Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/115 E. 2022/119 K. 28.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/115
KARAR NO : 2022/119

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/02/2017
KARAR TARİHİ : 28/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … nihai kararı ile Türkiye’de faaliyet gösteren davalı bankanın da içine bulunduğu on iki bankanın 21.08.2007 ila 22.09.2011 tarihleri arasında mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetleri alanında anlaşma ve/veya uyumlu eylem içerisinde bulunmak, kartel oluşturmak suretiyle rekabet kanunu ihlal ettikleri tespit edilmiş olup yapılan itirazların tümü reddedilerek yerel mahkemenin kararının … 13. Daire’nin 2015/2445 E. 2015/4605 K. kararıyla onanarak … kararının kesinleştiğini, … kararına da dayanak olan 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (“Kanun”) 4 maddesine göre belirli bir mal veya hizmet piyasasında doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşmalar, uyumlu eylemler ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemleri hukuka aykırı ve yasak olmasına rağmen davalı bankanın da aralarında bulunduğu 12 bankanın bir araya gelerek mevduat, kredi ve kredi kartı faizlerini birlikte belirleyerek artırıma gittiklerini ve kartel oluşturduklarını, davacının …’nun tespit ettiği tarihler arasında olan Ağustos 2007- Eylül 2011 tarihinde davalı bankadan teminat mektubu, gayri nakdi kredi ve nakdi krediler kullandığını ve davalının haksız fiili nedeniyle zarara uğradığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı tutularak … Kararına konu ihlal olmasaydı ödeyeceği faizle fiili olarak ödediği faiz arasındaki farkın hesaplanarak Kanun 58.maddesi uyarınca bu zararın üç katı kadar tutarındaki tazminatın, haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından davayı ispata yarar veya elverişli delil gösterilmediğini, dava ; haksız fiilden dolayı uğranılan zararın tazmini davası olup bu hâliyle, tazminat talebinde bulunan kişinin haksız fiilin kanunen aranan bütün unsurlarının oluştuğunu, meydana gelen zararın varlığını ve miktarını ispatlamak zorunda olduğunu, bu bağlamda 4054 Sayılı Kanun’un 58. maddesi kapsamında özel hukuk mahkemelerinde açılan tazminat talepli davalarda rekabetin sınırlandırıldığının ispatlanması yeterli olmayıp, haksız fiilin diğer unsurlarının (kusur, zarar, illiyet bağı, vs.) da varlığının ispatı gerektiğini, davanın davayı somutlaştırma ilkesine aykırı olarak açıldığını, davacının dava dilekçesinde davalı bankadan kullandığı hangi kredilere itiraz ettiğini, hangi kredi sebebi ile ne surette bir zarara uğradığını açıklamadığını, Rekabet Kurul Kararı’na karşı davalı bankaca açılan … 2.İdare Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının halihazırda kanun yolu sürecinde olduğundan buna ilişkin kesinleşmiş bir Danıştay kararı olmadığını, … kararının kesinleşmesini bekletici mesele yapılması gerektiğini, … kararının 08/03/2013 tarihinde kamuoyuna açıklandığı dikkate alındığında dava tarihi itibarı ile talebin zamanaşımına uğradığını, maddi tazminat talep etme şartlarının oluşmadığını, somut olayda haksız fiilin hiçbir koşulunun oluşmadığını, dava tarihi itibarı ile hukuka aykırı fiil unsuru bulunmadığını, … kararında ticari kredilerde faiz oranının arttığına ilişkin bir tespit olmadığını, rapordaki tespitleri kabul etmemekle birlikte konut kredisi, ihtiyaç kredisi, taşıt kredisi faiz oranlarına ilişkin bir değerlendirme yer aldığını, ticari kredilere ilişkin bir değerlendirmenin ise yer almadığını, davacının davalı banka ile akdi ilişki içine girdiği dönemde ve davacının davalı bankadan yararlandığı hizmete ilişkin davalı bankanın hukuka aykırı bir eylemi, anlaşması ve kararının mevcut olmadığını, dolayısıyla ilgili döneme ilişkin karar kapsamında davalı bankaya yüklenecek sorumluluk bulunmadığını, Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi kapsamında … kararının kesinleşmesi halinde dahi özel hukuk mahkemelerinin tazminat şartlarının varlığını bağımsız olarak araştırması gerektiğinin açık olduğunu, gerçekte de davacının soruşturma kapsamı dışında kalan başka herhangi bir bankadan kredi kullanmakta serbest olup, iddia konusu ihlalin piyasada etki doğurduğu yönünde bir tespit de bulunmadığını, Haksız fiil sebebiyle maddi tazminat talebinde bulunan davacının maddi bir zarara uğradığını ve zararın miktarını ispat etmekle yükümlü olduğunu, zararla fiil arasında uygun ve mantıki illiyet bağı olmadığını, davalı bankanın sorumluluğunu gerektirir kusur bulunmadığını, davacı tarafından üç katına kadar talep edilen tazminatın somut olayda şartlarının oluşmadığını, … kararında münhasıran davalı bankanın ağır kusurlu bir eylemi olduğuna ilişkin bir tespit de bulunmadığını, bu şartlarda tazminat talebinin hukuki dayanağı bulunmadığını, esasen 3 katı tazminat hükmünün temel amacının rekabet hukukunda davacıların zararlarını tam olarak ispat edemediği durumlarda zararın karşılanması olduğunu, diğer bir anlatımla davacının zararının tam olarak tespit edilmesi halinde artık tazminata hükmedilmemesi gerektiğini, … 08.03.2013 tarihli ve …sayılı kararı ile davalı banka hakkında para cezası hükmedildiği de dikkate alındığında davacının zarardan başka tazminat talebinin hukuki bir ihtiyacı karşılamayacağını, davacının iddialarını kabul etmemekle birlikte 4054 Sayılı Kanunda 3 kat tazminata her koşulda hükmedilemeyeceği gibi 3 veya daha azı oranında tazminata hükmedildiğinde ise artık ayrıca faiz talep edilemeyeceğini, kaldı ki dava konusu haksız fiil olup dava sonucunda 3 kat tazminata değil de sadece zarara hükmedildiği durumda ise bu kez en fazla karar tarihinden itibaren yasal faizin söz konusu olacağını, bu nedenlerle davanın usuli itirazları kapsamında usulden reddine, zamanaşımı itirazları dikkate alınarak reddine, usule ve zamanaşımına ilişkin itirazları kabul edilmediği taktirde … 2.İdare Mahkemesinin … esas sayılı dosyasına ilişkin Danıştay ‘ın kanun yolu incelemesinin bekletici mesele yapılmasına, usuli itirazlara itibar edilmemesi halinde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; haksız fiilden kaynaklanan tazminat davasıdır.
…bank’ın 21/03/2017 tarihli cevabi yazısı ile davacının 01/08/2007-09/01/2011 dönemine ilişkin hesap bildirim tablosu, hesap ekstre tablosu ve Nakdi Kredi Detay Tablosu, Kredi Sözleşmeleri ve Kredi Ekstresi CD ortamında gönderilmiştir.
.. 2.İdare Mahkemesi tarafından mahkemelerinin … Esas, … Karar sayılı kararının … 13. Daire Başkanlığı’nın 16/12/2015 tarih ve 2015/2549 Esas, 2015/4607 Karar sayılı kararı ile onandığı, davacı tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuş olmakla bu konuda; … 13. Dairesinin 21.05.2019 tarih ve 2016/4936 Esas, 2019/1787 Karar sayılı bozma kararı üzerine Mahkemelerinin 2019/1093 esas numarasına kaydedildiği, 19/07/2019 tarih ve 2019/1093 Esas, 2019/1469 Karar sayılı “Israr – Ret” kararı verildiği, verilen karara karşı davacı tarafından temyiz talebinde bulunulduğu, dava dosyasının Danıştay Başkanlığına gönderildiğini, henüz iade edilmediğinden kesinleşmediği bildirilmiştir.
Dosya bankacı/haksız rekabet uzmanı bilirkişiye tevdi olunmuş, düzenlenen 28/11/2021 tarihli raporda; … Kararında Ticari Kredi ve Bireysel Kredi ayrımı yapılmadığı, Mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetleri alanında bir sonuca ve kanaate varıldığı ve fakat dosyanın evreleri kısmında Türkiye’de faaliyet gösteren ve kredi kartı ihraç eden bankaların kredi kartı alışveriş ve gecikme faizi oranlarını da kapsayacak şekilde tüm faiz oranlarına ilişkin olarak önaraştırma yapılmasına karar verildiği, kararın inceleme kısmında bireysel bankacılık ürünleri üzerinde yoğunlaşıldığının görüldüğü, diğer taraftan; dava dosyasında sunulu bulunan dilekçelerde yer alan yargı kararlarından, daha önce farklı kişi ve kurumlarca açılmış olan davalarda davaya konu… Kararının yalnızca bireysel krediler için bağlayıcı olduğu, ticari krediler yönünden gelen taleplerde davanın reddi ile sonuçlandığının görüldüğü, Bu kapsamda; … Başkanlığı’nın … Dosya Sayılı, … Karar Sayılı ve 08.03.2013 Tarihli Kararının Ticari Kredileri kapsamadığı, yalnızca Bireysel Krediler özelinde bağlayıcılığı olduğuna kanaat edildiği, ancak; Mahkemenin kurul kararının tüm kredileri kapsadığı hususunda bir kanaate varması durumunda henüz sonuçlanmamış olan Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu’nun kararı sonrasında dava sürecinin devam etmesi, diğer bir ifade ile kararın yayınlanmasının bekletici mesele yapılması gerektiği kanaat edildiği belirtilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; Davacının, davacı şirketin davalı bankadan Ağustos 2007-Eylül 2011 yıllarında teminat mektubu, gayri nakdi kredi ve nakdi krediler kullandığı, … davalı bankanın da aralarında olduğu 12 ayrı banka hakkında 21/08/2007 ila 22/09/2011 tarihleri arasında mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetleri alanında anlaşma ve/veya uyumlu eylem içerisinde bulunmak suretiyle rekabet kanununu ihlal ettikleri, davalı bankada dahil olmak üzere söz konusu bankaların bir araya gelerek mevduat, kredi ve kredi kartı faizlerini birlikte belirleyerek artırıma gittikleri ve kartel oluşturdukları, Rekabetin Korunması Hakkında Kanun hükümleri uyarınca davalı bankanın davacının uğradığı zararları tazmin etmesi gerektiği iddiası ile iş bu davayı ikame ettiği, taraflar arasında rekabet kurumunun idari yaptırım kararının ticari kredileri kapsayıp kapsamadığı, buna göre davacının bu karara istinaden tazminat talep edip edemeyeceği, talep edebilecek ise talep edilebilecek tazminat miktarının ne olduğu hususlarında anlaşmazlık bulunduğu, davalı banka tarafından Rekabet Kurumunun iş bu davaya konu idari yaptırım kararının idari davaya konu edildiği, … 2. idare mahkemesinin cevabı yazılarına göre davalı bankalar tarafından açılan idari davaların red ile sonuçlandığı, bunun üzerine tüm bankaların Danıştay nezdinde temyiz başvurusunda bulundukları, ancak bu başvuruların da … 13.Dairesi tarafından reddedildiği, gerekli olan süreyi kaçırması nedeniyle kurul kararının hakkında şeklen kesinleştiği … dışındaki davalılar tarafından … kararına karşı karar düzeltme başvurusunda bulunulduğu, … 13.Hukuk Dairesi tarafından … 2.İdare Mahkemesi tarafından verilen kararların bozulmasına karar verildiği, … 2.İdare Mahkemesi tarafından bozma kararına uyulmayıp kararda ısrar edilmesine ve davanın reddine karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine … İdari Dava Daireleri Kurulu 31.05.2021 tarih … E … K sayılı ilamıyla temyiz başvurusunun kabulü ile … 2.İdare Mahkemesi’nin temyize konu 19.07.2019 tarih ve… E … K sayılı ısrar kararının bozulmasına karar verildiği anlaşılmış olup, … kararında bankaların anlaşmalı olarak yüksek faiz belirledikleri tespit edilen kredilerin tüketici kredileri(konut finansman kredileri, ihtiyaç kredisi, taşıt kredisi) olduğu, ticari kredilerin bu kapsamda değerlendirilemeyeceği bu kapsamda davacının talebinin dayanaksız olduğu ve davalı bankaların kusuru ile davacı zararının ispatlanamadığı anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar tarifesi gereği alınması gereken 80,70 TL’nin peşin alınan 85,39 TL’den mahsubu ile 4,69 TL harcın kararın kesinleşmesini müteakip istek halinde sahibi davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 5.100,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, HMK 342.maddesine uygun olarak düzenlenmiş dilekçenin, HMK 343.maddesi gereğince Mahkememize ve Mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilmesi ve HMK 344.maddesinde belirtilen harç ve giderlerin yatırılması sureti ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar tefhim edildi, usulen anlatıldı. 28/02/2022

Katip
e-imza

Hakim
e-imza