Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/182 E. 2018/981 K. 11.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/182
KARAR NO : 2018/981
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/02/2017
KARAR TARİHİ : 11/09/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıya … kodlu birim fiyatı 8,70 TL olan üründen 300 kg miktarında satış yapıldığını ve buna ilişkin olarak 12/08/2014 tarihli fatura düzenlendiğini, faturadan da anlaşılacağı üzere davacının davalıdan 3.079,80 TL alacağı doğduğunu, taraflar arasında cari hesap ilişkisi de mevcut olup söz konusu satış işleminden sonra davalı tarafından 13/02/2015 tarihinde yani olaydan yaklaşık 6 ay sonra 1.000 TL ödeme yapıldığını, bu tarihden sonra davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, davacı şirketin bakiye 2.079,80 TL.lik alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhinde İstanbul….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi açıldığını, ancak davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının borca ve faize itirazında kendisine satılan malların ayıplı olduğu gerekçesiyle davacı şirkete herhangi bir borcu olmadığını iddia ettiğini, öncelikle davalının iddia ettiği gibi ayıplı bir ifa söz konusu olsaydı bunun TTK.nun öngördüğü şartlarda davacıya ihbar edilmesi gerektiğini, davalının kanunda öngörülen sürelere ve şekle riayet etmediğini, davacıya hiçbir yazılı ve sözlü bildirimde bulunmadığını, dolayısı ile davacının takibe yapmış olduğu itirazın hukuki ve fiili dayanaktan yoksun olduğunu, davalıya yapılan ifanın ayıptan ari olup davalının bunun aksine varsa somut delillerle ispat etmesi gerektiğini, davalının ne 6 ay sonra yaptığı ödeme tarihinde, ne de icra takibi yapılana kadar herhangi bir ayıplı ifa iddiası ve borca itirazı olmadığını, tek başına bu ödemenin bile davalının borcu ikrarı anlamına geldiğini, Yargıtay’ında bu doğrultuda kararları mevcut olup yapılan kısmi ödemenin davalının borçlu olduğunu kabul anlamına geldiğini, davalının daha önce hiçbir ihtirazı kayıt dahi ileri sürmeden borcun bir kısmını ödemesine rağmen icra takibinden sonra borçlu olmadığını ileri sürmesinin kötü niyetli olduğunu, bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına, %40’tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …A.Ş.nin dava dilekçesinde bildirilen adresine dava dilekçesi tebliğ edilemeden iade edilmiş, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne şirket adresinin tespiti için yazılan müzekkereye verilen cevabi yazıda davalı şirketin …A. Ş. tarafından devralındığı bildirilmiştir.
Davacı vekilinin tarafta iradi değişikliğe ilişkin talebinin HMK.124/3 maddesi gereği kabulü ile …A.Ş.nin davalı şirket olarak Uyap kayıtlarına işlenmesine karar verilmiş, dava dilekçesi davalı şirkete usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davaya cevap verilmemiş, duruşmalara katılmamıştır.
Dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi edilerek tarafları arasındaki uyuşmazlık konusunun tespiti yönünden özellikle takibe konu faturanın türü, mal teslimine ilişkin taraflara ait ticari kayıtlardaki tespitler ve takip tarihi itibarı ile alacak borç durumunun tespiti istenmiş, düzenlenen 22/06/2018 tarihli raporda; davacı şirketin 2014 ve 2015 yılı ticari defterlerinin TTK ilgili hükümlerine göre açılış ve kapanış beratlarının yapıldığı, ticari defterlerin delil niteliğine haiz olduğu, davacının davalıya 2 fatura ile toplam 29.530,80 TL tutarlı mal/hizmet satışı yaptığı, davalının 27.451 TL ödediği ve takip tarihi itibarı ile 2.079,80 TL tutarlı alacağının ticari defterlerinde işli olduğu, davalı tarafın icra müdürlüğüne yapmış olduğu itirazda davacı ile olan ticari ilişkisini ikrar ettiği ve ayıp iddiasında bulunduğu halde dosyaya ayıp ile ilgili herhangi bir belge sunmadığı ve davaya cevap vermediği, yapılan tespit ve hesaplamalarda davacının davalıdan 2.079,80 TL asıl alacak, 135,22 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.215,02 TL alacağının tespit edildiği, davacının asıl alacağına takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasa gereği yıllık %10,50 oranından başlayacak, değişen oranlardan faiz uygulanması gerekeceği belirtilmiştir.
Dava İİK.’nın 67. Maddesine dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir.
Anılan maddede “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. (Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/1 md.) “hükümüne amirdir.
İstanbul 20. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip sayılı dosyasının taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu icra takibi olduğu, borçlunun itirazını 7 günlük yasal süre içinde yaptığı, iş bu davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının kendi kayıtlarına göre alacaklı olduğu 2.079,80 TL’nin tahsili için İstanbul …İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile takip başlattığı, davalının süresinde itirazı üzerine takibin durduğu davacının süresi içerisinde iş bu davayı açarak itirazın iptalini talep ettiği, yapılan bilirkişi incelemesi ile taraflar arasında yazılı olmayan cari hesap benzeri ticari bir münasebet olduğu, bu ticari ilişki sonucunda davacının delil niteliğine haiz ticari defterlerinde kayıtlı davalıdan 2 adet mal/hizmet satışına dayalı 2 fatura ile toplam 29.530,80 TL tutarlı mal/hizmet satışı yaptığı, davalının 27.451 TL ödediği ve takip tarihi itibarı ile 2.079,80 TL alacağının kayıtlı olduğu, davalı tarafından davacıdan alınan ilk faturanın tamamının ödendiği, diğer faturaya kısmi ödeme yapıldığı, davalı tarafından icra müdürlüğüne yapılan itirazda faturaların davalı tarafça ikrar edildiği, ancak davalı tarafın icra takibine itirazlarında satılan ürünlerin ayıplı olması nedeniyle davacı şirketin edimlerini tam olarak yerine getirmediğinden bahisle borçlarının olmadığını beyan ettiği, bu beyanın faturaların teslim alındığına dair bir ikrar olduğu, borçlu olmadığını iddia eden davalı tarafın bu iddiasını ispat yükü altında olduğu, davalı tarafın kanunda belirtilen şekil ve şartlarda herhangi bir ayıp ihbarında bulunmadığı, davacının davalıdan 2.079,80 TL asıl alacak ve 135,22 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.215,02 TL alacaklı olduğu anlaşılmakla alacağın likit olduğu inkar tazminatının yasal şartlarının oluştuğu dikkate alınarak tespit olunan alacak miktarının %20 ‘si oranında inkar tazminatına hükmolunarak miktar yönünden kesin olmak üzere aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile, İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davalı tarafından yapılan İTİRAZIN KISMEN İPTALİNE, takibin 2.079,80 TL asıl alacak ile takip tarihine kadar işlemiş olan 135,22 TL faiz olmak üzere toplam 2.215,02 TL üzerinden asıl alacağın takip tarihinden itibaren takip talebinde belirtilen faiz oranları üzerinden işleyecek faizi ile birlikte DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-İcra İflas Kanun’unun 67/2. maddesi uyarınca asıl alacak miktarının (2.079,80 TL) %20.’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gerekli harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye kalan 113,07 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu harç posta müzekkere masrafı toplam 1.095,43 TL’nin kabul oranına göre hesaplanan 1.083,94 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine fazlaya ilişkin kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Davalının yapmış olduğu yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-Davacı yargılamada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT’sine göre tespit olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda miktar yönünden kesin olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …
¸