Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1124 E. 2022/2 K. 06.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/1124 Esas
KARAR NO :2022/2

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 26/12/2017
KARAR TARİHİ: 06/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile davacı arasındaki ticari ilişki sonucu davalı tarafın davacıya olan borcunu ödemediğini, davalıya …. Noterliği’nden 15/11/2017 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname keşide edildiğini, davalı tarafın ihtara rağmen borcunu ödemediğini, bu nedenle davacı şirket tarafından davalı hakkında …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra yolu ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın haksız ve kötüniyetli olarak takibe, yetki ve borca itiraz ettiğini, davalı tarafın itirazlarının haksız olduğunu, davalı tarafın takip konusu faturalar kapsamında borcunu ödemediğini beyanla davanın kabulü ile, davalı borçlunun …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptalini, takibin devamını, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere davalı borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetkili mahkemenin … Mahkemeleri olduğunu, yetkisizlik nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, davacının ilamsız icra takibi başlatırken dosya ve takip talebinde borca ya da borcun sebebine dair hiçbir ibare de bulunmadığını, her hangi bir senet aslı ya da tasdikli örneğini de icra dosyasına ibraz etmediğini, davacı alacaklının takibe dayanak belgelerini icra takibine eklemediğinden esasa girilmeksizin usulden takibin iptaline ve davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı ile davalı arasında, dava dilekçesinde iddia edilen hususların gerçeği yansıtmadığını beyanla davanın öncelikle takibin iptali ile usulden reddini, aksi halde reddini, eksik ve kusurlu ifanın tespiti ile karşı davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, …. Noterliği’nin 15/11/2017 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ve noter makbuzu, İstanbul Ticaret Odası kayıtları, faturalar, e-mail kayıtları ve vergi dairesi kayıtları Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
(2)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, Mali Müşavir …’e tevdii edilen dosyada tanzim olunan 12/07/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava konusu icra takibinin dayanacağı cari hesap ilişkisinin 2013, 2014, 2015, 2016 ve 2017 yıllarındaki faturalar ve ödemelerden oluştuğu, tarafların ticari defterlerindeki kayıtlar arasında, davacı lehine yapılan kayıtlarda 109.090,00-TL, davalı lehine yapılan kayıtlarda 7.690,00-TL ve alacak bakiyeleri arasında 101.400,00-TL fark bulunduğu, bu farkın davacı şirket ticari defterlerinde kayıtlı iken davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olmayan 29/05/2013 ve 30/05/2013 tarihli ödemelerden kaynaklandığı, … Bankası A.Ş. nezdindeki hesabından 29/05/2013 tarihinde 50.000,00-TL’nin ve 30/05/2013 tarihinde 51.400,00-TL’nin … hesabına gönderildiği, dekontlarda herhangi bir açıklamanın bulunmadığı, ödemelerin her ne kadar davalı şirket ortağı …’e yapıldığı anlaşılsa da hangi hukuki ilişkiden kaynaklandığının anlaşılmasının mümkün olmadığından, …’e yapılan ödemelerin, davalı şirketten talep edilmesinin mümkün olmadığı, 29/11/2017 tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacaklı olmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
(3)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, Mali Müşavir …’a tevdii edilen dosyada tanzim olunan 09/11/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı kayıtlarında tarafların karşılıklı olarak birbirlerine faturalar düzenledikleri ve cari hesap üzerinden mahsuplaşmalar yapıldığı, davacı 2013 yılında davalı tarafından düzenlenen faturalara istinaden davalı şirketin sahibi ve yetkili müdürü olan … hesabına 29/05/2013 tarihinde 50.000,00-TL ve 30.05.2013 tarihinde 51.400,00-TL olarak gönderilen havale bedellerinin, davacı ile davalı arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan karşılıklı borç / alacak hesabına mahsup edildiği, davacı kayıtlarına göre, 31/12/2013 yıl sonu itibariyle davacının davalıdan 3.872,96-TL alacaklı olarak 2014 yılına devrettiği, 2014 yılı içindeki ticari ilişki akabinde 31.12.2014 yıl sonu itibariyle davacının davalıdan cari hesaptan kaynaklanan 5.701,96-TL alacaklı olarak 2015 yılına devrettiği, taraflar arasında 2015 yılı içerisinde herhangi bir ticari işlem olmadığı, 2016 yılı içinde, davacı tarafından davalıya tek bir fatura ile mal satışı yapıldığı ve 31/12/2016 yıl sonu itibariyle de 28.239,96-TL olarak davalıdan alacaklı duruma geçtiği, 2017 yılı içinde karşılıklı mal alım / satımı akabinde de davacının davalıdan 19.802,96-TL alacaklı olduğunun davacı kayıtlarından tespit edildiği, davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan cari hesaba istinaden 19.802,96-TL alacaklı duruma geçtiği ve halen ödenmediğinin tespit edildiği, davalı kayıtlarına göre, davacıya borçlu olmadığı, aksine davacıdan 81.597,04-TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, taraf ticari defter kayıtları arasındaki cari hesaplar arasındaki farklılığa ilişkin olarak, davacı tarafından davalı şirket yetkilisi hesabına yapılan 29/05/2013 tarihinde 50.000,00-TL ve 30/05/2013 tarihinde 51.400,00-TL olmak üzere toplamda 101.400,00-TL olarak banka havalesi ile gönderilen tutarların davalı ticari defter kayıtlarında yer almamasından kaynaklandığını anlaşıldığı, davalı kayıtlarında olmayan 101.400,00-TL’nin dikkate alınması halinde, 101.400,00-TL – 81.597,04-TL = 19.802,96-TL davalının davacıya borçlu duruma geçeceği, davalı kayıtlarında yer almayan ve davalı şirket yetkilisi hesabına havale edilen bedellerin dikkate alınması ile taraf ticari defter kayıtlarının birbiri ile örtüşeceği, sonuç olarak davacı ticari defter kayıtlarına göre davalıdan icra takip tarihi itibariyle 19.802,96-TL alacaklı olduğu, davalı kayıtlarına göre ise icra takip tarihi itibariyle davacıya borçlu olmadığı, taraf ticari defter kayıtları arasındaki farklılığın, davacı tarafından davalı şirketin yetkilisi ve sahibi olan …’in banka hesabına 29/05/2013 tarihinde 50.000,00-TL, 30/05/2013 tarihinde 51.400,00-TL olmak üzere toplamda 101.400,00-TL havale ile iban hesabına yapılan ödemenin davacı kayıtlarında bulunmasına karşılık, işbu tutarların davalı kayıtlarında yer almamasından kaynaklandığı, banka ödeme dekontunda her ne kadar yapılan havale ile ilgili detaylı açıklama bulunmadığını, davacı tarafından davalı şirket yetkilisine yapılan 101.400,00-TL’nin taraflar arasındaki ticari ilişki gereğince yapıldığının mahkememizce kabulü halinde; davacının davalı şirketten icra takip tarihi itibariyle 19.802,96-TL alacaklı olduğunun kabulünün gerekeceği, davalıya keşide edilen borç ihtarı ile davalının 25/11/2017 tarihinde temerrüde düştüğünün kabulü ile takip öncesi işlemiş faizin 21,16-TL olarak hesaplandığı, fazlaya ilişkin talebin yerinde olmadığı, takip tarihinden itibaren 19.802,96-TL asıl alacak için 3095 sayılı kanun 2/2 maddesine uygun olarak %9,75 ve değişen oranlarda faiz talep edebileceği, tarafların diğer taleplerinin mahkemenin takdirinde olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali davasıdır.
…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı Triadant Sağlık Cihazları San. Tic. Ltd. Şti. tarafından borçlu … aleyhine 19.802,96-TL cari hesap alacağı, 171,44-TL ihtarname gideri olmak üzere toplam 19.974,40-TL üzerinden takip başlatıldığı, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu, alacaklının itirazın iptali davası açtığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; açılan dava taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle cari hesap bakiyesi alacağının tahsiline ilişkindir. Taraflar tacir olduğundan TTK’nun 83 ilâ 85 maddeleri uyarınca her iki tarafın ticari defter ve belgeler nezdinde mali yönden bilirkişi incelemesi yapılması yoluna gidilmiştir. Davacı şirketin delil niteliğine haiz ticari kayıtlarında yaptırılan incelemede, tarafların karşılıklı birbirine fatura düzenledikleri ve cari hesap üzerinden mahsuplaştıkları, 2013 yılında davalı tarafından düzenlenen faturalara istinaden davalı şirketin sahibi ve yetkili müdürü olan … hesabına davacı şirket tarafından 29/05/2013 tarihinde 50.000,00-TL ve 30/05/2013 tarihinde 51.400,00-TL olarak gönderilen havale bedellerinin yine borç / alacak hesabına mahsup edildiği, 2017 yılında karşılıklı mal alım satım akabinde cari hesap bakiyesine göre davacının takip tarihi itibariyle davalıdan bakiye 19.802,96 TL alacaklı olduğu davacı şirket kayıtlarından tespit edilmektedir. Öte yandan davalı tarafça usulüne uygun tutulan delil niteliğine haiz kayıtlarında ise; cari hesaptan kaynaklı davacı şirkete borçlu olmadığı aksine 81.597,04 TL alacaklı olduğu, cari hesaplar arasında farklılığın davacının kayıtlarında yer alan 29/05/2013 tarihinde 50.000,00-TL ve 30/05/2013 tarihinde 51.400,00-TL olarak toplam 101.400,00 TL havale bedellerinin davalının ticari kayıtlarında yer almamasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Tarafların ba/bs formları incelendiğinde de çelişkinin giderilemediği, bazı faturalar için beyanda bulunulmadığı, cari hesaplardaki alacak borç çelişkisinin devam ettiği anlaşılmıştır. Davacının ticari kayıtlarında yer alan ancak davalı ticari kayıtlarında yer almayan davacının, davalı şirket yetkilisi …’in hesabına yapılmış olan havale bedellerinden kaynaklı cari hesaplar arasında çelişki nedeniyle davalı şirket yetkilisi mahkememizce isticvap edilerek dinlenilmiş ve şirket yetkilisinin imzalı beyanı ile paranın şirket nam ve hesabına almadığını, şahsi münasebet nedeniyle aldığını beyan etmiştir. Bu durumda tarafların ticari kayıtlarının birbirini doğrulamadığı ancak her iki tarafın tacir olduğu, şirket namına kesilen fatura nedeniyle ödemenin şirket hesabına gönderilmesi gerekliliğinin basiretli bir tacir olmanın gereklerinden olduğu ancak davacının davalı şirket yetkilisinin şahsi hesabına söz konusu havaleyi gönderdiği anlaşılmaktadır. Davacı şirket basiretli tacir gibi davranmayarak davalı şirket yetkilisi şahsi hesabına para göndermiş ve ödeme dekontunda yapılan incelemede açıklama kısmında da herhangi bir ibare yer almadığı nazara alındığında davacının tacir olmanın sonuçlarına katlanmak zorunda olduğu, yapılan ödemeler de davalı şirket kayıtlarında kayıtlı olmadığından davacı tarafça cari hesap kaydında davalıya yapılmış olarak gözüken toplam 101.400,00 TL ödemenin davalı şirket hesabına yapıldığının kabulü mümkün olmamıştır. Belirtilen bu sebeplerle yalnızca davacı kayıtlarında kayıtlı olan, davalı kayıtlarında kayıtlı olmayan bu ödemenin davalı şirket yetkilisine ödendiği, basiretli tacir olmanın gereği yapılan bu ödemenin davalı şirkete borç/alacak gereği ödendiğinin kabulünün mümkün olmadığı ayrıca davacı, davayı ve davaya dayanak takibi sadece davalı şirkete yöneltmiş olduğu da dikkate alınarak davanın reddine gerek vermek gerekmiştir. Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ise davacıdan alacaklı olduğu belirtilerek karşı davanın kabulü talep edilmişse de; usulüne uygun harçlandırılmış bir dava olmadığından mahkememizce bu yönde herhangi bir karar verilmemiş olup aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
(1)Davanın REDDİNE,
(2)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 80,70-TL karar harcının peşin olarak alınan 241,25-TL’den mahsubu ile fazla alınan 160,55-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
(3)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
(4)Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
(5)Davalılar duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
(6)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/01/2022

Katip …
✍e-imzalıdır.

Hakim …
✍e-imzalıdır.