Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/170 E. 2019/125 K. 13.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1191
KARAR NO : 2019/23
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 08/12/2016
KARAR TARİHİ : 15/01/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket sigortalısı …A.Ş ve ….A.Ş.tarafından üstlenilen İstanbul Metrosu Levent-Hisarüstü Raylı Sistem Hattı inşaatının, 31/12/2012-21/03/2017 tarihleri arasında davacı şirket nezdinde İnşaat All Risks Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, sigortalı şirketlerin ortak yapımı olan İstanbul Metrosu Levent-Hisarüstü Raylı Sistem Hattı projesinin Levent’teki şantiyesinde bulunan depoya 21/05/2014 tarihinde hırsızlık amacıyla kapının kilidi kırılmak suretiyle girildiğini ve muhtelif ebatlardaki kabloların çalınması ile sigortalı şirketin zarara uğratıldığını, sigortalı tarafından davacı şirkete yapılan başvuru sonrası ekspertiz incelemesi yaptırıldığını, yapılan incelemede davalı şirketin söz konusu hasardan sorumlu olduğunun tespit edildiğini, meydana gelen 828,83 Euro tutarındaki hasarın ilgili poliçe çerçevesinde sigortalıya 11/09/2014 tarihinde ödendiğini, davacı şirketin sigortalısının halefi durumuna geçerek kusurlu olan davalıya rücu talebinde bulunduğunu ancak davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmaması üzerine davalıya karşı İstanbul …İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyası ile 828,83 Euro asıl alacağın ödene tarihinden itibaren işlemiş 60,77 Euro faizi ile toplam 889,60 Euro için ilamsız icra takibinde bulunulduğunu, ancak davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, sigortalının davalı ile arasında sahanın tüm güvenliğinin sağlanması kapsamında sözleşmesi bulunduğunu, bahsi geçen olay sonucu sözleşmeye aykırı davranıldığını, bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına, davacı şirket lehine %20.den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Dava dilekçesi davalıya usulüne uygun olarak tebliğ olunmuş, süresi içinde davaya cevap verilmemiş, davalı vekili tarafından cevap süresi geçtikten sonra verilen 22/02/2017 tarihli dilekçe ile; İstanbul metrosu Levent-Hisarüstü Raylı Sistem Hattı Projesinin, Levent şantiyesinde bulunan ve içinden malzeme çalınan deponun genel alan içinde özel bir alan olup davalının güvenlik koruması altında olmadığını, deponun genelden bağımsız ve koruması…-…tarafından sağlanan bir depo olduğunu, deponun ve depoyu çevreleyen çitin anahtarlarının…-Makyol’da olup çitin ve deponun için girişin…-…tarafların yasaklandığını ve kontrol ve güvenliğin…-…ortaklığına ait olduğunu, depoda ve depo dışında güvenlik kamerası bulunmadığını, deponun korunması amacıyla davalıya teslim edilmediğini, depo ve depo alanında davalının güvenlik görevlisinin görevlendirilmediğini, deponun ve depoyu çevreleyen çitin anahtarlarının ve deponun davalıya teslim edilmediğini, davacının ödemesinin yasal ve geçerli bir delile dayanmadığını, davaya konu ödeme yapılmadan davalıya ihbar yapılmadığını, davalının…-…ortaklığı ile yaptığı Güvenlik Hizmet sözleşmesinin halen devam ettiğini, kolluk kuvvetlerince güvenlik zafiyetinin tespit edilmediğini,…-…ortaklığının suç duyurusunda bulunmadığını, bu nedenlerle davanın reddine, davacının %20.den aşağı olmamak üzere haksız yere icra takibi yapma cezasına çarptırılmasına, davanın kabulü halinde olayın muhakemeye muhtaç olması nedeniyle davalının %20 tazminat isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Yargılamaya konu uyuşmazlık İtirazın İptali’ ne ilişkindir.
Dava konusu olaya ilişin İstanbul C.Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyası, davacı … şirketinden hasar dosyasının bir sureti getirtilmiş, … sayılı…-…Adi Ortaklığı ile davalı arasında düzenlenen Özel Güvenlik Hizmet Sözleşmesi, davalı adına İçişleri Bakanlığınca 21/06/2012 tarihinde düzenlenen Özel Güvenlik Şirketi Faaliyet İzin Belgesi ve Koruma Güvenlik Planı dosyaya ibraz edilmiştir.
Dosya Özel Güvenlik Uzmanı bilirkişi ile Sigorta uzmanı bilirkişiye tevdi edilerek tarafları arasındaki uyuşmazlık konusunun tespiti yönünden bilirkişi raporu düzenlenmesi istenmiş, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 13/02/2018 tarihli raporda;…-…Adi Ortaklığı ile davalı arasında 24/01/2014 tarihinde düzenlenen ve 7 maddeden ibaret Özel Güvenlik Hizmet Sözleşmesinin 28/01/2014 ile 31/12/2014 tarihleri arasında geçerli olduğu, sözleşmenin 1.maddesinde “sorumluluk sahalarının yürürlükteki mevzuat hükümlerine uygun olarak fiziki özel güvenliğin sağlanması hususunda karşılıklı mutabakata” varıldığından söz edildiği, 3.maddesinde ise “28/01/2014 tarihinde projede özel güvenlik hizmeti için 3 özel güvenlik elemanı ile başlatılacağı”nın belirtildiği, dosyaya sunulan sözleşme hükmü bağlamında davaya konu hırsızlık olayının, Koruma ve Güvenlik Planı içinde kabul edilen yerde gerçekleştiği, davacının sigortaladığı…-…Adli Ortaklığına ait davaya konu malzemenin faizi meçhul hırsızlık suretiyle çalındığının anlaşıldığı, sözleşmedeki hükümler dikkate alındığında davalı … şirketinin şantiye sahasında oluşabilecek hırsızlık, gasp gibi olayların önlenmesi yönünden tedbirleri almasının güvenlik hizmetinin gerekleri olarak değerlendirildiği, davalı şirketin depoda ve depo dışında güvenlik kamerası bulunmadığı, deponun korunması amacıyla davalı şirkete teslim edilmediği, depo ve depo alanında davalı şirket tarafından güvenlik görevlisi görevlendirilmediği yönündeki tez ve gerekçelerinin dava konusu hırsızlık olayında özel güvenlik hizmeti sunan şirketin sorumluluğunu ortadan kaldırmadığı, kolluk tarafından düzenlenen olay yeri inceleme raporuna göre, anılan hırsızlık eylemi sırasında şantiye sahası etrafında kullanılan alüminyum levha biçimindeki çitin fiziki yöntemlerle kanırtılarak, zorlanarak açıldığı, gece sesizliğinde bu müdahaleleri şantiye girişindeki moboda görev yaptığı düşünülen güvenlik görevlisinin fark edebileceği, ayrıca çalındığı iddia olunan malzemelerin gerek ağırlık gerekse büyüklük itibarı ile bir ile taşınmasının da mümkün olmadığı, bu tespite göre anılan mahalde alüminyum levhaların sökülmesi, yırtılması, kanırtılması veya zorlanması sırasında güvenlik görevlisinin anormalliği fark edemediği ya da hırsızlık esnasında uyuduğu veya görev mahallinde bulunmadığı sonucuna varıldığı, şantiye alanının yaklaşık 5 dönüm olduğu kabul edildiğinde, vardiyada bir personel ile güvenliğin sağlandığı düşünüldüğünde tam hakimiyet sağlanamayacağı düşünülmüş ise de, uzun zaman ve ekip çalışması gerektiren hırsızlık eylemi sırasında anılan sahadaki kişi ve araç hareketliliğinin, ortalama dikkat ve özeni gösteren güvenlik görevlisi tarafından gece koşullarında fark edilebileceği görüşününü benimsendiği, öte yandan dava konusu hırsızlığın, işin başlangıcından yaklaşık 5 ay sonra meydana geldiği, belirtilen süre içinde davacının sigortaladığı işyerine davalı … şirketi tarafından herhangi bir öneri sunulmadığı ve muhtemel riskler konusunda analiz yapılmadığı, personel sayısının yetersizliğine ilişkin rapor sunulmadığı, güvenlik şirketinin hırsızlık girişimlerine karşı tüm önlemleri almak ve etkisiz kılmakla, hırsızlık girişimlerini azaltıcı şekilde işyeri sahipleri ile etkin koordinasyon kurmakla görevli olduğu, bütün bunları üstenilen işin doğasının zorunlu gerekleri kapsamında kaldığı, bu bağlamda belgelendirilmiş herhangi bir eşgüdüm faaliyeti yada girişimi bulunmadığı, bu nedenlerle davalının asli derecede %60 oranında kusurlu olduğu, davacının sigortaladığı…-…Adi Ortaklığı yönünden ise, fiziki tedbirler bakımından çevre muhafızları ve tel örgülerinin istenilen düzeyde olmadığı, tesis etrafındaki fiziki engellerin sağlıklı olmadığı, teknolojik tedbirler bakımından güvenlik kamera cihazlarının da bulunmadığının belirlendiği, beşeri tedbirler bakımından ise belirtilen büyüklükteki şantiye alanında bir vardiyada bir personel ile sunulabilecek güvenlik hizmetinde önemli denilebilecek derecede yetersizlikler olabileceği, öte yandan önem ve değeri bakımından hassasiyet arz eden malzemelerin bırakıldığı yerler konusunda, davacının sigortaladığı işyerinin güvenlik hizmeti veren davalı şirket yetkililerini etkili yöntemlerle ve özellikle yazılı olarak uyarmadığı, çalındığı iddia olunan kabloların mahfaza edildiği yer konusunda muhtemel sabotaj ve hırsızlık olaylarına karşı ek tedbirler alınması ve anılan noktada görevli personelin dikkatinin çekilmesi yönünde uyarının yazılı ve tebliğ mahiyette yapılmadığı, ayırca güvenlik hizmeti satın alınan davalı … şirketinin hizmet gereklerini yerine getirip getirmediği yönünde denetlenmediği ve güvenlik şirketinin uyarılmadığı sonucuna varıldığından, dava konusu hırsızlığın gerçekleşmesinde davacının sigortaladığı dava dışı…-…Adi Ortaklığı yönetiminin %40 oranında kusurlu olduğu, hırsızlık olayı sonrasında yapılan ekspertiz çalışması sonucu düzenlenen 29/04/2014 tarihli raporda 1.657,66 Euro hasar belirlendiği ve bu tutar yerine sigortalıya 828.33 Euro havale edilmekle ödemede bulunulduğu, kusur oranına göre taleple bağlılık ilkesi gereği davalının davacıya 497 Euro hasar tazminatı ödemesi gerekeceği belirtilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; …A.Ş ve ….A.Ş. adi ortaklığı tarafından İstanbul Metrosu Levent-Hisarüstü Raylı Sistem Hattı inşaatının yapımının üstenildiği, davacı şirket tarafından ise söz konusu inşaatın 31/12/2012-21/03/2017 tarihleri arasında All Risks Sigorta Poliçesi kapsamında sigorta teminatına alındığı, şantiyenin Levent sahasındaki depoda 21/05/2014 tarihinde hırsızlanma suretiyle muhtelif ebatlardaki kabloların çalındığı, yapımcı adi ortaklık ile davalı şirket arasında 24/01/2014 tarihinde tanzim edilen ve 28/01/2014 tarihi ile 31/12/2014 tarihleri arasını kapsar şekilde Özel Güvenlik Hizmet Sözleşmesi tanzim edildiği, şantiye sahasında meydana gelen hırsızlık vakasının taraflar arasında ihtilafa neden olmadığı gibi bu hususun dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelerle de sabit olduğu, ayrıca hırsızlanma eyleminin, Özel Güvenlik Hizmet Sözleşmesinde belirtilen tarih aralığında gerçekleştiği, dosya kapsamında yer alan bilirkişi raporunun kusur bölümünde taraflara %60-%40 oranında kusur belirlemesi yapılmış ise de, davalı tarafça ifa edilmesi gereken Güvenlik Hizmetinin tam ve eksiksiz şekilde ifa edilecek nitelikte olması ve tarafların da sözleşme gereğince bu şekilde yükümlülük altına girmiş olmasından dolayı, meydana gelen hırsızlanma eyleminde kusurun oran olarak bölünmesinin mümkün olmadığı gibi, kusurun tamamının görevini eksik, hatalı ve yetersiz düzeyde gerçekleştiren davalı şirkette olduğu, davacı şirketin de halefiyet ilkesi gereğince talepte bulunmasının yasal olarak mümkün olduğu, davacı tarafça talep edilen miktarların takip tarihinden önce ekspertiz çalışmasıyla belirlenmiş ve daha öncesinde davalı taraftan rücu şeklinde talep edilmiş olmasına rağmen ödenmemiş olması karşısında, talep edilen alacağın önceden belirlenmiş likit alacak şeklinde bulunduğu anlaşılmakla, davalı aleyhinde icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Kısmen Kabul Kısmen Reddi ile;
a) Davalı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın 828,33 € asıl alacak üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, takibe 10/12/2015 tarihinden itibaren kamu bankalarının Euro cinsine uyguladıkları 3095 sayılı yasanın 4a maddesi uyarınca en yüksek 1 yıllık vadeli mevduat faiz oranının uygulanmasına, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
b) İİK’nun 67/2.maddesi uyarınca hükmedilen 828,33 € alacağın takip tarihindeki TL değeri olan 2.731,52 TL’nin itiraz ve dava tarihindeki şekline göre %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, bunun davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar tarifesi gereği alınması gereken 206,10 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 41,68 TL’nin mahsubu ile bakiye 164,42 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği kabul ve ret oranına göre hesap ve takdir olunan 2.725 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği kabul ve ret oranına göre hesap ve takdir olunan 223,16 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 75,18 TL harç, 1.200 TL bilirkişi ücreti ve 272,10 TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.547,28 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre 1.440,72 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …