Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1079 E. 2018/451 K. 03.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARARIDIR
ESAS NO : 2017/1079
KARAR NO : 2018/451
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 08/07/2004
BİRLEŞEN DOSYA : ZEYTİNBURNU 1.SULH HUKUK MAH. 2005/702 E.
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 16/05/2005
KARAR TARİHİ : 03/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl dosyada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait emtianın … dan …’e karayoluyla taşınmasına dair davalı taşıcıyla sözleşme yapıldığını, davalının makul süre içerisinde malı taşıma ve teslim yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bu nedenle müvekkilinin … Fuarına tam ekipmanla katılamayıp yeni stand malzemeleri ile ek ulaşım ve konaklama giderleri yapmak zorunda kaldığını ileri sürerek 50.000 Euro menfi 15.000 Euro müspet zarar ile 10,000 Euro manevi tazminatın temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini ve davalıya teslim edilen 1.988 Euro değerindeki eşyanın müvekkiline iadesini, iade edilmemesi veya hasarlı iade edilmesi halinde anılan meblağın da temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini davalıya taşıma ücretinden dolayı borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sözleşme ile varış süresinin belirlenmemiş olduğunu, bir gecikme varsa bunun gümrüklerde ve yollarda yapılan denetimden kaynaklandığını, müvekkiline herhangi bir kusur yükletilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleşen dosya davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taşıma bedelinin tahsili için davalı borçlu hakkında icra takibi yapıldığını, davalının bu takibe haksız ve yersiz olarak itiraz ettiğini belirterek taşıma bedelinin tahsili için girişilen icra takibine davalının haksız itirazının iptaliyle davalının %40 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dosya davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı taşıyıcının edimini geç yerine getirdiğini, müvekkilinin bu nedenle taşıma ücretinden herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda 27/10/2010 tarihli karar ile; asıl davanın kısmen kabulü ile, 4.237,52 Euro’nun dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince temerrüt faizi uygulanmak suretiyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, diğer taleplerin reddine karar verilmiş, birleşen dava yönünden ise davanın kabulü ile, davalının Zeytinburnu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış bulunduğu itirazın davalıya iade edilmeyen ürün bedeli 1.988 Euro ilave edilmek suretiyle iptali ile takibin devamına karar verilmiş; kararın taraf vekilleri tarafından temyizi üzerine Yargıtay … HD’nin 07/03/2013 gün … esas … Karar sayılı kararıyla “Dosyaya sunulan bilgi ve belgelerin incelenmesinden, davalı tarafından taşınan davacıya ait fuar stant malzemelerinin, Münih’te düzenlenen fuara zamanında yetiştirilemediği ve davacıya hiç teslim edilmeden Türkiye’ye geri getirildiği anlaşılmaktadır. Davalı beyanına göre bu malzemeler Türkiye’de süresinde gümrükten çekilmediği için millileştirilmiştir. Dolayısıyla taşınan emtianın artık davacıya teslimi imkanı kalmamış olup, davacının …Konvansiyonu’nun 20. maddesi uyarınca bu malın kaybolduğunu varsayması mümkündür. Her ne kadar davalı vekilince malın gümrükten çekilmesi için davacıya sözlü olarak haber verildiği bildirilmişse de bu konuda dosyada hiçbir kanıt bulunmadığı gibi, dava dışı Gümrük Müdürlüğü’nün ek bekleme süresi verildiğine dair 20.04.2004 tarihli yazısı da davacı vekili olarak davalıya tebliğ edildiğinden, davacıya bilgi verildiğini ispatlayan bir belge değildir. O halde somut uyuşmazlıkta ortada iki taşımanın bulunduğu, malın önce davalı tarafından İstanbul’dan Münih’e taşındığı, bu taşımanın zamanında yapılmaması nedeniyle davacının fuarda yeni stant malzemeleri temin etmek zorunda kalarak zarara uğradığı, dolayısıyla davacının bu ilk taşımadan kaynaklanan zararını, geç teslim hükümlerine göre davalıdan isteyebileceği, malın ikinci olarak Münih’ten İstanbul’a taşındığı ve bu taşıma sonucunda da …Konvansiyonu’nun 20. maddesi uyarınca kaybolmuş sayılabileceği ve davacının bu ikinci taşımadan dolayı yükün tamamen kaybı hükümlerine göre davalıdan tazminat isteyebileceği kabul edilmelidir. Bu durum karşısında mahkemece, somut olayın yukarıda belirtilen özellikleri dikkate alınarak, asıl ve birleşen davada tarafların iddia ve savunmalarının, yukarıda açıklanan şekilde incelenip değerlendirilmesi ve sonucuna göre asıl ve birleşen davalar hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bu nedenle taraflar yararına bozulması gerekmiştir.” denilmek suretiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş, mahkememizce de usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
03/03/2014 tarihli oturumda davacı vekilinin imzasıyla onayladığı beyanıyla, dosya kapsamında mevcut Yargıtay bozmasından önceki bilirkişi raporunda hesaplandığı gibi 14.373,92 Euro ve 446,50 TL maddi zararın, 10.000,00 TL olarak manevi zararın tazminini, karşı davanın reddini talep ettiği, ayrıca menfi zarara ilişkin taleplerini de atiye terk etmiş bulunduğunu beyan ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce yeniden yapılan yargılama sonucunda asıl davanın kısmen kabulü ile 14.563,12 Euro’nun fiili ödeme günündeki T.C.Merkez Bankası Efektif Satış Kuru üzerinden davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 466,50 TL.nin dava tarihinden itibaren avans faizi uygulanmak suretiyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, menfi zararın tazminine ilişkin istemin atiye terk edilmiş olması nedeniyle bu konuda ayrıca karar verilmesine yer olmadığına, manevi zararın tazminine yönelik istemin koşulları oluşmadığından kabule şayan bulunmadığından reddine, nakliye masraflarından dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, birleşen davanın kabule şayan bulunmadığından reddine karar verilmiş, hükmün taraf vekilleri tarafından temyizi üzerine Yargıtay … HD’nin 14/12/2015 gün … esas, … karar sayılı kararıyla “mahkemece bilirkişi raporuna itibar edilerek davacının fuara katılabilmek için yapmış olduğu tüm masrafların toplamı olan 12.815,12 Euro ile ikinci taşımada malın eksiksiz teslim edilememesi nedeniyle 1748 Euro zararı olduğu kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Dairemiz bozma ilamında da iki ayrı taşıma bulunduğu ve ilk taşımada davacının yeni stant malzemesi temin etmek suretiyle zarara uğradığı, davacının bu ilk taşımadan kaynaklı zararını geç teslim hükümlerine göre davalıdan isteyebileceği, ikinci taşımada ise, yükün tamamen kaybı nedeniyle uğradığı zararı isteyebileceği belirtilmiştir. Dairemizin bu bozma ilamına göre, davacı yeni stant malzemeleri temin etmek suretiyle zarara uğramış olup, ancak bu zararını geç teslim hükümlerine göre davalıdan isteyebilir. Davacı yeni stant malzemeleriyle fuara katıldığı halde mahkemece tüm katılım masraflarının davalıdan tahsiline karar verilmesi doğru olmayıp, yeni malzeme temin etmek suretiyle uğradığı zararın ne olacağı üzerinde durularak buna hükmetmek gerekirken yazılı şekilde hüküm verilmesi doğru olmamış, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir. Davacı, zararın davalıdan faizi ile birlikte tahsilini talep ettiği halde mahkemece hükmedilen döviz bazındaki zarar için faize hükmedilmemesi de doğru olmayıp, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.” denilmek suretiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş, mahkememizce de usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Asıl dava, uluslararası kara taşıması sözleşmesinden kaynaklanan zararın tazmini, taşınan malın iadesi, bu mümkün olmazsa bedelinin tahsili ve taşıma ücretinden dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti, birleşen dava, aynı sözleşmeden kaynaklanan taşıma ücretinin tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde Yargıtay bozma ilamında da belirtildiği üzere ; somut uyuşmazlıkta ortada iki taşımanın bulunduğu, malın önce davalı tarafından İstanbul’dan Münih’e taşındığı, bu taşımanın zamanında yapılmaması nedeniyle davacının fuarda yeni stant malzemeleri temin etmek zorunda kalarak zarara uğradığı, dolayısıyla davacının bu ilk taşımadan kaynaklanan zararını, geç teslim hükümlerine göre davalıdan isteyebileceği, malın ikinci olarak Münih’ten İstanbul’a taşındığı ve bu taşıma sonucunda da …Konvansiyonu’nun 20. maddesi uyarınca kaybolmuş sayılabileceği ve davacının bu ikinci taşımadan dolayı yükün tamamen kaybı hükümlerine göre davalıdan tazminat isteyebileceği, (dosya içerisinde mevcut Dr … tarafından düzenlenen 16/06/2014 tarihli bilirkişi raporunun bozma ilamında belirtilen hususları içerdiği, hükme esas alınabileceği anlaşılmakla yargılamanın geçirmiş olduğu safahat ve usul ekonomisi dikkate alınarak tekrardan inceleme yaptırılmasına gerek duyulmamış iş bu bilirkişi raporu hükme esas alınarak hüküm tesis olunmuştur.) hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre dava konusu teslim edilemeyen stant malzemelerinden dolayı davacı tarafın tekrardan almak ve yapmak zorunda kadığı mobilya, sandalye ve fuar malzemelerine ilişkin toplam masrafın 3.769,44 Euro olduğu, dava konusu teslim edimeyen malların davalı tarafından davacıya teslim edildiğine dair yapılan incelemede ise dosya kapsamında ilgili malların teslim edildiğine dair bir belgeye rastlanılmadığından davalının maddi sorumluluğunun …konvansiyonu gereği taşıma bedeli olan 1.748 Euro olması gerektiği toplam zararın 5.517,44 Euro olduğu belirtilmiş olmakla yargıtay bozma ilamı doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile 5.517,44 Euro’nun dava tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasanın 4a maddesine göre kamu bankalarının Euro cinsine uyguladığı en yüksek yıllık faiz oranı üzerinden işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, bozma dışında kalan hususlara dokunulmaksızın aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile (3.769,44 + 1.748,00) 5.517,44 EURO’ nun dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4a maddesine göre kamu bankalarının EURO cinsine uyguladığı en yüksek yıllık faiz oranı üzerinden işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Menfi zarar tazminine ilişkin istemin atiye terkedilmiş olması nedeni ile bu konuda AYRICA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-Manevi zararın tazminine yönelik istemin koşulları oluşmadığından kabule şayan bulunmadığından REDDİNE,
4-Nakliye masraflarından dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
5-Birleşen davanın kabule şayan bulunmadığından REDDİNE,
6-Asıl dava yönünden;
-Peşin alınan harçtan (dava tarihindeki kur üzerinden hesaplanan) alınması gerekli 670,87 TL nispi karar harcının mahsubu ile fazladan yatırılan 1.186,42 TL’nin nin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
-Davacı tarafından yapılan ve uyap üzerinden tespit olunan 2.890,87 TL yargılama giderinin davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan 212,38 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 2.180,00 nispi ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince (atiye terk edilen kısım yönünden AAÜT 7 maddesi gereği 2.180,00 TL + reddolunan kısım yönünden 2.025,50 TL) hesaplanan 4.205,50 TL nispi ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’nin 10/7 maddesi gereğince reddolunan manevi tazminat davası yönünden hesaplanan 2.180,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde iadesine,
7-Birleşen dava yönünden;
-Alınması gerekli harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye kalan 12,90 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’nin 13/2 maddesi gereğince hesaplanan 1.885,30 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
-Davacı tarafından yapılan yapılan yargılama giderlerinin takdiren üzerinde bırakılmasına,
-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider/delil avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve temyiz harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …
***HER NE KADAR İSTANAF YOLU AÇIK OLMAK ÜZERE KARAR VERİLDİĞİ BELİRTİLMİŞ İSE DE DAVA DOSYASI DAHA ÖNCEDEN YARGITAY TEMYİZ İNCELEMESİNDEN GEÇTİĞİNDEN GEREKÇELİ KARARIN TEBLİĞİNDEN İTİBAREN 15 GÜN İÇERİSİNDE TEMYİZ YASA YOLUNA TABİDİR.***