Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/272 E. 2018/715 K. 29.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARARIDIR
ESAS NO : 2017/272
KARAR NO : 2018/715
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/03/2017
KARAR TARİHİ : 29/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … plakalı araç sahibi olduğunu, 07/12/2016 tarihi itibari ile şirket çalışnaı … ın yönetiminde bulunan aracın … üzerinden Sarıyer İstikametine nizami olarak kendi şeridinde seyir halinde iken karşı yönden gelen davalı … sevk ve idaresinde bulunan … plakalı aracın kendi şeridinden çıkarak müvekkiline ait aracın sol ön kısmını vurmak sureti ile ağır hasarlanmasına sebep olduğunu, kaza tespit tutanağına göre davalı sürücünün tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin aracı…a.ş. Nin servisinde tamire bıraktığını, aracın tamir boyunca 17 gün çalışamadığını, müvekkilinin akaryakıt nakliye işini başka bir şirkete yaptırmak zorunda kaldığını, böylece nakliye işini yapılan …Şti. Ye toplam KDV dahil 15.644,99 TL ödeme yapmak zorunda kaldığını, sözü edilen şirketin… A.Ş.’ nin … bulunan dolum tesisinden müvekkil şirketin istasyonunun bulunduğunu, …Caddesindeki petrol istasyonuna taşıma gerçekleştirdiğini, iş bu taşımaların düzenlenen faturalar ile sabit olduğunu belirtmiş davalıların kusuru neticesinde müvekkiline ait aracın ağır hasar görmesi nedeni ile 17 gün boyunca tamiratının sürmesi nedeni ile başka bir şirkete yaptırılan taşıma işinden kaynaklı 15.644,99 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilerek yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … A.Ş. Vekilinin dosyaya sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Holding bünyesinde faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, sadece … ve … markası ile yaklaşık 40.000 araçlık bir filo ile kiralama yaptığını, ana sözleşmesinde kiralama yapılacağına dair madde bulunduğunu, diğer davalı ile müvekkil şirket arasında defaaten araç kiralama sözleşmesi yapıldığını, davaya konu kazadan önce son olarak 10/10/2016 tarihinde araç kiralanarak teslim edildiğini, meydana gelen kaza sebebi ile düzenlenen ve taraflara atfedilen kusur oranlarını kabul etmediklerini, alanında uzman bilirkişi vasıtası ile bilirkişi incelemesi yapılmasının gerektiğini, ayrıca ikame olunan aracın hangi amaçla ve ne şekilde kullanılmış olduğunu ve bu amaca ilişkin kiralama bedellerinin nasıl bir rayiç üzerinden yapıldığına ilişkin herhangi bir dosya ibraz edilmediğini, serviste geçirilen süreler açısından herhangi bir delilin dosyaya sunulmadığını belirtmiş haksız açılan davanın reddine karar verilerek yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde dava dilekçesinde belirtmiş olduğu hususları tekrarlamıştır.
Davalı … adına çıkartılan davetiyelerin iade olunduğu, yapılan tüm araştırmalara rağmen davalı adresinin tespit olunamadığının anlaşılması üzerine davacı vekili tarafından 30/01/2018 tarihli celse de bu davalı yönünden davayı atiye terk ettiklerinin bildirilmesi üzerine, aynı celse de bu davalıya yönelik açılan davanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.
Taraf delilleri toplanmıştır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi yönünden dosya kusur uzmanı mali müşavir ve taşımacılık alanında uzman sektör bilirkişiye tevdii olunmuş bilirkişiler tarafından düzenlenen 16/04/2018 tarihli heyet raporunda özetle; meydana gelen kaza da davalı … ın %100 kusurlu olduğu, davacıya ait aracı kullanan sürücü … ın kusursuz olduğu, davacı tarafından talep edilen 15.644,99 TL nin sektör uygulamalarına uygun olduğu, davacı tarafından takibe konu faturanın 04/03/2017 tarihinde kayıtlara alındığı, 20/04/2017 tarihinde ödendiği, 21/04/2017 tarihinde bahse konu ödemenin 13.250,00 TL lik kısmının dava dışı… firması tarafından iade olunduğu bu durumda davacının nakliye firmasına 2.394,99 TL ödeme yaptığı, geriye kalan bakiyenin kime ödendiğine dair herhangi bir kayda rastlanılmadığı, 30/04/2017 tarihinde… firmasının cari hesabını kapatmak için 2.394,99 TL nin virman fişi kesilerek hesabın kapatıldığı, kazaya karışan aracın… mülkiyetinde olduğunu,… kira sözleşmesi ile … a 29/06/2016 21/07/2016 tarihleri arasında kiralandığının tespit edildiği, süre dolunca … plakalı araç teslim formuna dayanarak 10/10/2016 tarih saat 20:20 de davaya konu kazanın sürücüsü …’ a tekrardan kiralandığı, kazaya karışan aracın sürücü …’ da 3 ay kaldığını, 27/10/2016 tarihinde 4.209,06 TL lik araç kira faturasının düzenlendiğini, davalının muhasebe kayıtlarına … yevmiye numarası ile 27/11/2016 tarihinde 7.070,58 TL lik araç kira faturasının … yevmiye numarası ile son ay kaza yapılan ay olan 12. Ay faturasının da 3.261,38 TL olarak 4310220 yevmiye numarası ile kayıt altına alındığının tespit edildiğini, kazaya karışan davalı mülkiyetinde ki aracın sözleşme karşılığı teslim edildiğini, araç kira faturalarının da usulüne uygun olarak düzenlendiği yönünde rapor sunulduğu anlaşılmıştır.
İş bu dava trafik kazasından kaynaklı araç mahrumiyeti sebebiyle uğranılan zararın araç işleteninden tahsiline yönelik haksız fiile dayalı tazminat davasıdır.
Davacı vekili kazaya karışan araç sürücüsü yönünden davasını atiye terk etmiş diğer davalı, tescil maliki olan şirket yönünden davaya devam olunmuştur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu hükümlerine göre, trafik kaydı işleteni kesin olarak gösteren bir karine değilse de onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde “İşleten: araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görünen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarakta, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır.
Gerek doktrinde gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir. Yine Yargıtay uygulamalarımıza göre araç işleteninin zarardan sorumlu olduğu ve işleten sıfatı bulunmayanın sorumluluktan kurtulacağı, davada dava şartı olan husumetin doğru biçimde belirlenmesi için gerekli araştırmanın mahkeme tarafından eksiksiz yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu durumda mahkemece; şirketin ticari defter ve kayıtları ile vergi kayıtları üzerinde uzman bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılarak işleten sıfatı ve zarardan sorumluluğu bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerektiğinden davalı şirketin kira sözleşmesini kayıtlarına işleyip işlemediği gerekli vergi bildirimlerini yapıp yapmadığı bilirkişi marifetiyle incelemeye tabi tutulmuş, kira faturalarının usulüne uygun olarak ticari kayıtlara işlendiği ve defter ve kayıtların usulüne uygun olarak tutulduğu şu hale göre uzun süreli kiralama sözleşmesiyle aracı diğer davalıya kiralayan davalı şirketin işleten sıfatının bulunmadığı anlaşılmıştır.
HMK’nun 114/(1)-d maddesi gereğince ” Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları.. dava şartı olduğundan HMK’nun 115.maddesine göre dava şartlarının mevcut olup olmadığı mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılabilir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde, davacının davalı … yönünden açmış olduğu davayı atiye bıraktığı göz önünde bulundurularak bu davalı yönünden açılan davanın açılmamış sayılmasına, diğer davalı yönünden kazaya karışan aracın uzun süreli kiralama sözleşmesi ile sürücü … a kiralandığı, dolayısı ile davalının işleten sıfatının bulunmadığı, meydana gelen zarardan sorumluluğunun olmadığı anlaşılmakla bu davalı yönünden açılan davanın husumetten reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Davalı … yönünden AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Davanın Davalı … A.Ş. Yönünden husumetten REDDİNE,
3-Peşin alınan harçtan alınması gerekli harcın mahsubu ile fazladan yatırıldığı anlaşılan 231,28 TL’nin talep halinde yatırana iadesine,
4-Davacının yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Davalı …A.Ş. yargılamada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre tespit olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya ödenmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve temyiz harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …
¸