Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1099 E. 2021/695 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/1099 Esas
KARAR NO:2021/695

DAVA:Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:19/09/2014
KARAR TARİHİ:23/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete 20/10/2012 başlangıç – 20/10/2013 bitiş tarihli işyeri poliçesi ile sigortalı … .. San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ne ait … / … adresinde bulunan işyerinde 05/07/2013 tarihinde kaldırımda yer alan rögarın tıkanması sonucu suların sigortalı işyerinin zemin katından geri tepmesi sonucu hasar meydana geldiğini, sigortalı tarafından …’ye müracaat edilmesi sonucu tıkalı rögarın davalı tarafından açıldığını, sigortalının yaptığı hasar ihbarı üzerine yapılan ekspertiz incelemesi sonucunda işyerinde demirbaş ve emtia hasarı olmak üzere toplam 3.159,00-TL hasar meydana geldiğinin tespit edildiğini ve işbu tutarın sigortalıya ödendiği ve halefiyet ilkesi gereği sigortalının haklarına halef olunduğunu, gerek kasten gerek ihmal neticesinde veya tedbirsizlik sonucu zarara sebebiyet veren …’den sigortalıya ödenen tutarın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik yönünden itirazlarının bulunduğunu, meydana gelen sorunun tamamen bina iç tesisatları ile alakalı olması nedeniyle müvekkili idareyi ilgilendiren hiçbir sorumluluk bulunmadığını, dava konusu olayla müvekkili kurum arasında uygun illiyet bağı bulunmadığını, zararı meydana getiren sebeplerin ve kusur durumunun tespiti ile binaya ait yapı ruhsatı ve projelerin incelenmesini … mevzuatına uygun olmadığının araştırılmasını, ayrıca tam yargı davasına konu edilen zararın gerçek olması nedeniyle sigortacı şirketin almış olduğu sigorta primleri düşüldükten sonra bakiye zararın talep edilebileceğini, izah edilen nedenlerle huzurdaki davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; … Genel Müdürlüğünün 13/11/2016 tarihli yazı cevabı ekinde işemri fotokopisi ve işemri listesi – atıksuların kanalizasyona
deşarj yönetmeliği, … Sigorta’nın 13/08/2013 tarihli yazısı ekinde ekspertiz raporu – rücu evrakları, … Sigorta A.Ş.’nin 20/11/2014 tarihli dilekçesi ekinde P-…-0 no’lu poliçeye ait hasar dosyası evrakları, davacı vekilinin 01/07/2015 tarihli dilekçesi ekinde 3.159,00-TL bedelli hasar ödemesine ilişkin ödeme belgesi, bilirkişi raporlarına karşı sunulan beyan ve itiraz dilekçeleri Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
(2)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, inşaat mühendisi …, gayrimenkul değerlendirme uzmanı …ve sigortacılık uzmanı bilirkişi …’a tevdii edilen dosyada tanzim olunan 26/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; mahallen yapılan incelemede binanın bodrum katı tavanından geçen atık su hattının, binanın önündeki rögora bağlantısının olduğu, söz konusu vakıanın oluşumunda 2 farklı sebep olabileceği; ana atık su kanalındaki tıkanıklık nedeniyle bu rögorın atık su ile dolmuş olabileceği yahut söz konusu yapı ile kanalizasyon şebekesi arasında kalan bağlantı kanalında bina sakinleri tarafından atılmış olası katı atıklar sebebiyle tıkanıklık meydana gelmiş olabileceği ve bu sebeplerden birinin varlığı sonucunda atık su tesisat borularından binanın içine pis suyun geri teptiğini, davacının pis su baskını sonucunda depoda bulunan muhtelif emtialar (parke değişimi, yatak odası takımı, sandıklı baza ve yatak örtüsü) için tespit ve tazmin ettiği 3.158,77-TL’lik tutarın makul değerlerde olduğunu, Sigorta Eksper Raporu’nda 05/07/2013 günü kaldırım kısmında yer alan bina rögarının tıkanması ile suların sigortalı işyerinin zemin katından geri tepmesi sonucu meydana geldiğinin tespit edildiğini, dava dışı … … San. ve Tic. Ltd. Şti.’den …’nın dava dosyasında mübrez dilekçesinde “…’yi telefonla aradığı ve müdahale edilmesini sağladığı” belirtildiği ancak davalı …’nin arıza kayıtları incelendiğinde 05/07/2013 tarihine ait yapılan ihbar üzerine sözkonusu taşınmaza gidilerek inceleme yaptığı ancak geri tepmenin abonenin iç tesisatından kaynaklandığının tespit edildiğini, tıkanıklık konusunda … tarafından yapılan herhangi bir müdahale kaydının bulunmadığını, pis su şebeke ağının bakım ve denetiminin davalıya ait olduğunu, Atıksuların Kanalizasyona Deşarj Yönetmeliği 14. Maddenin 16. Fıkrasında “Atıksu parsel bacası ile kanalizasyon şebekesi arasında kalan bağlantı kanalınınn bakım ve işletmesinin gayrımenkul sahiplerinin sorumluluğunda olduğu, ev bağlantısındaki tıkanıklıktan dolayı oluşabilecek her türlü zarar ve ziyandan mal sahiplerinin sorumlu olduğu, kullanıcı kusuru olmaksızın bağlantı kanalında meydana gelebilecek tıkanıklıkların idare tarafından bedelsiz olarak açıldığı”nın belirtildiğini, dava dosyasında sözkonusu yapıya ait iskan ruhsatına rastlanmadığını, yine dava dosyasında mübrez tapuda taşınmazın “ARSA” niteliğinde olduğu ve sözkonusu taşınmazın iskanı bulunmadığından projesine uygun olup olmadığının tespit edilemediğini, sigorta eksper raporu ile davalı …’nin arıza kayıtlarının çelişmesi sebebiyle dava dosyasında da sonuca ulaşılabilecek başka bir delil olmadığından bilirkişi heyetince yapılan değerlendirmede davalı …’nin kayıtlarının esas alındığını, Sigorta Eksper Raporu’nda olayın kaldırım kısmında yer alan bina rögarının tıkanması sebebiyle meydana geldiğini kanıtlayıcı bilgi – fotoğraf ya da başka bir delilin yer almadığını, sözkonusu vakıanın gerçekleştiği yapının iskanının ve projesinin bulunmaması dolayısıyla yapının fen ve sanat kurallarına uygun yapılıp yapılmadığının tespitinin mümkün olmadığını, izah edilen nedenlerle sözkonusu vakada …’nin kusurlu olmadığının mütalaa edildiğini, TBK 69. Maddesi kapsamında davalı yönünden illiyet bağının varlığına rastlanmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
(3)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak mahkememizce alınan ilk raporda yeterli inceleme yapılmadığı gözetilerek; mimar / gayrimenkul değerlendirme uzmanı … – makine yüksek mühendisi … ve sigortacılık uzmanı bilirkişi …’ya tevdii edilen dosyada tanzim olunan 31/08/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; olayın vuku bulunduğu mahalle gidilerek inceleme yapıldığı, olayın binanın önündeki kaldırımda bulunan binaya ait kanalizasyorı bacasındaki suların yükselmesi sonucunda binaya ait iç tesisat bağlantısından suyun geri teperek binanın bodrum katına sirayet
etmesi ile su hasarının meydana geldiğini, … ekiplerinin gerekli bakım ve temizliği yapması sonucunda suların geri çekildiği ve o günden sonra herhangi bir su basması olayının meydana gelmemiş olduğunu, binaya ait kanalizasyon bacası ile bina arasındaki bağlantıdan yeni iç tesisattan binaya ait mülk sahiplerinin sorumlu olduğunu, bina kanalizasyon bacası ile bina arasında yapılan iç tesisatın suların yükselmesi ile geri tepmeyecek şekilde geri tepme klapesi de takılarak yapılması ve bu iç tesisatın zaman zaman bakım ve kontrollerinin yapılarak suyun geri tepmesini önleyecek şekilde tutulması gerektiğini, tesisata suların geri tepmesini önleyecek şekilde geri tepme tesisatının yapılması ve bakımlarının da sürekli yapılması halinde kanalizasyon bacasındaki suların yükselmesi halinde suların geri tepmeyeceği ve hasara yol açmayacağını, bu nedenle binaya ait mülk sahiplerinin gerekli bakım ve onarımı yapmamış olmaları nedeniyle olayın meydana gelmesinde %75 oranında sorumlu ve kusurlu bulunduklarını, davalı …’nin ise kanalizasyon tesislerinin bakım ve onarımlarını sürekli olarak yapması suyun akışının devamlılığını sağlaması gerekirken gerekli bakım ve onarımları zamanında yapmaması nedeniyle kanalizasyon bacasında suyun yükselmesine sebep olması nedeniyle olayın meydana gelmesinde %25 kusurlu olduğunu, dosya kapsamında binanın tapuda arsa olarak görülmesi nedeniyle söz korusu binaya ait herhangi bir atık su kanal projesi – tesisat projesi veya başka projenin olmadığı dolayısıyla bina içi tesisatında kusur olsa dahi bunun tespit edilemeyeceğini, mevcut tesisat üzerinde yapılan incelemeye göre binaya ait mülk sahiplerinin gerekli bakım ve onarımları yapmamış olması nedeniyle olayın meydana gelmesinde 9675 oranında kusurlu ve sorumlu – davalı …’nin ise kanalizasyon tesislerinin bakım ve onarımlarını sürekli olarak yapması suyun akışının devamlılığını sağlanması gerekirken gerekli bakım ve onarımları zamanında yapmaması nedeniyle kanalizasyon bacasında suyun yükselmesine sebep olması nedeniyle olayın meydana gelmesinde %25 oranında kusurlu bulunduğunu, davacı …’nın tanzim ettiği P-…-1 numaralı İşyeri Sigorta Poliçesi’nin söz konusu hasar için sigorta örtüsü sağladığı ve hasarın poliçede ek teminat içerisinde sunular “Dahili Su” teminatı kapsamında olduğunu, davacı’nın sigortalısına yaptığı hasar ödemesinin poliçe kapsamında olduğunu ve davacının TTK. 1472 maddesine göre kanuni halef olduğu ve aktif husumet ehliyeti kazandığını, 31/07/2013 tarihli … no’lu yangın sigortası ekspertiz raporunda yapılan hasarlanan ürünlere ait hasar hesabındaki takdirlerin heyetçe kabul edilebilir olduğunu ve toplam 3.158,77-TL hasar bedelinin kadri maaruf olduğunu, buna göre her ne kadar bina içi tesisatta kusur olsa dahi bunun tespit edilemeyeceği kanaatine varılmış ise de mevcut tesisat üzerinde yaptıkları incelemeye göre takdir edilen kusur oranları doğrultusunda davalı …’nin %25 kusuruna isabet eden bedelin 3.158,77-TL (hasar bedeli) : 100 x 25 (kusur) – 789,69-TL olduğunu ve davacının davalıya olan rücu talebinin 789,69-TL’lik kısmının yerinde olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirmişlerdir.
(4)Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup, tarafların beyan ve itirazlarının değerlendirilmesi dosya yeniden bilirkişi heyetine tevdii edilerek 16/04/2021 tarihinde tanzim olunan bilirkişi ek raporunda özetle; kök raporda yapılan kusur değerlendirmesi ile rapor ekinde sunulan olay yerinin açıklamalı resimleri üzerinde görülen suyun binaya giriş yaptığı baca binaya ait parsel bacası olup bu bacanın bakım ve onarımının mülk sahiplerine ait olduğunu, bu bacadan binaya giriş bağlantısının mülk sahiplerinin sorumluluğu altında olup bacanın temizliği ve bakımının mülk sahiplerinin …’ye müracaatı halinde … ekipleri tarafından bedeli mukabilinde yapıldığını, bu nedenle bu parsel bacasının ve binaya ait bağlantının davalının sorumluluğunda olmaması nedeniyle binaya ait parsel bacasının bakım ve onarımını yapmayan mülk sahiplerinin olayın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğunu ve %75 oranında kusurlu bulunduğunu, …’ye ait kanalizasyon tesisinin ise bakım ve onarımından davalının sorumlu olması nedeniyle …’ye %25 oranında kusur izafe edildiğini, sunulan kök rapordaki görüşlerde herhangi bir değişiklik olmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirmişlerdir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacının sigortalısına ait işyerinin zarar görmesi nedeni ile sigortalıya yaptığı ödemenin rücuen davalıdan tahsili istemine ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizin … Esas, … Karar sayılı, 19/11/2015 tarihli kararı ile davada mahkememizin görevsizliği nedeniyle 6100 sayılı HMK.’nun 114/1-c ve 115. Maddesu hükümleri gereğince davanın reddine karar verilmesi üzerine, …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/302 Esas, 2016/274 sayılı kararı ile görev uyuşmazlığının çözümlenmesi yargı yerinin belirlenmesi için dosyayı Yargıtay 20. Hukuk Dairesine gönderilmiştir. Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2017/9894 Esas, 2017/9665 karar sayılı ilamı ile; HMK’nun 21 ve 22. Maddeleri gereğince …. Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesi üzerine dosya Mahkememize tevzii edilerek yeni esas numarası alarak yargılamaya devam edilmiştir.
T.T.K.’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir. Bu durumda davacı … şirketinin kendi sigortalısına yaptığı ödeme nispetinde onun haklarına halef olduğu açıktır.
Yapılan yargılama, davacının iddiaları, davalı tarafın beyanları, toplanan deliller, tanzim olunan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu olayın vuku bulduğu mahalde yapılan teknik inceleme neticesinde olayın binanın önündeki kaldırımda bulunan binaya ait kanalizasyon bacasındaki suların yükselmesi sonucunda binaya ait iç tesisat bağlantısından suyun geri teperek binanın bodrum katına sirayet etmesi ile su hasarının meydana geldiği tespit edilmiştir. Mahkememizce teknik inceleme yapılan ve hükme esas alınan 31/08/2020 tarihli bilirkişi raporu ile olayın gerçekleşmesinden sonra … ekiplerince gerekli bakım ve temizlik yapılmasından sonra suların çekildiği ve o günden sonra aynı olayın yaşanmadığı, binaya ait kanalizasyon bacası ile bina arasındaki bağlantı olan iç tesisattan binaya ait mülk sahiplerinin sorumlu olduğu, binadaki mülk sahipleri gerekli bakım ve onarımları yapmadığından olayın gerçekleşmesinde %75 sorumlu olduğu, davalı …’nin ise kanalizasyon tesislerinin bakım ve onarımlarını zamanında yapmaması nedeniyle kanalizasyon bacasında suyun yükselmesine sebep olması nedeniyle olayın meydana gelmesinde %25 oranında kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Davacı …’nın tanzim ettiği işyeri poliçesinin söz konusu hasar için sigorta teminatı sağladığı ve ilgili hasarın poliçede ek teminat içerisinde sunulan ‘Dahili Su’ teminatı kapsamında olduğu, davacı … şirketince kendi sigortalısına ödediği bedel olan 3.158,77 TL’nin ödeme dekontu ile belgelendirildiği görülmüştür. Bilirkişilerce yangın ekspertiz raporunda yapılan hasarlanan ürünlere ait hasar hesapları da incelenerek 3.158,77-TL bedelin kadri maruf olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Belirtilen bu nedenlerle davalı …’nin davaya konu olayın gerçekleşmesinde %25 kusurunun bulunduğu, davacı … şirketinin sigortalısına ödediği bedelin rücuen tazmini için açtığı işbu davada, davalının olayın gerçekleşmesinde kusuru oranında sorumlu olacağı kanaatine varılmıştır. Davacı … şirketinin oluşan hasar bedeli nispetinde TTK 1472. Maddesi uyarınca sigortalısına halef olacağı, davacının davalının sorumlu olduğu kusuruna denk gelen tutarı (789,69 TL) talep edebileceği anlaşılmakla; davanın kısmen kabulüne, 789,69-TL hasar bedelinin ödeme tarihiyle temerrüdün oluştuğu dikkate alınarak ödeme tarihi olan 12/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesi gerektiğine kanaat edilmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
(1)Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; 789,69-TL hasar bedelinin ödeme tarihi olan 12/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
(2)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 59,30-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 53,95-TL’nin harçtan mahsubu ile bakiye 5,35-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
(3)Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 53,95-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
(4)Davacı tarafından yapılan; 25,20-TL başvuru harcı, 4.350,00-TL bilirkişi ücreti, 2.676,00-TL tebligat, posta ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 7.051,20-TL yargılama masrafından davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 1.762,66-TL yargılama masrafının davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına,
(5)Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca yapılan hesaplama neticesinde 789,69-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
(6)Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca yapılan hesaplama neticesinde 2.369,31-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
(7)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar tarafların yokluğunda okunup, usulüne uygun anlatıldı. 23/09/2021

Katip …
✍e-imzalıdır.

Hakim …
✍e-imzalıdır.