Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1080 E. 2021/412 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/1080 Esas
KARAR NO:2021/412

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cis. Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:14/12/2017
KARAR TARİHİ :27/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin miras bırakanı olan …’in ambulans ile hastaneye nakledilirken meydana gelen kaza sonucu yaralandığını, miras bırakanın 27/11/2016 tarihinde hastanede tedavi görmekte iken vefat ettiğini, işbu trafik kazası nedeniyle … Cumhuriyet Başsavcılığında başlatılan olan soruşturmanın … Sor. no’lu dosyası ile devam ettiğini, kaza tespit tutanağında da belirtildiği üzere kazada ambulans şoförü …’ün tam kusurlu – diğer araç sürücüsü kusursuz bulunduğunu, kaza nedeniyle davalı sigorta şirketine 13/09/2017 tarihinde yapılan başvuruya istinaden herhangi bir ödeme yapılmadığını, kazaya sebebiyet verilen … plaka sayılı aracın kaza döneminde … no’lu poliçe ile davalı sigorta şirketine sigortalı olduğunu, poliçe kapsamına göre destekten yoksun kalan müvekkillerine herhangi bir ödeme yapılmadığından fazlaya ilişkin dava ve talep hakkı saklı kalmak kaydıyla 5.000,00-TL tazminat talep ettiklerini, ayrıca vefatın kaza sonucu oluşan yaralama nedeniyle meydana geldiğini, kazada kusurlu aracın ambulans olduğundan davalı bakanlığın da sorumluluğunun bulunduğuna dair beyan ile, şimdilik 5.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen, Müvekkille …’nin eşi müvekkilleri …, …, …, …’un babaları, müvekkiller …, …, … ve …’nın dedeleri olan müteveffanın mirasçıları için her birine 25.000 TL olmak üzere toplam 225,000,00-TL manevi tazminatın davalı bakanlıktan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinîn davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından Zorunlu Karayolu Taşıma Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi ile sigortalanan … plakalı aracın 04/11/2016 tarihinde işletilmesi sırasında oluşan kazada davacıların desteğinin kaza nedeniyle vefat ettiği iddia edildiğini ancak müteveffanın kalp yetmezliği nedeniyle doğal yoldan vefat ettiğini, dava da davacıların desteği kaza nedeniyle vefat etmediğinden huzurdaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddedilmesi gerektiğini, müteveffanın ölüm anında 78 yaşında olduğunu, tazminata temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini, temerrüt faizinin yasal faiz olması gerektiğini beyan ile, davanın reddini yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davacıdan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı… vekili cevap dilekçesinde özetle; Kamu hizmeti görmekle yükümlü olan müvekkili Bakanlığın verdiği zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi tutulamayacağını, hizmet kusurundan dolayı açılan davaların İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun’un 2. mad. uyarınca tam yargı davası olarak ikame edilmesi gerektiğini, Mahkemece yargı yolu itirazlarının kabul edilmemesi halinde davacıların taleplerinin hukuki dayanağının haksız fiil olması nedeniyle ve görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan davanın 6100 sayılı HMK’nun 114/1 -c ve 115/2 mad. uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddini, davaya konu istenmeyen ve sorumlu oldukları iddia edilen olayın 04/11/2016 tarihinde meydana gelmesi dikkate alınarak davanın zamanaşımından reddine karar verilmesini, dava dilekçesinde ambulans sürücüsünün kazada kusurlu olduğu iddiasının bulunduğu ancak dosyaya bunu ispatlayacak herhangi bir delil sunulmadığını, trafik kazalarında kusurun kimde olduğu – kusur var ise oluşan zararla illiyet bağının olup olmadığının tespiti yönünde kapsamlı bir inceleme gerektiğini, ATK. Trafik İhtisas Dairesinden alınacak rapor ile kusur durumunun araştırılmasını, davacıların talep ettiği maddi ve manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, idarenin sorumluluk şartları dava konusu olay bakımından gerçekleşmediğini, manevi tazminatın ağır hizmet kusuru bulunması halinde hükmedilecek bir tazminat olup müvekkili idare olarak Bakanlığa yönelik manevi tazmin talebinin de haksız ve yersiz olduğunu, manevi tazminata olay tarihinden itibaren faiz işletilmesi talebi de tamamen mesnetsiz olup manevi tazminata niteliği itibariyle faiz yürütülemeyeceğini, Borçlar Kanununun 51’nci mad. birinci fıkrasında yer alan “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını gözönünc alarak belirler” hükmü uyarınca aşırı miktarda talep edilen meblağın indirilmesi gerektiğini, izah edilen nedenlerle davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; … Ağır Ceza Mahkemesinin … Soruşturma sayılı dosyası (uyap kayıtları), nüfus kayıt örnekleri, davacılar vekilinin 01/03/2021 tarihli değer arttırım dilekçesi, bilirkişi raporuna ve Adli Tıp raporuna karşı sunulmuş olan beyan / itiraz dilekçeleri, … Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 17/03/2020 tarihli müzekkere cevabı ekinde radyoloji cd’leri ve kati rapor fotokopisi, … Devlet Hastanesi’nin 26/12/2019 tarihli müzekkere cevabı ekinde radyolojik incelemeleri içerir cd, … Devlet Hastanesi’nin 25/10/2019 tarihli müzekkere cevabı ekinde BT görüntülerini içerir cd, … İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından gönderilen 02/10/2018 tarihli sosyal ekonomik durum araştırması raporu, … … Polis Merkezi Amirliğinin 27/09/2018 tarihli müzekkere cevabı, … Polis Merkezi Amirliği tarafından gönderilen 31/07/2018 tarihli sosyal ekonomik durum araştırması raporu, … İlçe Emniyet Müdürlüğü … Polis Merkezi Amirliği tarafından gönderilen 06/03/2018 tarihli sosyal ekonomik durum araştırması raporu, … … Merkezi Amirliği tarafından gönderilen 24/01/2018 tarihli sosyal ekonomik durum araştırması raporu, … Genel Müdürlüğünün 24/01/2018 tarihli müzekkere cevabı ekinde … sayılı hasar dosyası ve … sayılı poliçe sureti, …. … Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 23/01/2018 tarihli müzekkere cevabı ekinde …’e ait cd, … Emniyet … … Polis Merkezi Amirliği tarafından gönderilen 30/01/2018 tarihli sosyal ekonomik durum araştırması raporu, … İl Emniyet Müdürlüğünün 26/01/2018 tarihli müzekkere cevabı ekinde … plakalı araca ait … çıktısı, davalı …’ya başvuru dilekçesi, mirasçılık belgesi Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
(2)Davacının kusur oranın tespiti amacıyla … Adli Tıp Kurumu … Adli Tıp İhtisas Kuruluna gönderilmiş olup, 27/07/2020 tarihinde düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; 04/11/2016 tarihinde içinde sevk halinde bulunduğu ambulansın kaza yapması sonucu yaralandığı hastanede tedavisi devam ederken 27/11/2016 tarihinde öldüğü bildirilen … hakkında düzenlenmiş adli ve tıbbi belgelerde bulunan veriler birlikte değerlendirildiğinde dosyada bulunan tıbbi belgelerinde zehirlenme bulguları saptanmadığını ve kişinin zehirlenerek öldüğüne dair tıbbi delil bulunmadığını, adli dosyada kayıtlı tıbbi belgelerde kişinin 04/11/2016 tarihinde halsizlik – yemek yiyememe – vücut kırgınlığı – bulantı şikayetleriyle götürüldüğü hastanede yapılan muayenesi ve tetkikleri sonrasında yeni başlayan atriyal fibrilasyon ön tanısı ile ileri tetkik ve tedavisi amacıyla 112 acil servis ile … Devlet Hastanesine sevk edildiği ve sevki esnasında genel durumunun iyi – şuuru açık – koopere olduğunu, içinde bulunduğu ambulansın yaptığı kaza sonrası götürüldüğü … Devlet Hastanesinde yapılan muayenesinde genel durumunun kötü – bilincinin kapalı olduğunu, sol kulağında 4 cm.’lik tam kat kesi bulunduğunu, çekilen grafisinde 7. boyun omurunda kırık görüldüğünü, görüntüleme esnasında solunum ve dolaşımının durduğunu, yeniden canlandırma işlemlerinin uygulandığını ve cevap alındığını, ileri tetkik ve tedavi için … Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edildiğini, bu hastanede çekilen radyografilerinde 6. ve 7. boyun omuru ile 1. göğüs omurunda kırık görüldüğünü, takiplerinde omurilik hasarına bağlı felç (tetrapleji) geliştiğini, ameliyat önerildiği ancak hasta yakınlarının ameliyatı kabul etmediğini, tedaviye rağmen klinik durumu giderek kötüleşerek 27/11/2016 tarihinde hastanede öldüğü dikkate alınarak kişinin ölümünün künt kafa ve boyun travmasına bağlı çok sayıda omur kırığı ile birlikte omurilik hasarı ve gelişen komplikasyonlar sonucu meydana gelmiş olduğunu, kişinin 04/11/2016 tarihinde maruz kaldığı ambulans kazası neticesinde meydana gelen yaralanması ile ölümü arasında illiyet bağı bulunduğu yönünde oy birliğiyle görüş ve kanaat bildirilmiştir.
(3)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, aktüer … ve kusur / hasar değer tespit uzmanı …’a tevdii edilen dosyada tanzim olunan 06/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; 04/11/2016 tarihinde meydana gelen olayda dava dışı … plaka sayılı ambulans sürücüsü …’ün %25 (yüzde yirmi beş) oranında kusurlu – dava dışı römork sürücüsü …’in %75 (Yüzde yetmiş beş) oranından kusurlu olduğunu, davacıların yakını …’in ambulans içerisinde hasta konumunda bulunduğu sırada meydana gelen kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığını, davalı sigorta şirketi tarafından … plakalı araç için tanzim olunan ZMMS poliçesinin tanzim tarihi 22/03/2016 olmakla; 15.05.1938 doğumlu müteveffa …’in kaza sonucu ölümü nedeniyle gerçekleşen kazada PMF 1931 işaretli yaşam tablosu ve TRH 2010 – Erkek işaretli tabloya göre alternatifli rapor hazırlanarak hesaplama yapılmış, TRH 2010 yaşam tablosu uyarınca müteveffanın bakiye ömrü hesaplanarak davacılardan ölenin eşi olan …’in hesap tarihindeki yaşının 85 olduğu, bakiye ömrünün 5 yıl olacağı ve davacı eşi destek göreceği süre müteveffanın bakiye ömrü ile sınırlı olduğu, evlenme ihtimalinin bulunmadığı bu nedenle davacının işleyecek dönem tazminatından yeniden evlenme ihtimali indirimi yapılmadığını, TRH 2010 tablosu dikkate alınarak yapılan hesaplamada eş …’in yoksun kaldığı destekten kaynaklanan toplam maddi zararının 120.312,48-TL olarak hesaplandığı, davalı sigorta şirketinin sigortalısının %25 kusuruna denk gelen kısım dikkate alınarak 30.078,13-TL zararının bulunduğu, davacı… ile …’in müteveffanın kızları olduğu ve kız çocukları için Yargıtay’ın yerleşik içtihatları uyarınca destekten faydalanma yaşının 22 kabul edildiği, müteveffanın oğulları Kamil ve …’in olay tarihinde Yargıtay’ın yerleşik içtihatları uyarınca erkek çocuklar için destekten yararlanma yaşı sonu olarak kabul edilen 18 yaşını geçtiklerini, müteveffanın torunları …, … ve …’in fiziken destek olunduğuna ilişkin dosyada herhangi bir belge bulunmadığı ve destekten yararlanma yaşı kabul edilen yaşları geçtikleri tespit edildiğinden bu kişiler bakımından hesaplama yapılmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirmişlerdir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalma alacağına ilişkin maddi ve manevi tazminat davasıdır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1.maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
TBK 53. Vd. Maddelerinde destekten yoksun kalma tazminatı düzenlenmişir. Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Murisin, ister kendi kusuru ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup; bu zarar gerek Kanun gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olmakla, davacıların hakkına, desteklerinin kusurunun olması etkili bir unsur olarak kabul edilemez ve destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilebilir.
Somut olayda, davacılar müteveffa …’in ölümü nedeniyle davalı sigorta şirketi ve…’na karşı destekten yoksun kalma tazminatı ve yine…’ndan manevi tazminat istemli bu davayı açmışlardır. Meydana gelen kazanın 04/11/2016 tarihinde gerçekleştiği, ATK İhtisas Kurulundan rapor uyarınca müteveffanın 27/11/2016 tarihinde vefat ettiği, kişinin ölümünde künt kafa ve boyun travmasına bağlı çok sayıda omur kırığı ile birlikte omurilik hasarı ve gelişen komplikasyonlar sonucu meydana gelmiş olduğunu, kişinin 04/11/2016 tarihinde maruz kaldığı ambulans kazası neticesinde meydana gelen yaralanması ile ölümü arasında illiyet bağı bulunduğunun belirtildiği, mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile davalı tarafa sigortalı araç sürücüsü dava dışı … yönetimindeki … plakalı ambulansın KTK 52/b maddesi gereği %25 oranında, dava dışı sürücü … yönetimindeki … plakalı çekici ve çekiciye takılı … plakalı yarı römorkun KTK 84/h, 57/a maddeleri gereği %75 oranında kusurlu olduğu, maktul …’in ambulans içerisnde hasta konumunda bulunduğu sırada kaza meydana geldiğinden olayın oluşumunda kusurunun bulunmadığı tespit edilmiştir.
Maddi tazminat yönünden, yerleşik Yargıtay kararları uyarınca yüksek tahsil görmeyen erkek çocukları 18 yaşına, kız çocukları ise 22 yaşına kadar destek alacaklısı sayılırlar. Yüksek öğrenim gören erkekler için 25 yaşına kadar tazminat hesabı yapılır. Ayrıca çocuklar yönünden dava sırasında yaşları, okuldaki eğitim durumları, içinde yaşadıkları sosyal ve ekonomik şartlar değerlendirilerek yüksek öğrenim yapmaları muhtemelse bu takdirde de 25 yaşa kadar hesaplama yapılabilir. Dosya arasındaki … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 05.12.2016 tarihli mirasçılık belgesi ve mahkememizce Uyap üzerinden müteveffaya ait alınan nüfus kayıt örneği incelendiğinde; davacıların murisi …’in 15.05.1938 doğumlu olduğu ve 27.11.2016 tarihinde öldüğü, davacılardan …’in 01.04.1936 doğumlu eşi olduğu, davacı …’in 08.01.1957 doğumlu kızı, davacı …’in 03.02.1959 doğumlu oğlu, …n’in 02.08.1965 doğumlu kızı, …’in ise 01.06.1966 doğumlu oğlu olduğu, müteveffanın kendisinden önce 10.06.2013 tarihinde ölen oğlu …’in ölümü ile mirasçılarının 02.01.1989 doğumlu kızı…, 24.07.1999 doğumlu oğlu …, 15.01.1987 doğumlu oğlu … ve 15.02.1983 doğumlu oğlu …’in kaldığı …, …, … ve … …’in, …’in torunları olduğu görülmüştür. Bu durumda Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereği olay tarihinde müteveffanın davacı çocuklarının kız ve erkek için öngörülen yaşı geçtiği, yine müteveffanın torunları olan davacıların destek olunduğuna dair dosyaya herhangi bir bilgi ve belge sunmadıkları ve destek yaşını geçtiklerinden davacı olan çocuk ve torunlar …, …, …, …, …, …, …, …’in destek alıcısı olarak kabul edilmeleri mümkün olmadığından bu kişiler bakımından maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Davacılardan … ise müteveffanın eşi olduğu, kocasının meydana gelen kazada ölümü ile destekten yoksun kaldığı, müteveffa … ‘in ambulansta hasta olarak taşınırken yaşanan kazadan sonra ölümü ile kaza arasında uygun illiyet bağının bulunduğu ve dava dışı ambulans şoförünün kusuru oranında davalılardan maddi tazminat talep edebileceği, davacı …’nin 1936 doğumlu olduğu hesaplama tarihinde 85 yaşında olduğu da dikkate alınarak yeniden evlenme ihtimali bulunmadığından herhangi bir indirimin söz konusu olmadığı, mahkememizce atanan bilirkişiler tarafından alınan raporda Yargıtay’ın yerleşik içtihatları da dikkate alınarak TRH 2010 yaşam tablosu esas alınarak hesaplama yapılmış ve bakiye ömür ile hesaplama neticesinde davacı eşin destekten yoksun kaldığı maddi zarar toplamı 120.312,48-TL olarak hesaplanarak davalı sigorta şirketinin sigortalısının %25 kusuruna denk gelen kısım dikkate alınarak 30.078,13-TL zararın olduğu tespit edilmiş, mahkememizce TRH 2010 yaşam tablosu esas alınarak oluşturulan rapora itibar edilerek davacı …’in maddi tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir. Maddi zarar bakımından davalı sigorta yönünden (poliçe limiti dahilinde kalmak üzere) davacının sigortaya başvurusuna rağmen herhangi bir ödeme yapılmamış olduğu, buna göre hesaplanan 30.078,13 TL destekten yoksun kalma tazminatının, sigorta başvuru tarihi olan 22/09/2017 tarihinden itibaren 8 iş gününün sonu olan 05/10/2017 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle, diğer davalı… yönünden kaza tarihinden (04/11/2016) itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilde tekerrür oluşturmayacak şekilde davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Manevi tazminat yönünden;6098 Sayılı TBK 56. Maddesinde manevi tazminat düzenlenmiştir: ”Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”
Bu madde kapsamında manevi tazminat olarak verilecek paranın miktarının belirlenmesinde hakkaniyet gözetilmelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hak ve nisfetle hüküm vereceği Medeni Kanun’un 4. maddesinde belirtilmiştir. Manevi tazminat olarak ödettirilecek miktar cezalandırma amacına kaçmamalıdır. Çünkü zararın karşılanması amacı kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük değil, zarara uğrayanda bir huzur duygusunu doğurmaktır. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hâkim bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Somut davada davacılar TBK’nın haksız fiil hükümlerine, davalı…’ndan manevi tazminat talep ettiği anlaşılmaktadır. KTK 85/son maddesinde, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” düzenlemesine yer verilmiştir. Dava dışı ambülans sürücüsünün yola gerekli dikkati vermeyip, yol özellikleri ve mevcut trafiğin seyir durumu dikkate alarak hızını tedbir alabilecek düzeyde düşürmediği, hız nedeniyle almış olduğu fren tedbirinde yetersiz kaldığı, çarpma noktasından öncesine ait 40m fren izinin bulunduğu da değerlendirilerek dikkatsiz, özensiz davranışlarından dolayı olayda %25 oranında kusurlu olduğu anlaşılmakla, ambülans içerisinde hasta olduğu için taşınan müteveffanın ölümü ile yaşanan kaza arasında illiyet bağının da varlığı gözetilerek davacıların…’ndan manevi tazminat talep edebilecekleri kanaatine varılmıştır. Davacıların manevi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirme kapsamında ise; haksız fiile konu eylemin ağırlığı ve ambülans şoförünün kusurunun oluşu, müteveffaya atfedilecek kusurun bulunmaması, müteveffanın ölüm tarihindeki yaşı, celbolunan sosyal ve mali durum araştırma raporları, davacı mirasçıların kaza sonrası yaşadıkları süreç, hak ve nesafet kuralları, manevi tazminatın, talep edeni zenginleştirme karşı tarafı da cezalandırma aracı olarak kullanılamayacağı gibi hususlar dikkate alınarak davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne, davacı … için 10.000,00-TL, müteveffanın çocukları …, …, …, … için 5.000,00’er TL, torunları olan diğer davacılar …, …, …, … için 1.250,00 ‘şer TL manevi tazminata kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı… tarafından ödenmesine karar verilmiştir. Ayrıca AAÜT 10/4. Fıkrası uyarınca maddi ve manevi tazminat talebi açısından ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilerek karar vermek gerekmiş, davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesi ve ıslah dilekçesinde maddi tazminat talebi her bir davacı bakımından belirtilmemiş, toplam miktar üzerinden talep edilmiş ise de mahkememizin 27/05/2021 tarihli duruşmasında davacı vekili, … haricindeki diğer davacıların her biri bakımından 20’şer TL olmak üzere destekten yoksun kalma tazminatı talep edildiği dikkate alınarak hesaplama yapılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
A)MADDİ TAZMİNAT yönünden; Davanın Kısmen Kabulü ile;
1-)Davacı …’in maddi tazminat talebinin kabulü ile; 30.078,12-TL destekten yoksun kalma maddi tazminatının davalı … yönünden 05/10/2017 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle, diğer davalı… yönünden kaza tarihinden (04/11/2016) itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilde tekerrür oluşturmayacak şekilde davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile adı geçen davacıya verilmesine,
2-)Diğer davacılar …, …, …, …, …, …, …, …’in maddi tazminat taleplerinin reddine,
B)MANEVİ TAZMİNAT yönünden; Davanın Kısmen Kabulü ile;
1-)Davacı … için takdir edilen 10.000,00-TL manevi tazminatın davalı … kaza tarihi olan 04/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili ile adı geçen davacıya verilmesine,
2-)Davacı … için takdir edilen 5.000,00-TL manevi tazminatın davalı … kaza tarihi olan 04/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili ile adı geçen davacıya verilmesine,
3-)Davacı … için takdir edilen 5.000,00-TL manevi tazminatın davalı … kaza tarihi olan 04/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili ile adı geçen davacıya verilmesine,
4-)Davacı … için takdir edilen 5.000,00-TL manevi tazminatın davalı … kaza tarihi olan 04/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili ile adı geçen davacıya verilmesine,
5-)Davacı … için takdir edilen 5.000,00-TL manevi tazminatın davalı … kaza tarihi olan 04/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili ile adı geçen davacıya verilmesine,
6-)Davacı … için takdir edilen 1.250,00-TL manevi tazminatın davalı … kaza tarihi olan 04/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili ile adı geçen davacıya verilmesine,
7-)Davacı … için takdir edilen 1.250,00-TL manevi tazminatın davalı … kaza tarihi olan 04/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili ile adı geçen davacıya verilmesine,
8-)Davacı … için takdir edilen 1.250,00-TL manevi tazminatın davalı … kaza tarihi olan 04/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili ile adı geçen davacıya verilmesine,
9-)Davacı … için takdir edilen 1.250,00-TL manevi tazminatın davalı … kaza tarihi olan 04/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili ile adı geçen davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
10-)MADDİ TAZMİNAT yönünden;
a-)Davacı … vekil ile temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 4.511,72-TL ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’e verilmesine,
b-)Diğer davacılar …, …, …, …, …, …, …, …’in maddi tazminat davası reddolunduğundan; davalılar vekil ile temsil edildiğinden AAÜT gereğince takdir olunan 160,00-TL ücreti vekaletin diğer davacılar …, …, …, …, …, …, …, …’den alınarak davalılara verilmesine,
11-)MANEVİ TAZMİNAT yönünden;
a-)Davacı … duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca yapılan hesaplama neticesinde 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalı…’ndan alınarak davacı …’e verilmesine,
b-)Davacı … duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca yapılan hesaplama neticesinde 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalı…’ndan alınarak davacı …’e verilmesine,
c-)Davacı … duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca yapılan hesaplama neticesinde 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalı…’ndan alınarak davacı …’e verilmesine,
ç-)Davacı … duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca yapılan hesaplama neticesinde 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalı…’ndan alınarak davacı …’na verilmesine,
d-)Davacı … duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca yapılan hesaplama neticesinde 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalı…’ndan alınarak davacı …’ya verilmesine,
e-)Davacı … duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca yapılan hesaplama neticesinde 1.250,00-TL vekalet ücretinin davalı…’ndan alınarak davacı …’e verilmesine,
f-)Davacı … duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca yapılan hesaplama neticesinde 1.250,00-TL vekalet ücretinin davalı…’ndan alınarak davacı …’e verilmesine,
g-)Davacı … duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca yapılan hesaplama neticesinde 1.250,00-TL vekalet ücretinin davalı…’ndan alınarak davacı …’e verilmesine,
ğ-)Davacı … duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca yapılan hesaplama neticesinde 1.250,00-TL vekalet ücretinin davalı…’ndan alınarak davacı …’e verilmesine,
h-)Davalı… duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, manevi tazminatın reddedilen kısmı yönünden AAÜT uyarınca yapılan hesaplama neticesinde 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalı…’na verilmesine,
i-)Davalı… duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, manevi tazminatın reddedilen kısmı yönünden AAÜT uyarınca yapılan hesaplama neticesinde 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalı…’na verilmesine,
ı-)Davalı… duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, manevi tazminatın reddedilen kısmı yönünden AAÜT uyarınca yapılan hesaplama neticesinde 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalı…’na verilmesine,
j-)Davalı… duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, manevi tazminatın reddedilen kısmı yönünden AAÜT uyarınca yapılan hesaplama neticesinde 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı…’na verilmesine,
k-)Davalı… duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, manevi tazminatın reddedilen kısmı yönünden AAÜT uyarınca yapılan hesaplama neticesinde 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı…’na verilmesine,
l-)Davalı… duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca yapılan hesaplama neticesinde 1.250,00-TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalı…’na verilmesine,
m-)Davalı… duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, r manevi tazminatın reddedilen kısmı yönünden AAÜT uyarınca yapılan hesaplama neticesinde 1.250,00-TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalı…’na verilmesine,
n-)Davalı… duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, manevi tazminatın reddedilen kısmı yönünden AAÜT uyarınca yapılan hesaplama neticesinde 1.250,00TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalı…’na verilmesine,
o-)Davalı… duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, manevi tazminatın reddedilen kısmı yönünden AAÜT uyarınca yapılan hesaplama neticesinde 1.250,00TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalı…’na verilmesine,
12-)Davacılar tarafından yapılan bilirkişi ücreti ve posta tebligat masraflarından oluşan 3.033,11-TL yargılama giderinin davanın kabulü reddi oranında (%25) yapılan hesaplama neticesinde 758,27-TL yargılama masrafının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına,
13-)Davacılar tarafından dava açılırken yatırılan 872,57-TL (dava açılırken 785,57-TL + ıslah ile 87,00-TL) harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
14-)Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
15-)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 4.445,48-TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 872,57-TL (dava açılırken 785,57-TL + ıslah ile 87,00-TL)’nin mahsubu ile bakiye 3.572,91-TLnin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye irat kaydına (Davalı … AŞ’nin harcın 2.054,63-TL’sinden sorumlu olmak üzere, tahsilde tekerrür olmamak şartı ile),
16-)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/05/2021

Katip …
✍e-imzalıdır.

Hakim …
✍e-imzalıdır.