz konusu süreçlerin işletilmemesi sonucunda ilgili ülkede uğradığı bir maddi zarar olmadığı, davalı tarafça davacı tarafa yapılan dosya kapsamında yer alan 20,28 TL noter masrafının düşülüp düşülmeyeceği ve 28/11/2016 tarihince davacı adına yapılan tercümeler gideri 20,00 TL’nin düşülüp düşülmeyeceği hususunun mahkemenin takdirinde olduğu, davacının ödemiş olduğu 6.401,50 Euro bedelin iadesi ve yasal faizin takdirinin mahkemede olduğu, yine 15.000,00 TL manevi tazminatın gerekçesinin dosyadan anlaşılamadığı yönünde kanaat bildirilmiştir.
Yapılan yargılama, davacının iddiaları, davalının beyanları, aldırılan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirket ile davalı şirketin 28/05/2014 tarihli “Sına-i Haklar Sözleşmesi”nin imzalandığı, bu sözleşme uyarınca davacının “ARCO” markasını dünya ülkelerinde tescil ettirmek üzere davalıyla anlaştığı, davalı tarafından Avrupa, Amerikan, Rusya, Kanada ve Birleşik Arap Emirliklerinde marka tescil çalışmalarına başlatıldığı ve davalı tarafından tescil işlemlerinin gerçekleştirildiği, ancak Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki tescil işlemi için gerekli noter onaylı vekaletnamenin davalı tarafa 1,5 yıl kadar gecikmeli olarak verildiği, bu tarihten sonra başvuru sürecinde bir takım aksiliklerin yaşandığı ve tarafların birbirleri ile yaptıkları yazışmalar sonucu ilişkinin sonlandırıldığı, taraflar arasında yapılan yazışmalarda sürecin sonlandırılmasından sonra davalı tarafın ödenen parayı iade etmek için davacı taraftan iade faturası talep ettiği görülmüştür. Taraflar arasındaki sözleşme gereği tescil işlemlerinin gerçekleştirilmesi için davacı tarafından davalıya firmaya ödenen 6.401,50 Euro’nun tescil işleminin gerçekleştirilememesi sözleşmenin taraflarca karşılıklı sonlandırılmış oluşu, davalı tarafından davacıya herhangi bir hizmetin verilmemesi dikkate alındığında davacı tarafından sözleşmenin başlangıcında peşin olarak ödenen bedelin davalının sebepsiz zenginleşmesine neden olacağından ve sözleşmenin ifa edilmemesinde her iki tarafın müterafik kusurunun bulunduğu da gözönüne alındığından peşin ödenen bedelin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş, yine mahkememizce davacı tarafın dava konusu tescil işleminin gerçekleştirilmemesinden dolayı uğramış olduğu bir manevi zararının olmadığı kanaatine varılmış olup, davacı tarafın 15.000,00 TL manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Yine davalı tarafından yapıldığı iddia edilen giderlerin davacının BAC deki işi için yapıldığı ispatlanamadığından, ayrıca söz konusu giderlerin alacaktan düşülmesi hususunda usulüne uygun bir takas mahsup iddiası yada açılmış bir dava bulunmadığından bu hususta dikkate alınmamıştır.
Her ne kadar mahkememizin 22/10/2018 tarihli karar celsesinin hüküm fıkrasında;
“Davacının davasının Kısmen kabul kısmen reddine, 6.401,50 EURO’nun dava tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca kamu bankalarının USD cinsinden uyguladığı 1 yıllık en yüksek mevduat faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, manevi tazminat isteminin şartları oluşturmadığından reddine” şeklinde hüküm kurulmuş ise de kabul edilen alacağın Euro cinsinden oluşu dikkate alındığında, faiz hesabının USD olarak sehven yazıldığı anlaşılmakla, maddi hatanın Euro olarak düzeltilerek, hükmün “6.401,50 Euro’nun dava tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca kabu bankalarının EURO cinsinden uyguladığı 1 yıllık en yüksek mevduat faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine” şeklinde kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE, 6.401,50 EURO’nun dava tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca kamu bankalarının EURO cinsinden uyguladığı 1 yıllık en yüksek mevduat faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, manevi tazminat isteminin şartları oluşturmadığından reddine,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 24.994,84 TL nispi karar harcından, peşin alınan 684,18 TL’nin mahsubu ile bakiye 24.310,66 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 684,18 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği kabul ve ret oranına göre hesap ve takdir olunan 3.007,58 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği kabul ve ret oranına göre hesap ve takdir olunan 2.180,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.400,00 TL bilirkişi ücreti ve 171,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.571,00 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre 982,80 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …