Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/160 E. 2018/21 K. 09.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARARIDIR
ESAS NO : 2017/160 Esas
KARAR NO : 2018/21
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/02/2017
KARAR TARİHİ : 09/01/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; olay günü olan 08/07/2016 tarihinde …’ in sevk ve idaresine yaptığı …tescilli… plakalı otomobil ile … istikametinden… istikametine seyir halinde iken kaza mahalinde viraja girdiği esnada yol üzerinde yağmur sularının taşıdığı kum ve toprak birikintisinin direksiyon hakimiyetini kaybettirmesi sonucu karşı istikametten gelen … sevk ve idaresindeki … plakalı araçla çarpışması sonucu trafik kazasının meydana geldiğini, kaza tespit tutanağında sürücü … ün herhangi bir kusurunun olmadığının belirlendiğini, davacı müvekilinin söz konusu kaza dolayısı ile yaralandığını müvekkiline sağ tibia şaft kırığı tanısı konulduğunu, kazaya sebebiyet veren aracın davalı … tarafından sigortalı bulunduğunu, kaza neeni ile meydana gelen sakatlanma neticesinde oluşan maddi zararın davalı şirketten karşılanması amacı ile doğrudan doğruya davalı şirketine 02/08/2016 tarihinde başvurulduğunu ve ödeme yapılması için tüm evrakların davalı kuruma teslim edildiğini, başvuru neticesinde sakatlık oranının %2 oranında belirlendiğini, taraflarınca maluliyet oranı düşük olduğundan kabul edilmediğini, açıklanan nedenlerle davacıya ödenmesi gereken işgücü kaybından doğan toplam 3.300,00 TL daimi maluliyet tazminatının ve geçici iş görememezlik tazminatının davalı şirkete başvuru yapılan tarihten itibaren işleyecek yasal fizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; kazaya karışan …plakalı araç müvekkilinin şirketi nezdinde sigortalı olduğunu, müvekkilinin şirketinin sorumluluğu poliçe limiti ile sıınırlı olduğunu, bedeni zararlar halinde maddi tazminat talepleri için şahıs başına azami poliçe teminat limitinin 310,00 TL ile sınırlı olduğunu, dava dilekçesinde davacı yanın herhangi bir malüliyet olduğundan bahsetmediğini, müvekkilinin şirketinin temerrüde düşmediğini dava açılmasına da sebebiyet vermediğini, açıklanan nedenler ile davanın reddini, temmürede düşmemiş ve dava açılmasına sebebiyet vermemiş bulunan müvekkilinin şirketinin aleyhine vekalet ücreti, yargılama giderleri ve faize karar verilmemesini, kabul anlamına gelmemek üzere aleyhe hüküm kurulması halinde ise poliçe limiti ve sigortalının kusur oranı dikkate alınarak hüküm kurulması gerekliliğini, reddedilen kısım için ise yargılama ücreti ve ve ücreti vekaletin davcı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 03/08/2017 tarihli dilekçesi ile davacı taraf ile sulhen anlaşmaya varıldığını, vekalet ücreti taleplerinin olmadığını, dava masraflarınında sulh dahilinde ödendiğinden yapılan dava harç ve masrafların davacı uhdesinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davacı vekili 26/08/2017 tarihli dilekçesi ile tarafların sulh olduğunu bu nedenle davanın konusuz kaldığını, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan etmiştir.
İş bu dava trafik kazasından kaynaklı maddi tazminata ilişkindir.
Sulh 6100 sayılı HMK’nın 313 vd maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre “Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir. Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir. Dava konusunun dışında kalan hususlar da sulhun kapsamına dâhil edilebilir. Sulh, şarta bağlı olarak da yapılabilir. Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.
Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir. İrade bozukluğu ya da aşırı yararlanma hâllerinde sulhun iptali istenebilir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde tarafların dava konusu tazminat hususunda sulh oldukları, sulhe göre hüküm kurulması taleplerinin bulunmadığı, davalının yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücreti talebinin bulunmadığı, düzenlenen 20/07/2017 tarihli sulh protokolüne göre davacı tarafın yargılama giderleri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere maddi tazminat alacağı ve tüm ferilerinden feragat ettiği anlaşılmakla esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULAMASINA YER OLMADIĞINA,
2-Peşin alınan harcın mahsubu ile eksik kalan 4,50 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Tarafların yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Talep gibi taraf vekilleri yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Karar kesinleştiğinde talep halinde bakiye gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve temyiz harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …
¸